Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi Kararı (E. 2016/351, K. 2019/31, T. 29/01/2019) Çerçevesinde Sözleşme Dışı İstemler ve Taşıyanın Adamlarının Sorumluluktan Kurtulma Hallerinin Değerlendirilmesi

Evaluation of Non-Contractual Claims Against the Carrier’s Servants and Agents and Circumstances That Exempt Them from Liability within the Framework of 17th Commercial Court of First Instance Decision No. 2016/351, 2019/31 Dated 29/01/2019

A. Samim ÜNAN, Nil İrem SARAY

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca taşıyanın sorumluluğu temel olarak yüke özen gösterme borcu ile gemiyi denize, yola ve yüke bir başka deyişle sefere elverişli halde bulundurma borcundan kaynaklanan iki sorumluluk hali olarak düzenlenmiştir. Söz konusu iki sorumluluk bakımından taşıyanın sorumluluktan kurtulmasına yol açacak durumlar birbirinden farklı olmakla birlikte gerek taşıyan gerek yükle ilgililere karşı donatan, özellikle TTK m. 1180’de yer alan sorumsuzluk sebeplerinden faydalanabilecektir. Bu duruma ek olarak sözleşme dışı istemleri düzenleyen TTK m. 1190’ın ikinci fıkrasında “taşıyanın adamlarının” da belirli şartlar dahilinde bu sorumsuzluk sebeplerinden faydalanabileceği düzenlenmiştir. İncelemeye konu kararda ise; akdî taşıyanın adamlarının TTK m. 1180’den faydalanamayacağı sonucuna varılmıştır. Bu duruma ek olarak fiili taşıyanın sorumluluk sebebi yüke özen borcunun ihlal edilmesi olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/351 Esas, 2019/31 Karar numaralı ve 29/01/2019 tarihli kararında bu sonuçlara varılmasına sebep olan olaylar ve varılan sonuçların TTK bakımından incelenmesi gerekmektedir. Bu sebeple öncelikli olarak karara konu olan olay özetlenecek ve kararın gerekçeleri ayrı ayrı değerlendirilecektir.

Taşıyanın Adamları, Sözleşme Dışı İstemler, Yük Hasarı, Sorumluluktan Kurtulma Halleri, Akdî ve Fiili Taşıyan, Şahsi Kusur.

In accordance with the Turkish Commercial Code No. 6102, the carrier’s liability is basically regulated as two liability situations arising from the debt of care and custody of cargo and keeping the ship sea, voyage and cargoworthy. Although the circumtances that will exempt the carrier from liability in terms of the two liabilities in question are different from each other, both the carrier and the ship owner (against the cargo interests) will be able to benefit from the non-liability reasons especially stated in Article 1180 of the Turkish Commercial Code. In addition to this situation, in the second paragraph of Article 1190 of the TCC, which regulates non-contractual claims, it is regulated that the “carrier’s servants and agents” can also benefit from these reasons of non-liability under certain conditions. However, in the decision subject to our study; It has been concluded that the contractual carrier’s servants and agents can not benefit from TCC article 1180. In addition to this situation, the reason for the liability of the actual carrier has been determined as violation of the duty of care to the cargo not the initial unseaworthiness. Therefore, the events that led to these conclusions in Court decision dated 29/01/2019 and the conclusions reached must be evaluated in terms of the TCC. For this reason, first of all, the incident that is the subject of the decision will be summarized and the reasons for the decision will be evaluated separately.

Carrier’s Servants and Agents, Non-Contractual Claims, Damage of Goods, Circumstances That Exempt the Carrier from Liability, Contractual and Actual Carrier Personal Fault.

I. KARARA KONU OLAN OLAYIN ÖZETİ

İnceleme konusu karara konu olan dava, sigorta tazminatını sigortalıya ödeyen sigortacının yasal haleflik hakkına dayanarak sorumlulara karşı başlatmış olduğu icra takibine itiraz edilmesi sonucunda açmış olduğu itirazın iptali davasıdır.

Davacı, “Sigortacı” ile dava dışı A arasında mevcut bulunan sigorta sözleşmesi (nakliyat emtia abonman sigorta poliçesi) uyarınca sigortalanan dava dışı A’ya ait iş makinesinin İzmit’in Derince Limanı’ndan Türkmenistan’a deniz yolu ile taşınması işi dava dışı sözleşmesel (akdî, contractual) taşıyan B tarafından üstlenilmiştir. B ayrıca başka kişilere ait bazı konteynerleri de ambarda ve güverte üzerinde taşımayı üstlenmiş bulunmaktadır. Ambarda ve güvertede taşınması söz konusu olan konteynerler için lashing-sabitleme işini yapmak üzere dava dışı akdî taşıyan B tarafından 1 numaralı Davalı C görevlendirilmiştir. Taşımayı fiilen gerçekleştiren ve aynı zamanda geminin maliki sıfatını haiz (donatan) D ise 2 numaralı Davalı’dır.

Nakliyat emtia abonman sigorta poliçesi ile sigortalanmış iş makinelerinin hasar görmesine sebep olan olay ise iş makinesi yükünün konteyner içerisinde ambara yüklenmesinin ardından1 ve dava dışı akdî taşıyan B’nin görevlendirmiş olduğu C tarafından bu konteynerler üzerinde sabitleme işleminin tamamlanmasından sonra aşağıdaki gibi meydana gelmiştir.

Davacı Sigortacı’nın sigortalamış olduğu iş makineleri yüklendikten sonra diğer yüklerin (konteynerlerin) gemi ambarına yüklemesine devam edilmiştir. Bu yükleme tamamlandıktan sonra yine dava dışı akdî taşıyan B’nin görevlendirmiş olduğu C tarafından güvertede taşınacak olan konteynerlerın sabitleme işleminin yapılabilmesi için güverteye takılacak kancaların kaynağının yapılması işlemine geçilmiştir. Ancak bu esnada kaynak cihazından çıkan kıvılcım ve çapaklar ambar kapaklarından içeriye düşmüş; ambarda bulunan, alev alması kolay olan izolasyon malzemelerini tutuşturmuş ve yangının devam etmesi sonucunda Sigortacı tarafından sigortalanan dava dışı A’ya ait iş makineleri hasar görmüştür. İş makinelerinin hasar görmesi sonucunda iş makinelerinin maliki dava dışı A’nın uğradığı zarar Davacı Sigortacı tarafından ödenmiştir.

İnceleme konusu yaptığımız kararda Davacı Sigortacı; meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu düşündüğü akdî taşıyan B’nin “adamı” (sabitleme ve bu amaçla yapılması gereken kaynak işini üstlenmiş bulunan) 1 numaralı Davalı C’ye ve fiili taşıyan sıfatını haiz 2 numaralı Davalı D’ye rücu istemi yöneltmiştir. Bu çerçevede Davacı Sigortacı’nın talepleri ile akdî taşıyanın adamı 1 numaralı Davalı C ve fiili taşıyan 2 numaralı Davalı D’nin yangın sorumsuzluk sebebi savunmaları ele alınarak ilk derece mahkemesinin varmış olduğu sonuç değerlendirilecektir.

II. KARŞILIKLI TALEP VE SAVUNMALAR

Davacı Sigortacı temel olarak, nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın uğradığı hasarın davalılarının sorumluluğunda taşınması sırasında oluştuğunu iddia etmektedir. Bu iddiasının bir sonucu olarak dava dışı sigortalısı A’ya ödemiş olduğu hasar bedelinin her iki davalıdan rücuen tahsil edilmesi amacıyla başlattığı icra takibine itirazın 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca iptal edilmesini istemiştir.

Buna ek olarak Davacı Sigortacı vekili dava dilekçesinde;

“Müvekkili şirket tarafından Nakliyat Emtia Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalanan A A.Ş,’ye ait iş makinelerinin Derince/İzmit’ten Türkmenistan’a taşınması işinin dava dışı B Ltd. Şti. tarafından üstlenildiğini; lashing işlemlerinin bu firma sorumluluğunda C Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirildiğini; 1 no.lu davalı C Ltd. Şti.’ne hasara sebebiyet veren “lashing” işlemini yapan firma sıfatıyla tüzel kişilik olarak dava açıldığını; 2 no.lu davalıya ise taşımayı (fiilen) yapan G gemisinin donatanı sıfatıyla dava açıldığını; sigortalı A’ya ait iş makinelerinin gemiye yüklenmesi sonrasında, ambar üzerine konteyner yerleştirilmesi ve konteynerlerin sabitlenmesi çalışmaları sırasında G gemisinde 1 no.lu davalı C firması tarafından yapılan lashing işlemleri için kullanılan kaynaktan çıkan çapak ve kıvılcımların, 3 no.lu ambar içine düştüğü ve ambar içerisinde bulunan yanması kolay izolasyon malzemelerini tutuşturması neticesinde söz konusu hadisenin meydana geldiğinin anlaşıldığını; erkspertiz raporunun, hasar oluş şekli, hasar hakkındaki saptamalar, hasarın niteliği ve miktarı konusunda ayrıntılı bilgiler içermekte olduğunu; fatura ve yapılan tespitler gereğince sigortalı A’nın maruz kaldığı 262.415,02 TL tutarındaki zararın, müvekkili şirket tarafından tazmin edilmiş olduğunu; TTK ve poliçe hükümleri ile ibraname gereğince halefiyet ve temlik esasına göre sigortalısının haklarını devralan müvekkilin TTK’nun ilgili hükümleri gereğince davalılara rücu etme hakkının doğmuş bulunduğunu; davalılara yapılan başvurudan sonuç alınamadığını; buna ilişkin icra takibinin 18.09.2015 tarihinde başlatılmış olduğunu, 1 no.lu davalı C Ltd. Şti.’nin 02.10.2015 tarihinde, 2 no.lu davalı D’nin ise 19.04.2015 tarihinde borca itiraz ettiğini; bu sebeple işbu davanın açılması gereğinin doğmuş olduğunu beyan ve iddia ederek netice itibariyle davalıdan olan toplam 262.415,02-TL alacağına ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptaline ve söz konusu tutarın yasal faizi ile birlikte tahsiline; alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini ...”