Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hâkimler ve Savcılar Hakkında Soruşturma Başlatılmasına İlişkin Hükümlerin Evrensel Normlara Uyumu

Compatibility of the Provisions About Bringing a Prosecution to Judges and Prosecutors to Universal Norms

Mahmut ŞEN

Yargı Bağımsızlığı, hukukun üstünlüğünün esas alındığı tüm sistemlerde genel kabul gören bir ilkedir. Yargı organının kurumsal ve hakimin kişisel olarak bağımsızlığının teminat altına alınması, hak ve özgürlüklerin hiçbir etkiye maruz kalmadan, tamamen hukuki sınırlar içinde gerçek­leşen adil bir yargılama sonucu, tarafsız bir biçimde tespit edilmesi için bir önkoşuldur. Bu nedenle bağımsızlık, hakimlere tanınmış bir ayrıcalık değil, hukukun tarafsız bir biçimde uygulanmasının ve temel hak ve hürriyetlerin korunmasının bir garantisidir.

Yargı bağımsızlığının teminat altına alınması için öngörülen araçlardan birisi de yargı erkinin yönetiminden sorumlu olacak, yürütme organından bağımsız yargı kurullarının oluşturulmasıdır. Evrensel İnsan Hakları belgelerinde, mahkemelerin bağımsız olmasının yanında yargı sisteminin organizasyonu ve yönetiminden sorumlu olacak yargı kurulunun yapısının, mali olanaklarının, yetki ve görevleri ile yasama ve yürütme organı ile etkileşiminin de bağımsızlık ilkesine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu noktada, hakim ve savcılar hakkında yürütülen disiplin süreçleri ile bu süreçlerde tesis edilen iş ve işlemler de bağımsızlık ilkesine uygun olmalıdır. Türk yargı sistemi açısından, Kurul Başkanı sıfatıyla Adalet Bakanı’nın disiplin süreçlerindeki rolü ve üstlenmiş olduğu yetkiler, yargı bağımsızlığı açısından eleştirilmektedir.

Yargı Bağımsızlığı, Hakim ve Savcı, Disiplin Soruşturması, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM).

Judicial independence is a common principle accepted in all of the systems where the rule of law is based on. Assuring the judiciary body’s institutional and judge’s personal independency is a prerequisite to objectively determine rights and freedoms without being subject to any effect and as a result of a fair trial realized totally in the judicial boundaries. For this reason independency is not a privilege which has been offered to judges but a guarantee to practice law objectively and to protect fundamental rights and freedoms.

One of the tools which is foreseen to guarantee judicial independence is to establish independent judicial councils independent of executive body which will be responsible of the management of judicial power. According to Universal Human Rights documents, it is stated that beside the independency of the courts, the judicial council’s structure, financial capacity, its authority and duties and its interaction with legislative and executive bodies should be determined according to the principle of independency. At this point, disciplinary processes about judges and prosecutors and operations and transactions constituted for this processes should be executed according to principle of independency. As for Turkish Judicial System, the role and authority of the Minister of Justice with the title of Council Chairman should be criticized according to judicial independence.

Judicial Independence, Judge and Prosecutor, Disciplinary Proceeding, High Council of Judges and Prosecutors (HSYK), European Convention on Human Rights (AİHS), European Court of Human Rights (AİHM).

I. Giriş

Yargı bağımsızlığı, evrensel hukukun genel kabul gören ilkelerinden birisidir. Demokratik hukuk sistemlerinde, bireyler arasında çıkan uyuşmazlıkları çözümlemenin yanı sıra, yasama ve yürütme organlarını hukukla sınırlama rolü de üstlenen yargı erkinin, üstlenmiş olduğu görevleri etkili bir şekilde yerine getirebilmesi için devlet gücü kullanan diğer iki erkten bağımsızlığı, anayasal düzeyde koruma altına alınmaktadır. Yargı bağımsızlığının teminat altına alınması amacıyla öngörülen anayasal araçlar ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, yasama ve yürütme organları dışında yargı erkinin yönetiminden sorumlu olacak yargı kurullarının oluşturulması, en çok başvurulan araçlardan birisidir. Son zamanlarda özellikle Avrupa Konseyi’ne üye devletlerde, yargı erkinin yönetiminde yetkiye ve sorumluluğa sahip bağımsız kurulların oluşturulması yönünde bir eğilim bulunmaktadır1.

Yargı kurulunun oluşturulması, yargı bağımsızlığının sağlanması için ilk adım olmakla birlikte, tek başına yeterli değildir. Bu noktada, kurulun ve organlarının sahip olduğu yetkiler, yürütme organı ile ilişkileri gibi konular da, bağımsızlık açısından önem taşımaktadır. Venedik Komisyonu’na göre, yargı kurullarına hangi kaynaktan hangi otorite tarafından ve hangi yöntemle üye seçileceği, kurulun görevlerinin ve yetkilerinin ne olacağı, Adalet Bakanlığı, parlamento ve yürütme organı ile ilişkilerinin hangi temelde olacağı belirlenirken temel amaç, yargı bağımsızlığı ilkesinin teminat altına alınması olmalıdır. Bu kapsamda, yargı ile ilgili tek otoritenin Adalet Bakanlığı olması kabul edilebilir bulunmamakta, yargı politikasının belirlenmesinde ve uygulanmasında Bakanlık yoluyla ya da yargı kurullarına üye seçimi yoluyla siyaset kurumunun ve yürütmenin gereğinden fazla müdahil olması da eleştirilmektedir2. Dolayısıyla, yargı bağımsızlığına yönelik müdahaleler önlenemiyorsa, yargı kurulunun varlığı da tek başına bir anlam ifade etmemektedir.

Yargı kurullarının öngörülmesindeki temel amaç, yargının öz yönetiminin sağlanmasıdır. Bu modelle, özellikle yürütme organının yargısal konularda etkili olması önlenecek ve yargının kurumsal bağımsızlığı sağlanacaktır. Öngörülen modelde, üyelerinin tamamı ya da anlamlı bir çoğunluğu, meslektaşları tarafından doğrudan seçilen yargı mensuplarından oluşan bir kurul, yargı erkinin ve mahkemelerin yönetiminden sorumlu olmaktadır3. Ülkemizde de, yargı bağımsızlığının ve hâkim teminatının sağlanması amacıyla, anayasal bir kurum olarak Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Anayasa’nın 159’uncu maddesinde düzenlenmiştir4.