Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile Getirilen Kanunî Kısıtlamalar

Melek Bilgin YÜCE

Yapılaşmanın çoğalması, sanayinin yaygınlaşması ve tarım arazileri ile tarım faaliyetlerinin her geçen gün azalması nedeniyle, tüm Dünya üzerinde tarım arazilerinin önemi günden güne artmaktadır. Kaynakların sürdürülebilir kullanımını hedefleyen politikalar dolayısıyla da, tarımın ve buna bağlı olarak da, tarım arazilerinin korunması daha da önemli olmaktadır. Bu nedenle değişen bu anlayışın yansımaları olarak da, konu kanunî düzenlemelere konu olmaktadır. Bizde de, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu1 2005 yılında kabûl edilerek yürürlüğe girmiştir. Bu Kanun ile bazı arazilerin tarım arazisi olmasına bağlı olarak farklı kurallara tabi olması öngörülmüştür.

Bu Kanun ile tarım arazisi olmaya bağlı getirilen düzenlemelerden biz, mülkiyetin kanunî kısıtlaması niteliğinde olanları inceleyeceğiz. Özellikle eşya hukuku çerçevesinde getirdiği düzenlemeler dikkate değer niteliktedir.

Öncelikle Kanun kapsamında tarım arazisi nitelendirilmesi ve sınıflandırmaları açıklanacaktır2. Bu nitelendirme ile birlikte sonuçlarının neler olduğu anahatlarıyla değerlendirildikten sonra mülkiyetin kanunî kısıtlamaları çerçevesinde, getirilen düzenlemeler incelenecektir. Bu kanun ile getirilen kısıtlamalar mülkiyet hakkının verdiği yetkilere bağlı olarak iki ayrı başlık altında değerlendirilecektir. Bu ayrım, kullanma ve yararlanma açısından getirilen kısıtlamalar ile tasarruf yetkisi açısından getirilen kısıtlamalar olarak yapılacaktır.