Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Osmanlı Şer’iye Mahkemelerinde Gece Nâibi

“Gece Naibi” in Ottoman Sharia Courts

Betül KAYAR

Osmanlı Devleti’nde şer’iye mahkemeleri uyuşmazlıkların giderilmesinde en sık başvurulan yargı kurumu olmuştur. Bu mahkemeler yalnız gündüz değil gece vakti de görev icra etmeleriyle dikkat çekmiştir. Gece vakti şer’iye mahkemelerine intikal eden olaylarla gece nâibi ilgilenmiştir. Literatür incelendiğinde şer’iye mahkemelerinin gece vakti görev icra etmesi ve gece nâibini ayrıntısıyla inceleyen bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu çalışmamızda literatür ve farklı şer’iye sicil kayıtları incelenmek suretiyle gece nâibi hakkında varmış olduğumuz sonuçlar şu şekildedir: Gece nâibleri mevleviyet kadılıklarının yanı sıra kaza kadılıklarında da görev alabilmiştir. Bab nâibi, ayak nâibi gibi farklı tür nâibler gece vakti mahkemede kalarak gece nâibliğini icra edebilmiştir. Mahkeme kâtipleri de gece nâibinin yürüttüğü hukuki işleri icra edebilmiştir. Gece nâibleri sıklıkla ceza hukukuna dair meselelerde görev almış ve olayı yerinde tespit etmek üzere keşfe çıkmıştır. Gece vakti yapılan keşiflerde gündüz yapılan keşiflere benzer usuller takip edilmiş, suçun kim tarafından işlendiği kayıt altına alınmıştır. Böylelikle adaletin gecikmeden tesisinde gece nâibi oldukça önemli bir rol oynamıştır.

Osmanlı Hukuku, Yargı Teşkilatı, Şer’iye Sicilleri, Gece Nâibi, Ceza, Keşif.

In the Ottoman Empire, the sharia courts were the most frequently used judicial institution to resolve disputes. These courts were notable for the fact that they functioned not only during the day but also at night. “Gece nâibi” dealt with the cases that were brought to the sharia courts at night. A detailed study examining the night-time functioning of the sharia courts and “gece nâibi” is not encountered while searching the literature. The conclusions we have reached about the “gece nâibi” by analyzing the literature and different sharia registry records in this study are as follows: “Gece nâibi” were able to take charge in the kadi offices of the kaza as well as the kadi offices of mevleviyet. Different types of nâibs, such as “bab nâibi” and “ayak nâibi”, could stay in the court at night and perform “gece nâibi” duties. Court clerks were also able to carry out the legal work carried out by the “gece nâibi”. “Gece nâibi” were often involved in criminal law matters and went out to investigation to establish the facts on the spot. Similar procedures to day-time investigations were followed in night-time investigations and the evidence about the identity of the criminal has been recorded. Thus, “gece nâibi” played a very important role in ensuring the justice without delay.

Ottoman Law, Judicial Organization, Kadi Records, Gece Naibi, Punishment, Investigation.

Giriş

Osmanlı Devleti uzun soluklu iktidarı boyunca bünyesinde farklı milletler barındırmış bir devlettir. Farklı din ve kültürden pek çok insanın yaklaşık altı asır bir arada bulunmasında elbette Osmanlı’nın yargı sistemi de etkili olmuştur. Adaletin tesisinde rol oynayan kurumlar başta Divan-ı Hümayun olmak üzere merkezdeki diğer divanlar, eyalet divanları, şer’iye mahkemeleri, cemaat mahkemeleri, konsolosluk mahkemeleri şeklinde sıralanabilir.1 Osmanlı yargılama hukukunda ehl-i hibre, muslihun, şahitler gibi farklı müesseseler de adaletin yerini bulması için görev almıştır.2 Kişiler arasındaki uyuşmazlıkların giderilmesinde en sık başvurulan yargı makamı şüphesiz şer’iye mahkemeleri olmuştur. Şer’iye mahkemelerinin başında bulunan kadı yargı işlerini yürütürken farklı görevlilerden yardım almıştır.3 Bu görevliler arasında bulunan nâib, kadı yardımcısı ve vekili olup pek çok yargılama işleminde bulunabilmiştir. Nâiblerin kadıya sıklıkla keşif işlerinde muavenet ettiği bilinmektedir.4 Şer’iye mahkemelerinin kayıtları olan siciller incelendiğinde keşif işleminin yalnızca gündüz değil gece de yürütüldüğü görülmektedir. Gece vakti icra edilen keşif işlemlerine nâibler iştirak etmiş, bu bağlamda kayıtlarda “gece nâibi/gice nâibi” şeklinde anılmışlardır.

Literatür incelendiğinde gece nâibi hakkında yapılan müstakil bir çalışmaya rastlanılamamıştır. Bununla birlikte gece nâibinden bahseden bazı çalışmaların olduğu burada zikredilmelidir. Bu çalışmalardan bazıları şer’iye sicil kayıtlarında geçen gece nâiblerinden bahsetmiş olmakla birlikte konu tarihi perspektifle kaleme alınmış ve ayrıntıya girilmemiştir.5 Söz konusu çalışmaların içeriğine ileride ayrıntısıyla değinilecektir. Hukuki perspektifle hazırlanmış eserlerde de gece nâibine rastlanılmış ancak bunlarda da detay verilmemiştir.6 Son olarak “Osmanlı Yargı Teşkilatında Nâib” isimli çalışmanın içerisinde “Gece Nâibi” başlığına yer verilmiştir.7 İlgili başlıkta gece nâiblerinin yer aldığı şer’iye sicil kayıtlarından yola çıkılarak bazı tespitlerde bulunulmuştur. Bu çalışmamızda ise yeni şer’iye sicil kayıtları eklenmek suretiyle kurum detaylı bir biçimde incelenecektir. Bu noktada şer’iye sicilleri arasında konu, zaman ve mekan ayrımı yapılmayacak, söz konusu kurum Osmanlı şer’iye mahkemeleri nezdinde bütünsel olarak ele alınacaktır. Osmanlı uygulamasında gece nâiblerine ne sıklıkta başvurulmuş olduğu, hangi hukuki uyuşmazlıklarda gece nâiblerinin rol aldığı, kimler arasından gece nâiblerinin tayin edildiği, gece nâibliğinin hangi mahkemelerde uygulandığı gibi sorulara cevap aranacaktır. Böylelikle gece nâibliğinin Osmanlı yargı teşkilatındaki konumu belirlenmeye çalışılacaktır. Bunun için ilk olarak gece nâiblerinin görev aldığı şer’iye mahkemeleri hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır.

I. Osmanlı Şer’iye Mahkemeleri

Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Tanzimat dönemine kadar olan uzun süreçte hukuki uyuşmazlıkların çözümlendiği temel kurum şer’iye mahkemeleri olmuştur. Bu mahkemelerde tek hakim yani kadı tarafından davalara bakılmıştır.8 Kadılar mahkemedeki işlerini yürütürken birden fazla görevliden yardım almıştır. Bunların başlıcaları nâib, kâtip, kassam, muhzır ve şuhudül-hâl şeklinde sıralanabilir.9

Şer’iye mahkemelerinde görülen hukuki uyuşmazlıklar şeri hukuk ve örfi hukuka dair olabilmiştir. Nitekim Osmanlı’ya ait farklı hukuki belgelerde kadıların şer ve kanuna uygun hüküm vermesi gerektiğinden bahsedilmesi bu hususa işaret etmektedir. Yine hukuk davalarının yanında ceza davaları da şer’iye mahkemelerinin görev alanı içinde olmuştur.10 Şer’iye mahkemeleri yalnızca Müslümanlar arasındaki uyuşmazlıklara değil gayrimüslimlerin taraf olduğu uyuşmazlıklara da bakabilmiştir. Gerçekten de gayrimüslimler diledikleri takdirde şer’iye mahkemesine başvurabilmiş, bu durumda davanın taraflarına İslam hukuku hükümleri uygulanmıştır.11 Son olarak hukuki uyuşmazlıklar dışında çeşitli hukuki işlemler şer’iye mahkemelerinde kayıt altına alınabilmiştir. Örneğin nikah akdi, vasi tayin ve azli, miras taksimi bu işlemlerden bazılarıdır.12

Osmanlı’da şer’iye mahkemeleri kadının evinin yanında, yerleşim yerindeki büyük caminin içinde veya yanında kurulabildiği gibi kadının evinde de kurulabilmiştir. Dolayısıyla Osmanlı’da mahkeme binası olarak kullanılan belli yapılar olmamıştır. Örneğin görev yapan kadı değiştiğinde mahkeme yeri de kadının ikametgahına taşınarak değişebilmiştir.13

Şer’iye mahkemelerinin işleyişi, görevlileri, mahkemeye taraf olarak başvuranlar, mahkemede bakılan davaların içeriği, dava dışında görülen işler ve mahkemelerin nerelerde kurulabildiği hakkında kısaca bilgi verildikten sonra konumuz çerçevesinde bu mahkemelerin gece vakti görev almaları hususu incelenmelidir. Mahkemelerin gece vakti faaliyetlerini yerine getiren görevli gece nâibi olduğundan bu kurumun da aynı başlıkta ele alınması yerinde olacaktır.

II. Şer’iye Mahkemelerinin Gece Çalışması ve Gece Nâibi

Osmanlı Devleti’nde şer’iye mahkemelerinin yalnızca gündüz değil gece vakti de açık ve görevde olduğu bazı şer’iye sicil kayıtlarından anlaşıldığı gibi farklı eserlerde de bu husus konu edilmiştir. Örneğin Akdağ, eserinde İstanbul mahkemelerinin geceleri acele duruşmalara baktığından söz etmiştir. Bu iş için akşamdan sabaha dek mahkemede kalan ve gece nâibi denilen görevliler bulunmuştur.14 17. yüzyılda Ankara’yı inceleyen çalışmasında Taş da mahkemenin gece ve gündüz kesintisiz şekilde açık olduğunu ifade etmiştir.15 18. yüzyılda Amid kazasını inceleyen bir başka çalışmada da mahkemenin gece vakti faal olduğu belirtilmiştir.16 Osmanlı şer’iye mahkemelerinde gece vakti yargılama işini yürütmek amacıyla görev alan nâiblere gece nâibi denilmiştir.17 Gece nâibi, gece vakti mahkemeye intikal eden hadiselere bakmış ve gerektiğinde gece vakti keşfe çıkmıştır. İstanbul’da ve taşrada gece nâiblerinin görev almış olduğu şer’iye sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır:18