Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Tasfiye Hâlindeki Anonim Şirketin Bölünmeye Katılması

Participation of a Joint Stock Company in Liquidation in Demerger

Atahan GÜNCAN

Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK’da) tasfiyedeki anonim şirketin bölünme işlemine katılmasının mümkün olup olmadığı düzenlenmemiştir. Ancak tasfiye hâlindeki şirketin birleşmeye katılabilmesi mümkündür. Benzer biçimde ticaret şirketlerinin yapısal değişikliklerine ilişkin hükümlerin mehazını teşkil eden İsviçre hukukunda da tasfiyedeki şirketin bölünme işlemine katılabilmesi düzenlenmemiştir. Fakat İsviçre doktrininde bunun mümkün olduğu kabul edilmektedir. Avrupa Birliği’nin Şirketler Hukukunun Belirli Yönlerine ilişkin Yönergesi hükümlerinden de aynı sonuca varılmaktadır. TTK m. 533/2 hükmüne göre tasfiye hâlindeki şirket organlarının yetkileri tasfiye amacıyla sınırlıdır. TTK m. 548 hükmünde ise şirketin tasfiyeden dönebilmesi düzenlenmiştir. Tasfiye hâlindeki şirketin birleşmeye katılabileceğine yönelik TTK m. 138 hükmü de dolaylı bir tasfiyeden dönme hâlidir. Çalışmamızda tasfiyedeki anonim şirketin bölünme işlemine katılıp katılamayacağı; tasfiye amacı, tasfiyeden açıkça dönme ve tasfiyeden dolaylı dönme bakımından ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Tasfiyedeki anonim şirketin bölünme işlemine katılabilmesi için kanunda aranan şartlar ve kanunda öngörülmeyip öğretide kabul edilen şartlar da çalışmamızın kapsamındadır. Son olarak tasfiyedeki anonim şirketin bölünmeye katılabilmesinde aranan şartların ispatı ve bölünmeye katılabilmesi için genel kurul kararında aranan yeter sayılar çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır.

Anonim Şirket, Bölünme, Tasfiyeden Dönme, Tasfiye Amacı, Yeter Sayılar.

The Turkish Commercial Code (TCC) does not regulate whether it is possible for a joint stock company in liquidation to participate in demerger. However, it is possible for a company in liquidation to participate in merger. Similarly, the Swiss law, which is the origin of the provisions on the structural changes of commercial companies, does not regulate the participation of a company in liquidation in demerger. However, it is accepted in the Swiss doctrine that this is possible. The provisions of the European Union Directive on Certain Aspects of Company Law also lead to the same conclusion. Pursuant to Article 533/2 of the TCC, the powers of the organs of the company in liquidation are limited to the purpose of liquidation. Article 548 of the TCC regulates that the company may revoke its liquidation. Article 138 of the TCC stipulating that the company in liquidation may participate in a merger is also an indirect revocation of liquidation. In our study, whether a joint stock company in liquidation may participate in demerger is evaluated separately in terms of the purpose of liquidation, explicit revocation of liquidation and indirect revocation of liquidation. The conditions required by the law for the participation of the joint stock company in liquidation in demerger and the conditions that are not stipulated in the law but accepted in the doctrine are also within the scope of our study. Finally, the proof of the conditions required for the participation of the joint stock company in liquidation in demerger and the quorums required in the general assembly resolution for the participation in demerger are the subject of our study.

Joint Stock Company, Demerger, Revocation of Liquidation, Purpose of Liquidation, Quorums.

GİRİŞ

Ticaret şirketleri pek çok ekonomik ya da hukuki sebeplerle yapısal değişiklik işlemlerine başvurabilmektedir1 . Bu bağlamda anonim şirketin de özellikle birleşme ve bölünme işlemlerine devrolunan, bölünen, devralan gibi farklı sıfatlarla katılabilmesi mümkündür. Türk Ticaret Kanunu’nda2 (TTK’da), anonim şirketin yapısal değişikliğine ilişkin bu işlemlerde diğer ticaret şirketlerinden farklı düzenlemelere gitmek yerine, ticaret şirketlerine ilişkin genel hükümlerin uygulanması tercih edilmiştir3 . Bölünme işlemi de bu hükümlerin arasında yer almakla birlikte, TTK m. 161/1 172, 173/2’deki gibi bazı hususlarda birleşme hükümlerine yollama yapmak suretiyle düzenleme yapılmıştır. Anonim şirketin tasfiyesi, sona erme hükümlerini takiben TTK m. 536 ve devamında düzenlenmekle birlikte tasfiyedeki şirketin bölünme işlemine katılabilmesine dair ne tasfiye ne de -TTK m. 138’deki gibi birleşmenin aksine- bölünme başlığı altında herhangi bir hüküm vardır. Bununla birlikte tasfiyedeki anonim şirketin, birleşmeye katılmasında olduğu gibi, bölünme işleminin tarafı olmak istemesi de mümkündür. Kanun koyucunun tasfiyedeki şirketin birleşmeye katılabilmesini öngörmesine rağmen, aynı şirketin bölünme işleminin tarafı olabilmesine dair suskun kalmasının bilinçli bir tercih olup olmadığı çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Ayrıca şirketin bölünme işlemine katılabilmesi açısından birleşmeye dair TTK m. 138 hükmünün kıyasen uygulama alanı bulup bulamayacağı da bu bağlamda çalışmamızda incelenmiştir. Konu değerlendirilirken, yapısal değişikliklere ilişkin TTK hükümlerinin mehazı niteliğindeki İsviçre Birleşme, Bölünme, Tür Değiştirme ve Malvarlığı Devri Hakkında Federal Kanun4 (İsvBirK) ve Avrupa Parlamentosu ve Konseyin Şirketler Hukukunun Belirli Yönlerine ilişkin Yönergesi’nin5 (AB Yönergesi’nin) ilgili hükümleri birlikte ele alınmıştır. Buna göre çalışmamızda ilk olarak mehaz hukuk ve AB Yönergesiyle birlikte Türk hukukundaki durum tespit edilmiştir. Ardından tasfiyedeki anonim şirketin bölünmeye katılıp katılamayacağına ilişkin Türk ve İsviçre öğretilerindeki görüşlere yer verilerek, şirketin “bölünen” veya “devralan” sıfatıyla bölünme işlemine katılmasına göre ayrı ayrı değerlendirme yapılmıştır. Bu işlemin yapılabilmesine tasfiye amacının müsaade edip etmediği ve tasfiyeden açıkça ya da dolaylı biçimde dönülebilmenin varılan sonuca etkisi de bu kapsamda incelenmiştir. Daha sonra tasfiyedeki anonim şirketin bölünmeye katılabileceği kabul edildiği için, buna ilişkin gerek kanunda gerekse öğretide yer verilen şartlar irdelenmiştir. Takiben şartların ispatı ve nihayet hangi yeter sayılarla kararın alınabileceği çalışmamız kapsamına dahil edilmiştir.

I. HUKUKİ DÜZENLEME

Ticaret şirketlerinde yapısal değişiklik hâlleri olarak bilinen birleşme, bölünme ve tür değiştirme, TTK’nın ikinci kitabı olan “Ticaret Şirketleri”nin, “Genel Hükümler” başlıklı birinci kısmı altında düzenlenmiştir. TTK m. 134/1 hükmüne göre ticaret şirketlerinin birleşme, bölünme ve tür değiştirme işlemlerine TTK m. 134 ilâ 1946 hükümleri uygulanmaktadır. TTK m. 533’e göre ise sona eren anonim şirket, kanundaki istisnalar saklı kalmak üzere, kural olarak tasfiye hâline girmektedir ve hükmün ikinci fıkrasına göre tasfiye hâline giren şirket tasfiyenin sonuna kadar tüzel kişiliğini korumaktadır. Aynı maddenin son cümlesine göre tasfiye hâlindeki şirket organlarının yetkileri tasfiye amacıyla sınırlıdır. Anonim şirketin yeniden yapılandırılması işlemlerinde de TTK m. 134 ve devamında yer alan hükümler uygulama alanı bulmaktadır. Ne var ki, anonim şirketin tasfiye hâlinde olması durumunda, yeniden yapılandırma işlemlerinden yalnızca birleşmeye katılabilmesine dair özel bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre, tasfiye hâlindeki bir şirketin, malvarlığının dağıtılmasına başlanmamışsa ve devrolunan şirket olması şartıyla, birleşmeye katılabilmesine cevaz verilmektedir (TTK m. 138/1).

TTK m. 138’in mehazını oluşturan7 İsvBirK m. 5’te de madde başlığı ve içeriği itibariyle benzer bir düzenlemeye rastlanmaktadır. Hükmün ilk fıkrasına göre; “Tasfiye hâlindeki bir şirket, malvarlığının dağıtılmasına başlanmamışsa devrolunan şirket olarak birleşmeye katılabilir.” ve ikinci fıkrasına göre “Üst yönetim veya idare organı, birinci fıkrada belirtilen şartın yerine getirildiğini doğrulayan bir belgeyi ticaret sicili müdürlüğüne sunmalıdır.8 ” Yine benzer biçimde mehaz Kanun’da da tasfiyedeki şirketlerin bölünmesi ve tür değiştirmesine ilişkin -birleşmede olduğu gibi- özel bir hüküm yer almamaktadır. Bu arada belirtelim ki, İsvBirK hükümlerinin hazırlanmasında Avrupa Birliği’nin yönergeleri dikkate alındığından9 , TTK m. 138, AB Yönergesi m. 89/2 ve 90/2 hükümleriyle de uyumludur10 . Söz konusu hükümlerin ilkinde devralma, ikincisinde ise yeni kuruluş yoluyla birleşmeler bakımından; üye devletlerin hukuklarında, tasfiye hâlindeki şirketlerin birleşmeye katılmalarını öngörebilecekleri düzenlenmiş ancak bunun malvarlığını henüz pay sahiplerine dağıtmaya başlamamış şirketlerle sınırlı tutulması gerektiği de belirtilmiştir. Diğer taraftan AB Yönergesi’nde devralma yoluyla (tam) bölünme için m. 136/2’de m. 89/2’ye, yeni kuruluş yoluyla (tam) bölünme için de m. 155/2’de m. 90/2’ye yollama yapılarak, tasfiye hâlindeki şirketin de söz konusu bölünme işlemlerine katılabileceği öngörülmüştür.