Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kamu Görevlilerinin Özel Hayata Saygı Hakkına Müdahaleye İlişkin Olarak Anayasa Mahkemesince Kullanılan Ölçütler

The Criteria Used by the Constitutional Court Regarding the Intervention of Public Officers’ Right to Respect for Private Life

Ayşe Almıla TANRIVERDİ

Kamu görevlisi, idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerindeki insan unsurudur. Kamu görevlisi, kamu görevini ifa ediyor olması nedeniyle Anayasada ve ilgili mevzuatta düzenlenen bir takım hak ve yükümlülüklere tabiidir. Kamu personelinin kamu görevi ifa ediyor olması kamu görevlisinin temel hak ve özgürlüklerini kullanmasıyla bazı sonuçlar doğurmaktadır. Sahip olunan temel haklar bireyin kamu görevlisi statüsünde olması nedeniyle idarenin müdahalesine açılmaktadır. Özel hayata saygı hakkı da kamu görevlisi için hakkı içinde bulundurmakla birlikte aynı zamanda bazı müdahalelere de açıktır. Bu müdahaleler idareye son derece geniş yetkiler tanınması hâlinde hakkı kullanılamaz duruma getirecektir. Bu nedenle hakkın kullanımı, sınırlandırılması ve korunması için bazı ölçütlere ihtiyaç duyulmaktadır. Anayasa Mahkemesi idare tarafından yapılabilecek bu müdahalelere yönelik bazı ölçütler belirlemektedir. Anayasa Mahkemesince belirlenen ölçütler kamu görevlisinin özel hayata saygı hakkını kullanabilmesi için son derece önemlidir. Anayasa Mahkemesi kamu görevlisinin özel hayata saygı hakkına yapılan müdahaleyi değerlendirirken birden fazla ölçüt kullanmaktadır. Bu ölçütler; kamu görevlisinin özel hayatına ilişkin eyleminin kuruma sirayet edip etmemesi, müdahalenin adil dengeye uygun olması, ölçülülük, ilgili ve yeterli gerekçe olması ve demokratik toplum düzeninin gerekliliklerine uygunluk ölçütleridir. Bu çalışmada Anayasa Mahkemesinin kamu görevlisinin özel hayata saygı hakkına yapılan müdahalelerde hakkın ihlâlinin belirlenebilmesi için dikkat ettiği hususlar incelenmektedir.

Kamu Görevlisi, Özel Hayata Saygı Hakkı, Anayasa Mahkemesi, Kamu Hizmeti, Disiplin Cezası.

The public officer is the human element in the public services that the administration is obliged to carry out. A public officer is subject to a team of rights and notifications regulated in the Constitution and relevant legislation, due to the fact that he is performing a public duty. The fact that public personnel are performing public duties has some consequences with the use of their fundamental rights and freedoms. The fundamental rights are opened to the intervention of the administration since the individuals are in public services. Whereas the right to respect for private life also includes the right for public officers, it is also open to some interventions. In the event that extremely broad powers are vested in the administration, these interventions will render the right inapplicable. Therefore, some criteria are needed for the exercise, limitation and protection of the right. The Constitutional Court draws some criteria for these interventions that may be made by the administration. The criteria drawn by the Constitutional Court are extremely important for a public officer to exercise the right to respect for private life. The Constitutional Court applies more than one criterion when evaluating the intervention on the right to respect for private life of public officers. These criteria are; whether the public officer’s action regarding the private life extends to the institution, whether the intervention is in accordance with a fair balance, proportionality, relevant and sufficient justification and conformity with the requirements of the democratic social order. This paper reviews the issues that the Constitutional Court has taken into consideration in order to determine the violation of the right to respect for private life of public officers.

Public Officer, Right to Respect for Private Life, Constitutional Court, Public Service, Disciplinary Punishment.

Giriş

Kamu görevlisi, kamu hizmetini yürütmekle görevli olan idarenin insan unsurudur. Nihayetinde kamu hizmetini yürütmekle görevli olsa da kamu görevlisinin de özel hayatı ve özel hayatına ilişkin eylemleri bulunmaktadır. İşte bu eylemlerde bulunurken kamu görevlisi ne kadar serbesttir ya da idarenin kamu görevlisinin özel hayatına ilişkin eylemlerinden ötürü kamu görevlisi üzerinde disiplin hukukuna ilişkin yetkileri var mıdır var ise idarenin kamu görevlisinin özel hayatına yapacağı müdahalenin sınırı nedir? Devlet ne zaman kamu görevlisinin özel hayatı ile ilgilenmelidir1? Esasen çalışma, bu ve benzeri soruların temelinde şekillenmektedir.

Bir kişinin salt kamu görevi yapıyor olması nedeniyle özel hayatına yönelik müdahalede bulunulup bulunulamayacağı ya da özel hayatına yönelik yapılan müdahalenin ölçüsünün nasıl belirleneceği önem arz etmektedir. İdarenin özel hayata saygı hakkına ilişkin taktir marjının geniş tutulması ya da kamu görevlisinin tüm fiil, eylem, hareket ve davranışının hizmetin içinde olduğu kabul edildiğinde kamu görevlisinin özel hayatını yaşayacak alanı kalmayacaktır. Elbette ki kamu görevlisi kamu görevi yapıyor olması nedeniyle bu görevden doğan kimi bazı ödevler ve yükümlülüklere mesleki ve etik kurallara uymakla yükümlüdür. Ancak bu yükümlülükler idareye özel hayata sınırsız müdahale imkânı vermemelidir.

Bir taraftan kamu hizmetinin yürütülmesinin kamu görevlisinin özel hayatındaki eylemlerden etkilenmemesi bir taraftan da kişinin özel hayatına ilişkin yapmış olduğu tercihlere ya da eylemlere müdahale edilmemesi ve müdahale ediliyor ise müdahaleye ilişkin sınırların belirlenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada özel hayat kavramı, kamu görevlisinin özel hayat kapsamındaki davranışları, kamu görevlisi olmanın sonucu olarak özel hayata müdahalede doğabilecek farklılıklar ve kamu görevlisinin özel hayata saygı hakkına yönelik yapılan müdahalede sınırlar incelenmektedir. Anayasa Mahkemesinin kamu personelinin özel hayat ve mesleki hayat dengesini belirlerken ve korurken kullanmış olduğu ölçütler ve Anayasa Mahkemesinin konuya ilişkin tutumu da değerlendirilmektedir.

I. Kamu Görevlisi ve Özel Hayata Saygı Hakkı

Birey, kamu hizmeti ifa etmesi nedeniyle idare ile olan bağından ötürü kamu görevlisi statüsüne ve kimliğine sahiptir. Fakat aynı zamanda kamu görevlileri, kamu görevlisi kimliğinden önce, özel hayatlarına saygı duyulmasını isteme hakkına ve diğer hak ve hürriyetlere sahiptir.2 Kamu görevlisinin özel hayatının nerede başladığı, hizmet dışındaki davranışlarının varlığı ve bunlara müdahale edilip edilemeyeceği ve kamu görevlisi olması dolayısıyla müdahale alanının nasıl belirleneceği bu başlık altında incelenecektir.

Özel hayat Türk Dil Kurumunun sözlüğünde; “Kişinin kendine özgü yaşayışı, yaşama tarzı, kendisini ilgilendiren tutum ve davranışı; öz yaşam, özel yaşam” olarak tanımlanmaktadır.3 Bir diğer tanım da şöyledir; bireylerin kendilerini geliştirebilecekleri ve diğer kişilerle kurdukları mahrem ilişkileri de içine alan, sosyal çevrelerine ilişkin kavramsal ve fiziksel alandan oluşmaktadır.4

Özel hayat kavramının tanımlanmasının zor ve kapsamının belirsiz oluşu kavram hakkında en çok şikâyet edilen konudur.5 Esasen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre de özel hayat, detaylı bir tanım getirilemeyen geniş bir kavram olarak görülmekle birlikte özel hayat kavramının her bireyin özgür olarak kişiliğini oluşturabildiği ve geliştirebildiği hem diğer insanlarla hem de dış dünya ile ilişkili bir alanı kapsayan, mahremiyetten daha geniş bir kavram olarak kabul edilmektedir.6 Anayasa Mahkemesi de AİHM gibi özel yaşamın oldukça geniş bir kavram olduğunu ve bu kavrama kapsayıcı, tüketici bir tanım getirmenin güç olduğunu ifade etmektedir.7 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi özel hayata ilişkin verdiği kararlarda her somut olayı kendine özgü koşullar içinde değerlendirmiş ve başvuruları sonuçlandırmakla kalmamış aynı zamanda özel hayata dâhil olan konuları belirlemiştir8

Özel hayatın kelime anlamına yönelik hâl böyleyken kavram, hukuksal olarak da birçok hukuki değeri içinde barındırmaktadır.9 Özel hayat demokratik toplumun da temeli ve bireyin sosyal ilişkiler kurmasını ve sürdürmesini sağlamak için kritik öneme sahip olarak görülmekte ve bu hakkın korunması için dünya çapında bir uzlaşma olduğu görülmektedir.10 Hem Anayasa’da (m.20) hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde11 (AİHS) (m.8) özel hayata saygı hakkı olarak karşılık bulmuş ve güvenceye alınmış bir temel haktır.12

AİHM, mesleki yaşama yönelik yapılacak müdahalenin mesleki yaşam ile özel yaşamın birbiriyle sıkı sıkıya ilişkili olması nedeniyle özel yaşamı da etkileyeceğini varsaymaktadır.13 Tam da müdahalenin doğuracağı etki ve sonuçlar nedeniyle müdahaleye ilişkin ölçütlere ihtiyaç bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına bakıldığında her iki mahkemenin de özel hayatın ne olduğuna ilişkin açık ve kesin bir tanım getirmediği ancak özel hayata saygı hakkına yönelik müdahalelere ilişkin ölçütler getirdiği görülmektedir. Özel hayata saygı hakkına müdahaleye ilişkin ölçüt getirilmesi hususu esasen her dönem önem arz etmiştir. “Modern toplumun gittikçe gelişen karmaşıklığı nedeniyle, özel hayata saygı gösterilmesi hakkının korunmasının geçmişe göre daha ilmî ölçüler içinde gerçekleştirilmesinin tercihe şayan olduğu” ifadeleri 22-23 mayıs 1967 de Özel Hayata Saygı Gösterilmesi Hakkı Üzerine Kuzey Ülkeleri Hukukçularının Kongresinde yer almaktadır.14

AİHM bir kararında kamu görevlisinin sadece mesleki nedenlerle görevden alınmamış olduğunu, disiplin soruşturmasından ve görevden alınma kararından anlaşıldığına göre, başvuranın hem mesleki hem de özel hayatı kapsamındaki davranış ve ilişkilerinin kararda doğrudan etkili olduğunu tespit edip başvuranın davranış ve tutumlarını gerekçe göstererek verilen görevden alma kararının, özel hayatın gizliliğine yapılmış bir müdahale oluşturduğu kanaatine varmıştır.15

Anayasa Mahkemesi de disiplin soruşturması sonucunda devlet memurluğundan çıkartılan bir kamu görevlisinin bireysel başvurusuna istinaden verdiği kararında, başvurucunun devlet memurluğundan sadece meslekî nedenlerle yürütülen bir disiplin soruşturması neticesinde çıkarılmamış olduğu, disiplin soruşturması sürecinden, devlet memurluğundan çıkarma kararından ve derece mahkemesi kararlarından anlaşıldığı üzere, başvuruya konu süreçte özellikle başvurucunun özel hayatı kapsamındaki davranış ve ilişkilerinin belirleyici olduğu, bu şartlar altında, kamu görevlisinin özel yaşamına ait unsurlar gerekçe gösterilerek verilen devlet memurluğundan çıkarma kararının, başvurucunun özel hayatın gizliliği hakkına bir müdahale oluşturduğunu açıkça belirtmektedir.16