Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yeni Yasal Düzenlemeler Çerçevesinde Tüzel Kişi Ortağın Yönetim Kurulunda Temsili

Necla AKDAĞ GÜNEY

I. Genel Olarak

Bir anonim şirketin ortakları, gerçek veya tüzel kişilerden oluşabileceği gibi, sadece gerçek veya sadece tüzel kişilerden de oluşabilir. Bununla beraber yönetim kurulunun fiziki olarak gerçek kişilerden oluşması gerekmektedir1. Anonim şirketlerde pay sahibi olan tüzel kişilerin ortaklığın yönetim kuruluna üyeliği sorunu uzun yıllardan beri tartışılmaktadır. Simonius2, 1934 yılında İsviçre Borçlar Kanunu’nun revizyonu hazırlanırken bu kısıtlamaya karşı çıkmış ve bazı durumlarda tüzel kişinin yönetim kurulu için uygun olduğunun görüleceğini ileri sürmüştür. Yine aynı dönemde Kolb3, tüzel kişilerin yönetim kuruluna seçilememelerini eleştirmiş, yaşanan ekonomik gelişmeler ve birleşmeler sonucunda ortak olan tüzel kişilerin artık ortaklık haklarını kullanmakla yetinmeyecekleri, bilakis yönetim kurulunu etkilemek isteyeceklerini ileri sürmüştür. Özellikle eski doktrinde, tüzel kişilerin yönetim kurulu üyesi olamayacağı görüşü baskın çıkmış4 ancak gelen yoğun eleştiriler dolayısıyla İsviçre Borçlar Kanunu’nun (Obligationengesetz-buch/OR) 1936 değişikliği sırasında yeni bir düzenleme ile tüzel kişilerin yönetim kurulu üyelikleri hakkında karşı yönde bir adım atılmıştır. OR Art. 707/3 tüzel kişilerin yönetim kurulu üyesi olamayacaklarını, ama onların yerine5 temsilcilerinin seçilebileceğini öngörmek suretiyle bir kapı aralamış, ancak bu düzenleme de tartışmalara son vermemiştir. Aksine tartışmalar iki noktada yoğunlaşmıştır. Bunlardan birincisi tüzel kişinin kendisinin mi, yoksa temsilcisinin mi yönetim kurulu üyesi olduğu ve tüzel kişinin yönetim kuruluna gönderdiği temsilcisinin verdiği zarardan dolayı sorumlu olup olmayacağıdır. İkincisi ise yönetim kurulu üyesi olan tüzel kişi temsilcinin azlidir.

6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) yönetim kurulu üyesi seçilebilmek için öngördüğü ilk şart, üyenin “gerçek kişi” (natürliche Person) olmasıdır (TTK md. 312/2). Meri Kanuna göre tüzel kişiler anonim şirketlerde pay sahibi olabilmelerine rağmen yönetim kurulu üyesi olarak seçilemezler. Ancak, yönetim kuruluna kendi temsilcilerini üye olarak seçtirebilirler (6762 s. TTK md. 312/2 son cümle)6. Benzer bir hüküm, OR Art. 707/3’de de yer almaktadır. Söz konusu düzenleme bütün pay sahiplerine tanınan pasif seçilme hakkı ile tezat teşkil ettiğinden bu zıtlığı gidermek üzere tüzel kişinin temsilcisi vasıtasıyla yönetim kuruluna katılmasına olanak sağlanmıştır. Buna karşın yeni TTK’da esaslı bir değişikliğe gidilmiş ve tüzel kişinin doğrudan yönetim kuruluna seçilebileceği hususu açıkça hükme bağlanmıştır (TTK md. 359)7. Tüzel kişinin doğrudan yönetim kuruluna seçilmesi ile temsilcisinin seçilmesi arasında önemli farklar vardır.

Bu gelişme de dikkate alınarak, çalışmamızda, tüzel kişinin yönetim kurulu üyeliği yeni TTK hükümleri çerçevesinde incelenmiştir.