Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İhtiyati Tedbir ve Delil Tespiti Kararlarına İtiraz ve Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanun Tasarısının Bu Konuda Getirdiği Yenilikler

Bahattin Aras

Nitelikleri gereği, hukuk yargılaması bakımından en sorunlu alanlardan biri de geçici hukuki korumalardır. Uygulamada, haksız alınan ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararlarından dolayı telafisi güç zararların ortaya çıkmasına rastlandığı gibi, gerekli durumlarda ilgili geçici hukuki korumaya karar verilmediğinden dolayı elde edilen hükmün bazen uygulama kıymeti kalmamaktadır. Ayrıca, uygulamada önemli bir sorun da geçici hukuki korumaların birbirine karıştırılması ve gereği gibi uygulanmamasıdır. Çalışmamızda ihtiyati delil ve delil tespiti kararlarına itiraz üzerinde durulacak ve yeni Hukuk Muhakemeleri Kanun Tasarısı’nın bu konudaki düzenlemeleri ele alınacaktır.

İhtiyati tedbir, geçici hukuki koruma, delil tespitine itiraz, Hukuk Muhakemeleri Kanun tasarısı, teminat.

Hukuk Muhakemeleri Kanun Tasarısının İhtiyati Tedbire İlişkin Hükümleri

A- Genel Olarak Tasarının Kapsamı ve Amacı

İhtiyati tedbir kavramını da içine alan geçici hukuki koruma kavramı, doktrinde kullanılmakla birlikte, tasarıda ilk defa yer almaktadır. Geçici hukuki korumalar onuncu kısımda düzenlenmiştir. İhtiyati tedbir birinci bölümde 393 ila 403. maddeler arasında; delil tespiti ise 404 ila 410. maddeler arasında düzenlenmiştir.

Tasarının genel gerekçesinde de belirtildiği üzere, dava konusu uyuşmazlıklarda asıl nihai hukuki korumanın zaman alması ve ayrıntılı bir incelemeyi gerekli kılması sebebiyle, günümüzde geçici hukuki korumalar daha da önem kazanmıştır. Hatta denilebilir ki asıl yargılama veya davadan önce, geçici korumalar adeta bir ön yargılama halini almıştır. Geçici hukuki korumalar, hak arama özgürlüğü ve kişilerin haklarının korunması bakımından özel bir öneme sahiptir. Hak arama özgürlüğü çerçevesinde, hukuki korunma talebi için artık günümüzde, “etkin hukuki koruma” ihtiyacı ve talebinden söz edilmektedir. Yani, bir devletin sadece yalın olarak hak arama ve hukuki korunma yollarını düzenlemesi ve bunları açık tutması yeterli değildir; aynı zamanda bu yolların etkinliğini sağlamak, elde edilecek kararların uygulanabilir olması imkânını ayakta tutmak, hukuki korunma ihtiyacı ile orantılı ve bağlantılı bir yöntemi benimsemek gibi yükümlülüğü söz konusudur.

Dile getirilen bu sebeplerle günümüzde, klasik ve temel geçici hukuki koruma türü olan ihtiyati tedbir dışında, birçok yeni geçici hukuki koruma türü benimsenmiştir. Asıl dava veya yargılama konusuna ilişkin olarak ihtiyati tedbirler yanında; para alacaklarına ilişkin takibin sonucunun güvence altına alınabilmesi için ihtiyati haciz, delillerin korunması için delil tespiti bilinen geçici hukuki koruma türleridir. Ancak, özel kanunlarda bu geçici hukuki koruma türlerinin içinde yer almayan, farklı geçici hukuki korumalara da yer verilmiştir. Örneğin, aile hukukuna ilişkin birçok geçici hukuki koruma, önleyici tedbir , koruma önlemleri ve aile ilişkilerinin geçici düzenlenmesi gibi farklı geçici hukuki korumalar mevcuttur. Bu geçici korumalar, bazı yönleri ile ihtiyati tedbire benzemekle birlikte, ihtiyati tedbirden daha farklı ve geniş bir alana sahiptir. Bu sebeple, genel bir geçici hukuki koruma başlığı altında temel olarak ihtiyati tedbir düzenlenmekle birlikte, diğer geçici hukuki korumalara da değinilmiştir. İhtiyati haciz, İcra ve İflas Kanununda düzenlendiğinden, bu başlık altında düzenlenmemiş, bu kısımda ihtiyati tedbir ve delil tespiti ayrıntılı olarak düzenlenip, diğer özel geçici hukuki korumalara ilişkin genel atıf yapılmakla yetinilmiştir. Bunun dışında, klasik ihtiyati tedbir türü olan teminat amaçlı ihtiyati tedbirler dışında, eda veya düzenleme amaçlı ihtiyati tedbirler de oldukça yaygınlaşmıştır.