Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Havayolu Pilotlarının Cezai Sorumluluklarına İlişkin Bazı Gözlemler

Durmuş TEZCAN

Sivil hava taşımacılığının son yıllarda dünyada olduğundan da hızlı bir şekilde ülkemizde önem kazanması nedeniyle, hava pilotlarının cezai sorumluluğu daha da büyük bir önem kazanmaktadır. Bu çalışmada konu hakkında temel bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Havacılığın, niteliği gereği çoğu zaman uluslararası bir taşımacılık olması nedeniyle bu konudaki uluslararası hava taşımacılığı kurallarına uygun bir taşımacılık yapılması ve alınan kararlara uyulması gerekir.

Havayolu Pilotları, Türk Sivil Havacılık Kanunu.

I. GİRİŞ

Sivil havacılığın dünyada artan önemi yanında son yıllarda Türkiye’de hızla gelişen hava taşımacılığı nedeniyle1 hukuki sorunların ele alınıp değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Şüphesiz konunun uluslar arası özelliği nedeniyle en başta bir kısmı Uluslar arası Sivil Havacılık Örgütü bünyesinde olmak üzere, uluslar arası alanda yapılan çalışmalar bulunmakla birlikte, ülkemizde konu ile ilgili bugüne kadar geniş kapsamlı ve süreklilik gösteren bir çalışma mevcut değildir. Bu bakımdan Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) tarafından İstanbul’da 22 - 23 Ekim 2010 tarihlerinde düzenlenen TALPA Hava Hukuku Konferansı’nda hava hukukunun çeşitli ülkelerden gelen uzmanların katılımıyla tartışılması bize göre önemli bir gelişmenin başlangıcını oluşturmuştur2.

Türk Hukukunda hava pilotlarının cezai sorumluluğuna ilişkin 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu (kısaca TSHK) hükümlerinin değerlendirmesine geçmeden önce, sivil havacılık alanında güvenli taşımacılık konusunda cezai sorumluluğun sadece hava pilotlarını ilgilendiren bir konu olmadığını vurgulamak isteriz. Gerçekten bir uçak kazasına neden olan veya olma riski bulunan davranış, sadece pilotun suç ya da kabahat oluşturan davranışından kaynaklanmaz. Aynı zamanda hava taşıyanın, hava kontrollerinin, hava meteoroloji görevlilerinin, uçak imalatçısının veya yer araç bakım servisleri mensuplarının da kusurlu davranışları cezai sorumluluklarını gerektirebilir. Hatta üçüncü kişiler tarafından hava trafik güvenliğini kasten veya taksirle tehlikeye sokma da söz konusu olabilir3. Özellikle bir kaza sonunda sivil hava aracının düşmesi halinde, uçuş ekibi hayatını kaybetmişse, vefat eden kaptan ve diğer uçuş personelinin ceza sorumluluğundan söz edilemez. Zira ceza kovuşturmasında şüpheli veya sanığın yaşayan bir kimse olması gerekir. Ölüm kamu davasını düşürür. Bu durumda, bu kazada hayatını kaybedenler bakımından dikkatsizlikle ölüme veya yaralamaya sebebiyet verme suçuyla ilgili iddialar, sadece halen yaşayan sivil hava aracının imalatından ve güvenli uçmasını sağlama yükümlülüğü olan hava taşıyanı, hava kontrolleri, hava meteoroloji görevlileri, uçak imalatçısı veya yer araç bakım servisleri mensupları gibi kişiler bakımından gündeme gelir4. Sözgelimi bir uçağın kargo kapısındaki bir arıza nedeniyle bir uçağın düşmesi ve uçuş personeli ile birlikte yolcularında vefat etmesi halinde cezai sorumluluk yönünden bahsettiğimiz kişiler hakkında da soruşturma açılması sözkonusu olacaktır. Uçağın bakımı da bu kapsamda önem taşır. Bu yüzden TSHK’nın 27. maddesi uyarınca, Türk sivil hava araçları ile faaliyette bulunan tüm kamu kurum ve kuruluşları ve gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün hava seyrüsefer güvenliğini sağlamak amacıyla yapacağı veya yaptıracağı teknik denetime tabidirler. Yapılan veya yaptırılan bu denetimlere göre, hava aracının uçuşa elverişli olmaması; mürettebatın o hava aracı tipi için gerekli nitelikleri taşımaması veya uçuşu yürütecek fiziksel ya da zihinsel kapasiteye sahip olmaması; operasyonun can ve mal emniyeti için tehlike oluşturması; tespit edilen eksiklik veya bulguların can ve mal emniyeti ile uçuş emniyetini doğrudan ilgilendirmesi durumlarında, Ulaştırma Bakanlığına, işletmecinin ya da yeterlik belgesi gerektiren personelin uçuş operasyonunu ve/veya işletmecinin faaliyetini durdurma yetkisi de verilmiştir.

Türk Sivil Havacılık Kanununa göre (m.101), hava aracının güvenli bir uçuş gerçekleştirmesi için hava aracında emniyet ve düzenin sağlanması için önlem almaya ve bu amaçla, yolculara, personele ve hava aracında bulunan diğer kişilere emir ve talimat vermeye ve gerektiğinde bunları hava aracından çıkarmaya hava aracının kaptan pilotu yetkilidir. Ancak yasada “sorumlu kaptan pilot”un kim olacağı açıkça belirtilmemiştir. Bu durumda genel kuraldan hareketle, bir uçakta bir pilot bulunması hâlinde uçağın sorumlu kaptanı bu pilot sayılır. Eğer uçakta birden fazla pilot bulunuyor ise, anılan maddeye göre, hava gemisini işleten, bu hava gemisindeki pilotlardan hangisinin baş pilot ve hangisinin onun yardımcısı olduğunu belirlemek zorundadır. Herhangi bir uçak kaptanı belirlenmemişse veya uçak kaptanı ya da onun yardımcısı görevlerini ifa edememe durumunda iseler, uçuşu bu iki pilottan en kıdemli olanının kaptanlığı üstleneceği havacılıkta kabul edilen bir kuraldır5. Zira sorumlu kaptan pilota, yukarıda da belirttiğimiz gibi kanun m.107’de, bir takım yetkiler vermiştir. Ayrıca Türk Sivil Havacılık Kanununda açıkça yer verilmemekle birlikte, hava aracının kaptan pilotu komutayı elinde tutsun tutmasın, uçağın kullanımına ilişkin havacılık kurallarının uygulanmasından da sorumludur. Bu kurallara, kaptan pilot, güvenlik gerekçesiyle ancak zorunlu hâllerde uymayabilir6.