Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Mahkemelerinde CISG’nin Uygulanma(ma)sı: Madde 2(e) Bağlamında Bir Değerlendirme

(In)Applicability of the CISG under Turkish Courts: A Review in the Light of Article 2(e)

Ş. Esra KİRAZ

Uluslararası ticaretin gelişmesiyle birlikte, ortaya çıkan uyuşmazlıklara milli hukukların birbirinden farklı kurallar getirmesi ve bu milli hukuklara tabi olmayan taraflar için belirsizlikler doğması sebebiyle, yeknesak olarak uygulanan, hiçbir milli hukuk sistemini temel almayan ‘nötr’ kurallar bütününün yaratılması arayışına girilmiştir. Bu doğrultuda Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Komisyonu (UNCITRAL) tarafından 1980 yılında Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) kabul edilmiştir. Türkiye’nin 2010 yılından beri taraf olduğu bu sözleşme, ticari hayatta sıkça tercih edilmektedir. Türk hukuku açısından ise sözleşmenin ticari satımlarda kullanılması dolayısıyla ticari bir uyuşmazlık olarak ele alınmasını gündeme getirecektir. Ticari uyuşmazlıklara bakmakla görevli olan asliye ticaret mahkemeleri, hem Anayasa madde 90(5); hem de Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) madde 1(2) uyarınca uluslararası sözleşmeleri uyuşmazlıklara uygulamak ile karşı karşıya kalmaktadır. Bunun örnekleri de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2019/765 K. ve akabinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/2836 K. sayılı araç satımına ilişkin olarak verilen kararlarında görülmektedir. Türk mahkemelerince CISG ile ilgili verilmiş az sayıda karar olmakla beraber, bahsi geçen kararların CISG’nin Türk yargısında uygulanması bağlamında ayrıca değerlendirmesi gerekir. Verilen kararlarda CISG madde 2(e)’nin yanlış çevirisi nedeniyle CISG uyuşmazlığa uygulanmamış, dolayısıyla CISG’nin yeknesak uygulanma amacı ile ters düşülmüştür. Bu çalışma kapsamında bahsi geçen mahkeme kararları ışığında madde 2(e) ‘nin gerçek anlamı ortaya konacaktır. Ayrıca, Türk mahkemelerinden sağlıklı kararlar çıkacağına dair inancın güçlendirilmesi; sözleşmeye taraf bir ülke olarak sözleşmenin yeknesak uygulanmasına dair amacının gerçekleştirilmesine hizmet edilmesi düşüncesinden hareketle CISG’nin Türk yargısında farkındalığını arttırmaya yönelik çözüm önerileri sunulacaktır.

Uluslararası Ticari Sözleşme, CISG, Uygulama Alanı, Yeknesaklık, Hovercraft.

With the development of international trade, considering that domestic laws bring different rules to the disputes, and this causes uncertainty for the parties not related to these, has been searched for neutral rules that do not base upon any domestic law. Thus, UNCITRAL accepted United Nations Conventions on Contracts for the International Sale of Goods in 1980. The CISG, that Türkiye has been a contracting state since 2010, has been widely preferred in commerce. Considering that CISG generally applies to commercial sales, Turkish law approaches the disputes arising from it as to the commercial disputes. Due to the rules in the Article 90(5) of the Turkish Constitution; and Law on Private International Law and Procedural Law (MÖHUK) article 1(2) commercial courts of first instance, which are responsible for dealing with such a dispute, are faced with applying international agreements to the disputes. One of the examples of this is the decisions of Istanbul Regional Court of Justice numbered 2019/765 K. and, subsequently the 11th Civil Chamber of the Court of Cassation numbered 2021/2836 K. Among the few decisions given by Turkish courts regarding CISG, these aforementioned decisions require special attention regarding the application of the CISG in the Turkish courts. The court did not apply the CISG to the dispute because of the wrong translation of article 2(e), thereof these decisions contradicted the CISG’s aim of uniform application. This research aims to reveal the actual meaning of Article 2(e) in the light of these cases. With the belief that the reliance on Turkish courts’ capability to make sound judgements should increase and, as a signatory country, Türkiye should serve to fulfil the CISG’s purpose of the uniform application, this study offers solutions in order to enable the awareness of the CISG under Turkish courts.

International Commercial Contracts, CISG, Sphere of Application, Uniformity, Hovercraft.

GİRİŞ

Ticaretin kendine has birtakım özellikler taşıması nedeniyle, ticari hayata uygulanacak özel kurallar gerektirmekte ve ticari uyuşmazlıkların yine uzman kişiler ve özel usullerle çözülmesi icap etmektedir.1 Bu nedenle ticari uyuşmazlıklar ayrı bir dava türü olarak ele alınarak, bunların çözümü bu konuda uzman mahkemelere bırakılmıştır.2 Bir davanın ticari dava olup olmaması, bahsettiğimiz üzere söz konusu uyuşmazlığın hangi mahkemede görüleceği ve hangi yargılama usulüne göre çözüleceği ile ilgilidir. TTK madde 5(1): ‘[a]ksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir’ demek suretiyle; TTK madde 4’te sayılan türden uyuşmazlıkların asliye ticaret mahkemelerinde çözüleceğini hükme bağlamaktadır.

Günümüzde küreselleşmenin de etkisiyle birlikte, ticaret sadece milli sınırlar içerisinde kalmamakta, uluslararası ticaret de hızla gelişmektedir. Bu kapsamda mallar bir ülkeden diğerine geçmekte; dolayısıyla milletlerarası mal satımına ilişkin uyuşmazlıklar meydana gelmektedir. Yabancılık unsuru taşıyan bu uyuşmazlıklar, TTK madde 4(1)’in ilk cümlesinde ‘(h)er iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları’ şeklinde ifade edilen nispi ticari dava şartını taşıdıkları ölçüde, ticari dava sayılarak; asliye ticaret mahkemelerinin önüne gelmektedir.

Yabancılık unsuru taşıyan bu ticari uyuşmazlıklara hangi hukukun uygulanacağının tespiti, en az uyuşmazlık türü ve yargılama usulünün belirlenmesi kadar önemlidir. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklara hangi ülkenin hukukunun uygulanacağının tespiti kanunlar ihtilafı kurallarına göre belirlenecektir. Bir devlet mahkemesinin uluslararası yetkisine dair kurallar, esasında söz konusu yetki kuralının uygulandığı devlet mahkemesinin önüne gelen yabancı unsurlu uyuşmazlıkta yetkili olup olmadığının tayinine ilişkindir.3