Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu (Türk Ceza Kanunu madde 257)

Misuse of Public Duty (Turkish Penal Code article 257)

Rezan EPÖZDEMİR

765 Sayılı Türk Ceza Kanununda 3 farklı madde ile düzenlenmiş olan görevi kötüye kullanma suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda tek bir hüküm ile yer bulmuştur. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda 257. maddede düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu, sadece kamu görevlisi tarafından işlenebilen özgü bir suç niteliğindedir. 5237 sayılı kanunun 257. maddesinin gerekçesinde görevi kötüye kullanma suçu, genel, tali ve tamamlayıcı bir suç olarak tanımlanmakla beraber maddenin her iki fıkrasında da “kanunda ayrıca belirtilen haller dışında” ifadesi kullanılarak mezkur suçun ikincil ve genel nitelikte olduğu hususu vurgulanmıştır. Bu hükmün ihdas ediliş amacı kamu idaresine duyulan güvenin korunması, korunamadığı takdirde ise derhal sorumlu olan kamu görevlilerini cezalandırmaktır. Bu makalede görevi kötüye kullanma suçu incelenmiş, doktrinde bu suç özelinde yapılan tartışmalara değinilmiş ve görüşler Yargıtay kararları ile desteklenmiştir.

Görevi Kötüye Kullanma, Kamu İdaresi, Kamu Görevlisi, Kamu Görevi, Objektif Cezalandırılabilme Şartı, Görevin Gereklerine Aykırı Davranma, Görevin Gereğini Yapmakta İhmal veya Gecikme.

The charge of abuse of office organized by 3 different articles in the Turkish Penal Code No. 765 has been found in the Turkish Penal Code No. 5237 with a single sentence. 257 in Turkish Penal Code No. 5237. the misconduct of the duty of the article is a specific crime that can only be committed by public staff. 257 of law no. 5237. the justification of the article defines abuse of office as a general, secondary and complementary offense, but emphasizes that the offense is secondary and general, using the expression “except as stated in the law” in both articles. The purpose of this provision is to protect trust in public administration and to punish public officials who are immediately responsible if they are not protected. In this article, the charge of abuse was investigated, the doctrine covered discussions on this crime and the opinions were supported by Supreme Court decisions.

Conditions for Abuse of Office, Public Administration, Public Staff, Public Office, Objective Punishment, Act Against the Requirements of the Task, Neglect or Delay in Doing the Task.

I. Giriş

İnsanlığın kolektif yaşama geçişi ani bir şekilde cereyan etmemiştir. İçerisinde tartışma, kavga, güçlünün güçsüzü ezmesi ve savaş gibi acı tecrübeleri barındıran bir sürecin sonunda herkesin ve her şeyin üzerinde bulunan ama aynı zamanda kendisini oluşturan toplumun güvenliğini, sağlığını, eğitimini, barınmasını, sosyal gelişmişliğini ve birçok temel ihtiyacını gözeten fiillerde bulunacak kudretli bir gücün varlığına ihtiyaç duyulmuştur. Burada bir ihtiyacın sonucu olarak ortaya çıkan “kudretli güç” ise devlet mekanizmasıdır.

Devlet mekanizmasının haiz olduğu bu güçlerin, içerisinde barındırdığı insanlarca kullanılacağı izahtan varestedir. Pek tabidir ki bu denli gücü haiz olan devlet mekanizması ve devletin sahip olduğu güçleri kullanan kişiler ile devlet mekanizmasının etki ettiği toplum arasında karine olarak bir güven ilişkisi varsayılmaktadır. Hatta bu karine öyle kıymetli bir karinedir ki; bu karinenin zedelenmesi dahi devletler tarafından cezalandırılabilmektedir.

Bu sebepledir ki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) da millete ve devlete karşı suçlar kısmının birinci bölümünde kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar ihdas edilmiştir. Bu bölüm içerisinde 16 farklı suç tipi düzenlenmiş olup, TCK’nın 263. maddesinde düzenlenen “kanuna aykırı eğitim kurumu açma” suçu, kanun koyucu tarafından 17.04.2013 tarih ve 6460 sayılı kanunun 13. maddesiyle mülga hale getirilmiştir.1

Bu çalışmada TCK’nın “Görevi kötüye kullanma” başlıklı 257. Maddesi incelenecektir.

II. İlgili Suç Bakımından 5237 Sayılı TCK ile 765 Sayılı TCK’nın Kıyaslanması

ETCK’nın 228. maddesinde düzenlenen “kişilere karşı keyfi ve sert muamele”, 230. maddesinde düzenlenen “görevi ihmal”, 240. maddesinde düzenlenen “görevi kötüye kullanma” suçları, yapılan değişiklik ile yerlerini TCK’da tek bir hüküm ile 257. maddede düzenlenen; “görevi kötüye kullanma” suçuna bırakmışlardır.

ETCK zamanında gerçekleştirilen hukuka aykırı hareketlerin yukarıda belirtilen suç tiplerinden hangisi içinde değerlendirileceği sorununu çözmek amacıyla kanun koyucu isabetli bir tercihle görevi kötüye kullanma suçunu TCK’da tek bir norm çatısı altında toplamıştır. Kanun koyucunun daha önce 3 farklı suç tipi ihdas ederek uyguladığı mevzuatı, radikal bir değişiklikle tek bir suç altında toplama mantalitesinin altındaki temel motivasyon belirtilen suçların uygulanması hususunda ortaya çıkan sorunları ve ETCK zamanında var olan norm dağınıklığını gidermek olduğu da düşünülebilecektir.2

III. Suçla Korunan Hukuki Değer

TCK sistematiği açısından bakılırsa görevi kötüye kullanma suçu, millete ve devlete karşı suçlar kısmının birinci bölümünde kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar içerisinde düzenlenmiştir. Düzenlendiği bölüm açısından söylenebilecektir ki; bu suç çerçevesinde asıl korunmak istenen hukuki yarar, herhangi bir şekilde kendisine görev tevdii yapılan, kamu gücünü kullanma yetkisini haiz olan kişilerin görev kapsamları içerisinde kalan yetkilerin kötüye kullanılmasının engellenmesidir. Bu hususu Yargıtay Ceza Genel Kurulu (YCGK) vermiş olduğu bir kararda3Bu suçla korunan hukuki yarar madde gerekçesinde, ‘Toplumda, kamu faaliyetlerinin gerek eşitlik gerek liyakatlilik açısından adalet ilkelerine uygun yürütüldüğü hususunda hâkim olan güvenin, inancın sarsılmaması gerekir.’ denmek suretiyle bu suçla kamu idaresinin işleyişine duyulan güvenin korunmaya çalışıldığı ifade edilmiştir. Bu suçla kamu hizmetinin verilmesinde disiplin sağlanmakta, idarenin düzenli, etkin, dürüst ve tarafsız bir şekilde işleyişi güvence altına alınmaktadır” şeklinde vurgulamıştır. Verilen kararda görüldüğü üzere, görevi kötüye kullanma suçunun kamu görevlilerinin, görevlerini sadece kamunun yararını gözeterek icra etmesi sağlanacak ve en önemlisi toplumun, kamu idaresine ve kamu idaresinin işleyişine karşı duyulan güven korunmuş olacaktır.