Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İslam ve Osmanlı Hukukunda Zimmîlerle İlgili Hükümler

Provisions Related Zimmîs (Non-Muslims) in Ottoman and Islamic Law

Abdullah Demir,Ramazan Günay

Osmanlı Devleti’nde gayrimüslimlere din özgürlüğü, can ve mal güvenliği ve hukuki konularda İslam hukukunun ilgili hükümleri uygulanmıştır. Bununla birlikte gayrimüslimler konusunda Osmanlı Devleti’ne has uygulamalar da görülmektedir. Millet sistemi bu uygulamalardan birisini teşkil etmektedir. Çalışmamızda İslam ve Osmanlı hukukunda gayrimüslimlerin hukuki durumları Mardin şeriyye sicilleri ve diğer arşiv belgeleri esas alınarak incelenmiştir.

Osmanlı Devleti, Osmanlı Hukuku, Gayrimüslim Hakları.

Ottoman Empire applied the zimmi’s provisions of Islamic law to non-Muslims. However specific applications also be seen relevant to non-Muslims in the Ottoman Empire. “Millet sistemi” is one of these applications. In this study the legal status of non-Muslims is investigated in Islam and the Ottoman law, on the basis of Mardin Şeriyye records and other archival documents.

Ottoman State, Ottoman Law, Non-Muslims Rights.

GİRİŞ

Osmanlı Devleti, kuruluş döneminden itibaren sınırlarını özellikle batı istikametinde genişletmiş olduğundan dolayı yoğun olarak gayrimüslimlerle faaliyet içerisine girmiştir. Şer’i hukukla yönetilen Osmanlı Devleti’nde gayrimüslim unsura nasıl davranması gerektiği konusunda İslam hukuku yol göstermesine rağmen bazı meselelerde farklı uygulamalar ortaya çıkmıştır.

İslâm hukukuna göre idare edilen bir devletinin himaye ve tâbiiyetinde olup haraç veren Hıristiyan ve Yahudi gibi gayrimüslim kimseler ehl-i zimmet veya zimmî olarak tarif edilmektedirler.1 Zimme, İslam hakimiyetini tanımak şartı ile Müslüman toplumun, diğer semavi din mensuplarına koruma sağladığı, süresiz olarak yürürlükte kalan bir sözleşmeyi ifade eder.2 Bu akidnâmenin geçersiz sayılması yine bazı kurallara bağlanmıştır. Buna göre eğer bir zimmî, Daru'l-harb'e giderek Müslümanlara karşı savaşırsa, İslam kanunlarını ve mahkemelerini kabul etmezse, cizye vermeyi reddederse, bir müslümanı dininden döndürürse, Müslümanların düşmanlarına yardım ederse, bir müslümanı bilerek ve isteyerek öldürürse, Allah'a, Kuran’a, Hz. Muhammed'e ve İslam dinine küfür ve hakaret ederse, bir Müslüman kadınla evlenir ya da zina yaparsa Müslümanlarla olan sözleşmeyi bozmuş olacaktır3.

Şer’i hukuka göre yönetilen bir ülkede yaşayan gayrimüslimler, İslam dinini kabul edebilir, kendi dinlerinde kalarak o ülkenin vatandaşı olabilir ya da başka bir ülkeye göçebilirler. Şer’i hukukla yönetilen bir ülkede kalan gayrimüslimler ile İslam devleti arasında zimmet anlaşması yapılır.4 Bu zimmet akdi gereği gayrimüslim vatandaşlar, can ve mal güvenliğine sahip olmakta, dinlerini istedikleri gibi yaşayabilmekte ve askerlik yapmamaları karşılığında cizye vergisi ödemekteydiler. Ancak bütün gayrimüslimler bu uygulamaya tabi tutulmamış ve bazı istisnalar ortaya çıkmıştır. İslâm hukuku gereği gayrimüslim yaşlı, kadın, çocuk ve çalışamayacak durumda olan hasta ve sakatlardan cizye alınmamıştır.5