Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Ceza Hukukunda Mülkiyet Hakkına Getirilen Sınırlandırmalar

Restrictions to Property Right in the Turkish Penal Law

İbrahim Orkun Atalay

Türk Ceza Hukukunda mülkiyet hakkına getirilen bir takım sınırlamalar bulunmaktadır. Bu sınırlamalar, genel kanun olan Türk Ceza Kanununda ve Ceza Muhakemeleri Kanununda bulunduğu gibi, bir takım özel ceza kanunlarında da bulunmaktadır. Müsadere, Türk Ceza Hukukunda, hem bir tedbir hem de bir ceza olarak düzenlenmiştir. Her ikisi de mülkiyet hakkını ortadan kaldırdığı için mülkiyet hakkına getirilen sınırlandırmalardır. Müsaderenin çeşitli görünüşleri vardır. Örneğin kazanç müsaderesi böyledir. Ancak bir de mülkiyet hakkının kamu yararı lehine sınırlandırılabileceği gerçeği bulunmaktadır. Kamu yararı lehine mülkiyet hakkına getirilecek sınırlandırma, ceza hukuku bakımından da yansıma bulmaktadır. Sosyal sınırlandırma denilen bu yöntemle, mülkiyet hakkı mahkeme kararıyla sınırlandırılabilecektir. Sosyal sınırlandırma ceza hukuku eliyle yapılabilecektir.

Ceza Hukuku, Mülkiyet Hakkı, Sosyal Sınırlandırma, Müsadere, Kamu Yararı.

There are certain restrictions brought to property right in the Turkish Penal Law. These restrictions are found both in general laws like the Turkish Penal Code and Criminal Procedural Code and also in special penal codes. Confiscation has been set forth in the Turkish Penal Law as a precaution and a penalty. Both of them are lifting the property right, so these are restrictions brought to property right. Confiscation has different eye patches. For example share of income confiscation. But, besides, there is a reality of restriction of property right on behalf of public use. Restriction on behalf of public use has a reflection to the penal law too. So by applying this method of social restriction, property right may be restricted by court decision. Social restriction to the property right may be brought by penal law.

Criminal Law, Property Right, Social Restriction, Confiscation, Public Utility.

I. GİRİŞ

Mülkiyet hakkı doğal bir hak olarak devletten önce var olmuştur. Doğal ortamda mülkiyet hakkı nasıl sınırsız olmadıysa, devlet ile birlikte de öyle olmamıştır. Yalnız getirilen sınırlandırma meşru kılınmıştır. Mülkiyet hakkı, diğer haklardan farklı olarak diğerleri kadar eski bir hak olmakla birlikte diğerleri kadar geniş bir hak değildir. Yani diğer haklar içerisinde bulunduğu yer kadar, ayrıca bulunduğu yer itibarıyla kamu kesiminin duyduğu sakıncasızlık halinin bulunması gerekmektedir.

Mülkiyet hakkına getirilen kamusal sınırlandırmalar kamu yararına hizmet etmektedir. Ceza hukuku bakımından getirilen sınırlandırmalar da suç işlenmesini önlemek amacıyla konulmuş olup, kamu yararının bir diğer şekilde tezahürü teşkil etmektedir. Türk Ceza Kanununda1 (TCK) olduğu kadar özel ceza kanunlarında da mülkiyet hakkının sınırlandırılması hakkında hükümler bulunmaktadır. Bu hükümlerin bazıları ceza niteliğinde olup bazıları ise tedbir niteliğindedir. Bu hükümler her ne kadar mülkiyet hakkını ortadan kaldırıyormuş gibi gözükse de, ya kamu yararının geçekleşmesine hizmet etmekte ya da gelecekte vuku bulması muhtemel bir tehlikenin bertaraf edilmesini sağlayarak yine kamu yararına hizmet etmektedir.

Gerek cezalar gerek tedbirler mülkiyet hakkının “özüne dokunuyormuş” gibi gözükmekteyse de mülkiyet hakkı, mutlak bir hak olduğu kadar sosyalleştirilmiş bir hak olmasıyla da sosyal sınırlandırmalara tabi kılındığından üzerinde istenildiği gibi tasarrufta bulunulamayacaktır. Aynı şekilde toplumun güvenliği, asayişi ve suç işlenmesinin önlenmesi bakımından mülkiyet hakkının geçici veya sürekli olarak ortadan kaldırılması veya bir takım sosyal mülahazalarla sınırlandırılması söz konusu olabilmektedir. İşte çalışmamızda bu sonucu doğuran kuralları inceleyeceğiz.