Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Güney Kore Devlet Düzeni Üzerine Bir İnceleme: Kore Toplumunun Farklı Siyasal Dönüşümlerinin Sonuçları

A Study of the State Order of South Korea: The Consequences of the Different Political Transformations of Korean Society

Cemre Belçim GÖLBAŞI

Kore toplumu, 20. yüzyılda 38. paralel dikkate alınarak Kuzey-Güney ayrımı yapılana kadar bir arada yaşamış ve dünyadaki diğer toplumların modern devlet sistemine geçişleri incelendiğinde nispeten sonradan sistemli bir yönetime geçiş yapabilmiştir. Coğrafi özellikleri nedeniyle çevresindeki ve uzağındaki devletlerin siyasi politikalarının hedefi olmuş ve bu nedenle de birçok savaş dönemi geçirmiştir. Komşuları olan Çin ve Japonya’da gelişen düşünce akımlarından etkilenmiş ve toplum yapısında da bu durumun etkileri gözlenmiştir. Uzun yıllar sınırları kapalı bir toplum olarak yaşadıktan sonra Japonya’nın işgaline maruz kalmış, ardından bir reform dönemi geçirmiş ve II. Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde, 1950-1953 yılları arasında, Soğuk Savaş döneminin ilk sıcak savaşı olarak nitelendirilen 1950-1953 yılları arasında Kore Savaşı’nı yaşamıştır. Bu savaştan sonra farklı siyasi ideallerle gelişen iki ayrı Kore devleti kurulmuştur. Bu yazıda 1948 tarihli Anayasası ile kurulan ve Güney Kore olarak bilinen Kore Cumhuriyeti’nin kurulmasına giden tarihi süreç ortaya konularak Kore toplumunun farklı siyasal dönüşümlerinin sonuçları incelenmiş ve günümüz benimsenen yönetim modeli ortaya konulmuştur.

Güney Kore, Kore Savaşı, Juche, Başkanlık Sistemi.

Korean society coexisted until the North-South Decoupling was made, taking into account the 38th parallel in the 20th century and when the transitions of other societies in the world to the modern state system were examined, they were able to make the transition to a systematic administration relatively later. Due to its geographical features, it has been the target of the political policies of the neighbor and distant states and for this reason, Korea has gone through many periods of war. It was influenced by the currents of thought that developed in his neighbors, China and Japan and the effects of this situation have also been observed in the structure of society. After living as a closed society for many years, it was subjected to the occupation of Japan, then went through a period of reform and in the period after World War II, between 1950 and 1953, decried as the first hot war of the Cold War period, it lived through the Korean War. After this war, two separate Korean states were established, which developed with different political ideals. In this article, the historical process leading to the establishment of the Republic of Korea, established with the Constitution of 1948 and known as South Korea, is revealed, the results of different political transformations of Korean society are examined and the current management model adopted today is put forward.

South Korea, Korean War, Juche, The Presidential System.

I. Giriş

Tarih boyunca insanlığın yükselişi ve düşüşünün, Batı toplumlarında yaşanan gelişmeler merkeze alınarak tasvir edildiği görülür.1 Devletin oluşumuna ilişkin teoriler ve ideolojiler, kaynağını Avrupa kıtasında yaşanan olaylardan alır. Sanayi Devrimi İngiltere’de ortaya çıkmış, coğrafi keşiflere giden gemiler İspanya ve Portekiz’in limanlarından kalkmış, günümüzde devletlerin çoğunluğunun ulus-devlet modelini benimsemesi, Fransa’da ortaya çıkan ve başarılı sonuçlara ulaşan milliyetçilik akımının yayılması ile olmuştur.2

Dünyanın merkezi Avrupa olarak alındığında, doğuda kalan ülkelerin tarihinin kendi içerisinde karşılaştırmalı olarak incelenmesi gerektiği düşünülse de; Uzak Doğu toplumlarının oluşumu ve gelişimini etkileyen faktörler hem coğrafik koşullardan hem de Batı ülkelerinin politikalarından kaynağını alır. Doğu ve Batı toplumları, biri diğerine ham madde sağlayarak veya diğerini siyasi politikaların merkezi yaparak bugünkü hallerinin oluşmasını etkilemiştir.

Yakın tarihte çarpıcı bir dönüşüm geçiren Asya milletleri arasında Kore’nin, diğerlerinden ayrıldığı ve geçirdiği süreçlerin özgünlüğü sebebiyle apayrı bir toplum ve devlet yapısına sahip olduğu görülmektedir.3 Kore yarımadası, komşusu Çin’e kıyasla oldukça küçük maddi sınırlara sahiptir4 ve diğer komşusu Japonya’nın kademe kademe yaşadığı modernleşme sürecini zorla ve aniden yaşamak zorunda kalmıştır. Tüm dünyanın sömürgecilik ticaretine atıldığı dönemde Kore onlara katılamamış; aksine ticari faaliyetlerini geliştirecek zaman bulamamış, işgallere uğramış ve şehirleri harabeye dönmüştür.5 Bu nedenle Kore yarımadasında yaşanan bölünmeyi ve iki ülkenin bugünkü devlet politikası duruşlarını anlamak için öncelikle Kore yarımadasının tarihçesini ve toplum yapısını incelemek gerekmektedir.

Bu yazıda, aynı yarımadanın sakini olarak yüzyıllar boyu birlikte yaşadıktan sonra günümüzde aralarında uçurum olan siyasi bir anlayışa ve ekonomik yapıya sahip iki devletin, Kuzey ve Güney Kore’nin, geçirdikleri tarihsel süreç ve toplum yapıları incelenerek Güney Kore’nin günümüzdeki devlet düzenine nasıl ulaştığı ortaya konulmuştur. Bu inceleme yapılırken Kore toplumunu etkileyen coğrafi özelliklere ve dini-siyasi düşünce akımlarına yer verilmiştir. Ardından toplumun iki ayrı devlete bölünmesinin aşamaları ve gelişim süreci anlatılarak Güney Kore’nin kuruluşu açıklanmıştır. Güncel hükümet sisteminin kendine özgü özellikleri ele alınarak toplumun başından geçenler ile devletin kurumsal yapıları arasındaki bağlantı incelenmiş; yoksul bir toplumun zengin bir toplum haline gelmesi için kendi içinden talep edilen bir siyasal dönüşüm geçirip geçirmemesi gerektiği sorusuna cevap aranmıştır.

II. Kore Yarımadasının Tarihçesi

Kore yarımadası ve çevresinde yaşam belirtilerinin 700.000 yıl öncesine dayandığı söylenmektedir. Kore toplumunun tarihinin ise kuruluş mitolojisine göre Joseon halkının lideri Dangun tarafından M.Ö. 2333 yılında kurulmasıyla başladığı kabul edilir.6 Yazılı tarihin başlangıcı olarak ise M.S. 1. yüzyıl zamanlarındaki ‘Üç Krallık’ dönemi alınır: Koguryo, Baekje ve Silla. Daha sonrasında bu üç krallık, Silla Hanedanlığı altında birleşmiş ve Silla’dan sonra Kore’ye adını veren Goryeo Hanedanlığı başa gelmiştir. 1392 yılında Goryeo Hanedanlığı, Joseon Hanedanlığı tarafından yıkılmış ve 1897 yılında Büyük Kore İmparatorluğu ilan edilene kadar da bu hanedanlık başta kalmıştır.7

Kore, kendisine göre ekonomik ve askeri anlamda daha güçlü ve atılgan olan komşularından oldukça etkilenmiştir. Özellikle Çin’de ortaya çıkmış ve benimsenmiş düşünce sistemlerinden ilham almış; Budizm’den8 ve Konfüçyüsçü9 yaklaşımlardan faydalanmıştır. Ancak Joseon Hanedanlığı 17. yüzyılda sınırlarını dış dünyaya kapatma kararı alınca her alanda kendi içine dönük ve dış faktörlerin etkisinin en aza indirildiği bir toplum yapısı oluşmuştur.10

Kore toplumu, dünyada ekonomik ve sosyal atılımların yaşandığı, siyasi ideolojilerde devrim niteliğinde gelişmelerin olduğu bir dönem olan 17 ve 18. yüzyılda, yaklaşık iki yüzyıl boyunca, dünyadan kendilerini soyutlamış bir şekilde yaşamıştır. 19. yüzyılda artık kendi içlerine kapalı bir ülke olarak devam edemeyeceklerini anlamış, ancak bu dönemde de Meiji yönetimindeki Japonya’nın11 saldırısına maruz kalmıştır. Japonya, Çin ile olan mücadelesinde, coğrafi konumu gereği Kore’yi sıçrama tahtası olarak kullanmış ve güç diplomasisi uygulayarak Kore’nin kapalı kapılarını kırmıştır.12

Kore’nin, dünyadan kendini soyutlamak ve kendi kendini idame ettiren bir ülke olmak için kapattığı kapıları zorla açılmak zorunda kalınca burayı işgale gelen ülkeler, 19. yüzyılın ortasında kalmış bir Orta Çağ krallığı ile karşılaşmışlardır.13 Kore toplumu, kendine özgü toplum yapısını yıllar boyu muhafaza etmiş ve modern siyasi bir idari sistemden yoksun bir krallık olarak kalmıştır.14 Bu dönemden sonra Kore yarımadasını işgale gelen çeşitli güçler, Kore toplumunu her anlamda modernleşmeye ve diğer ülkelerin siyasi ilişkilerine dahil olmaya zorlamışlardır. Kore toplumunun, modern bir devlet düzenine dönüşmesi, diğer ülkelerin işgali ve zoraki müdahalesi ile olmuştur.

Orta Çağ’da Kore toplum yapısında yetkiler dikey hiyerarşiler yoluyla işlemiş ve insanlar hiyerarşik konumlarına göre birtakım yetkilere ve dış görünüşlere sahip olmuşlar. Farklı sınıflara mensup insanlar; farklı işlere, yetkilere, saç modellerine, giyim tarzlarına ve hatta zamirlere sahip olmuşlardır. Öyle ki insanların iletişim kurabilmeleri için birbirlerinin statülerini bilmeleri gerekmiş; toplumun hiyerarşik yapısı konuşma diline dahi işlemiştir.

Hiyerarşik yapının en tepesinde ‘Yangban’15 adı verilen ve diğerleri üstünde egemen olan bir aristokrat sınıfı vardır. Bu aristokrat sınıf, toprak sahipleri ve hükümet yetkililerinden oluşmuştur.16 Kore toplumu üzerinde egemen olan kişi kral olsa da Yangban sınıfının sıklıkla kralı denetlediği ve kısıtlayabildiği görülmüştür. Yangban, ekonomik desteğini, toplumun genel ekonomik uğraş alanı olan pirinç üretimi ile bağlantılı olarak pirinç ve arpa arazilerinden almıştır. Kore yarımadası, coğrafi özellikleri nedeniyle pirinç üretiminin yaygın olduğu bir bölgede yer almaktadır ve uzun yıllar boyu ekonomisi pirinç üretimine dayanmıştır.17 Pirinç, yakın iş birliği gerektiren bir üretim biçimine dayandığından ayrıca toplum bilincini geliştiren bir unsur da olmuştur.

Yangban adı verilen aristokrat sınıfın altında, çoğunluğu güç sahibi olmayan ve köylerde yaşayıp tarımla uğraşan köylüler vardır. Köylü sınıfının altında ise deri işçileri ve şamanlardan oluşan bir kimsesizler grubu ve onların altında da toplumun en alt tabakası olarak görülen esirler yer almıştır. Esirler, toplumun üçte birlik gibi önemli bir kesimini oluşturmuş ve daha sonrasında reform hareketleri çerçevesinde kölelik sistemi kaldırılana kadar da Kore toplumunda kendilerine çizilen kimlikleri dahilinde yaşamaya devam etmişlerdir.18 Deri işçileri ve şamanlardan oluşan kimsesizler sınıfında ise tıpkı avukat, hekim ve astronom gibi devlet memuru ve teknik uzmanlardan meydana gelen küçük ‘Chugin’ grubunda olduğu üzere babadan oğula geçen ataerkil bir sistemin mevcut olduğu görülmüştür.19

Kore toplumu, sık sık Çin ve Japonya’nın istilalarına uğramış ve aynı zamanda kendi içerisinde hanedanlık mücadeleleri de yaşamıştır. Uzun yıllar Çin’e bağlı bir devlet statüsünde toplum olarak varlığını sürdürmüş ve bu nedenle geleceğine yön veren önemli etkilerin kaynağını da Çin’den almıştır. Kendi içerisinde yaşadığı hanedanlık yıkılmaları ve kurulmalarından çok dış ülkelerin istilalarının toplumda değişime ve siyasi kırılmalara yol açtığı görülmüştür.20

Tarihi üç krallık olan Koguryo, Baekje ve Silla’nın, Silla altında birleşmesi ile siyasi düzenin sağlanmasında önemli bir adım atılmıştır. Diğer krallıklardan farklı olarak Silla’nın siyasi bünyesinde yerleşmiş ve işlerlik kazandırılmış kurumlar vardır. Bunlardan en önemlileri; yönetici sınıf olan aristokrat sınıf arasında dayanışmayı sağlayan Soylular Meclisi (Hwabaek) ve kemik sıralaması (Kolp’um) sistemidir.21

Soylular meclisi, kralın egemenliğinin aristokrat sınıf tarafından denetlenmesinde iş birliğini sağlamış ve bölünmeleri en aza indirmiştir. Kemik sıralaması sistemi ise M.S. 5. ve 6. yüzyıl dolaylarında geliştirilmiş ve bu sisteme göre insanlar, kraliyet ailesine kalıtsal olarak yakınlıklarına göre sınıflandırılmışlardır. Kutsal kemik olanlar devlet kademesinde en yüksek yetki ve görevlere sahip olabilirken diğerleri de kalıtsal yakınlıklarına göre sistem içerisinde kendi konumlarını edinmişlerdir.22

Silla’dan sonra gelen Goryeo Hanedanlığı ise Joseon Hanedanlığı tarafından yıkıldıktan sonra ‘Yeni Konfüçyüsçülük’ ortak din olarak benimsenmiş ve diğer dinlerin ikinci plana düşürülmesi ile birlikte Konfüçyüsçü modelin politik hayata etkisi kaçınılmaz olmuştur. Budizmin, Kore toplumunun dini duruşundaki egemenliğini yitirdiği görülmüş ve Joseon tarafından Şamanizm ve Hristiyanlık gibi diğer inançların da yasa dışı addedilmesi ile Konfüçyüsçü anlayış her alanda tek etkili düşünce akımı haline gelmiştir.23 Okullarda Konfüçyüsçülüğe dayalı eğitim verilerek bu düşüncenin yerleşmesi ve yaygınlaşması sağlanmış, zaman içerisinde Joseon Hanedanlığı model bir Konfüçyüsçü toplum haline gelmiştir.

Tarihi süreci içerisinde Kore toplumunun politik duruşunu etkileyen önemli bir düşünce sistemi olarak Konfüçyüsçü anlayışın yeri büyüktür. Bu nedenle günümüz Kore toplumunun yaşadığı siyasi değişimleri ve devlet düzenlerinin gelişim sürecini anlayabilmek için Konfüçyüsçü devlet anlayışının da incelenmesi gerekmektedir.