Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ceza Muhakemesi Hukukunda İşkence Yasağı

Prohibition of Torture in Penal Procedure Law

Cengiz Topel ÇİFTCİOĞLU

İşkence, insanı insan yapan birçok değeri göz ardı ederek onu obje durumuna düşüren; bu suretle insanı önce kendi gözünde değersiz ve kişiliksiz kılan, ona aşağılanmışlık duygusu veren bir yöntemdir. İşkence geçmişten günümüze kadar ideolojik nedenlerle karşıt görüştekileri cezalandırmak, korkutmak ve sindirmek; suçluların cezalandırılması veya suç delillerinin elde edilmesi bu çerçevede suçla ilgili bilgilere ulaşılması, şüpheli veya sanığın itiraf ve ikrarının temini gibi amaçlarla uygulanmıştır.

Günümüzde işkenceyi yasaklayıp suç saymayan hiçbir demokratik hukuk devleti yoktur. Modern ceza muhakemesi hukukunda “her ne pahasına olursa olsun” maddi gerçeğin ortaya çıkarılması anlayışı terk edilmiş ve ceza kovuşturmasında insan onurunun korunması mutlak bir değer haline gelmiştir.Bu çalışmada ceza muhakemesinde işkence yasağı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Türk hukuku bakımından değerlendirilmiştir.

İşkence, İtham Sistemi, Tahkik Sistemi, Hukuka Aykırı Delil, Yasak Sorgu Yöntemleri.

Torture turns many humanitarian values into object by ignoring them. So, it is a method that gives a person the feeling of inferiority complex and makes him/her think himself/herself worthless and characterless. From past to present, torture has been applied to punish, threaten and assimilate dissenters because of ideological reasons and to fine the guilties or to elicit evindence of crime. Therefore, it has been applied to get the information related to crime, to obtain confession and admission of the suspect of the defendant.

There is no democratic law state which outlaws the torture and considers it legal. It was given up that material fact is ascertained ‘’at all costs’’ in modern penal procedure law. Therefore, It becomes an absolute value that honor of human is preserved. In this study, prohibition of torture in penal procedure is evaluated in terms of European Convention on Human Rights and Turkish law.

Torture, System of Accusing, System of Investigation, Illegal Evidences, Methods of Prohibition Interrogation.

GİRİŞ

Genel olarak işkence, insanı insan yapan birçok değeri hiçe sayıp, insanı obje durumuna düşüren; ayrıca insanı kendi gözünde değersiz ve kişiliksiz kılan, insana aşağılanmışlık duygusu veren bir muamele olarak tanımlanabilir. İşkence geçmişten günümüze kadar başlıca iki amaçla kullanılmıştır. Bunlardan birincisi ideolojik nedenlerle karşıt görüştekileri cezalandırmak, korkutmak ve sindirmek; ikincisi ise, suçluların cezalandırılması ya da suç delillerinin elde edilmesi bu suretle suçla ilgili bilgilere ulaşılması, şüpheli veya sanığın itiraf ve ikrarının temini amacıyla bir usul işlemi olarak uygulamaktır.

Şüpheli veya sanıktan delile ulaşan sistemlerin vazgeçilmezi haline gelen işkence, başkalarının haklarını göz ardı etmek uğruna her şeyin kolayına kaçan insanoğlunun en kötü ve en büyük buluşlarındandır. İnsanoğlu bu buluşuna karşın, onunla başa çıkmak için de gerek ulusal gerek uluslararası düzeyde mücadelesini sürdürmektedir. Günümüzde işkenceyi yasaklayıp, suç saymayan hiçbir demokratik hukuk devleti yoktur. Artık çağdaş ceza muhakemesi hukuklarında, “her ne pahasına olursa olsun” maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, kabul gören bir prensip olmaktan çıkmış ve ceza kovuşturmasında insan onurunun korunması mutlak bir değer haline gelmiştir. Her ne kadar sanığın maddi gerçeğin araştırılıp ortaya çıkarılmasına, bazı önlemlere katlanmak suretiyle katkı da bulunmak yükümlülüğü mevcut ise de, muhakeme süjesi olan sanık kesinlikle muhakeme objesi durumuna düşürülemez.

İşkencenin dünyanın her ülkesinde suç sayılmasına ve işkenceyi yasaklayan ve cezalandıran birçok uluslararası belgenin varlığına karşın, 21.yy’da dahi bu korkunç uygulamanın önüne geçilebilmiş değildir. Oysa işkence yasağının emredici (Jus Cogens) nitelikte bir uluslararası hukuk kuralı haline geldiği herkesçe kabul edilmektedir. Bu itibarla işkence yasağı, genel uluslararası hukukun buyruk bir kuralıdır ve egemen devletlerin bile bunun aksine bir kural koymaları mümkün değildir.