Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye’de Siyasi İktidar Düzenine ve Fonksiyonlarına Karşı Suçlarda Hazırlık Hareketlerinden Doğan Ceza Sorumluluğunun Yeterliliği

The Sufficiency of Criminal Responsibility Based on Preparatory Acts for Crimes Against the Order and Functions of Political Power in Turkey

Erdi YETKİN

Devlet güvenliğine ilişkin suçlarda istisnai düzenlemelerle sıklıkla karşılaşılır. Bu istisnai düzenlemelere örnek olarak suçun teşebbüs aşamasına varılmasının suçun tamamlanmasına eşit olarak kabul edilmesi ya da hazırlık hareketlerin cezalandırılması gösterilebilir. Türk Ceza Kanununun 309 ila 316. maddeleri, siyasi iktidar düzeni ve fonksiyonlarına karşı suçlar biçiminde adlandırılabilir ve bu suç kategorisinde de cezalandırılan hazırlık hareketlerinin varlığı ilk bakışta dikkat çekmektedir. Mukayeseli hukukta da benzer bir manzara ile karşılaşmaktadır. Bununla birlikte Almanya ve Avusturya örneklerinde, siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçlar bakımından Türk hukukuna göre daha geniş bir hazırlık hareketleri kaynaklı ceza sorumluluğu söz konusudur. Çalışmamızda Almanya ve Avusturya düzenlemelerini karşılaştırma ölçeği olarak kabul edip Türk hukukunda siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçlarda mevcut hazırlık hareketleri kaynaklı ceza sorumluluğunun yeterli olup olmadığı değerlendirilmektedir. Bu çerçevede Türk hukukunda ilgili suç kategorisinde genel hazırlık sorumluluğuna yer verilmemesinin yerinde olduğu ileri sürülürken karşılaştırmalı hukuktan yararlanılarak oluşturulan olay gruplarının her birinin cezalandırılabilirliğini ayrıca incelenmektedir.

Siyasi İktidar Düzeni ve Fonksiyonları, Hazırlık Hareketleri, Hazırlık Suçları, Suç İçin Eleman Toplama, Paramiliter Organizasyon.

Exceptional regulations are frequently encountered in crimes related to state security. Examples of these exceptional arrangements are the acceptance of the arrival of the crime at the stage of attempt as equal to the completion of the crime, or the punishment of preparatory acts. Articles 309 to 316 of the Turkish Penal Code can be considered as crimes against the order and functions of political power, and the existence of preparatory acts punished in this category of crimes draws attention at first glance. A similar situation is encountered in comparative law as well. However, in the cases of Germany and Austria, there is a wider range of criminal responsibility for preparatory acts in the context of crimes against the order and functions of political power than in Turkish law. In this work, we take the German and Austrian regulations as a basis of comparison and evaluate whether the existing level of criminal responsibility for preparatory acts in the scope of crimes against the order and functions of political power in Turkish law is sufficient. In this context, while it is argued that not including general preparatory responsibility in the relevant crime category in Turkish law is appropriate, the punishability of each of the event groups created using comparative law is also examined severally.

The Order and Functions of Political Power, Preparatory Acts, Preparatory Crimes, Recruitment for Crime, Paramilitary Organisation.

Giriş

“Siyasi İktidar Düzenine ve Fonksiyonlarına Karşı Suçlar”1 (kanundaki adlandırma ile Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar), yani Türk Ceza Kanunu (TCK) m.309 ila 316 arasında düzenlenen suçlar, Türk hukukunda ön alandaki ceza sorumluluğu bakımından en renkli demeti oluşturmaktadır. Bu bağlamda Türk hukuku, mukayeseli hukuk ile benzeşmektedir. Siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçlarda ön alan ceza sorumluluğuna dair çeşitli türlerde pek çok hükmün yer almasının basit bir nedeni bulunmaktadır: Siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı bir hareket başarılı olursa, cezalandırma fiilen imkânsızlaşmaktadır ve ancak başarısız bir saldırı, fiilen cezalandırılabilmektedir2 .

Anılan suçlar, Türk politik tarihinde daima kamuoyuna yansıyan önemli tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda 765 sayılı TCK döneminde, 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 Talat Aydemir darbe teşebbüslerine, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına ve keza 12 Eylül 1980 darbesine giden süreçte ve sonrasında bilhassa sol eğilimli örgütlenmelerin mensuplarına 765 sayılı TCK m.146 hükmünün uygulanması sayılabilir. 5237 sayılı TCK döneminde ise kamuoyunda adlandırıldığı şekilde 12 Eylül, 28 Şubat, Ergenekon, Balyoz, Çarşı yargılamaları önemli tartışmaları beraberinde getirmiştir. Yine 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün ardından kapsamlı bir şekilde hem darbe teşebbüsü hem de FETÖ/PDY bağlamında açılan davalar, TCK’nın 309, 310, 311, 312 ve 314. maddeleri çerçevesinde yürütülmüştür.

Anılan suç kategorisi bağlamında ön alan ceza sorumluluğu hayli önem arz etmektedir. Zira bir yanda bu alandaki yetersiz düzenlemeler, ülkedeki temel siyasi iktidar düzeni ve fonksiyonları aleyhine tahammül edilemez denli büyük zararlara neden olabilir. Öbür yanda bu alandaki sınırsız bir ön alan ceza sorumluluğu, hak ve özgürlükler bakımından katlanılması güç bir duruma ve ceza hukuku araçlarının suiistimaline sebebiyet verebilir. Makalemizde, 765 sayılı Kanundan 5237 sayılı Kanuna süreklilik ilişkisi ve mukayeseli hukuk göz önünde bulundurularak Türkiye’de siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçlardaki hazırlık kaynaklı ceza sorumluluğunun yeterliliği incelenecektir.

I. Geçmişten Günümüze Türk Hukukuna Dair Bilanço

Siyasi İktidar Düzenine ve Fonksiyonlarına Karşı Suçlar (Türkiye’de TCK m.309-316), “Politik Suç” kavramının çekirdeğinde yer alır ve bu nedenledir ki anılan suç kategorisine ilişkin ulusal mevzuatlar, ilgili ülkenin politik yapısıyla ve tarihiyle yakından ilgilidir. Bu çerçevede her ne kadar kimi hususlarda önemli değişiklikler gerçekleştirilmişse de 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK arasında bir süreklilik ilişkisi gözlemlenebilir.

Siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçların 765 sayılı TCK’daki yeri şu şekildeydi: İkinci Kitap - Cürümler, Birinci Bap - Devletin Şahsiyetine Karşı Cürümler, Birinci Fasıl - Devlet Kuvvetleri Aleyhinde Cürümler. Böylelikle kanunun özel hükümler kitabı, devlete karşı suçlarla başlamaktaydı. Ancak önemle belirtelim ki 765 sayılı TCK’nın mehaz kanunu olan Zanardelli Kanunu yerine İtalya’da 1930 yılında Rocco Kanunu’nun kabul edilmesinin etkisiyle 1936 yılında 3038 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerle bu yapı tadil edilmiştir. Birinci Bap önceden “Devletin Emniyetine Karşı Cürümler” başlığını taşımaktayken sonradan “Devletin Şahsiyetine Karşı Cürümler” adını almıştır. Keza ikinci fasıl, yalnızca siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçlardan müteşekkil değildi ve “Geçen Fasıllar Arasında Müşterek Hükümler” başlıklı dördüncü fasılda siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçların cezalandırılan hazırlık hareketlerine ilişkin suçlar da bulunmaktaydı3 (765 sayılı TCK m.168 - silahlı cemiyet ve çete, 171 - gizli ittifak, 172 - tahrik)4 . Böylelikle hazırlık hareketlerinin kural olarak cezasızlığı prensibi siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçlarda bütünüyle göz ardı edilmese de bu suçlar ile korunan hukuki değerin önemi dikkate alınarak hazırlık hareketlerinin cezasızlığı prensibinin istisnaları olarak çeşitli hazırlık suçlarına yer verilmişti5 . Dolayısıyla istisnai olarak cezalandırılan hazırlık hareketlerinin haricinde, siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçlar bakımından da hazırlık hareketleri kural olarak cezasızdır6 .

765 sayılı TCK’nın aksine 5237 sayılı TCK’da devlete karşı suçlar, özel hükümler kitabının en sonunda yer almaktadır. Siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçların 5237 sayılı TCK’daki konumlanışı ise şu şekildedir: İkinci Kitap - Özel Hükümler, Dördüncü Kısım - Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler, Beşinci Bölüm - Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar. TCK’nın dördüncü kısım beşinci bölümde düzenlenen suçların tamamı, cezalandırılabilirliğin öne alınmasını temsil etmektedir. Şöyle ki, TCK m.309, 310/1, 311 ve 312 “Teşebbüs Suçu”7 örneği iken TCK m.313/1, 314, 315, 316 “Hazırlık Suçu” örneğidir8 . TCK m.313/1 tahrik suçlarına, TCK m.314 (anlaşma) ve TCK m.316 (organizasyon) işbirliği suçlarına, TCK m.315 ise bağımsızlaştırılmış iştirak suçlarına örnek teşkil etmektedir.

Neticede siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçlarda hazırlık kaynaklı ceza sorumluluğu bakımından, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK, büyük ölçüde benzerlik arz etmektedir. Her iki kanunda da genel hazırlık sorumluluğuna yer verilmemiştir. Türk hukukunda siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonları aleyhine suçların genel yapısı şu şekildedir: Hedef suçların teşebbüs suçu biçiminde düzenlenmesi + genel hazırlık sorumluluğuna yer vermeyip organizasyonla ilişkilenme, anlaşma, silah - mühimmat ile ilişkilenme ve tahrik çerçevesinde hazırlık hareketlerinin cezalandırılması.

II. Değerlendirme Ölçeği Olarak Mukayeseli Hukuktaki Görünüm

Yukarıda izah ettiğimiz üzere, TCK’daki mevcut hükümler çerçevesinde siyasi iktidar düzenine ve fonksiyonlarına karşı suçlar bakımından genel nitelikli bir hazırlık sorumluluğu düzenlenmemiştir. Mukayeseli hukuka baktığımızda ise, Almanya’da ve Avusturya’da, anılan suç kategorisi bakımından genel nitelikli ya da bir diğer ifadeyle tipleştirilmemiş bir hazırlık sorumluluğuna yer verildiğini görüyoruz. Tipleştirilmemiş hazırlık sorumluluğundan kasıt, ilgili suçta belirli bir hazırlık hareketinin cezalandırılmayıp genel olarak hazırlığın cezalandırılmasının düzenlenmesidir9 . Bu çerçevede mukayeseli hukuktaki bu genel hazırlık sorumluluğunun ana hatlarına değinip böylesi bir düzenlemenin Türk hukuku bakımından uygun olup olmayacağını, bir cezalandırma boşluğu varsa ne şekilde bu boşluğun doldurulabileceğini izah edeceğiz.