Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Bir Adaletsizlik Örneği: Ücret Gelirlerinin Vergilendirilmesi

Funda BAŞARAN YAVAŞLAR

Anayasa md.73 I’de yer alan verginin mali güçle orantılı olması ilkesi, tüm gelir unsurlarının eşit şekilde vergilendirilmesini emretmesine rağmen, ücret gelirleri, gerek matrah tespiti, gerek vergi usulü ve gerek fiili vergi oranı bakımından diğer gelir unsurlarından -aleyhte olacak şekilde- farklı vergilendirilmektedir. Vergi tarifesinin üçüncü diliminden itibaren sağlanan avantaj ise, sadece küçük bir ücretli grubunu ilgilendirmektedir. Ücret gelirlerinin vergilendirilmesindeki verginin mali güçle orantılı olması ilkesine aykırı bu durum, aynı zamanda, ücretlilerin mülkiyet hakkının ihlali sorununa da yol açmaktadır.

Eşitlik İlkesi, Vergini Mali Güçle Orantılı Olması İlkesi, Mülkiyet Hakkı, Ücret Geliri, Gelir Vergisi, Asgari Geçim İndirimi, Stopaj (Tevkifat/Kaynakta Vergilendirme), Artan Oranlı Tarife.

1. ANAYASAL GERÇEK: MALİ GÜÇ ORANINDA EŞİT VERGİLENDİRME

Vergi adaletini gerçekleştirmek üzere, pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de, üstelik Anayasa’da açıkça yer verilerek (AY md.73 I), “verginin mali güçle orantılı olması ilkesi” kabul edilmiştir1. Bu ilke, esas itibariyle, toplam vergi yükünün tüm mükellefler arasında eşit şekilde dağılımına hizmet eden bir ilkedir. Dolayısıyla, ilke, maddi eşitlik ilkesinin vergi hukukunda gerçekleşmesine hizmet eder; başka bir deyişle, maddi eşitlik ilkesinin vergi hukukundaki görünümüdür.

Anayasa Mahkememizin eşitlik ilkesini, “eşit hukuki statüde olanların eşit, farklı hukuki statüde olanların farklı hukuk kurallarına tabi olması” şeklindeki formülasyonu2 vergi hukukuna aktarıldığında, kimin eşit kimin farklı hukuki statüde olduğunu tespit etmek üzere “mali güç” kriteri kullanılır. Dolayısıyla, “eşit mali güce sahip olanlar –eşit hukuki statüdedirler ve bu nedenle- eşit şekilde vergilendirilirler, farklı mali güce sahip olanlar –farklı hukuki statüdedirler ve bu nedenle- farklı şekilde vergilendirilirler.” İşte bu, verginin mali güçle orantılı olması ilkesini ifade eder.

Görüldüğü üzere, verginin mali güçle orantılı olması ilkesi, sadece mali güç yüksekliği (miktarı) ile ilgilenen bir ilkedir. Kimin, nereden, ne şekilde mali güç elde ettiğiyle ilgilenmez; ne şekilde, ne tür ve kim tarafından elde edilmiş olursa olsun, eşit mali güçlerin, eşit şekilde vergilendirilmesini emreder. Buna bağlı olarak, ilke gereğince, gelir vergilendirilmesi alanında gelir unsurlarının eşit şekilde vergilendirilmesi mutlaktır. Eşit şekilde vergilendirme, eşit gelire (mali güce) sahip tüm gelir vergisi mükelleflerinin sadece eşit vergi yüküne sahip olmasını değil, aynı zamanda eşit usulde vergilendirilmesini de ifade eder. İlgili gelir unsurunun özelliğine bağlı olarak bazı usul farklılıkları olması mümkünse de, bu farklılıkların mümkün olduğunca sınırlı sayıda tutulması, birbirinden çok uzak olmamaları ve farklılıklar nedeniyle ortaya çıkan eşitsizliğin alınacak ek önlemlerle dengelenmesi gerekir. Aksine bir durum, yani, eşit mali güce sahip mükelleflerin farklı şekilde vergilendirmesi, verginin mali güçle orantılı olması ilkesine aykırı olup; ilkeye aykırılıklar/ilkeden sapmalar, ancak ilgili sapma temeline Anayasa’da açıkça eşitlik ilkesinin önünde yer verilmişlerse ya da ölçülülük ilkesi çerçevesinde sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak kabul edilebiliyorlarsa sistem içinde muhafaza edilebilirler3.