Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Uyarınca Yürütülen Tahkimde Üçüncü Kişi Finansmanının Uygulanabilirliği

Applicability of Third Party Funding in Arbitration Under the Code of Civil Procedure

Fikret Sami TİYEK

Artan yargılama giderleri, dava finansmanına duyulan ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. Dava finansmanı, kazanma ve kaybetme ihtimalini bünyesinde barındıran, çeşitli kişi ve kurumlarca, farklı kapsamda sunulan bir hizmettir. Tahkim yargılamasında, üçüncü kişi finansmanı şeklinde uygulanma alanı bulan bu kurum, temel olarak dava açmak için yeterli ekonomik imkana sahip olmayan kişi veya kurumların finanse edilmesi suretiyle vücut bulur. Üçüncü kişi finansmanı, tahkimde hem davacı hem de davalı bakımından işlev görebilir. Gerçek kişiler, tüzel kişiler ve hatta devletler dahi üçüncü kişi finansmanının tarafı olabilir. Üçüncü kişi finansmanının uygulanma alanı ise oldukça geniştir. En geniş ölçekte uluslararası yatırım tahkiminde uygulanma alanı bulan bu kurum, enerji uyuşmazlıkları, ticari uyuşmazlıklar ve yerel tahkim uyuşmazlıklarında işlev görmekte ve gittikçe yaygınlaşmaktadır. Ülkemiz açısından bir değerlendirme yapmak gerekirse, inceleme Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca yürütülen tahkimle sınırlı tutulmuştur. Bu kapsamda, ülkemizde üçüncü kişi finansmanını doğrudan yasaklayan ya da konunun açıkça düzenlendiği herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu kurumun açıkça yasaklanmamış olması nedeniyle uygulanabilmesi mümkün olmakla beraber, yasal zeminde düzenlenmesi gerektiği bir gerçektir. Uygulamada finansman sağlayan Türk şirketlerinin varlığı bilinse de, henüz mahkeme kararlarına ya da hakem mahkemesi kararlarına yansıyan bir durum yoktur. Bu kurumun dünya çapında kazandığı popülerlik, ülkemize de sirayet edecek ve şimdilik doktrin görüşleri ve yabancı mahkeme kararlarıyla şekillenen bu alan, yasal zemine kavuşturulduğunda, hukukumuzda önemli bir işlev görecektir.

Üçüncü Kişi Finansmanı, Dava Finansmanı, Tahkim, Tahkim Giderleri, Mahkemeye Erişim Hakkı.

Increasing litigation costs have revealed the need for litigation funding/financing. Litigation funding is a service that includes the possibility of winning and losing, offered by various individuals and institutions in different scopes. This institution, which finds application in the form of third party funding in arbitration proceedings, basically comes into being by financing individuals or institutions that do not have sufficient economic means to file a lawsuit. Third party financing can function in arbitration for both the plaintiff and the defendant. Real persons, legal entities and even states can benefit from third party funding. The scope of application of third party funding is quite wide. This institution, which finds its application in international investment arbitration on the largest scale, functions in energy disputes, commercial disputes and local arbitration disputes and is becoming more and more widespread. To make an assessment for Turkey, the examination is limited to the arbitration conducted in accordance with the Code of Civil Procedure No: 6100. In this context, there is no legal regulation in our country that directly prohibits third party funding or explicitly regulates the issue. Although it is possible to implement this institution since it is not explicitly prohibited, it is a fact that it should be regulated on a legal basis. Although it is known that there are Turkish companies providing financing in practice, there is no situation that is reflected in court decisions or arbitral tribunals yet. The worldwide popularity of this institution will spread to our country as well, and this field, which is currently shaped by doctrinal views and foreign court decisions, will play an important role in our law when it is brought to a legal ground.

Third-Party Funding, Litigation Funding, Arbitration, Costs of Arbitration, Access to Justice.

GİRİŞ

Tahkim, katı usûli kuralların öngörüldüğü yargılama usullerine nazaran, kendisini daha hızlı yenileyen ve gelişmelere adapte olabilen bir uyuşmazlık çözüm yoludur. Bunun başlıca nedeni, tahkim yargılamasında uygulanacak usullerin daha esnek olması ve tarafların süreçteki egemenlikleridir. Gerçekten de medenî yargıda (örneğin; davanın açılması ve devam ettirilmesi gibi konularda) taraf iradesi prensibi bulunsa da, tahkimdeki kadar geniş ölçekte uygulanmaz. Tahkimin en temel avantajları, iradîlik ve taraf serbestisi olarak gösterilmektedir. Tahkimin bu avantajlarının yargılamada da kendini gösterebilmesi, tahkimin devamlı gelişen teknolojik, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlara cevap verebilmesi sayesinde mümkün olacaktır.

Tahkimde seri ve hızlandırılmış yargılama usulleri, delillerin toplanması ve değerlendirilmesine ilişkin getirilen kısıtlamalar1, gerekli hallerde elektronik ortamda veya uzaktan duruşma icra edilebilmesi ve sanal ortamda da sürecin yürütülebilmesi gibi imkânlar, tahkime olan ilginin canlı tutulmasına ve yargılamanın şeffaf ve güvenilir şekilde sonuçlandırılmasına fayda sağlamaktadır2. İşte, üçüncü kişi finansmanı da, ticari ilişkilerdeki gelişmelerin ve ekonomik bazı gereklerin sonucu olarak tahkim alanında kendisine yer bulmaya başlamıştır3. Başta hak arama özgürlüğü ve bunun bir veçhesi konumunda bulunan mahkemeye erişim hakkının sağlanması ile taraflar arasındaki ekonomik eşitsizliklerin yargılamaya sirayet etmemesi adına oldukça önemli sayılabilecek üçüncü kişi finansmanı kurumu birçok ülkede tartışılmakta, uluslararası tahkimde ise, artan oranda uygulanmaktadır.

Ülkemizde de üçüncü kişi finansmanı meselesi, yatırım tahkimi alanı başta olmak üzere, tahkim alanında dikkat çekmekte ve çalışmalara konu olmaktadır. Henüz çoğu hukukçu tarafından dahi bilinmeyen üçüncü kişi finansmanı kurumunun, tahkim yargılamasında ve bu kapsamda özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan tahkime ilişkin hükümler çerçevesinde uygulanıp uygulanamayacağının, uluslararası örneklerine de işaret edilmek suretiyle incelenmesi gerekmektedir. Bu yapılırken, uluslararası tahkime ilişkin mevzuat ve doktrin görüşlerinden faydalanılacak, hukukumuz bağlamında uygulanma kapasitesi tartışılacak ve milli (iç) tahkim bağlamında uygulanma alanının sınırları çizilmeye çalışılacaktır.