Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ceza Muhakemesinde Delil İkamesi Talebi ve Bu Talebin Değerlendirilmesi

Request to Present Evidence in Criminal Procedure and Evaluation of this Request

Mehmet KORKMAZ

Delil ikame talebi, somut ceza uyuşmazlığı ile ilgili olduğu düşünülen bir delilin, bir muhakeme süjesi tarafından, mahkemeye sunularak, bunun tartışılmasını ve vicdani kanaate etki etmesini istemesidir. Ceza muhakemesinde deliller kural olarak soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısı tarafından toplanmaktadır. Maddi gerçeği araştıran Cumhuriyet savcısı, hangi delilleri toplaması gerektiğine, şüphelinin ifadesi, tanık ve müşteki beyanları başta olmak üzere somut ceza uyuşmazlığının şartlarına göre karar vermektedir. Bu evrede muhakemenin diğer süjeleri her ne kadar toplanmasını istediği delilleri belirtebilirlerse de Cumhuriyet savcısını, bu hususta zorlayan bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu bağlamda, talebi yerine getirilmeyen şüpheli, müdafii, müşteki ve vekili, kovuşturma evresinde, bu delilleri elde edebilmişler ise bunların ikame edilmesi talebinde bulunabilir. Bu yönde bir talebin varlığı halinde bunun mahkemece değerlendirilmesi ve hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte buna ilişkin değerlendirmenin ve incelemenin nasıl yapılması gerektiği önemli bir konudur. Zira, ceza muhakemesine hakim olan önemli ilkelerin başında silahların eşitliği, çelişmeli muhakeme ilkesi gelmektedir. Delil ikame talebinin, bu ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Talebin değerlendirilmesine ilişkin hukukumuzda 5271 s. CMK m.206 hükmü başta olmak üzere, m.177 ve m.178 hükümleri önemli düzenlemeler bulunmaktadır. Ne var ki, bu düzenlemelerin uygulamadaki yeri üzerinde de ayrıca durulması gerekmektedir. Bu çalışmamızda, delil ikamesi talebini ve bu talebin değerlendirilmesini çelişmeli muhakeme, silahların eşitliği ilkeleri başta olmak üzere ceza muhakemesine hakim olan ilkeler ışığında yargı kararları çerçevesinde inceleyeceğiz.

Çelişmeli Muhakeme İlkesi, Silahların Eşitliği İlkesi, Delil İkamesi Talebi, Muhakemeye Etkili Bir Şekilde Katılma Hakkı, Adil Yargılanma.

A request for the presentation of evidence is a request by any party of the proceedings to present evidence, that is thought to be related to a concrete criminal dispute to the court, to have it discussed and to influence conscientious conviction. In criminal procedure, evidence is collected by the public prosecutor during the investigation phase. The public prosecutor, who investigates the material truth, decides which evidence to collect according to the circumstances of the concrete criminal dispute, particularly the statement of the suspect, witness and complainant statements. Although other parties of prooceding may indicate the evidence they want to be collected at this stage, there is no regulation compelling the public prosecutor in this regard. In this context, the suspect, his/her defence counsel, the complainant and his/her attorney, whose request is not fulfilled, may request the presentation of these evidences at the prosecution stage, if they have been able to obtain them. In the event of such a request, it must be evaluated by the court and a decision must be made. However, it is an important issue how this evaluation and examination should be conducted. Indeed, among the crucial principles governing criminal proceedings are the principles of equality of arms and adversarial proceedings. The presentation of evidence request must be evaluated within the framework of these principles. Under the national law, there are important regulations regarding the evaluation of the request, particularly art.206, art.177, and art.178 of the Code of Criminal Procedure No. 5271. However, the application of these provisions should also be emphasised. In this study, we will examine the request for the present of evidence and the evaluation of this request in the light of the dominating criminal proceedings, such as the principle of adversarial proceedings and the equality of arms, within the framework of judicial decisions.

Principle of Adversarial Trial, Principle of Quality of Arms, Request to Present Evidence, The Right to Participate Effectively in the Proceedings, Fair Trial.

I. Delil İkame Talebi

Hukuka uygun vasıtalarla maddi gerçeği araştıran ceza muhakemesinin en önemli evrelerden birisi kovuşturmadır. Bir suç şüphesinin öğrenilmesi ile başlayan soruşturma evresinde toplanan deliller, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği noktasında yeterli şüpheyi oluşturduğunda kovuşturma evresine geçilir ve sanığın üzerine atılı suçu işleyip işlemediği bu evrede anlaşılır. Bunun için, o evreye kadar elde edilmiş olan deliller ikame edilir ve muhakemenin tarafları ikame edilen bu deliller hakkındaki fikirlerini ileri sürerek tartışırlar. Maddi gerçek olarak nitelendirebildiğimiz hüküm ise bu tartışmanın ışığında ve sonucunda kurulur.

Delil ikamesi, iddianameye konu suç ve/veya onun hukuki sonuçları ile ilgili olan muhakemenin o aşamasına kadar toplanmış olan bir delilin, hakim, Cumhuriyet savcısı, katılan ve vekili ile sanık ve müdafiin bilgisine sunularak tartışmaya açılmasıdır1 .

Delil ikamesinin amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır2 . Bir delil ikame edildikten sonra o delil önce CMK m.215 hükmü gereğince teker teker tartışılır ve mevcut deliller teker teker tartışıldıktan sonra da CMK m.216 hükmü gereğince topluca bir şekilde tartışılır. Zaten hakimin vicdani kanaati de bu tartışmadan sonra ortaya çıkar. CMK m.217 hükmüne göre de hüküm, ancak duruşmada ortaya konulmuş olan delillere dayanabilir. Bu açıdan delillerin ikamesi, kovuşturmanın önemli bir aşamasıdır3 .

Deliller türlerine göre ikame edilirler. Beyan delilleri, delil kaynağının dinlenmesi ile belge delilleri okunmak suretiyle, başkaca ispat araçlarının ise incelenmek suretiyle ikame olunur4 .

Delil ikamesine ilişkin yukarıdaki tanımdan yola çıkarak delil ikamesi talebini, Cumhuriyet Savcısı, katılan ve/veya vekili, sanık ve/veya müdafii tarafından somut ceza uyuşmazlığı ile ilgili olduğunu düşündüğü bir delilin, muhakemenin taraflarının bilgisine sunulmasını istemesi olarak tanımlayabiliriz5 .

5271 s. CMK’ya bakıldığında tarafların delil ikame edebilmesi için birçok imkan sunulduğu görülecektir. İfade almaya ilişkin CMK m.147/1-f hükmünde şüpheden kurtulmak için toplanmasını istediği somut delilleri belirtebileceği, CMK m.177 hükmünde sanığın duruşma hazırlığı evresinde toplanmasını istediği delilleri belirtebileceği, m.178 hükmünde çağrılması reddedilen tanığın ve uzman kişinin doğrudan mahkemeye getirilebileceği, mağdur ve şikayetçinin haklarının düzenlendiği m.234 hükmünde delillerin toplanmasını isteyebileceği gibi doğrudan delil ortaya koyma talebiyle ilgili hükümler bulunmaktadır.

Delil ikamesi talebinde bulunan bir süje, ceza uyuşmazlığı ile ilgili olan bir hususu belirli bir delil veya delillerle ispatlamak istemektedir6 . Muhakemeye etkili bir şekilde katılmanın bir görünümü olan delil ikamesi talebinin, savunmaya muhakemeyi etkileyebilmek için verilmiş olan en güçlü imkanlardan biri olarak da değerlendirilmektedir7 . Delil ikame talebi, sanığa kendi lehine olan delilleri sunabilme ve böylece muhakemeye yön verebilme imkanı verdiği için hukuki dinlenilme hakkı8 ve savunma hakkı9 kapsamında değerlendirilmektedir.

Delil ikame talebinde talebe konu olan delil somutlaştırılmalı ve talep gerekçeli olmalıdır. Talebe konu olan delil ile somut ceza uyuşmazlığı ile ilgili hangi hususu, hangi olayı, nasıl ortaya konulacağının açıklanması gerekmektedir. AYM, bireysel başvuruya ilişkin bir kararında tanıkların dinlenmesine yönelik talebin, tanıkların dinlenmesinin neden önemli olduğunun ve maddi gerçeğin aydınlatılması için neden gerekli olduğunun açıklanması suretiyle desteklenmesi gerektiğini belirtmiştir10 .

C. Savcısı da soruşturma evresinde toplamış olduğu delilleri iddianamenin ekine koyup kamu davası açarak aslında sanığın, iddianameye konu olan suçu işlediğini gerekçeli bir şekilde belirli delillerle ortaya koymaktadır. Başka bir ifade ile C. Savcısı da aslında kamu davası açarak delil ikamesi talebinde bulunmaktadır11 .

Delil ikame talebinde bulunulduğunda bir tali ceza davası gündeme gelmektedir12 . Tali ceza davası, asıl ceza davasının içinde görülen ya da yeniden açılarak asıl dava ile birlikte görülen ve asıl uyuşmazlığa ilişkin muhakeme sürecinin devam edebilmesi için çözümü gereken yan uyuşmazlıklara ilişkin yürütülen davadır13 . Tali ceza davası, asıl ceza davasının konusunu ya da muhakemeye konu suçun unsurlarıyla ilgili olmamakla birlikte asıl ceza davası hakkında bir karar verilmesine etki eder14 . CMK m.206/2 hükmünde de bir delil ikame talebinin söz konusu olduğunda bunun çeşitli şartları taşımadığı durumlarda kabul edileceği belirtildiğinden her bir talep, talebe konu delilin CMK m.206/2 çerçevesince tali ceza muhakemesi ile birlikte incelenmesini gerektirir.

Cumhuriyet savcısı, katılan ve vekili, sanık ve müdafii delil ikame talebinde bulunabilirler. Ancak, katılan ve vekilinin delil ikame talebinin değerlendirilmesinde gündeme gelebilecek hukuka aykırılıklar adil yargılanma hakkı bakımından değerlendirilmeyecektir15 . Hakim, somut ceza uyuşmazlığı ile ilgili olan bir hususun belirli bir delille aydınlatılabileceğini düşünüyor ise maddi gerçeği araştırma görevi kapsamında herhangi bir talep olmaksızın delili elde edip ikame edilmesini sağlayabilir.