Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Yapılması ve Sona Ermesine İlişkin Değerlendirme

Devrim Ulucan

4857 sayılı İş Kanunu, 1475 sayılı İş Kanununun yerine geçerken önemli yenilikler getirmiştir. Bu kanunun önemli özelliklerinden birisi sözleşme özgürlüğü çerçevesinde zaman içinde oluşturulan ekonomik ve sosyal gerçeklere dayanan yeni iş sözleşmesi türlerinden bazılarını özel olarak düzenleme konusu yapmış olmasıdır. Bu düzenlemelerle bir yandan yeni çalışma türlerine ve onların özelliklerine uygun sözleşmelerin yapılmasını sağlamak, diğer yandan da bu tür sözleşmelerin yapılması halinde işçilerin hak ve çıkarlarını yasal koruma altına almak amaçlanmıştır.

1475 sayılı kanunun yürürlükte olduğu dönemde uygulamada rastlanan ve çoğunlukla Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde geçerlik kazandırılan ve yorumlanan bu yeni sözleşme türleri, yeni yürürlüğe giren yasa ile hukuki açıdan belirli koşullara bağlanmış, ayrıca işçiler bakımından da koruyucu hükümlerle güvence altına alınmaya çalışılmıştır.

Kanunun 9. maddesinin 1. fıkrası “Taraflar iş sözleşmesini, kanun hükümleriyle getirilen sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla, ihtiyaçlarına uygun türde düzenleyebilirler...” hükmü ile, sözleşme özgürlüğüne uygun bir biçimde koşulların gerektirdiği durumlarda yeni sözleşme türleri oluşturmak için tarafların serbestçe hareket edebileceklerini ilke olarak kabul etmektedir. Aynı maddenin 2. fıkrası da, bu konuda yerleşmiş bazı sözleşme türlerini “iş sözleşmeleri belirli veya belirsiz süreli yapılır. Bu sözleşmeler çalışma biçimleri bakımından tam süreli veya kısmi süreli yahut deneme süreli ya da diğer türde oluşturulabilir” şeklinde örneklemektedir.