Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Medyanın İktidar ve Yargı Üzerindeki Etkisi

Naci BOSTANCI

Medya, Yargı, İktidar.

Ben izninizle ayakta konuşayım. Bu bir ders verme alışkanlığı. Oturduğumda aklım başıma gelmiyor. Bir de herkesi görebilmeliyim. Medya ve yargı denildiğinde gündemdeki bir konu olduğu için hemen Ergenekon geldi aklıma. Geriye doğru gittiğimde başka davaları hatırladım. AKP’nin kapatılması talebi davası, türban davası, toplumun 28 Şubat sürecinde medya yargı ilişkisine dair şahit olduğu olaylar. Daha geriye gittiğimde ise yargılandığım, böylelikle içten bir bakışla medya yargı ilişkilerini görme fırsatı bulduğum davaları hatırladım. O dönemler malum, terörün yaygın olduğu zamanlar. Her gün olağanın dışında bir gün olarak yaşanıyor. Hukukla medyayla karşılaşmamak mümkün değil. Yargılandığım dava dedim. Birkaç cümle ile anlatayım. 12 Eylül dönemi. Gıyabi tevkifim çıkmış. Savcıya gittim, gıyabi tevkifim çıkmış, dedim. Evet dedi, belgeyi buldu. Suçum nedir dedim? Bir belgeye bir bana baktı, sonra, bulacağız, dedi. Evet, bulacağız. Bulduğunuzda beni çağırsaydınız dediğimde de, sus ukalalık etme, şimdi sen gir içeri biz nasıl olsa suçunu buluruz, dedi. Otuz yıl öncesinden bir enstantene.

Hususen herhangi bir olaya ilişkin bol miktarda dokümanla gelmedim. Bu da bir tarz. Elindeki belgelerle bir kompozisyon yaparsın ve oradan bir akıl çıkartırsın. Mesela Ergenekon davası diye başlayıp, şunlar oluyor, şu tür iyi ve kötü örnekler var demek buradaki kasta uygun olmayacaktır. Esasen olaya dönük bir bakış, onun farklı veçhelerinden birini arka planındaki politika çizgisinde öne çıkartan bir anlayış bize başlığımız olan konuda çok fazla bilgi sunmaz. Bu bizi belli bir yerden o olaya gömer. İbn-i Haldun; hikâyeci tarihçilikle, siyasetçi tarihçiliği birbirinden ayırır. Olaya gömülmek hikâyeci tarihçilikken olayların düzeninden bir akıl çıkartmak siyasetçi tarihçilik olur. Medya ve yargı alanında biz ikinci türden bir akılla meselelere bakmalıyız.

Medya – Yargı esasen bir izdivaç biçimidir. Buradan hareketle ve her tür ilişkinin ima ettiği bir tespit doğrultusunda hasımlıktan ve hısımlıktan bahsedelim. Esasen her ikisinin de bağlı olduğu bu hasımlık ve hısımlığın arka planında daha başka bir kavram var o da iktidar. Medya ve yargının yayınlarında ve yargılamasında topluma getirdiği düzende sonuç olarak işin bağlanacağı yer iktidardır. İktidar ise karanlık bir kavramdır. Tıpkı insanlığın karanlık yönünü oluşturan iki kavram olan cinsellik, şiddet gibi.