Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Bir Boşanma Sebebi Olan Terk Kurumunun Konutun Aile Konutu Niteliğine Etkisi

Faruk ACAR

I. Boşanma Sebebi Olarak Terk ve Aile Konutu Kavramları

Evlilik birliği eşlere bir çatı altında yaşamaya veya ortak yaşam sürdürmeye sevk eder. Nitekim Medeni Kanunumuz 185. maddenin üçüncü fıkrasında “Eşler birlikte yaşamakzorundadırlar” demek suretiyle bunu ortaya koymuştur. Yasanın bu düzenlemesi birlikte yaşamayı evlilik birliğinden doğan bir “yükümlülük” düzeyine çıkarmıştır1. 1926 tarihli Kanunu Medeni’nin konutu seçme yetkisinin sadece erkek eşe tanınması yeni Medeni Kanunumuzun bu yetkiyi her iki eşin birlikte karar verme yetkisine bırakması, birlikte yaşama yükümlülüğünü değiştiren etkiye sahip değildir.

“Birlikte yaşamak” ifadesi açıktır ki “aynı mekanı”, “ortak mekanı” paylaşmayı ifade eder. Diğer bir ifadeyle “aynı evi”2 veya “aynı konutu” paylaşmakla ancak birlikte yaşamak mümkün olur. Evliliğin oluşturduğu “yaşam ortaklığı” ancak konut ortaklığı ile açıklanabilir3. Evlilik birliği ile oluşan organizmaya bağlanan bireysel ve toplumsal menfaatler eşlerin (varsa çocukların) aynı konutu kullanmalarıyla gerçekleşeceği varsayılır.

“Birlikte yaşam” veya “yaşam ortaklığı” bazen haklı gerekçelerle (örneğin, TMK. m.167, özellikle 197’de olduğu gibi) bazen de hiçbir haklı gerekçe olmadan sürdürül(e)meyebilir. Boşanma sebebi olarak terk kurumu, haklı bir gerekçenin olmamasına bağlı olarak ortaya çıkan ve haksızlığa uğrayan eş için evliliği bitirebilme imkanını ortaya koyan bir yapıya sahiptir.