Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kişilik Hakkı Kapsamında Korunan Bir Değer Olarak Kişisel Veriler

Personal Data as a Value Which Protected in the Scope of Personal Rights

Cansu Çakan

Kişisel verilerin hukukî korumaya şayan bir menfaat olduğu fikri özellikle İkinci Dünya Savaşı gibi kişilerin aidiyetlerine göre sınıflandırılarak katledildikleri, soykırımların yaşandığı yakın tarihte şekillenmiştir. Ancak bilişim ve iletişimdeki son gelişmeler nedeniyle bu değerin daha geniş bir kapsamla ihlal edildiği görülmektedir. Kişiyi belirleyebilen her tür bilgi kişisel veri olarak tanımlanmaktadır. Irk, politik düşünceler, dini inanç ve diğer inançları ortaya koyan bilgiler ise kişisel verilerin bir çeşidi olan hassas veri olarak kabul edilmektedir. Kişisel veriler, kişilik hakkı kavramı kapsamında değerlendirilir ve korunur. Ayrıca bir özel hayatın gizliliği kapsamında anayasal ve Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve OECD gibi uluslararası kuruluşların yaptığı düzenlemelerle de uluslararası anlamda korunmaktadır.

Kişisel Verilerin Korunması, Kişilik Hakkı, Sanal Kimlik, Kişisel Veri, Hassas Veri.

The idea of protection of personal data has derived from specially blacklisting by race and genocides in World War II. Today, because of recent developments in communication and information technologies, it is more likely to encounter with breach and violation of privacy right on personal data. Every kind of data which can identify person is defined as personal data. And every kind of data which relevant with race, political ideas, religion and other beliefs is defined as sensitive data or information. Personal data has considered as a value which can be protected with personal right system. Furthermore personal data has constitutional protection in scope of privacy right and international law protection which derives from rules that issued by international organizations like United Nations, European Union and OECD.

Personal Data Protection, Personal Rights, On-Line Identity, Personal Data, Sensitive Data/Information.

GİRİŞ

Haklar katalogundaki hemen hemen her hak gerçekleşen ihlallerin toplumsal vicdanda ve toplumsal hafızada bıraktığı izler sonucu tanımlanmıştır. İkinci Dünya Savaşı öncesinde ve bu savaş sırasında insanlar toplumun genelinden ne ölçüde farklı olduklarını gösteren ayırt edici bilgilerinin toplanmasıyla, fişlemelerle ve gruplandırmalarla toplum dışına itilmişler, gettolarda yaşamaya zorlanmışlar, öldürülmüşlerdir. Bu yöntemler kullanılarak azınlık gruplar yok edilmiş, farklı ideolojiler ortadan kaldırılmış ve hatta soykırımlar yapılmıştır. Ne yazık ki benzer fişleme ve bilgi toplamalar yoluyla kişilerin ve kişi gruplarının mağdur edildiği olaylar ülkemizde de yaşanmış, özellikle darbelerin yapıldığı dönemlerde ve 90’lı yıllarda bireye ait bilgilerin korunmamasının sağladığı kolaylıkla faili meçhul cinayetler gerçekleşmiş ve insan hakları yoğun olarak ihlal edilmiştir. Günümüzde hem dünya çapında hem de ülkemizde insan hakkı ihlalleri eskisine göre azalsa da cinsel tercih ayrımcılığı ve ırkçılık gibi sorunlar devam etmektedir.

Buraya dek anlattığımız hususlar özellikle devlet eliyle gerçekleştirilen ihlallere ilişkin hususlardan ibaretti. Gelişen teknoloji ve bu yolla artan iletişim ve bilgiye ulaşımın hızla kolaylaşması, devlet ve güç sahiplerinin yanı sıra bireylerin de birbirlerine ait bilgilere kolaylıkla ulaşabilir duruma gelmelerini sağladı. Özellikle 80’li yıllardan itibaren bilgisayarların sıradan insanların hayatlarında önemli bir yer kazanmasıyla eşit durumdaki kişilerin gerçekleştirdiği ihlaller gündeme gelmeye başladı. Bu ihlaller özellikle 2000’li yılların ilk yarısından sonra sosyal medyanın patlamasıyla çığ gibi büyüdü. Artık kişilerin grup olarak haklarının ihlal edilmesinin yanı sıra tek başına bireyin hakları da kolaylıkla ihlal edilebilir hale geldi.

Gelinen son nokta ise devletlerin başka devlet vatandaşlarının hem insan haklarını hem de kişilik haklarını ihlal ettiği günümüz koşullarıdır. 2013 yılında, Amerikan NSA (National Security Agency-Ulusal Güvenlik Ajansı) kuruluşunun hem kendi vatandaşlarının sır alanındaki hassas kişisel bilgilerini ele geçirdiği hem de Avrupa Birliği Teşkilatı, Almanya, Vatikan, Yunanistan ve Türkiye’de dâhil pek çok ülkenin yöneticilerini dinlediği dünya çapında pek çok haber kaynağınca iddia edilmiştir. Bu iddiaların kaynağı ise NSA kuruluşunun Edward Snowden isimli eski bir çalışanı idi. Bugün NSA adlı kuruluşun tüm dünya da internet kullanan herkesin hassas kişisel verilerini toplamış olduğuna inanılmaktadır. Artık kurumlar ve devletler kendilerini bu tür saldırılardan korumak üzere beyaz şapkalı hacker denilen kişileri istihdam etmeye başlamışlardır. Türkiye’de bu elemanları yetiştirme görevi Türk Standartları Enstitüsü’ne verilmiştir.