Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İş Sağlığı ve Güvenliğinde Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerindeki Mevzuattaki Gelişmelerin Değerlendirilmesi

Evaluation of Legistation Developments in Common Health and Safety Units in Occupational Health and Safety

Cüneyt Gülabi VURUCU

İşverenler tarafından, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin dış kaynaklı olarak yerine getirilmesinde, uygulama ile öğretide ileri derecede önem taşıyan Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerindeki gelişmeler ele almıştır. Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinin, başlangıçta kamu ya da özel hukuk tüzel tüzel kişileri ile gerçek kişiler arasında herhangi bir ayrım yapılmaksın, hukuki anlamda kişiliği haiz olanlar tarafından kurulabilmesi söz konusudur. Ancak zaman içerisinde Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi oluşturabilecekler bakımından belirli tüzel kişiliklerin kurabileceği yolunda kayıtlamalar getirilerek; kurumsal kültürün oluşup, bilgi ve deneyimlerin aktarılması yolunda ilerleme sağlanmıştır. Ancak Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinin, özellikle iş sağlığı ve güvenliği alanında etkin rol üstlenen sendikalar, ilgili vakıflar ve dernekler tarafından kurulamamasının anlamlı açıklaması bulunmamaktadır. Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yurt geneline yaygınlaştırılmasında sayılan tüzel kişiliklere de Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi kurma olanağı sağlayan yasal değişikliğin yapılmasının yerinde olacağı sonucuna yapılan çalışmada ulaşılmıştır. Ayrıca Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinin kurucularından ayrı, bağımsız tüzel kişilikleri bulunmadığından, Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi yerine, “İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmet Sağlayıcısı” kavramının, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin dış kaynaklı şekilde sunulmasında kullanılmasının isabetli olacağı da yapılan çalışmada değerlendirilmiştir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri, Dış Kaynak Kullanımı, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi, İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmet Sağlayıcılığı.

In the outsourcing of occupational health and safety services by employers, developments in the Joint Health and Safety Units, which are of great importance in practice and doctrine, were discussed. It is possible that the Joint Health and Safety Units can be established by those who have legal personality at the beginning, without making any distinction between public or private legal entities and real persons. However, in terms of those who can establish a Joint Health and Safety Unit over time, by introducing restrictions that certain legal entities can be established; Progress has been made in the formation of corporate culture and the transfer of knowledge and experience. However, there is no meaningful explanation for the inability of the Joint Health and Safety Units to be established by trade unions, relevant foundations and associations that play an active role especially in the field of occupational health and safety. For this reason, it has been concluded in the study that it would be appropriate to make the legal amendments that allow the legal entities, which are considered to be widespread throughout the country, to establish a Joint Health and Safety Unit. In addition, since the Joint Health and Safety Units do not have independent legal entities separate from their founders, it has been evaluated in the study that it would be appropriate to use the concept of “Occupational Health and Safety Service Provider” instead of the Joint Health and Safety Unit in the outsourced provision of occupational health and safety services.

Occupational Health and Safety Services, Outsourcing, Occupational Health and Safety Law, Common Health and Safety Unit, Occupational Health and Safety Service Provider.

GİRİŞ

İş sağlığı ve güvenliği kaynağını yaşam hakkında bulmakta olup, geçmişi insanlık tarihi kadar eskiye uzanmaktadır. Özellikle sanayileşme devrimi sürecinde yaşanan teknolojik gelişmelerin hızında, günümüzdeki bilişim alanında uygulamada yerini alan yeniliklerle baş döndürücü bir seviyeye ulaşılmış, çalışma yaşamında risklerin artışı ve bu risklerin iş kazalarına yansımasıyla, iş sağlığı ve güvenliği ön plana taşınmıştır.

Ülkemiz Uluslararası Çalışma Örgütü (UÇÖ) istatistiklerinde yıl içerisinde gerçekleşen ölümlü iş kazası sayısı göz önünde bulundurulduğunda, Avrupa sıralamasında 1’inci, Dünya sıralamasında da 15’inci olarak, başka ülkelerle karşılaştırılması yapıldığında, üst sıralarda yer aldığı görülmektedir1 . Belirtilen istatistiksel bilgi, başlı başına iş sağlığı ve güvenliği alanındaki düzenlemelerin yaşamsal nitelik taşıdığını yeterince ortaya koymaktadır.

Ülkemizdeki iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili hukuki kurumların tamamını içeren, ilgili mevzuatta dağınık olarak yer alan hükümleri bir araya getiren; devlete, işverenlere, işçilere, sendikalara ve diğer ilgili kuruluşlara düşen görev, sorumluluk ve hakları, ayrıntısıyla sistematik şekilde ele alarak, tek bir metin içinde düzenleyen bağımsız bir iş sağlığı ve güvenliği kanunun çıkarılmasının gereği yıllardır öğretide ileri sürülmekteydi2 . Fakat bu derece önemli konuda temel yasa olarak çıkartılan 20.06.2012 tarihli, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu3 ’nun bütün hükümlerinin yürürlük kazanması4 , dört kez ileriye bırakılmak suretiyle son olarak 31.12.2023 tarihine5 ertelenmiştir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (İSGK) ile göz önünde tutulan amaç, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili düzenlemelere öncelik verilmesini sağlamak üzere, işyerinde bir iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin oluşturulmasıdır6 . Bu bağlamda, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hükümlerinin noksansız uygulanmasıyla, işverenlerin işçiyi gözetme borcuna7 ilişkin işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği alanında hizmet vermede Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB), mevcut durumu ile kıyaslanamayacak düzeyde önem kazanacaktır8 .

Ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu bütün hükümlerinin yürürlüğe girmesiyle, iş sağlığı ve güvenliği konularında işyerlerine hizmet sağlamak üzere, uygulamada başvurulacak yaygın yöntem OSGB’den hizmet sağlanması olacaktır. Yapılan çalışmada, yaşamsal önem taşıyan iş sağlığı ve güvenliği alanında dış kaynaklı9 olarak işyerlerine hizmet vermede, OSGB’nin, mevzuat yönüyle gelişmeleri ortaya konulmuştur. Bu kapsamda uygulama ve öğretide OSGB’nin hukuksal yapısına ilişkin değerlendirmeler ele alınarak; işyerlerine dış kaynaklı şekilde iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunulmasında, düzenlemelerde geçen OSGB kavramı yerine, kullanılabilecek öneri getirilmiştir.

I. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNDE DIŞ KAYNAK KULLANIMINA İLİŞKİN DÜZENLEMELERİN GELİŞİMİNDE ORTAK SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMİNİN YERİ

Ülkemizde dış kaynaklı iş sağlığı ve güvenliği düzenlemelerinde OSGB’nin yerini belirlemek üzere, yapılan çalışmada OSGB’ye ilişkin düzenlemelerin öncesi ve sonrasında yaşanan gelişmeler ayrı ayrı ele alınmıştır.

İş sağlığı ve güvenliği hakkındaki yasal düzenlemelerde, işyeri hekimliği kavramının yer aldığı 24.04.1930 tarihli, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu10 ’nun 180. maddesinde11 sürekli olarak en az elli işçi çalıştıran işverenlere, işçilerin sağlık durumlarına bakmak üzere, en az bir doktorun denetleme ve tedavi yapması zorunluluğu getirilmiştir. Büyük işyerlerinde ve kaza olasılığı yüksek işlerde hekimin sürekli olarak işyeri veya civarında bulunacağı belirtilmiştir. Böylelikle işyeri hekiminin belirlenen koşullar altında işyerinde görevlendirilmesi zorunluluğu getirilmekle birlikte, görevlendirilmenin işyeri dışından da yapılabilmesi olanağı bulunmaktadır.

İşyerlerinde dışardan iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alınmasına ilişkin 08.06.1936 tarihli, 3008 sayılı mülga İş Kanunu12 m.60 hükmünde 12-18 yaş arası çocukların herhangi bir işte çalışmalarından önce, işyeri hekiminden, bulunmaması durumunda da Hükümet ve belediye tabibinden işin nitelik ve koşullarına uygun olduklarına ilişkin rapor alınacağı düzenlemesine yer verilmiştir.

İşyeri dışından iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alınmasında 3008 sayılı mülga İş Kanunu yerine geçen, 28.07.1967 tarihli, 931 sayılı mülga İş Kanunu13 m.79 düzenlemesinde, ağır ve tehlikeli işlerde çalışacak işçilerin, işe girişleri ile işte bulundukları süre içerisinde, yürütülecek işlere elverişli olduklarıyla ilgili muayene raporu almaları zorunluluğu getirilmiştir. Söz konusu raporun; işyeri hekimi, işçi sağlığı dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırası ile en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu, sağlık ocağı. Hükümet veya belediye doktorları tarafından verilebileceği de hükme bağlanmıştır. Ardındaki 80. maddede, 12-18 arası çocukların işe başlamalarında da, aynı şekilde muayene raporu alınmasına ilişkin mülga hüküm yer almıştır. 931 sayılı mülga İK yerini alan, 25.08.1971 tarihli, 1475 sayılı İK14 m.79 ve 80 mülga düzenlemeleri de benzer şekildedir.

İşyeri hekiminden başka dış kaynaklı olarak, sağlığa ilişkin rapor alınabilmesine yer verilmiş olsa da, 3008, 931 ve 1475 sayılı Kanunlarda OSGB düzenlemesine yer verilmemiştir. Ancak 1475 sayılı Kanun yürürlükte olduğu dönemde, 04.07.1980 tarihli Resmi Gazete’de15 yayımlanan, İşyeri Hekimlerinin Çalışma Şartları ile Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmelik m.3/f.1-c bendinde “işyerleri ortak sağlık birimi” tanımı yapılmıştır. Buna göre, “50 den az işçi çalıştıran işyerlerinin bir araya gelerek bu madenin b bendine uygun olarak kurulan birim”, işyerleri ortak sağlık birimidir. Atıfta bulunulan b bendinde “işyeri sağlık birimi” ifade edilmiştir. İşyeri sağlık birimi, “Belirli bir işyeri tarafından kurulan ve iş hekimi denetiminde yardımcı sağlık personeli, sekretarya, genel hizmet personeli ile lüzumlu araç ve gereçle donatılmış birim” olarak belirtilmiştir. Her iki bent birlikte ele alındığında, iş hekimi denetiminde yardımcı sağlık personeli, sekretaryası, genel hizmet personeli olup ile lüzumlu araç ve gereçle donatılmış, 50 den az işçi çalıştıran işyerlerinin bir araya gelerek kurudukları birimin işyerleri ortak sağlık birimi olduğu görülmektedir.

4857 sayılı İş Kanunu16 yürürlüğe girdiği 10.06.2003 tarihinde, önceki İş Kanunları ile aynı şekilde, OSGB hakkında herhangi bir düzenlemesi bulunmamaktaydı. Bununla birlikte, 09.12.2003 tarihli Resmi Gazete’de17 yayımlanarak yürürlüğe konulan İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin m.5/f.1 b bendi ile 11/f.1 b-4. alt bendinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda, “işyeri dışındaki uzman kişi veya kuruluşlardan” hizmet alınmasına değinilmiştir18 . Daha sonrasında, 16.12.2003 tarihli Resmi Gazete’de19 yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Sağlık Birimleri ve İşyeri Hekimlerinin Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik m.4 kapsamında, “Ortak Sağlık Birimi” tanımına yer verilmiştir20 . Yapılan tanıma göre, “Birden fazla işyerine hizmet vermek üzere kurulan sağlık birimi” ortak sağlık birimidir.

Ortak sağlık birimini kimin kuracağına ilişkin anılan Yönetmeliğin 17/f.1 düzenlemesinde, “İşverenler, koruyucu ve acil sağlık ve güvenlik hizmetlerini yürütmek üzere bir ortak sağlık birimi kurabilir, kurulmuş olanlara ortak olabilirler.” açıklaması yapılmıştır.