Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Locatio Conductio Operis (Eser Sözleşmesi) ile Locatio Conductio Operarum’un (Hizmet Sözleşmesi) Karşılaştırılması

The Comparison of Locatio Conductio Operis and Locatio Conductio Operarum

Ümit Vefa ÖZBAY

Locatio conductio Roma Hukuku sözleşmeler sisteminde yer alan rızai sözleşmelerden birisidir. Roma Hukukunda bu sözleşmenin kapladığı yer çok geniştir; söz konusu sözleşme modern hukukumuzda hizmet, eser ve her iki şekli ile kira sözleşmesini (adi kira - hasılat ya da ürün kirası) kapsamaktadır. Ancak Romalıların kira, hizmet ve eser kavramlarını ayrı ayrı ele alıp almadıkları şüphelidir. Roma kaynaklarında bu sözleşmeler arasında bir ayrım yapılmamış, söz konusu kavramlar tek bir çatı (locatio conductio) altında toplanmışlardır. Ayrıca Romalı hukukçular, her hakkın kendine has davası olan hukuk anlayışlarında, bu kavramlar için tek bir dava tanımışlardır. Günümüzde bu sözleşmeler arasında mevcut olan ayrım; müşterek hukuk sisteminin dava formula’larından yola çıkılarak yaptığı ayrıma dayanır. Romalı hukukçular ise locatio conductio içerisindeki ayrı işlemlere birer sınır çizmemiş ve onları tek bir kavram çatısında değerlendirmiştir. Çalışmada Romalıların locatio conductio çatısı altında topladıkları eser sözleşmesi (locatio conductio operis) ve hizmet sözleşmesi (locatio conductio operarum) ele alınmış, açıklanmış ve gerek Roma Hukuku gerek çağdaş hukukumuz bakımından bu sözleşmelerin farkları ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Sözleşme, Roma Hukuku, Eser Sözleşmesi, Hizmet Sözleşmesi.

Locatio conductio is one of the consensual contracts in the Roman Law system of contracts. It covered the hiring or leasing of things as well as contracts of employment in the form either of the hire of services or of a contract for work to be done (locatio conductio rei, operarum, and operis, in modern terminology) However, it is doubtful whether the Romans dealt with these contracts separately. In the Roman sources, no distinction was made between these contracts, and these concepts were gathered under a single roof which is locatio conductio. In addition, Roman jurist in their understanding of law, which has its own case for each right, recognized a single case for these concepts. The distinction that exists between these contracts today is based on the distinction made by the Ius Commune system on the basis of case formulas. Roman jurists, on the other hand, did not draw a boundary to the separate transactions within the locatio conductio and evaluated them under a single concept. In the study, contracts of work (locatio conductio operis) and contracts of service (locatio conductio operarum) which were gathered under the roof of locatio conductio were discussed and explained, and the differences between these contracts in terms of both Roman Law and our contemporary law were tried to be revealed.

Contractus, Roman Law, Locatio Conductio Operis, Locatio Conductio Operarum.

Giriş

Günümüze Roma Hukukundan miras kalan sözleşme kavramı, güncel hukukun bütün alanlarında yer almakta ve kullanılmaktadır. Ancak Roma Hukukunun sözleşmeyi karşılayan “contractus” kavramı, günümüzün sözleşme anlayışından farklıdır. Çağdaş hukuklarda sözleşme iki tarafın bir hukuki sonucu elde etmek üzere iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun şekilde açıklamalarıyla oluşan bir hukuki işlem olarak tanımlanır1 . Romalılara göre ise sözleşme (contractus) kavramı yalnızca Ius Civile tarafından tanınan ve borç doğurduğu kabul edilen belirli sözleşmelerdir2 . Roma Hukukunda bir sözleşmenin dava ile korunabilmesi için Ius Civile tarafından tanınması gereklidir. Çağdaş hukuklarda ise sözleşme serbestîsi vardır. Taraflar hukuka ve ahlaka aykırı olmamak şartıyla her türlü sözleşmeyi yapma ve bu sözleşmelere dayanarak dava açma haklarına sahiptir. Bu şekilde yapılacak her sözleşme borç doğurur ve dava ile korunur. Roma Hukukunda ise sözleşmeler sınırlı sayıdadır ve zamanla pactum’lara dava hakkı tanınarak bu sayı genişletilmiş olsa da asla güncel hukuklardaki sözleşme serbestîsi kavramına ulaşılamamıştır3 .

Roma Hukuku’ndaki contractus kavramını günümüzdeki anlamıyla sözleşme kavramından ayıran önemli bir diğer unsur ise sözleşmelerin rızailiğidir. Modern hukuk sistemlerinde bir sözleşmenin oluşması için tarafların rızaları yeterli iken Roma Hukuku’nda consensus4 dava ile takip edilebilecek bir borcun doğması için rıza tek başına yeterli değildi5 . Roma Hukuku’nda da özellikle Ius Civile’nin şekilci zihniyeti sadece rızanın borç doğurabileceği esasını kabul edememişti6 .

Bütün bu bilgiler ışığında sözleşmeler konusunda Romalıların modern hukuklardan farklı bir ayrım yaptıkları tahmin edilebilir. Nitekim gerek Gaius’un gerekse Iustinianus’un Institutiones’lerinde sözleşmeler oluşumları açısından dört gruba ayrılmaktadırlar. Bunlar; sözlerden doğan (sözlü, verbis), yazılardan doğan (yazılı, literis), rızadan doğan (rızai, consensu) ve malın teslimi ile doğan (real, re) sözleşmelerdir7 .

Karşılıklı iradelerin uyuşması, yani karşı tarafa bir şey vermeden veya şekli işlem yapmadan, sadece dışarıya bir bütün teşkil eden irade uyuşmasından, yani consensus’dan borç doğmasının kabul edilmesi Roma hukuk hayatında bir yeniliktir8 . Bu aşamaya bir taraftan Romalıların yabancılarla olan ilişkilerinden (Ius Gentium), diğer taraftan Romalıların özellikle res nec mancipi’leri konu alan günlük işlemlerden hareketle gelinmiştir. Bugünkü hukukumuzu yansıtan bu sistemin gelişmesinde Yunan Hukuku ve felsefesinin etkisinin varlığı da yadsınamaz. Ancak bu gelişmelere rağmen rızailik asla genel bir kural olmamış ve Roma Hukukunda consensus’un varlığının sözleşmenin doğması için tek başına yeterli olması ancak belli sözleşmelerde söz konusu olmuştur.

Çalışmamızda Roma Hukukunun yalnızca rıza ile kurulabileceğini kabul ettiği sözleşmelerden9 birisi olan locatio conductio sözleşmelerine odaklanılacaktır. Özellikle bu başlık altında toplanan üç sözleşmeden ikisi olan ve birbirleri ile (teorik olarak olmasa da uygulamada) karıştırılması mümkün olan, her ikisi de emek üzerine kurulu locatio conductio operis (eser sözleşmesi) ve locatio conductio operarum (hizmet sözleşmesi) sözleşmeleri ayrı ayrı açıklanacak ve farkları ortaya konulmaya çalışılacaktır.

I. Locatio Conductio Kavramı

Locatio conductio kavramına bir Türkçe karşılık vermek güçtür. Locatio ifadesi bir şeyi bir yere bırakmak anlamına gelen “locare” fiilinden gelir. Conductio ise bir şeyi yanına almak, beraberinde götürmek gibi kavramlarla ifade edilebilecek conducere’den türetilmiştir10 . Sözleşmenin taraflarına ise locator ve conductor denir. M.Ö 2. yüzyılda ortaya çıktığına inanılan11locatio conductio, Roma Hukukunda önemli bir yere sahiptir. Modern hukukumuzun eser sözleşmesi, hizmet sözleşmesi ve her iki türüyle (adi kira - ürün kirası) birlikte kira sözleşmesi locatio conductio kapsamında değerlendirilir12 . Aslında Romalı hukukçuların locatio conductio’yu günümüz hukukçuları gibi üçlü bir ayrıma tabi tutup tutmadıkları şüpheli ve tartışmalıdır13 . Gaius’un Institutiones’inde ve Iustinianus’un Institutiones ve Digesta’sında14 bu üç sözleşme tipi arasında özel bir ayrım yapılmamıştır15 . Bunun yerine Romalı hukukçular bu kavramlar için tek bir dava hakkı tanımışlardır. Roma’da, dava formula’larında uyuşmazlığın hangi hukuki soruna dair olduğu belirtildiğinden dolayı, locatio conductio olarak açılan bir davanın hangi somut sözleşmeye tekabül ettiğini saptayabilmek mümkündü16 . Söz konusu kavramı Glossator’ların17 da çalışmalarında bir bütün olarak değerlendirip inceledikleri bilinmektedir. Kavramın ayrı başlıklar altında incelenmesi ve ayrı ayrı analiz edilmesi ise Ugo Donallo’nun18 çalışmalarıyla ulaşılan bir yaklaşımdır19 . Bu yaklaşım ile beraber dava formula’larındaki farklılıklardan (özellikle formula’ların demonstratio bölümlerinden) yola çıkılarak müşterek hukuk tarafından locatio conductio rei, locatio conductio operis, locatio conductio operarum ayrımı yapılmıştır20 . Dolayısıyla bu sözleşmenin üçe ayrılması müşterek hukuka dayanır21 .

Romalı hukukçular tıpkı stipulatio sözleşmesinde olduğu gibi bu sözleşmeye de geniş bir uygulama alanı sağlamış ve onu mümkün olduğu kadar çeşitli alanlarda kullanmışlardır. Locatio conductio içerisindeki ayrı işlemlere ise birer sınır çizmemiş ve onları tek bir kavram çatısında değerlendirmiştir22 .

Locatio conductio’nun bahsi geçen üç sözleşmeyi bir arada ele alan yapısı, üç sözleşmenin de res (mal) merkezli olmasına dayandırılabilir. Şöyle ki; locatio conductio rei söz konusu olduğunda sözleşmenin konusu (kiralanan şey) zaten res olarak karşımıza çıkacaktır. Locatio conductio operis’te ise Roma Hukukuna göre işin görülmesi için gereken malzemeler işsahibi tarafından getirildiği için res merkezli bir anlayışın söz konusu olduğu düşünülmüştür. Locatio conductio operarum’da ise işi görecek özgür kişinin hizmeti res yerine konulmuştur23 (İşi görecek olan bir köle ise, zaten köle Roma Hukukuna göre res konumundadır).

Böylece locatio conductio her iki şekli (adi kira ve hasılat kirası) ile kira sözleşmesini (locatio conductio rei), hizmetlerin kiralanması anlamına gelen ve günümüzde hizmet sözleşmesi olarak anılan locatio conductio operarum ve taraflardan birinin bir eser meydana getirmek borcu altına girdiği eser (istisna) sözleşmesini (locatio conductio operis) kapsar24 . Her ne kadar bu sözleşmeler aynı başlık altında sıralanmış olsalar da bu sözleşmelere uygulanan kuralların aynı olmadığı ve sözleşmelerin farklı farklı özellikler taşıdığı açıktır25 . Ancak bu sözleşmelerin benzer yanları da mevcuttur. Bunlardan en önemlisi ise locatio conductio adı altında toplanan bu sözleşmelerin meydana gelebilmeleri için herhangi bir sözlü şekle ya da yazılı ifadeye gerek duyulmaması, yalnızca tarafların rızalarının (consensus26 ) karşılıklı ve birbirlerine uygun olmalarının yeterli olmasıdır. Iustinianus’un Institutiones’inde bu durum şu şekilde ifade edilmiştir27 :

Iust., Inst. 3.22: “Consensu fiunt obligationes in emptionibus venditionibus, locationibus conductionibus, societatibus, mandatis.”

Iust., Inst. 3.22: “Satış sözleşmesi, locatio conductio, şirket, vekâlet sözleşmelerinde borç ilişkileri rıza ile meydana gelirler.”