Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları Işığında İdarenin Araçlarının Yaptığı Kazalardan Doğan Uyuşmazlıklarda Görev Sorunu

Cemil KAYA

GİRİŞ

İdarenin araçlarının yaptığı kazalardan doğan uyuşmazlıkların hangi yargı kolunun görev alanına gireceği konusu ülkemizde tartışma konusu olagelmiştir1. Bu konuda başta Danıştay olmak üzere idari yargı organlarının, adli yargı organlarının ve Uyuşmazlık Mahkemesi’nin farklı içtihatlarının bulunması konuyu daha da karmaşık hale getirmiştir. Hatta Uyuşmazlık Mahkemesi’nin bu konudaki içtihat farklarının, Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başkanlık eden hakimin Yargıtay yahutta Danıştay kökenli olmasına göre değiştiği dahi ileri sürülmüştür2.

Bu tür uyuşmazlıkların, gereksinimlere daha uygun düştüğü ve sorumluluk ve zarar miktarının saptanmasını kolaylaştırdığı için adli yargının görev alanına girmesi gerektiği yönünde görüşler bulunmaktadır3. Hatta Fransa’da 1957 yılında çıkartılan bir Kanun ile bu uyuşmazlıkların adli yargının görev alanına verildiği belirtilmektedir4. Türk hukukunda konunun bir boyutu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda, belli şartların varlığı halinde, “işletenin hukuki sorumluluğu” ilkesi çerçevesinde adli yargının görev alanına bırakılmıştır. İşte bu makalede, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarından hareketle, idarenin araçlarının yaptığı kazalardan5 doğan uyuşmazlıklarda görev sorunu, sivil kişiler ve kamu görevlileri şeklinde ayrı ayrı ele alınacaktır.

I. Sivil Kişinin Zarar Görmesi Halinde Görevli Yargı Yeri

1) İdarenin araçlarının yaptığı kazalar nedeniyle sivil kişilerin zarar görmesi halinde, görevli yargı yeri konusunda ilk müracaat edilecek hüküm, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda6 yer almaktadır. Bu doğrultuda Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar”; 90. maddesi “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır”; 106. maddesi “Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır. Bu kuruluşlar, 85’inci maddenin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere 101’inci maddedeki şartları haiz milli sigorta şirketlerine mali sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlüdürler” hükmünü taşımaktadır.