Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

European Court Of Human Rights 
case Of Leventoğlu Abdülkadiroğlu V. Turkey 
(app. No. 7971/07)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Leventoğlu Abdülkadiroğlu Türkiye’ye Karşı Davası (Başvuru No: 7971/07)

Sinem YARGIÇ

The Case of Leventoğlu Abdülkadiroğlu against Turkey is concerned with the rights of women in Turkey to bear their own surname after marriage. The judgment of Leventoğlu Abdülkadiroğlu was rendered by the European Court of Human Rights on 28 May 2013. In its judgment, the European Court of Human Rights held that there had been a violation of Article 14 concerning the prohibition of discrimination in conjunction with Article 8 of the European Convention on Human Rights.

Women’s Rights, Prohibition of Discrimination, Right to Respect For Private and Family Life.

Başvurucu Bahar Leventoğlu Abdülkadiroğlu, evlendikten sonra Türk Medeni Kanunun 153. maddesi uyarınca eşinin soyadını (Abdülkadiroğlu) almak zorunda kalmıştır. Akademik ve iş hayatında kendi soyadı (Leventoğlu) ile tanındığı için bunu kullanmaya devam etmiş ancak hiç bir resmi evrakta kendi soyadını kullanamamıştır.

Başvurucu 2005 yılında İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde sadece kendi soyadını kullanma talebiyle dava açmıştır. Mahkeme, Medeni Kanunun 187. maddesinin, evli kadınların, kocalarının soyadını evlilik müddetince kullanmalarını zorunlu kılması ve sadece kendi (önceki) soyadlarını kullanmalarına izin vermemesi gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Başvurucu kararı temyiz etmiş. Ancak karar, Yargıtay tarafından 2006 yılında onanmıştır.

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne (İHAM) yaptığı başvuruda, başvurucu -İHAM’nin Ünal Tekeli Türkiye’ye Karşı Kararı’nı kendilerine sunmuş olmasına rağmen- ulusal mahkemelerin, evlilikten sonra sadece kendi soyadını kullanmasına izin vermeyi reddetmesinin, İHAS’nin 6, 8 ve 13. maddelerinin ihlali olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca, Türk Hukukunun -evlilik sonrasında evli kadınlara izin vermezken- evli erkeklere kendi soyadlarını kullanma izni vermesinin, cinsiyet temelinde ayrımcılık oluşturduğunu ve İHAS’nin ayrımcılık yasağına ilişkin 14. maddesiyle uyumlu olmadığını öne sürmüştür. İHAM, başvuruyu, 8. madde ile birlikte İHAS’nin 14. maddesi uyarınca incelemeye karar vermiştir.

Başvurucu, Türk hukukunun evlilik sonrasında -evli kadınlara izin vermezken- evli erkeklere kendi soyadlarını kullanma izni vermesinin, cinsiyet ayrımcılığı oluşturduğunu ve İHAS’nin 8. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, İHAS’nin 14. maddesiyle bağdaşmaz olduğunu öne sürmüştür.

Hükümet, ulusal mahkemelerin Medeni Kanun’un 187. maddesi ile bağlı bulunduklarını ve başvurucunun, günlük veya iş hayatında ayrımcılığa maruz kalmadığını belirtmiştir. Ayrıca, 187. maddeyi, İHAS ile uyumlu hale getirmek için ilgili yasal düzenlemenin istişare edildiğini bildirmiş ve İHAM’den, ihlal bulunmadığına ilişkin karar vermesini talep etmiştir.

İHAM, Leventoğlu Abdülkadiroğlu Türkiye’ye Karşı Kararı’nda, 2004 yılında vermiş olduğu Ünal Tekeli Türkiye’ye Karşı Kararı’na atıfta bulunmuştur. İHAM, Ünal Tekeli Türkiye’ye Karşı Davası’nda benzer durumda bulunan kişiler arasında cinsiyete dayanan muamele farklılığının, 8. madde ile birlikte değerlendirildiğinde İHAS’nin 14. maddesinin ihlali olduğuna karar vermiştir.

İHAM, Hükümetin, Leventoğlu Abdülkadiroğlu Türkiye’ye Karşı Davası’nda kendisini farklı bir sonuca ulaştırabilecek her hangi bir olay veya argüman sunamadığı kanaatine varmıştır. İHAM, konu ile ilgili içtihadını gözönünde bulundurarak, İHAS’nin 8. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde İHAS’nin 14. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, başvuruyu yalnızca İHAS’nin 8. maddesi uyarınca incelemenin gerekli olmadığı kararına varmıştır. Leventoğlu Abdülkadiroğlu Türkiye’ye Karşı Davası’nda başvurucu, tazminat talebinde bulunmamıştır.

Kadın Hakları, Ayrımcılık Yasağı, Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Gösterilmesi Hakkı.

INTRODUCTION

Since the right to use its own surname is an issue directly concerned with a person’s identity, the case of Leventoğlu Abdülkadiroğlu against Turkey is an important case related with women's rights. This case is concerned with the rights of women in Turkey to bear their own surname or in other words to use their maiden name on its own after marriage. The judgment was rendered on 28 May 2013 by the Second Section of the European Court of Human Rights. As a concert example which shows the non-compliance of article 187 of the Turkish Civil Code with the law of the European Convention on Human Rights, firstly the main parts of the case will be summarized and then the judgment will try to be analyzed from a perspective which is based on international human rights law.

I. THECASE

Following her marriage, the applicant who is a Turkish academic, Bahar Leventoğlu, had to take her husband’s surname, Abdülkadiroğlu, pursuant to the Article 153of the Turkish Civil Code. As she was known by her maiden name in her academic and professional life, she continued to use it but she could not use her maiden name in any official documents.

In 2005, she brought proceedings before the İzmir Court of First Instance seeking permission to use only her maiden name. Her request was dismissed on the grounds that, according to Article 187 of the Turkish Civil Code, married women had to bear their husband’s surname throughout their marriage and were not permitted to use their maiden name alone.