Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kıymetli Evrak Hukukunda Temlik Cirosunun Teminat İşlevinin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Açısından Değerlendirilmesi

An Evaluation of the Collateral Function of the Endorsement in the Law of Negotiable Instruments from the Perspective of the Turkish Commercial Code No.6102

Hande ATMACA ÜLKÜ

Kambiyo senedi, tedavül amacıyla çıkarılan ve parasal değerleri bulunan kıymetli evraktır. Türk Ticaret Kanunu’nda kambiyo senetleri olarak poliçe, bono ve çek düzenlemiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 671. ve 775. maddeleri arasında poliçeye ilişkin hükümler kazuistik bir yöntemle kaleme alınmış ancak bono ve çeke ilişkin kısımlarda, kanun metni poliçeye yönelik düzenlemelere atıf yapılmak suretiyle hazırlanmıştır. Kıymetli evrak hukukunda ciro, bir kıymetli evrakın devredilmesi işlemidir. Cironun teminat işlevi, her cirantanın, kendinden sonra gelenlere ve hamile karşı sorumluluğu noktasında kendini gösterir. Cironun teminat işlevini belirleyen etkenlerden biri, cironun yapılış amacıdır. Ciro, yapılış amacına göre temlik cirosu, tahsil cirosu ve rehin cirosu gibi farklı türlere ayrılabilir. Temlik cirosu ile kıymetli evrakın mülkiyeti devredilirken, tahsil cirosu ile kıymetli evrakın tahsili için yetki devredilir ve rehin cirosu ile kıymetli evrak rehin olarak verilir. Ayrıca, Ciro Edilen Kıymetli Evrakın Hukuki Niteliğine Göre Ciro Şekli Değişiklik Göstereceğinden Teminat İşlevi De Etkilenir.

Kıymetli Evrak, Ciro, Teminat İşlevi.

A bill of exchange is a negotiable instrument that is issued with the purpose of circulation and has a monetary value. Promissory notes, bills of exchange, and checks are regulated as negotiable instruments in the Turkish Commercial Code. The provisions relating to bills of exchange between the Articles 671 and 775 of the Turkish Commercial Code have been written in a casuistic method but the sections relating to promissory notes and checks were prepared by referring to the regulations for bills of exchange. In negotiable instruments law, endorsement is the act of transferring a negotiable instrument. The collateral function of endorsement is manifested in the liability of each endorser to their successors and the holder. One of the factors determining the collateral function of endorsement is the purpose of endorsement. Depending on its purpose, endorsement can be divided into different types such as transfer endorsement, collection endorsement, and pledge endorsement. Whilst the ownership of the negotiable instrument is transferred with the transfer endorsement,; the authority is transferred for collection of the negotiable instrument with the collection endorsement; the negotiable instrument is given as a pledge and with the pledge endorsement. Additionally, the collateral function of endorsement is also affected since the form of endorsement may change depending on the legal nature of the endorsed negotiable instrument.

Negotiable Instrument, Endorsement, Collateral Function.

I. Kıymetli Evrak Hukukunda Kambiyo Senedinin Yeri

Kıymetli evrak hukuku,1 ticaret hayatına özgü olan kambiyo senetleri niteliğindeki senetlerin nasıl düzenleneceklerini, senetlerin ödenmesine ilişkin kaideleri, senetlere bağlı hakların hangi koşullarda devre konu olacağını inceleyerek, elde edilen nitel araştırma sonuçlarının sistematik şekilde kodifikasyon sürecine dahil edilmesi neticesinde oluşan hukuk dalıdır.

Kambiyo senetleri; poliçe, bono ve çekten ibarettir.

Kambiyo senetleri düzenlenmesinin sebepleri bulunmaktadır. Bu sebepler, borçluya borcunu ödeme konusunda mehil verilmesi, borcun ödeme yoluyla sona erdirilmesi ve borcun ifa edilmesinin teminat altına alınmasıdır.

Kambiyo senetleri, illetten mücerret2 kıymetli evrak niteliğindedir. Senedin senet olma niteliğinden kaynaklı ortaya çıkan hak, taraflar arasındaki temel borç ilişkisinden bağımsızdır. Senedin düzenlenmesine esas temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisi arasında bir bağımlılık yoktur. Yani temel borç ilişkisinin geçersiz veya sona ermiş olması kambiyo ilişkisini etkilemez.3 Kambiyo senetlerinin düzenlenmesine neden olan temel borç ilişkisi ile (örneğin satım sözleşmesi) kambiyo senedine dayanan haklar arasında herhangi bir bağlantı yoktur. Bu sayede, temel borç ilişkisinin geçersiz veya sona ermiş olması, kambiyo senedinin geçerliliğini veya devredilebilirliğini etkilemez.

Temel borç ilişkisi, kıymetli evrakın düzenlenmesine veya devrine sebep olan asıl hukuki ilişkidir. Örneğin, bir mal veya hizmet alım-satım sözleşmesi veya bir borç verme sözleşmesi temel borç ilişkisi olabilir. Senedin düzenlenmesinin sebebi olan temel borç ilişkisinin ne olduğunun senet üzerinde belirtilmemesi soyutluk ilkesi ile açıklanır. TBK m.18’de düzenleme bulan soyut borç tanımasının kavramsal karşılığından, illetten mücerretlik ilkesinin tanımlanmasında faydalanılır. Zira kambiyo senetleri illetten mücerret olduğundan alacaklı, temel borç ilişkisindeki hukukî sebebi ispat etmeden, sadece borç senedine dayanarak, alacağını talep etmek hakkına sahiptir. Borçlu ise, hukukî sebebi ve bunun geçerli olmadığını ispat etmelidir. Temel borç ilişkisi kambiyo senedi düzenlenerek verilmesine esas olan temel bir ilişkidir. Temel borç ilişkisinin türlerinin neler olduğunu ve hangi kanun maddelerinde düzenlendiğini belirtmek gerekirse örnek olarak, mal veya hizmet alım-satım sözleşmesi (TTK m.1-6), borç verme sözleşmesi (TTK m.7-12), kefalet sözleşmesi (TTK m.13-18), vekalet sözleşmesi (TTK m.19-24) ve komisyon sözleşmesi (TTK m.25-30) şeklinde sayılabilir. Bu türler arasında en yaygın olanları mal veya hizmet alım-satım sözleşmesi ve borç verme sözleşmesidir.

Kıymetli evrak hukukunda geçerli olan soyutluk ilkesi4 sayesinde, kıymetli evrakın alacaklısı, alacağını sadece senede dayanarak talep edebilir ve borçlu da ancak senedin geçersiz olduğunu veya kendisine ait olmadığını ispat ederek savunma yapabilir. Temel borç ilişkisinin ne olduğunun senette belirtilmemesi de soyutluk ilkesinin bir sonucudur.

Esasen kambiyo taahhüdünün, borçlandırıcı işlem karşılığı olması şart değildir. Bu şekilde borçlandırıcı işlem karşılığı olmaksızın senet düzenlenmişse, senedin hatır ilişkisi kapsamında düzenlenerek verildiği kabul edilir.5 Kıymetli evrak, ticari hayatta kullanılan ve belirli hakları temsil eden senetlerdir. Kıymetli evrakın düzenlenmesi veya devri, taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin ifasını garanti altına almak amacına yöneliktir.

II. Cironun Hukuki Tanımı ve Geçerlilik Koşulları

TTK m.675’e göre, “ciro, kambiyo senedinin arkasına yazılıp imzalanan bir beyandır. Ciro ile senedin hamili değişir ve yeni hamil eski hamilin yerine geçer”.6 Emre yazılı senetlere bağlı hakların tedavüle sokularak başkasına devredilmesi, teminat amacıyla rehin işlemine konu edilmesi veya senetlerin bedellerinin ödenerek tahsilinin sağlanması sebepleri ile senedi uhdesinde bulunduran hamilinin senet üzerindeki yazı ve veya imza ile7 bahsi geçen sebeplere dayalı irade bayanını gözle görülür şekilde ortaya koyması; ciro işlemi olarak adlandırılmaktadır.8 TTK’nın m.681’de belirtildiği üzere kambiyo senetleri kanunen emre yazılıdır. Ciro işlemi ile hem senedin üzerindeki alacak hakkı hem de senedin zilyetliğinin devri ile birlikte senedin mülkiyeti kendiliğinden devralana geçmektedir.

Cironun hukuki niteliğinin ne olduğu hakkında farklı görüşler vardır. Havale teorisi,9 ciro işlemini poliçede düzenleyenden sonra lehtar tarafından yapılan ikinci bir havale olarak açıklamaktadır. Bu ikinci havale ile lehtar, muhataba poliçe bedelini ciro edilene ödeme yetkisini verirken diğer yandan ciro edileni de poliçe bedelini talep ve tahsile yetkili kılmaktadır. Bu şekilde her ciroda havale işlemi tekrar gerçekleşmektedir. Nasıl ki düzenleyen, muhatabın havaleye uygun şekilde ödeme yapacağını garanti etmekte ise lehtar da yaptığı bu ikinci havale ile kendisinden sonra gelen cirantaya karşı bir garanti yükümlülüğü altına girmektedir.

İcap teorisinde10 ise senetten doğan haklar, ciro işlemi gerçekleştikçe ciro edilen nezdinde aslen doğmaktadır ve devreden ciranta senet elinde bulunmadığı için haklarını kullanamamaktadır. İcap teorisine göre keşideci ve sonrasında senedi imzalayan herkes kendisinden sonra gelenlere karşı senetten dolayı sorumlu olmak hususunda ciro yoluyla icapta bulunmaktadır. Senedi ciro ile devralanlar da bu icabı kabul etmiş olmaktadırlar.

Koşul teorisi,11 cironun bozucu şarta bağlı bir devir şekli olduğunu kabul eder. Bu kapsamda eğer senet kabul edilmez veya ödenmezse bozucu şart gerçekleşir ve senet içeriğindeki hak ile birlikte cirantaya geri döner. Bu teoriye göre haklar aslen değil, devren iktisap edilmektedir.

Bizce, havale teorisine göre, ciro, kambiyo senetlerinin alacaklısının alacağını bir başkasına devretmesi anlamına gelir. Bu teori, ciro yoluyla devri öngörülen diğer emre yazılı senetleri dikkate almaz. Örneğin, bir poliçe veya çekin ciro edilmesiyle, alacaklı sadece alacağını değil, aynı zamanda senedin kendisini de devretmiş olur. Bu nedenle, havale teorisi, cironun sadece alacak devri olarak görülmesi bakımından eksiktir.

Öneri teorisine göre, ciro, kambiyo senetlerinin alacaklısının borçlusuna yeni bir alacaklı önermesi anlamına gelir. Bu teori, ciro edilen senedin yeni alacaklıya geçmesini sağlayan hukuki işlemi açıklamaz. Örneğin, bir poliçe veya çekin ciro edilmesiyle, yeni alacaklı senedin sahibi olur ve eski alacaklıdan farklı haklara sahip olabilir. Bu nedenle, öneri teorisi, cironun sadece borçlu ile yeni alacaklı arasında bir ilişki kurması bakımından eksiktir.

Koşul teorisine göre, ciro, kambiyo senetlerinin alacaklısının alacağını yeni bir alacaklıya devretmesi koşuluyla borçlusuna yeni bir senet vermesi anlamına gelir. Bu teori, ciro edilen senedin yeni alacaklıya geçmesini sağlayan hukuki işlemi açıklamaz. Örneğin, bir poliçe veya çekin ciro edilmesiyle, yeni alacaklı senedin sahibi olur ve eski alacaklıdan farklı haklara sahip olabilir. Bu nedenle, koşul teorisi, cironun sadece borçlu ile eski alacaklı arasında yeni bir senet ilişkisi kurması bakımından eksiktir.

Biz de cironun hukuki mahiyetini açıklamaya yönelen havale, öneri ve koşul teorilerinin ciroyu sadece kambiyo senetleri açısından ele alarak ciro yoluyla devri öngörülen diğer emre yazılı senetleri göz ardı etmiş olduğu yönündeki görüşe12 katılmaktayız.

Bu üç teori de cironun kambiyo senetleri açısından ele alınmasını sağlar ancak ciro yoluyla devri öngörülen diğer emre yazılı senetleri göz ardı eder. Bu nedenle, bu teoriler cironun hukuki mahiyetini tam olarak açıklayamaz.

Ancak uygulamada kabul edilen diğer bir teori olan, temlik teorisi13 ise, ciro işleminin alacağın temliki ve devri gibi hukuki devir biçimlerinden biri olduğu noktasından hareket etmektedir. Bu görüşe göre, senedi devralan kişi, herhangi bir şarta bağlı olmaksızın senetteki hakkı elde eder. Bir diğer ifadeyle, ciro yoluyla devir işlemi gerçekleştiğinde, senedi devralan kişi cirantanın yerine geçerek hak sahibi olur. Bu durumda, ciro edilen kişi cirantanın hukuki halefidir. Bu görüşteki yazar, temlik teorisine ilişkin olarak senedi devralanın herhangi bir şarta bağlı olmaksızın ciro işleminin senetteki hakkın iktisabını sağladığını ve emre yazılı senedin tedavül kabiliyetini arttırdığını bu şekilde diğer teorilerden farklı olarak temlik cirosunun, bütün emre yazılı kıymetli evrakın devrini de açıklayabilecek nitelikte olduğunu isabetli şekilde ortaya koymuştur.14

Ciro işlemi, senedin ön yüzüne yapılabilir. TTK m.683/I. gereğince cironun senede bağlı olan ve “alonj” şeklinde tabir edilen kağıt üzerine yazılarak ciranta tarafından imzalanması gerekir. Ciro işleminde, devir iradesi mutlaka yazılı olarak ortaya konulmalıdır. Zira TTK m.701’de, bir açıklama yapılmadan senedin ön yüzüne atılan imzanın aval hükmünde olduğu açıkça belirtilmiştir.

Cironun şartları, Türk Ticaret Kanunu’nun 648. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, ciro, poliçenin cirosuna ilişkin hükümler uyarınca yapılır. Devir için ciro ve senedin zilyetliğinin geçirilmesi yeterlidir. Ciro, senedin arkasına veya ayrı bir kağıda yazılabilir. Ciro, senedin tamamını veya bir kısmını devretmek üzere yapılabilir. Ciro, cirantanın imzasından ibaret olabileceği gibi, lehine ciro yapılan kimsenin de gösterilmesi zorunlu olabilir. Lehine ciro yapılan kimsenin gösterilmediği ciroya beyaz ciro denir.15 Cironun geçerli olması için, bu şartların tamamının yerine getirilmesi gerekir.

Ciro, kural olarak vadeye kadar yapılabilir. Ancak ödeme protestosu çekilmeden veya ödeme protestosu çekilebilecek sürenin sonuna kadar yapılan ciro da normal bir ciro olarak kabul edilir. Bu süre dolduktan sonra yapılan ciro, alacağın temliki hükmünde olmakla gecikmiş ciro niteliğindedir. Cironun ne zaman yapıldığı tespit edilemiyorsa, ciro normal cirodur; alacağın temliki hükmünde değildir.

Ciro, kambiyo senetlerinin tedavülünü kolaylaştıran ve alacaklıya ek teminat sağlayan bir kavramdır. Ciro ile senedin içerdiği hakkın devredilmesi sağlanırken, ciro eden kişi hem kendisinin hem de önceki borçluların sorumluluğunu devrettiği için alacaklıya ödeme güvencesi verir. Ciro eden kişi, senedin ödenmemesi halinde kendisine rücu edilebileceğini bildiği için alacaklıya karşı soyut bir taahhüt altına girer.

Senet borçlusunun doğrudan ilişkide bulunduğu kişiye karşı ileri sürebileceği def’ileri, doğrudan ilişkide bulunmadığı senet alacaklısına karşı ileri sürmesi mümkün değildir. Kıymetli evrakta defiler, etkili oldukları kişilere göre mutlak ve nisbi defiler olarak ikiye ayrılırlar. Mutlak defiler, borçlu tarafından senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebilen defilerdir. Nisbi defiler ise, belirli bir borçlu tarafından yalnızca belirli bir senet alacaklısına karşı ileri sürülebilen defilerdir.16 Şahsi def’iler ise devredilen alacağa bağlı olmayıp taraflar arasındaki ilişkiden kaynaklanır ve buna özgüdür.