Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Deniz Yük Senedinin İspat Gücü 

Sea Waybill’s Evidence Force

Metin Uğur AYTEKİN

Deniz yoluyla yapılan eşya taşımacılığında eşyanın taşınmak üzere teslimi yahut gemiye yüklenmesi neticesinde denizde taşıma senetleri düzenlenmektedir. Bu senetlerden en yaygın şekilde kullanılanı konişmentodur. Konişmento kıymetli evrak niteliği sebebiyle taşımaya konu eşyanın mülkiyetinin devredilmesine olanak tanınmasına bağlı olarak denizaşırı mal satımında güvenli bir senet türü olarak gelişme göstermiştir. Ancak meydana gelen teknik ilerlemelerle birlikte konişmento dışındaki senetlerle de deniz taşımacılığı önem kazanmıştır. Bunlardan özellikle deniz yük senedi (“sea waybill”) çeşitli uluslararası konvansiyon ve diğer hukuki metinlerde de yer almak suretiyle deniz ticareti hukukunda konişmento haricindeki denizde taşıma senetlerinden birisi olarak ortaya çıkmıştır. Deniz yük senetleri, navlun sözleşmesinin yapıldığını, sözleşmenin içeriğini ve eşyanın taşıyan ya da yetkili bir temsilcisi tarafından teslim alındığını ispat etmektedir. Konişmento ile karşılaştırıldığında sağladığı yararlara karşılık konişmento ile aynı ispat gücünde olmaması gibi eksiklikleri nedeniyle bu belge konişmento kullanımını ortadan kaldıracak bir etkinlik kazanmamıştır. Deniz yük senetleri hakkında Türk Ticaret Kanunu’nda kısıtlı sayıda düzenleme bulunurken, farklı uluslararası hukuki metin ve konvansiyonlarda bu belge hakkında çeşitli hükümlere yer verildiği görülmektedir. Buna karşılık konişmentoya alternatif olarak düzenlenen deniz yük senedi kullanımına dair genel hukuki çerçeve incelendiğinde bu belgenin ispat gücü bakımından konişmento ile halen aynı düzeyde olmadığının belirtilmesi gerekmektedir.

Navlun Sözleşmesi, Konişmento, Deniz Yük Senedi.

In the carriage of goods by sea, cargo transport documents at sea are issued as a result of the delivery of the goods for carriage or loading on the ship. The most widely used of these documents is bill of lading. The bill of lading has developed as a secure type of document in overseas goods sales, depending on the ability of transferring the ownership of the goods subject to carriage due to its negotiable nature. However, with the technical developments, maritime transportation with documents other than bills of lading has gained importance. Among these, especially sea waybills have emerged as one of the transport documents by sea in maritime law, other than bills of lading, by taking place in various international conventions and other legal texts. Sea waybills prove that the contract of carriage by sea has been made, evidence the content of the contract and the receipt of the goods by the carrier or their authorized representative. Compared to the bill of lading, this document has not gained an effectiveness to eliminate the use of bill of lading, due to its shortcomings such as not having the same proof of power as the bill of lading despite the benefits it provides. While there are a limited number of regulations regarding sea waybills in the Turkish Commercial Code, it is seen that various provisions about this document are included in different international legal texts and conventions. Despite this, when the general legal framework regarding the use of sea waybills, which is issued as an alternative to the bill of lading, is examined, it should be stated that this document is still not at the same level as the bill of lading in terms of evidence force.

Contract of Carriage by Sea, Bill of Lading, sea Waybill.

I. DENİZDE TAŞIMA SENETLERİ

Denizde taşıma senetleri Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. Kitabı olan Deniz Ticareti Kitabı’nın 6. ayrımındaki madde (m.) 1228-1242 hükümleri arasında düzenlenmiştir. Bu belgelerden en önemlisi ve deniz ticaretinde en yaygın şekilde kullanılanı konişmentodur. Deniz ticaretinde ortaya çıkan gelişmelere bağlı olarak zamanla duyulan ihtiyaç nedeniyle konişmento dışında farklı senetler de kullanılmaya başlanmıştır. Aşağıda konişmento ve konişmento dışındaki taşıma senetlerinden en yaygını olan ve inceleme konumuzu teşkil eden deniz yük senedi hakkında karşılaştırmalı şekilde bilgi verilecektir.

TTK m. 1228 uyarınca konişmento “... bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren ve taşıyanın eşyayı, ancak onun ibrazı karşılığında teslimle yükümlü olduğu senet...” olarak tanımlanmaktadır.1 Bu tanımdan da anlaşıldığı üzere konişmento deniz ticaretinde bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispat,2 eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini ispat3 ve gemiye yüklenen ya da yüklenmek üzere teslim edilen eşyanın miktarı ve durumu gibi bilgileri içeren bir “makbuz” işlevi görmektedir.4 Son olarak ise konişmento, eşyayı temsil işlevini yerine getirmektedir.5 Bu son işlevi doğrultusunda konişmentonun devri ile birlikte TTK m. 1234 hükmü kapsamında konişmentonun temsil ettiği eşya üzerinde aynî bir hakkın (mülkiyet yahut rehin gibi) ve vasıtalı zilyetliğin kazanılması sonucunu doğuran ve “konişmentonun aynî hükmü” olarak ifade edilen sonuçlar gerçekleşmiş olur.6

Konişmento bu işlevleri ile birlikte değerlendirildiğinde eşyanın zilyetliği ile mülkiyetinin kime ait olduğunun belirlenmesi bakımından çeşitli hukuki işlemlere konu olması ve boşaltma limanında taşıyanın ancak onun ibrazı karşılığında eşyayı teslim edebilmesi sebebiyle “kıymetli evrak” niteliği taşımaktadır.7

Deniz taşımacılığında meydana gelen teknik gelişmelerle birlikte gemilerin yükleme limanından boşaltma limanına daha hızlı şekilde ulaşması ve gemi boşaltma limanına varmış dahi olsa konişmentonun henüz boşaltma limanına ulaşmamış olması konişmento düzenlenmeden eşya taşımacılığı yapılması konusunda çalışma yapılmasına sebep olmuştur.8 Ayrıca konişmentonun eşyayı temsil etme işlevi ve kıymetli evrak niteliğinde oluşu sebebiyle dolandırıcılığa konu olabilmesi, zayi olması durumunda yahut gemiyle aynı hızda boşaltma limanına ulaşamaması gibi hallerde taşıyana ibraz edilememesi sebebiyle eşyanın teslimine engel yaratması şeklindeki sorunları gidermeye ve deniz taşımacılığında teknik yönden ortaya çıkan gelişmelerle bağlantılı olarak değişen ihtiyaçları karşılamak maksadıyla deniz yük senedi ortaya çıkmıştır.9

TTK’nın “Denizde Taşıma Senetleri” başlığı altındaki m. 1228-1242 hükümlerinde sınırlayıcı olmadan “diğer denizde taşıma senetleri” denilerek deniz taşımacılığında kullanılan konişmento dışındaki taşıma senetleri belirtilmiştir. Genellikle “deniz yük senedi” ya da “sea waybill” olarak adlandırılan bu senetler hakkında kanun koyucu tarafından kanunda detaylı düzenlemelere yer verilmemiş, deniz yoluyla eşya taşımacılığındaki senetler hakkındaki hükümler, genel olarak konişmento gözetilerek kaleme alınmıştır.

Konişmento dışındaki denizde taşıma senetleri hakkında düzenleme getiren “Diğer Denizde Taşıma Senetleri Başlıklı” TTK m. 1242’de ise deniz yük senetleri hakkında şu şekilde bir hüküm tesis edilmiştir: “Taşıyanın taşınacak eşyayı teslim aldığını göstermek üzere düzenlediği konişmentodan başka her tür senet, taşıma sözleşmesinin yapılmış ve eşyanın senette yazılı olduğu gibi taşıyan tarafından teslim alınmış olduğuna karine oluşturur; ancak bu karinenin aksi ispatlanabilir.” Bu düzenlemeden yola çıkılarak deniz yük senetleri; bir taşıma sözleşmesinin yapıldığına, sözleşmenin şartlarına ve eşyanın taşıyan tarafından senette yazılı şekilde teslim alındığına dair aksi ispat edilebilen bir karine teşkil eden ve taşıyan tarafından düzenlenen konişmentodan başka her tür senet olarak tanımlanabilir.10

Deniz yük senetlerinin konişmentodan farklı olarak senedin usulüne uygun şekilde devri ile senet üzerindeki hakkın da devri imkânını veren bir kıymetli evrak vasfı bulunmamakta; bu tür senetler eşyanın gemiye yüklendiğini, navlun sözleşmesi ve şartlarını ispat eden, devredilemeyen makbuz niteliği taşıyabilmektedir.11

Deniz yük senedinin konişmento yerine kullanılmasına yol açan etkenlerden birisi de aralarında ticari ilişki bulunan ve dolayısıyla aralarında güven tesis edilmiş kişiler arasında gerçekleştirilen taşımacılıkta ya da aynı ticari şirkete ya da kuruluşa bağlı iki taraf arasındaki bir taşımacılık faaliyetinde konişmento ile ilgili prosedürlerden uzak durularak eşyanın taşınmasına olanak yaratılmasıdır.12 Ancak deniz yük senedinin sağladığı bu kolaylıklar aynı zamanda onun kullanım alanını da sınırlayan sebepler olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim uluslararası mal satımlarında taraflar arasında mal bedelinin ödenmesinde kullanılacak belgeler arasında konişmento yerine deniz yük senedine yer verilmesi mümkün olsa da13 deniz yük senedi, tedavül edilebilen bir kıymetli evrak niteliğinde olmadığından eşyanın bedelinin ödenmesi ve mülkiyetin el değiştirmesi için gerçekleştirilen vesaik mukabili akreditif işlemlerinde yaygın şekilde kullanılamamaktadır.14

II. DENİZ YÜK SENEDİNİN İSPAT GÜCÜ

1924 tarihli “Konişmentoya Müteallik Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkındaki Milletlerarası Sözleşme”de (Lahey Kuralları) ve Lahey Kuralları’nın “Konişmentoya İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkında 1924 tarihli Brüksel Andlaşmasının Tadili Hakkındaki Protokol” ile değişik şeklinde (Lahey/Visby Kuralları) bu tür belgelerden söz edilmez iken kıymetli evrak niteliği olmayan bu belgelere olan ihtiyaç 1978 tarihli “Birleşmiş Milletler Deniz Yoluyla Eşya Taşıma Konvansiyonu” (Hamburg Kuralları) ile tespit edilmiş ve Hamburg Kuralları’nın uygulama alanı, deniz yük senedi ve kıymetli evrak niteliği taşımayan farklı belgeleri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir.15 Ancak Hamburg Kuralları’nda da geniş şekilde düzenlenmemiş olması sebebiyle deniz yük senetlerinin kullanımına dair uluslararası nitelikte hukuki düzenleme ihtiyacı yine giderilememiştir. Bu ihtiyacı karşılamak üzere “Comite Maritime International” (CMI) tarafından 1990 yılında “Deniz Yük Senetleri Hakkında CMI Birörnek Kuralları” (CMI Deniz Yük Senedi Kuralları) olarak adlandırılan kurallar kabul edilmiştir.16 CMI Deniz Yük Senedi Kuralları ile deniz yük senetlerinin Lahey ve Lahey/Visby Kuralları’nın uygulamasının haricinde kalması sorununa da çözüm getirilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda CMI Deniz Yük Senedi Kuralları m. 4’te konişmento için uygulanacak uluslararası kuralların (Lahey Kuralları, Lahey/Visby Kuralları gibi) konişmento dışında kalan taşıma senetlerine da uygulanabileceği yönünde düzenlemede bulunulmuştur.

Temel işlevi navlun sözleşmesinin mevcudiyetini ispat etmek17 ve içeriğinde tanımlanan eşyanın taşınmak üzere teslim alındığının taşıyan veya yetkili bir temsilcisi tarafından beyan edilmesini sağlamak olan deniz yük senedi, eşyanın gönderildiği kişinin adına düzenlenerek eşyanın bu kişi tarafından kimliğinin ispat edilmesi şartıyla teslim alınmasına imkân sağlamaktadır. Böylece eşyayı boşaltma limanında teslim alma hakkına sahip olan kişi deniz yük senedini ibraz etmese dahi sadece kimliğini tespit için yeterli belge göstermek suretiyle gönderilen olduğunu ispat ederek eşyayı teslim alabilmektedir.18 Bu durumda, uygulamada kullanılan deniz yük senedi metinlerine, taşıyanın ihmali davranışı söz konusu olmadığı sürece eşyanın yanlış kişiye teslim edilmesinden dolayı sorumlu tutulmayacağına dair kayıtlar da konulabilmektedir.19

TTK m. 1203’te boşaltma limanında denizde taşıma senedi ile de eşya tesliminin mümkün olduğu hüküm altına alınmıştır. Böylece gönderilen eşyanın kendisine teslim edilmesi talebini deniz yük senedine de dayandırabilecektir.20

TTK m. 1242’deki ifade ediliş tarzı itibariyle ele aldığımızda deniz yük senetleri ile eşyaya dair kayıtlar bakımından ancak aksi ispat edilebilen bir karinenin doğumu öngörülmekte ve bu sebeple genel ispat kuralları çerçevesinde deniz yük senedinde yer alan hususların aksi ispat edilebilmektedir.21 Nitekim TTK m. 1239/1 hükmü uyarınca üçüncü kişi gönderilene karşı konişmentoda eşyaya dair genel olarak yer verilen eşyanın cinsi, ağırlığı, ölçüsü, miktarı ve ağırlığı gibi kayıtların aksi, konişmentoyu içerdiği eşya tanımına güvenerek devralan iyi niyetli gönderilene karşı ispat edilemez iken deniz yük senedine dayalı olarak eşyanın teslimi talebinde bulunacak olan gönderilene karşı deniz yük senedinde eşyaya dair kayıtlarınsa aksi ispat edilebilmektedir.22

Deniz yük senedinin bu yönleriyle ele alındığı bir davaya konu olan olayda, gemiyle taşınmak üzere taşıyanca teslim alınan ve boşaltma limanında gemiden tahliye edildikten sonra kara yoluyla alıcının tesislerine aktarılması sonrasında eşyanın tahliyesi sırasında konteyner gövdesinde yırtık, göçük ve delik bulunduğu, bu delikten sızan su ile konteyner içindeki yükün hasarlanmış olduğunun tespiti üzerine taşıyandan tazminat talebinde bulunulmuştur. İlk derece mahkemesi deniz yük senedinin kıymetli evrak niteliği bulunmamakla birlikte, bu senetteki kayıtların tıpkı konişmento gibi eşyanın taşınmasına dair sözleşmenin ve bu sözleşmenin koşullarına dair karine olarak kabul edileceği değerlendirmesinde bulunmuştur. Aynı zamanda söz konusu deniz yük senedinin, yükün hasarlı olarak yüklendiğine dair bir kayıt içermemesinden hareketle, deniz yük senedinin yükün taşıyana sağlam teslim edildiği hususunda karine oluşturacağı tespitinde bulunmuştur. Ancak tazminat istemi, davacının yükteki hasarın taşımanın faaliyetinin hangi aşamasında meydana geldiğinin ispat edilemediği ve davalı tarafa usulüne uygun bir hasar ihbarı yapılmamış olması gerekçe gösterilerek hasarın taşıyanın sorumluluğunda meydana geldiğinin ispatlanamaması sebebiyle reddedilmiştir. Temyiz başvurusu üzerine Yargıtay ise kararında deniz yük senedi düzenlenen bir taşımada taşınmak üzere gemiye yüklenen konteynerin taşıyana teslimi sonrasında senet metnine konteyner üzerinde hasar olduğuna dair bir kayıt işlenmeksizin düzenlenen deniz yük senedinin eşyanın taşıyanca hasarsız teslim edildiğine karine teşkil edeceği tespitinde bulunmuş, ancak hasar ihbarının doğru yapılıp yapılmadığı konusunda ilk derece mahkemesinin yetersiz incelemeyle karar verdiği gerekçesiyle bu kararı bozmuştur.23

Yargıtay’ın bu kararıyla da deniz yük senedinin navlun sözleşmesinin yapıldığını ve sözleşmenin şartlarını ispat edeceği ve deniz yük senedindeki kayıtların aksi ispat edilebilir karine teşkil edeceği hakkında tespitte bulunulmuş olmaktadır. Oysa konişmento düzenlenen bir taşıma söz konusu olsaydı gönderilenin iyi niyetli olup olmadığına göre konişmentodaki kayıtların aksinin ileri sürülüp sürülemeyeceği hakkında farklı sonuçlara varılabilecekti.

Deniz yük senedine konulacak ihtirazi kayıtlar vasıtasıyla bu senedin yüke dair kayıtlar bakımından ispat fonksiyonunun tamamen kaldırılması yahut sınırlandırılması da mümkün olup, bu maksatla konulacak ihtirazi kayıtların gerekçesi belirtilmeksizin “belli değil” şeklinde olması da ilişkin oldukları kayıtlar bakımından deniz yük senedinin ispat fonksiyonunu ortadan kaldıracaktır.24