Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Terditli Davada Karar Oluşturulurken Gözetilmesi Gereken Unsurlar

Mehmet Akif TUTUMLU

I. Terditli Dava Kavramı

Arapça kökenli bir kelime olan terdit, reddetme, geri çevirme, geriletme; bir fikri iki ihtimalle anlatma gibi anlamlara gelmektedir.1 Ancak hukuk uygulamasında söz konusu kelime bir ölçüde anlam dönüşümüne uğrayarak, basamak, kademe anlamında kullanagelmiştir. Hukuki bir terim olarak terditli dava ise; bir davada birden fazla talebin aynı anda ileri sürülmesi durumunu ifade eder: İlk (asıl) talebin kabul görmemesi hâlinde, ardından gelen diğer talep veya taleplerin kabulü istemi üzerine kurulan dava terditli dava olarak adlandırılır.2

II. Benzer Kavramlardan Farkı

Terditli dava, medeni usul hukukunda talep yığılması kavramı altında ileri sürülen üç kategoriden birini teşkil eder.3 Diğer iki kategori ise şöyledir: a) Birbirinin yanında (Kümülatif) talep yığılması, b) Seçimlik (Alternatif) talep yığılması.

Kümülatif talep yığılmasında; birbirinden bağımsız birden fazla talep ileri sürülür ve mahkemeden her bir talep için ayrı ayrı karar talep edilir. Sözgelimi aynı davada davacının hem maddi tazminat hem de manevi tazminat talep etmesi bu dava türüne bir örnek olarak gösterilebilir. Bu dava türü 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 110. maddesinde “Davaların Yığılması” başlığı altında düzenlenmiştir.

Seçimlik (Alternatif) talep yığılması, seçimlik borçlarda söz konusu olur. Seçimlik borçlarda birden fazla edim söz konusu olup, aksi kararlaştırılmadıkça seçim hakkı borçluya aittir (TBK m.87). Borçlunun bu edimlerden birini ifa etmesi ile yükümlülüğü sona erer. Bu tür borçlarda şarta bağlı bir borç söz konusu değildir; belirsizlik, hangi edimin ifa edileceği konusunda toplanmaktadır.4 Borçlunun (veya üçüncü kişinin) seçim hakkını kullanmaktan kaçınması hâlinde bu hak alacaklıya geçer. Alacaklının bu konuda açacağı davaya seçimlik dava denmektedir. HMK m.112’de düzenlenen bu dava türünde mahkeme davayı haklı görmesi hâlinde, seçimlik mahkûmiyet kararı verecektir (HMK m.112/2). Sözgelimi seçimlik borç, belli bir bedelle bağıtlanan satım sözleşmesinde (x) marka TV’nin veya (x) marka dizüstü bilgisayarın alıcıya (alacaklıya) teslimine ilişkin ise, mahkeme kararında da (x) marka TV’nin veya (x) marka dizüstü bilgisayarın davalı tarafından davalıya teslimine, şeklinde hüküm kurulmak gerekecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, mahkemenin seçimlik edimler hakkında seçim yapmak gibi bir yetkisinin bulunmamasıdır.5

Terditli davanın yukarıda sayılan iki dava türünden farklarına gelince: Kümülatif dava yığılmasında birbirinden bağımsız birden fazla talep mevcut olup mahkeme her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak durumundadır. Terditli davada ise talepler arasında eşitlik ve bağımsızlık yoktur. İlk talep kabul edildiğinde, sonraki talepler hakkında karar vermeye gerek yoktur.

Seçimlik davada mahkemece “veya” edatı kullanarak seçimlik edimler hakkında hüküm kurulur. Seçimlik edimlerin sayısı önemli değildir; sözgelimi 10 seçimlik edim varsa, veya edatı kullanılarak 10 seçimlik edim hakkında hüküm kurulur. Oysa terditli davada, sözgelimi biri asli dokuzu fer’i olmak üzere 10 adet talep varsa, hâkim sadece bunlardan biri hakkında karar vermek durumundadır: Örneğin ilk (aslî) talebin kabulü hâlinde geri kalan 9 talep hakkında hüküm kurulması gerekmez.

III. Yasal Dayanak

Mülga 1086 Sayılı HUMK’da terditli dava düzenlemesi mevcut değildi. Ancak uygulamada bu tür davaların açıldığı ve terditli talepler hakkında karar verildiği bilinmektedir.6

Bu dava türü 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile ilk kez pozitif düzenlemeye konu edilmiştir.7

HMK m.111 düzenlemesi şöyledir: