Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun Çerçevesinde Akıllı Sözleşmelere Uygulanacak Hukuk

Law Applicable to Smart Contracts within the Framework of Private International Law and Code on Civil Procedure

Bengül KAVLAK

Blokzincir teknolojisinin gelişmesiyle birlikte akıllı sözleşmeler de giderek ön plana çıkmıştır. Akıllı sözleşmeler, yasal sözleşmelerin icrasında dışa bağımlılığı en aza indirgeyerek, ticari işlemleri daha ucuz, etkin ve hızlı bir şekilde gerçekleştirecek şekilde tasarlanmıştır. Kendi kendine uygulamayı sağlayan komutların bir bilgisayar koduna işlenmesi yoluyla oluşturulan akıllı sözleşmeler çoğu kez milletlerarası ticari ilişkilerde kullanılmakta ve yabancılık unsuru içermektedir. Bu durumda da akıllı sözleşmelere hangi hukukun uygulanacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Yabancılık unsuru taşıyan akıllı sözleşmelere uygulanacak hukukun tespitinde Türk hukuku bakımından öncelikle ele alınması gereken kanuni düzenleme, sözleşmelere uygulanacak hukuku düzenleyen MÖHUK m. 24 hükmüdür. Anılan düzenleme kapsamında, akıllı sözleşmelere uygulanacak hukuk bakımından öncelik taraf iradesine yer verilmiştir. Taraflarca bir hukuk seçimi yapılmamış olması halinde ise, düzenlemede yer alan objektif bağlama kuralı uygulama alanı bulacaktır. Bu kapsamda, sözleşmeye uygulanmak üzere tespit edilecek hukuk ise sözleşmeyle en sıkı ilişkili hukuk olacaktır. Akıllı sözleşmenin taraflarından birinin tüketici ya da işçi olması halinde ise sözleşmeye uygulanacak hukukun tespitinde MÖHUK m. 26 ve 27 düzenlemelerini dikkate almak gerekecektir.

Akıllı Sözleşme, Blokzincir, Sözleşmeye Uygulanacak Hukuk, Ricardian Sözleşmesi, Lex Cryptographia.

The smart contracts gradually have become prominent with the development of the blockchain technology. The smart contracts have been designed to eliminate the need for external dependency of legal contracts by making business transactions cheaper, faster and more efficient. Smart contracts, which are formed by processing self-executing commands into a computer code, are mostly used in international commercial relations and contain the element of legal pluralism. Such case arises the question of which law would be applied to the smart contracts. The legal arrangement that has to be addressed primarily from the Turkish law point in determination of the law that would be applied in smart contracts with legal pluralism is the article 24 of the Code on International Private and Civil Procedures. Within the scope of the said regulation, priority is given to the party autonomy in terms of the law applicable to the smart contracts. In case the parties of the agreement haven’t chosen the applicable law, the objective binding rule in the regulation would be applied to the contract. In this context, the applicable law to the contract will be the law which has the closest connection. In case one of the parties of the smart contract is a consumer or a worker, articles 26 and 27 of the Code on International Private Law and Civil Procedural Law have to be taken into consideration.

Smart Contract, Blockchain, Applicable Law to the Contract, Ricardian Contract, Lex Cryptographia.

Giriş

İnternetin giderek herhangi bir merkezi otoriteye bağlı olma zorunluluğunun ortadan kalkmasıyla birlikte internet teknolojisi yeni bir boyut kazanmaktadır. Uzun süren çalışmalar sonucunda, şifreleme ve merkezi olmayan bilgisayar ağları alanında bir dizi yenilik gerçekleştirilmiş ve blokzincir adı verilen yeni bir teknoloji ortaya konulmuştur. Blokzincir, geri döndürülemez ve değiştirilemez bir bilgi deposu olarak hizmet veren dağıtılmış, paylaşılan ve şifrelenmiş bir veritabanıdır. Blokzincir teknolojisi, merkezi bir otoritenin onayına ihtiyaç duyulmaksızın, birbirleri ile ilgisi bulunmayan kişilerin bir işlemin gerçekleştirilmesi konusunda uzlaşmaya varmalarını sağlar.

Blokzincir teknolojisi, günümüzde ekonomi alanında en önemli aktörlerden olan aracıların rolünü azaltma potansiyeline de sahiptir. Dijital bir malvarlığı ya da verinin bir diğer tarafa güvenli, gizli ve kesin bir şekilde transfer edilebilmesine imkân tanındığı takdirde; devlet destekli olmayan dijital para birimi, merkezsizleştirilmiş iletişim platformları, dijital malvarlığı olarak kontrol edilebilen internet erişimli malvarlığı ve akıllı sözleşmeler olarak ifade edilen kendiliğinden ifa edilen dijital sözleşmeler gibi yenilikler hayata geçirilebilecektir.1 Gerçekten de blokzincir teknolojisinin hayata geçirilmesiyle birlikte akıllı sözleşmeler ön plana çıkarak yaygınlık kazanmaya başlamıştır.

Halihazırda özellikle ticaret alanında kullanılan akıllı sözleşmeler, çoğunlukla sınır aşan niteliğe sahip olduklarından yabancılık unsurunu da bünyelerinde barındırmaktadır. Bu durumda akıllı sözleşmenin hangi hukuka tâbi olacağı, akıllı sözleşmenin ne şekilde vasıflandırılarak hangi bağlama kuralına tâbi kılınacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Türk hukukundaki mevcut düzenlemeler çerçevesinde akıllı sözleşmeler ve uygulanacak hukuk sorunu herhangi bir düzenlemeye konu edilmediğinden bu sorulara doğrudan bir yanıt verilememektedir. Çalışmada, akıllı sözleşme kavramı ortaya konularak, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun2 kapsamında akıllı sözleşmeye uygulanacak hukuk sorusu cevaplanmaya çalışılacaktır. Bu kapsamda, doktrinde pek çok bilimsel çalışmaya konu edilen sözleşmelere uygulanacak hukukun tespiti konusu çalışmada, yalnızca akıllı sözleşmeler boyutuyla ele alınacaktır.

I. Akıllı Sözleşme Kavramı

Akıllı sözleşmeler esas itibarıyla yeni bir sözleşme türü olmayıp özellikle sözleşmenin ifa aşaması yönünden kendi kendine ifayı sağlamaya yönelik bir bilgisayar protokolüdür. Akıllı sözleşme kavramı ilk kez 1994 yılında, hukukçu ve bilgisayar uzmanı olan Nick Szabo tarafından ortaya konulmuştur.3 Akıllı sözleşme kavramı, sözleşmenin tamamının veya bir kısmının otomatik bir şekilde, kendiliğinden ifasını sağlayan ve blokzincir teknolojisine dayanan bilgisayar yazılımı için kullanılan bir terimdir. Söz konusu yazılım, sözleşmenin ifası için gerekli fiziksel veya dijital nesneler üzerinde kontrol sağlamaktadır.4 Akıllı sözleşmeler önceden tanımlanmış olan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğini denetleyerek koşullar gerçekleştiği takdirde sözleşmeyi kendi kendine uygular.5 Diğer bir ifadeyle, akıllı sözleşmeler, tarafların üzerinde önceden mutabakata vardıkları sözleşme şartlarının gerçekleşmesi halinde sözleşme konusu edimlerin tarafların ek bir tasarrufuna bağlı olmaksızın otonom bir biçimde yerine getirilmesi anlamına gelmektedir.6

Szabo tarafından akıllı sözleşmelerin ilkel haline örnek olarak bozuk para ile çalışan ürün otomatları verilmektedir. Ürün otomatları, sistemlerinde yer alan basit bir yazılım aracılığı ile belirli bir miktar para karşılığında, seçilen ürünü otomatik olarak sağlamaktadır.7 Taraflar arasındaki işlemlerin doğrulanmasını, yürütülmesini ve kaydedilmesini destekleyen dijital bir teknoloji olarak blokzincir teknolojisinin kullanılmaya başlanılmasıyla birlikte akıllı sözleşmeler de farklı bir boyut kazanmıştır. Sözleşmeci taraflar arasında var olabilecek güven sorununa bir çözüm sunan blokzincir teknolojisi ağdaki işlemleri kaydeden dağıtık bir veri tabanıdır.8 Akıllı sözleşmeler blokzincir temelli bilgisayar programları olarak faaliyet göstermektedir.9

T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından yapılan tanıma göre akıllı sözleşmeler, “Bir güven otoritesine ihtiyaç duymadan, kişiler veya kurumlar arasında yapılan ve şartları dağıtık defter teknolojileri protokolleri ile garanti altına alınmış anlaşmalardır. Anlaşma şartları blokzinciri doğrulama mekanizmaları vasıtası ile sağlandığında; yükümlülükler otomatik olarak devreye girer ve blokzincir ağında kayıt altına alınır”.10

2014 yılında Etherium tarafından ilk akıllı sözleşme sistemi geliştirilmiştir. Temelde merkezi olmayan bir bilgi işlem platformu olan bu sistemde, akıllı sözleşmeler, Ether formunda işlemleri tamamlamaları halinde ödüllendirilen ve madenci olarak adlandırılan katılımcılar tarafından Turing bütünlüğü ilkelerine göre çalışmaktadır.11 Bu şekilde Etherium kodlardan oluşan belgeler olan akıllı sözleşmelerin meydana getirilmesine imkân sağlanmıştır.12

Finans kurumlarınca yürütülen ödeme ve fatura işlemlerinde uzun süredir akıllı sözleşmelerden yararlanılmaktadır. Blokzincir teknolojisinin gelişmesi ile birlikte akıllı sözleşme kavramı farklı bir boyut kazanmış ve daha geniş bir kullanım alanına sahip olmuştur. Blokzincir teknolojisi, akıllı sözleşmelerin daha kullanışlı hale gelmesi için gereken güvenlik ve kesinliği temin etmektedir.13

Akıllı sözleşmelerde, önceden belirlenmiş olan şartların gerçekleşmesiyle birlikte sözleşme kendiliğinden ifa edilir. Taraflar akıllı sözleşmeyi bir güvelik şifresi ile imzalayarak bir blokzincire yüklerler, diğer bir ifadeyle, akıllı sözleşmeler blokzincire yüklenen bir koddan ibarettir. Sözleşmede yer alan koşulların gerçekleşmesiyle birlikte program tarafından sözleşmenin ifası aşamasına geçilir. Örnek olarak, malın teslimi ya da hizmetin sağlanmasıyla birlikte akıllı sözleşme tarafından dağıtık hesap defteri aracılığıyla ödemenin yapılması sağlanmaktadır.14 Akıllı sözleşmeler klasik bir sözleşme niteliğinde olmayıp bir bilgisayar kodundan oluştuğu için bir şartın gerçekleşmesi halinde sözleşmenin ifasını tetikleyen bir yapıda hazırlanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan akıllı sözleşmeler, içerdiği kodda yer alan unsurun gerçekleşmesiyle birlikte ifa aşamasına geçmekte, dışarıdan bir müdahaleye ihtiyaç göstermemektedir. Ancak bazı durumlarda sözleşmede yer alan şartın gerçekleştiğinin tespiti için dış dünya ile etkileşime girilmesi gerekmektedir. Bu durumda, akıllı sözleşmenin otonom bir şekilde kendi kendini ifasından söz edilemez. Bu durumda akıllı sözleşmenin ifası dış dünyadan gelecek girdiler aracılığıyla sağlanabilmektedir.15

Akıllı sözleşme kavramını açıklayabilmek için öncelikle blokzincir kavramının ortaya konulması gerekmektedir. Blokzincir, esasen, tamamen şeffaf depolama ve sürekli güncelleme sağlayan, eş düzeyde ağ bağlantılı bilgisayarda dijitalleştirilerek depolanan, merkezsizleştirilmiş, genel bir kayıt defteridir ve zincirdeki işlemlerin değiştirilemez bağlantısı bloklarda yer alır.16 Blokzincir, kriptopara ya da elektronik para, Bitcoin’e vurgu yapan bir teknolojidir. Bu teknoloji bugüne değin Sakoshi Nakamoto takma adını kullanan ve aynı zamanda kriptopara birimi Bitcoin’i kuran kişi ya da kişiler tarafından ortaya konulmuştur.17 Tüm Bitcoin işlemleri bir kayıt ya da sicil olan blokzincir üzerinden yürütülür. Her bir işlem veya blok, tüm önceki işlemlerden oluşan zincire eklenmeden önce, şifreleme teknikleri ve çok büyük bir işlemci gücü kullanılarak bir bilgisayar ağı tarafından doğrulanır.

Anonim bir sistem olarak tasarlanan blokzincir sistemi açık ve şeffaf olmakla birlikte kullanılan adreslerin bağlı olduğu kişilerin kimlik bilgileri paylaşılmamaktadır. Kaydın güvenli, sabit ve daimi olması amaçlanmaktadır. Blokzincir, güvenlik için şifreleme ile açık ve gizli anahtar kombinasyonunu kullanmaktadır. Sistem, bir işlemde her bir katılımcı için matematiksel teknikler kullanarak bir açık adresi bir gizli anahtarla eşleştirmektedir. Bu iki öğenin eşleşmesi halinde, işlem blokzincirde yer alan diğer katılımcılara onay için iletilir. Blokzincir iki yenilik barındırmaktadır. Bunlar, aidiyeti tespit yeteneği ile herhangi bir aracıya ihtiyaç duyulmaksızın mülkiyetin nakli ve mülkiyetin doğrudan eşdüzeyde nakli imkânıdır.18 Blokzincir teknolojisinin temel özelliklerinden biri, merkezi bir veri depolayıcısı olmamasıdır, dolayısıyla, merkezi bir kurumun takdirine tâbi değildir.

Blokzincir sistemine duyulan güven, işlem kayıtlarının tamamının bütün katılımcılar ile kriptografik olarak paylaşılmasından kaynaklanmaktadır.19 Bu nedenle, akıllı sözleşme blokzincire aktarıldıktan sonra üzerinde değişiklik yapılması mümkün değildir. Akıllı sözleşmede, dolayısıyla blokzincir sisteminde bir değişiklik yapılmak istendiğinde sistemdeki tüm katılımcılar tarafından bunun doğrulanması gerekecektir. Bu nedenle, blokzincire yüklenen bir akıllı sözleşmede sonradan değişiklik yapılması çoğu kez mümkün olamamaktadır. Bu durum diğer yandan merkezi bir otoriteye bağlı olmayan blokzincire durulan güvenin de bir nedenini oluşturmaktadır.

Akıllı sözleşmeler işlemleri blokzincir teknolojisini kullanmak suretiyle blokzincir ağında gerçekleştirmeyi amaçlar. Akıllı sözleşmeler asıl sözleşmenin bilgisayar yazılımına entegre edilmesi yönünden elektronik sözleşmelerden ayrılmakta ise de tarafların bu sözleşmeyi yapabileceklerine dair yetkilerini ortaya koyan bir sözleşmeye dayanmaları gerekmektedir.20

Akıllı sözleşmelerin kullanımı günümüzde giderek yaygınlık kazanmaktadır. Akıllı sözleşmeler de diğer programlama dilleri gibi kaynak kodu kullanılarak hazırlandığından giderek standartlaştırılması mümkündür. Bu yolla yapılmak istenen sözleşme doğrudan standart bir kalıp kullanılmak suretiyle gerçekleştirilebilecek, yalnızca sözleşmenin özellik arz eden detaylarının hukuk uzmanlarınca hazırlanması söz konusu olacaktır.21 Akıllı sözleşmeler aynı zamanda sözleşmenin ifa sürecini de hızlandırmaktadır. Sözleşme şartlarının yerine getirilmesiyle birlikte sözleşme eş zamanlı olarak kendiliğinden ifa aşamasına geçecektir. Geleneksel sözleşmelerden farklı olarak akıllı sözleşmelerin esnetilmesi mümkün değildir. Sözleşme şartlarının oluşturulmasıyla birlikte oluşturulan kodun değiştirilmesi söz konusu olmadığından tarafların sözleşme şartlarına uymaması durumunda sözleşmenin ifa edilmemesi sonucu ortaya çıkacaktır.

II. Akıllı Sözleşmelere Uygulanacak Hukukun Tespiti

Akıllı sözleşmeler bakımından teknik ve hukuki olarak farklı tanımlar ortaya konulmakla birlikte akıllı sözleşmeler temel olarak tarafların karşılıklı irade beyanlarının örtüşmesi neticesinde kurulurlar ve sözleşme niteliği taşırlar.22 Bir yönüyle akıllı sözleşmeler, bir sözleşmenin ifa aşamasına hizmet etmek için de oluşturulabilirler. Hangi amaçla kurulursa kurulsun akıllı sözleşmelerin belirli bir hukuk düzenine tâbi olması gerekir.23 Bu noktada üzerinde durulması gereken sorun, akıllı sözleşmenin hangi hukuka tâbi olacağı, diğer bir ifadeyle, akıllı sözleşmelere uygulanacak hukukun nasıl tespit edileceğidir.

Akıllı sözleşmelere uygulanacak hukukun tespitini zorlaştıran önemli bir faktör bu tür sözleşmelerin sınır aşan niteliğidir. Akıllı sözleşmeler genellikle farklı hukuk sistemlerine tâbi bölgelerde farklı bilgisayarlar aracılığıyla yönetilmektedir. Bu durum da sözleşmeye uygulanacak hukukun tespitini karmaşık hale getirmektedir. Akıllı sözleşmelere uygulanacak hukukun tespiti bakımından hangi unsurların varlığı halinde yabancılık unsurunun mevcudiyetinin kabul edileceği ve hangi bağlama kuralları çerçevesinde uygulanacak hukukun belirleneceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.