Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Cumhuriyet Savcılarının Duruşma Salonlarında Oturduğu Yere İlişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Yaklaşımı

Durmuş TEZCAN

İddia makamı olarak Cumhuriyet Savcılarının duruşma salonlarında oturduğu yer konusunda Türkiye’de uzun süredir tartışmalar sürerken, savunma makamının meslek kuruluşu olan Barolar ve Türkiye Barolar Birliği mevcut durumun değiştirilmesi için konuyu bugüne kadar sürekli gündemde tutmuştur. Bu konunun Avrupa Birliği ilerleme raporlarına kadar taşındığı ve Fransa, Belçika ve Portekiz gibi ülkelerde Türk uygulamasına benzer bir sistem bulunmasına karşın, Baroların tezini destekleyen açıklamalara, Avrupa Birliği ilerleme raporlarında da yer verildiği bilinmektedir.

Savcı, Duruşma Salonu, Oturma Yeri.

Diyalektik bir ilişki içinde ve kolektif bir faaliyet olan ceza yargılamasında iddia makamı olarak Cumhuriyet Savcılarının duruşma salonlarında oturduğu yer konusunda Türkiye’de uzun süredir tartışmalar sürerken, savunma makamının meslek kuruluşu olan Barolar ve Türkiye Barolar Birliği mevcut durumun değiştirilmesi için konuyu bugüne kadar sürekli gündemde tutmuştur. Bu konunun Avrupa Birliği ilerleme raporlarına kadar taşındığı ve Fransa, Belçika ve Portekiz gibi ülkelerde Türk uygulamasına benzer bir sistem bulunmasına karşın, Baroların tezini destekleyen açıklamalara, Avrupa Birliği ilerleme raporlarında da yer verildiği bilinmektedir1.

Başından beri itham sisteminin benimsendiği İngiltere ve diğer Anglosakson ülkeleri bakımından, duruşma salonunda, iddia ve savunma makamlarının hâkim kürsüsünden uzak, aynı sıralarda oturmaları, hatta müdafinin müvekkili olan sanığın yanında savunmasını yapması, olağan bir durum olarak karşılanmaktadır. Zira sanığın peşinen suçunu kabul etmesi hali hariç, savcı, kamu adına suçlamayı kanıtlayacak, müdafi de, bu kanıtları çürütüp, sanığın suçu işlemediğini ya da en azından iddianın şüphe düzeyinde kaldığını savunacaktır.

Buna karşılık, tarihi süreç bakımından Engizisyon mahkemelerinin uygulamasıyla ünlenen tahkik sisteminde ise, iddia ve savunma makamları birbirine karışmakta ve her savcı da bir hâkim sayılmaktadır. Bu sistemin etkisinden tamamen kurtulamayan Kara Avrupası ülkelerinin pek çoğunda ise, karma bir sistem benimsenmiş, savcı sadece suçlayan değil, maddi gerçeği arayan, bu kapsamda, şüphelinin/sanığın aleyhine olduğu kadar, lehine olan delilleri de toplayan bir görünüm kazanmıştır. Bu yüzden Tanzimat döneminde başlayan batılılaşma hareketi içinde adına Fransızca parke (parquet) de denilen ve salonu işaret eden savcılık makamı hâkim kürsüsünün bir ucunda yer almaya başlamıştır.