Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kripto Varlıkların Haczi ve Paraya Çevrilmesi

Seizure and Liquidation of Crypto Assets

Uğur BULUT

Teknolojinin gelişmesiyle hayatımıza giren kripto para ve diğer kripto varlıklar, çeşitli hukuk alanları tarafından düzenlenen konularda yeni sorunlara sebep olmaktadır. Mevcut kanunî düzenlemeler, bu sorunların tamamına çözüm üretmekte de yetersiz kalabilmektedir. Bu kapsamda icra hukuku bakımından ortaya çıkan en ciddî tartışmalardan birinin kripto varlıkların haczi ve satışı noktasında olduğu söylenebilir. Kanaatimizce, kripto varlıkların haczi ve satışı mümkün olmakla beraber bu süreçte çeşitli sorunlarla karşılaşılması da kaçınılmazdır. Bu sorunlara çözüm bulabilmek için kripto varlıkların hukukî niteliğini kıyasen dahi olsa belirleyebilmek gerekmektedir. Kripto varlıklar, mevcut düzenlemeler karşısında icra hukuku bakımından taşınır mal veya duruma göre bir alacak hakkı olarak kabul edilebilir ve haciz işlemleri bakımından bu düzenlemeler uygulama alanı bulabilir. Ancak, her hâlükârda, kripto varlıkların tespiti ve haczi noktasında diğer taşınır mallar için söz konusu olmayan sorunlu hususlar mevcuttur. Bu nedenle, bu sorunlar bakımından kanunî değişiklikler yapılması ve icra organlarının bilgilendirilmesi gerekli olup zaman içerisinde konuya ilişkin özel düzenlemelerin ortaya çıkacağı öngörülmektedir. Kuşkusuz, bu düzenlemeler yapılırken de kripto varlıkların niteliğine aykırı veya uygulaması imkânsız hükümlerden kaçınılmalıdır.

Kripto Varlık, Kripto Para, Bitcoin, İcra Takibi, Haciz, Paraya Çevirme.

Cryptocurrencies and other crypto assets, introduced into our lives with the technological development, are causing new problems in matters regulated by various fields of law. The existing legal regulations may also be insufficient to solve all of these problems. In this context, it can be said that one of the most serious debates arising in terms of foreclosure law is the seizure and liquidation of crypto assets. In our opinion, although the seizure and sale of crypto assets are possible, it is inevitable to encounter various problems in this process. In order to find solutions to these problems, it is necessary to determine the legal nature of crypto assets, even by analogy. In the face of the existing regulations, crypto assets may be accepted as movable property or, as the case maybe, a right to claim and corresponding regulations can be applied in terms of foreclosure proceedings. However, in any case, there are problematic issues regarding the identification and seizure of crypto assets that are not the case for other movable assets or rights. Therefore, it is necessary to make legislative amendments and to inform the foreclosure bodies with regard to these problems, and it is foreseen that special regulations on the subject will emerge in time. Undoubtedly, while making these arrangements, provisions that are contrary to the nature of crypto assets or impossible to implement should be avoided.

Crypto Asset, Crypto Currency, Bitcoin, Foreclosure Proceeding, Seizure, Liquidation.

I. Giriş

Teknolojik gelişmeler her alanda çok hızlı bir şekilde etkisini göstermektedir. Hukuk da hayatın her alanıyla ilgili olmakla bu teknolojik gelişmelerden doğrudan etkilenmekte ve onlara uygun düzenleme ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. İtiraf etmek gerekir ki, hukuk, özellikle son yıllarda teknolojik ilerlemeyle ortaya çıkan yeni birtakım noktalarda teknoloji kadar hızlı gelişme gösterememekte ve bu durum hukuken tartışmalı ve hatta bir kısmı belirsiz yeni sorunlara sebep olabilmektedir.

Esasen kısa sayılamayacak kadar bir süre önce duyurulmuş olmasına rağmen son yıllarda hızla yayılan kripto varlıklar, hukukun her alanında yakın zamanda çözüme kavuşamayacak derecede derin tartışmalara sebep olmuştur. Bu kapsamda, kripto varlıkların maddî değeriyle birlikte haczedilmesi ve devamında paraya çevrilmesiyle ilgili de birçok tartışma yaşanmaktadır. Bu tartışmalar daha çok kripto paralar özelinde yapılsa da esasen diğer kripto varlık çeşitleri için de benzer sorunlar yaşanmaktadır. Bu çalışmada genel olarak kripto varlıkların hukukî niteliği ile haczi ve paraya çevrilmesine yönelik değerlendirme ve çözüm önerileri üzerinde durulmuştur. Kuşkusuz, her bir kripto varlık türünün niteliğine ve özelliklerine göre veyahut çalışmanın yapıldığı anda mevcut olmayan yeni teknik gelişmelere göre farklılıklar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, çalışmamızda sadece kripto paralar özelinde tespitler yapılmayacak olmakla beraber, yapacağımız genel değerlendirmelerin özel kripto varlık türlerine uyarlanması konusunda ilgili kripto varlığa ilişkin özelliklerin de göz önüne alınması gerekmektedir.1

Çalışmamızda, ilk olarak kripto varlıkların tanımı, türleri ve hukukî niteliğine yönelik tespit ve değerlendirmelere yer verilmiştir. Bu varlıkların haczi ve paraya çevrilmesi bakımından, öncelikle icra hukukunun amacından hareketle haczedilebilir malvarlığı değerlerine ilişkin genel açıklamalar yapılmış; daha sonra ise, bu açıklamalar çerçevesinde kripto varlıklara yönelik tartışmalara yer verilmiştir. Son olarak konuya ilişkin kanaatimiz, değerlendirme ve muhtemel çözüm önerilerimizle birlikte sunulmuştur.

II. Kripto Varlıkların Tanımı ve Hukukî Niteliği

“Kripto” ve “varlık” kelimelerinin sözlük tanımları sırasıyla “saklı yazı” ve “mal, mülk, para” şeklindedir.2 Teknolojik gelişmeler neticesinde hayatımıza giren ve her geçen gün daha sık karşılaştığımız kripto varlık ifadesi de esasen kendisini oluşturan bu kelimelerin sözlük tanımlarını karşılar bir anlamda kullanılmaktadır. Diğer yandan, derin teknik detayları hem bu çalışmanın hem de yazar olarak şahsımın uzmanlık alanını aşmasına rağmen, kripto varlıkların ortaya çıkmasına ve yaygınlaşmasına neden olan teknolojinin çalışma prensiplerinden kısmen de olsa bahsetmek gerekmektedir. Böylece kripto varlıkların tam olarak neyi karşıladığını ve devamında hukukî niteliğini tespit edebilmek mümkün olabilir.

Sadece kripto varlıklara ilişkin olmasa da pratikte kripto varlıklara öncülük ettiği söylenebilen3 ve kripto varlıkların temelinde yer alan4 blokzincir (blockchain) teknolojisi,5 merkezî olmayan bir şekilde ve zincir oluşturan bloklar olarak faaliyet gösteren dijital bir ağ olarak tanımlanmaktadır.6 Bu ağ, katılımcılar arasındaki işlemleri Dağıtık Defter Teknolojisi (Distributed Ledger Teknology) ve şifreleme yöntemiyle kalıcı ve güvenli bir şekilde kaydetmektedir.7 İlgili ağda işlem yapan kullanıcılar, gerçek kimlik bilgileriyle değil işlemden işleme değişen transfer kodları ve kullanıcı adlarıyla blokzincirde yer alırlar.8 Bu nedenle, katılımcıların gerçek kimlikleri tespit edilemez.9 Bu tespiti yapacak merkezî bir kuruluş da yoktur. Nitekim, bu teknoloji, kayıtların tutulduğu defterin merkezî olmamasına; aksine, tüm katılımcılar arasında paylaşılmasına dayanmakta ve bilgi blokları arasındaki bağlantıya imkân tanıyarak dağıtık online bir veritabanı oluşturmaktadır. Blokzincir ile bloklar arasındaki bağın kurulmasında işlem verilerinin değiştirilmesini imkânsız kılacak şekilde şifreleme kullanılmaktadır.10 Böylece, belirli bir merkezî sunucuda yer almayan, aksine dağıtılmış bir şekilde bilgi paketlerinden oluşan, bilginin okunması ve aktarılmasında güvenli bir yönteme sahip online bir veritabanı karşımıza çıkmaktadır. Kullanıcılar, Bitcoin11 veya diğer kripto varlık transferi ya da diğer bilgilerin yüklenmesi gibi işlemlerini bu ağa gönderebilir. Zamanla ve ilgili teknolojinin gelişmesiyle çok farklı alanlarda blokzincirden faydalanılmasının mümkün olacağı düşünülmektedir.12

Blokzincir teknolojisi, sadece kripto varlıkların değil genel anlamda her türlü veri ve bilginin transferine hizmet edebilecek genel amaçlı bir teknolojidir. Hatta blokzincirin genel anlamda fiziken kâğıt belgelerin yerine geçebileceği, firmaların ve hükümetlerin bu teknolojiden kapsamlı bir şekilde yararlanmanın yollarını aradığı ifade edilmektedir.13

Kripto paralardan daha geniş bir anlamda kullanılan14 kripto varlıklar, varlık birimlerinin üretimini düzenlemek ve bu birimlerin taraflar arasında merkezî olmayan bir şekilde blokzincir aracılığıyla15 transferini doğrulamak için kriptografiye16 dayanan teknikler kullanan gayri maddî varlıklar olarak tanımlanabilir.17 Türk hukukunda Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik’in18 uygulanmasında kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar olarak tanımlanmıştır. Ancak bu tanımın sadece yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin olduğunu, kripto varlıklara ilişkin genel bir tanım olmadığını da belirtmek gerekir.19

Kripto varlıklar, dijital dünyada maddî bir değere sahip tokenlardır.20 Kripto para olarak adlandırılan ve dijital ödeme aracı olan ödeme tokenları, belirli platform ve servislere dijital ulaşım imkânı sağlayan fayda tokenları ve mal üzerindeki sahiplik haklarını temsil ederek yatırım aracı olarak görülen güvenlik tokenları olmak üzere kripto varlıklar temel olarak üç gruba ayrılmaktadır.21 Birden fazla farklı tokenın özelliğinin bir arada bulunması hâlinde22 ise, hibrit tokendan söz edilebilmektedir.23 Bu tanım ve gruplamalardan anlaşılacağı üzere, kripto varlıklar çeşitli şekillerde bir ayrıma tâbi tutulabilmekte ve en çok bilinen kripto para olarak adlandırılan türü dahil tüm alt çeşitleri her hâlükârda bir değeri temsil etmektedir.

Bu noktada belirtmek gerekir ki, kripto paralar tam olarak sanal para anlamına da gelmemektedir;24 sanal para, bir merkez bankası veya kredi kurumu tarafından basılmayan ve paraya alternatif olarak kullanılan bir dijital temsili değer olarak tanımlanırken25 kripto para, değer transferinin doğrulanması için kriptografiye dayanan sanal paradır.26 Geniş ve güvenli kullanımı nedeniyle kripto paraların, bir gün ulusal paranın yerini alacağı dahi ileri sürülmüştür.27 Diğer yandan kripto paraların fizikî bir varlığı olmadığı için, alım satım işlemleri sadece sanal cüzdanlar28 aracılığıyla yapılabilir.29 Her cüzdana ait açık (public) ve gizli/özel (private) anahtar bulunmakta olup açık anahtar diğer kullanıcılar tarafından görülerek işlem yapmak için kullanılabilir. Gizli anahtar ise, cüzdanın şifresi gibi düşünülebilecek olup sadece cüzdanın sahibi tarafından bilinir ve cüzdana ilişkin işlemlerin onaylanması için kullanılır.30 Bu gizli anahtara sahip kişi,31 cüzdandaki kripto varlık üzerinde tasarruf yetkisini haiz olur.32 Hatta kripto varlıklar bakımından önemli olan, değeri olanın aslında bizatihi bu özel anahtar olduğu söylenebilir.33

Kripto varlıkların ve bu kapsamda kripto paraların hukukî niteliği konusunda çeşitli tartışmalar vardır. Bu noktada, kripto varlıkların temeli olan blokzincirin hukukî niteliği de tartışılmaktadır.34 Bu tartışmaların ve konuyla ilgili görüşlerin tamamını değerlendirmek çalışmamızın kapsamını aşmaktadır. Bu nedenle, ilgili görüşlere ve gerekçelere kısaca değinmekle yetineceğiniz.

Kripto varlıkların eşya veya -özellikle kripto paralar bakımından- para niteliğinde olup olmadığı konusunda tartışmalar yaşanmaktadır.35 Hukukî anlamda eşya, üzerinde bireysel hakimiyet sağlanabilen, ekonomik değer taşıyan, kişilik değerleri kapsamına girmeyen cismanî varlıklar olarak tanımlandığında,36 cismanî bir varlığı olmayan kripto varlıkların eşya niteliği taşımadığı sonucuna varılmaktadır.37 Diğer yandan, daha önce açıklandığı üzere38 kripto varlık üzerinde tasarruf imkânı sağlayan gizli anahtara sahip olma ile kripto varlıklar üzerinde hâkimiyet kurulabildiği de ileri sürülmektedir.39 Dahası, Türk Medenî Kanunu’nun 762. maddesi uyarınca taşınır mülkiyetinin konusu edinmeye elverişli olan ve taşınmaz mülkiyetinin kapsamına girmeyen doğal güçler olarak düzenlenerek zamanla oluşabilecek ihtiyaçların giderilebilmesi için cismanî varlık şartından ödün verilebileceği ve kripto varlıkların da bu kapsamda eşya niteliğinde görülebileceği sonucuna varılmıştır.40 O hâlde, kripto varlıklar da geniş anlamda eşya olarak ve mülkiyet hakkının konusu olarak kabul edilmelidir. Bu görüşe göre, bu varlıklar merkezî bir ihraç makamınca çıkarılmadıkları için alacak hakkı doğuran bir şey olarak da nitelendirilemeyecektir.41 Bu nedenle, bu varlıkların sahibi ile bağının kurulması ve özellikle icra hukuku sisteminde sorunlara sebep olunmaması için eşya olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.42 Konuya ilişkin benzer bir görüş ise, cismanî varlığı olmayan şeylerin eşya olarak kabul edilebilmesi özel bir düzenleme olması gerektiğine ve kripto varlıklar için böyle bir düzenleme olmadığına dikkat çekmekte ve bu nedenle kripto varlıkların eşya olarak kabul edilemeyeceğini, ancak eşyaya ilişkin hükümlere tâbi tutulabileceğini ileri sürmektedir.43 Kripto varlıklar üzerinde tam olarak hâkimiyet kurulamadığını belirten diğer bir görüş ise, bu değerlerin iş hayatı ile günlük hayattaki kullanımının artmasını ve ekonomideki yerini dikkate alarak değişim aracı olma özelliği güçlü olan paralara yaklaştığını ifade etmektedir.44

Bir ödeme aracı olarak para, mal ve hizmet satın almada kullanılan değişim aracı olma, hesap birimi olma, tasarruf aracı olma fonksiyonlarını yerine getirmelidir.45 Kripto varlıklar henüz bu özellikleri tam olarak karşılar nitelikte kabul edilememektedir.46 Nitekim Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik47 ile kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı olarak kullanılması yasaklanmıştır. Böylece, kripto varlıkların değişim aracı olma özelliği bulunmakla birlikte özellikle ülkemiz bakımından bu yönünün sınırlandığı söylenebilir. Bu nedenle, parasal bir değeri olsa dahi kripto varlıkların para niteliğinde olduğu kabul edilememektedir.48 Ancak, hukuk sisteminin para borçlarını diğer borçlardan ayrı bir yerde görmesinden hareket edilerek bir para borcu alacaklısının aslî beklentisinin borçlu tarafından kendisine aktarılması gereken soyut bir değere ilişkin olduğu ve o değerin atfedildiği kâğıt veya başka bir şekildeki somut varlığın esasen birincil olarak önemli olmadığı sonucuna varılmış ve kripto varlıklar da bu kapsamda para borçlarına yaklaştırılmıştır.49 Benzer şekilde, para tanımı ve fonksiyonlarına geleneksel yaklaşımdan uzaklaşılması gerektiği, ekonomi biliminin para tanımını kripto paraları da içerisine alacak şekilde gözden geçirmesi gerektiği de ileri sürülmüştür.50 Buna rağmen, çoğunlukla kripto varlıklar elektronik para51 olarak da nitelendirilememektedir.52 Yönetmelik’te yer verilen kripto varlığın ne olmadığına dair ifadelerden hareketle kripto varlıkların, elektronik para niteliğinde olmasa dahi sanal para niteliğinde kabul edilebileceği sonucuna varılmıştır.53 Diğer yandan, kripto paraların, özellikle54 yabancı devletler tarafından resmî para olarak tanınması hâlinde,55 Türkiye bakımından döviz cinsi bir para olarak nitelendirilebileceği söylenebilir.56

Kripto varlıkların menkul kıymet niteliği de tartışılmış; ancak, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu tanımları karşısında bu kapsamda da yer alamayacağı sonucuna varılmıştır.57 Nitekim, Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik58 uyarınca da menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayrî maddî mallar kripto varlık olarak tanımlanmıştır.59 Diğer yandan, İsviçre’de kabul edilen ve 1 Şubat 2021 tarihinden itibaren yürürlükte olan düzenleme60 ile kayıt değeri hakkı (Registerwertrecht) olarak ifade edilen kripto varlıklar,61 sertifikasız menkul kıymet olarak kabul edilmiştir.62 Klasik anlamda menkul kıymetler merkezî bir sicile kaydedilmekteyken, kayıt değeri hakkı olarak ifade edilen kripto varlıklar dağıtık bir elektronik kayda (Blokzincir) dayanmaktadır.63

Türk hukuku bakımından kripto paralar ve diğer kripto varlıklar için şu an için herhangi bir özel hukukî nitelendirmeye yer veren düzenleme mevcut olmadığından, tartışmalar çeşitli hükümlerin kıyasen dikkate alınması çerçevesinde bir süre daha devam edecek gibi görünmektedir. Bu kapsamda açıkça belirmek gerekir ki, bugüne kadar yapılan hukukî nitelendirmeler tüm kripto varlıkları kapsayıcı nitelikte ve net bir sonuca varmaya imkân tanımamaktadır. Bu nedenle, muhtemel bir kanunî düzenleme ile kripto paraların ve diğer kripto varlıkların, belirli nitelikteki bir mal veya hakka ilişkin hükümlere kıyasen tâbi tutulması düşünülebilir.