Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İslam- Osmanlı Hukukunda Adli Para Cezaları

Osman Kaşıkçı

I. GENEL OLARAK

Osmanlı hukukunun şer’i ve örfi hukuk olmak üzere ikiye ayrıldığını biliyoruz. Tabii olarak ceza hukuku da aynı ayrıma tabi olacaktır. Buna göre ceza hukukunun fıkıh kitaplarında yer alan kısmına şer’i ceza hukuku devlet başkanının ortaya koyduğu kurallara ise örfi ceza hukuku denir. Örfi cezalara ta’zîr cezaları da denirdi. Ta’zîr, men etmek, tahkir etmek, tedip etmek anlamlarına gelen bir kelime1 olup, kanun koyucuya tanınan sınırlı yasama yetkisi sonucu ortaya konan düzenlemelerden ceza hukuku kısmına verilen isimdir2.

II. HAD CEZASI OLARAK ADLİ PARA CEZASI

Şer’i cezaları, kendi içerisinde had ve kısas cezaları olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Had cezaları, zina, iftira, hırsızlık, hirâbe, bağy ve irtidat’tır. Sayılan had suç ve cezaları arasında, para cezası yoktur.

Kısas cezaları da bilindiği üzere öldürme ve yaralamalarda suçlunun da aynı şekilde öldürülmesi veya yaralanması demektir. Ancak kasten adam öldürme suçlarında ölenin yakınları talep ederse kısas yerine, kasıt dışı adam öldürmelerde ise her hâlükârda diyet denen bir para ödenir. Kasten yaralamalarda da yaralanan organ veya uzvun kısası mümkün ise kısas, yaralanan talep eder veya kısası mümkün değilse erş denen bir diyet ödenir. Eğer uzvun bedeli naslarda belirlenmemiş ise hâkim bilirkişi marifetiyle bedeli tespit ettirip yaralanan kişiye öder ki buna hükümet-i adl denir. Taksirle veya kastın aşılması suretiyle yaralamalarda kısas değil doğrudan erş ya da hükümet-i adl cezası verilir. Çocuk düşürme suçunda ise (kasten veya taksirle) ceninin ölü olarak düşmesine sebep olan kişi gurre, sağ doğup ölmesine sebep olan kişi ise diyet ile cezalandırılır.