Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ceza Muhakemesi Kanununda 2010 Yılında Yapılan Değişiklikler ve Acil Çözüm Bekleyen Sorunlar

Durmuş TEZCAN

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda 2010 yılında yapılan değişiklikler, 22 Temmuz 2010 tarih ve 6008 sayılı yasa ile yapılan iki konuyla sınırlı kalmıştır.

Bunlardan ilki, çocukların yargılanmasıyla ilgilidir. Bu konuda, ülkemizde daha önce duyulan tereddütleri gideren önemli bir adım, 2005 yılında yürürlüğe giren ceza yargı mevzuatını baştan sona değiştiren yasalar kapsamında gerçekleştirilmişti. Böylece ülkemizin taraf olduğu Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmeler paralelinde “korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına” yönelik olarak 3 Temmuz 2005 tarih ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu çıkarılmıştı1. Bu yasa ile çocuklar hakkında açılan kamu davalarının, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından çocuk mahkemesinde; ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davaların ise çocuk ağır ceza mahkemesinde görülmesi kuralı benimsenmişti. Ancak çok istisnai zorunluluk durumlarında çocuklar hakkında açılan kamu davalarının genel mahkemelerde birleştirilmesine yer verilmişti2. Bu anlayış, kısa bir zaman sonra 29 Haziran 2006 tarih ve 5532 sayılı Kanun kapsamında değiştirilmiş ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 9. maddesine terör suçlarından dolayı onbeş yaşın üzerindeki çocuklar hakkında açılan davaların da özel görevli ağır ceza mahkemelerinde görülmesi kabul edilmişti3. Türkiye’de çocuk temeline dayalı bir düzenleme getiren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun çocuk suçluluğundaki artışa rağmen güttüğü çocuğun korunması amacının geri plana itilerek, adeta Çocuk Ceza ve Ceza Muhakemesi Kanunu’na dönüştürülmesi uzmanlarca eleştirilmiştir4.

Nihayet 22 Temmuz 2010 tarih ve 6008 sayılı yasanın 10. maddesiyle özel görevli ağır ceza mahkemelerinin görev ve yargı çevresinin belirlenmesi ile ilgili 9. maddesinden “Bu suçlardan dolayı onbeş yaşın üzerindeki çocuklar hakkında açılan davalar da bu mahkemelerde görülür” cümlesi çıkarılmış ve 5271 sayılı Kanunun 250. maddesine de anılan yasanın Geçici Madde 2’siyle de “(4) Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamazlar ve bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar bakımından uygulanmaz” hükmü eklenmiştir. Böylece çocukları koruma anlayışı yeniden ön plana çıkarılmıştır.