Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Talimata İlişkin Yükümlülük İhlallerinden Doğan Zararlardan Taşıyıcının Sorumluluğu

Carrier’s Liability for Damages Arising from Breach of Obligations
Regarding Instructions

Yasemin AŞLAR ÜÇYILDIZ

Taşıma ilişkisinde, gönderen ve gönderilene, taşıyıcıya verecekleri talimatlar ile taşıma sürecini etkileme ve değiştirme hakkı tanınmıştır. Taşıyıcı ise hukuka, ahlâka aykırı veya icrası imkânsız olmadığı ve kanuni sınırlar içerisinde olduğu sürece bu talimatları yerine getirmekle yükümlü kılınmıştır. Taşıyıcının, verilen talimatı hiç ya da gereği gibi yerine getirmemesi, hukuka uygun olmayan talimatları yerine getirmesi veya talimatın yerine getirilmeyeceğine ilişkin bildirim yükümlüğünün ihlali hâllerinde sorumluluğu gündeme gelir. Ancak bu tür durumlarda taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin olarak TTK’da herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Dolayısıyla talimata ilişkin yükümlülük ihlallerinden kaynaklanan sorumluluk esaslarının, sorumluluğun sınırlarının ve sorumluluğu kaldıran hâllerin açıklığa kavuşturulması gerekir. Bunun yanı sıra talimatın ibraz kaydı ihlal edilerek yerine getirilmesi hâlinde, taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin olarak TTK m. 868/6’da benimsenen ağırlaştırılmış sorumluluğun esasları da açıklanmalıdır. Son olarak sorumluluk davalarında davacı-davalı sıfatları ile ispat yükünün kime ait olduğu meselesi incelenmelidir. Çalışma ile amaçlanan, esas itibariyle taşıyıcının talimatlara ilişkin sorumluluğu noktasında cevap bulması gereken tüm sorunları ortaya koymak ve bu sorunları aydınlatmaya çalışmaktır.

Taşıma Hukuku, Taşıyıcının Sorumluluğu, Talimat Hakkı, Eşya Taşıma, Taşıyıcı.

In the transport relationship, the sender and the consignee are given the right to influence and change the transport process with the instructions they give to the carrier. The carrier, on the other hand, is obliged to fulfill these instructions as long as they are not illegal, immoral or impossible to execute and they are within the legal limits. In cases where the carrier does not fulfill the given instruction at all or duly, fulfills illegal instructions or violates the obligation to notify that the instruction will not be fulfilled, its liability comes to the fore. However, there is no regulation in the Turkish Commercial Code regarding the liability of the carrier in such cases. Therefore, it is necessary to clarify the principles of liability arising from the violation of obligations regarding the instruction, the limits of responsibility and the situations that remove responsibility. In addition, if the instruction is fulfilled by violating the submission record, the principles of aggravated liability adopted in the article 868/6 of the Turkish Commercial Code regarding the liability of the carrier should also be explained. Finally, the issue of the plaintiff-defendant titles and who bears the burden of proof in liability cases should also be examined. The aim of the study is to reveal all the problems that need to be answered in terms of the responsibility of the carrier regarding the instructions and to try to illuminate these problems.

Transportation Law, The Responsibility of Carrier, Right of Instruction, Transportation of Goods, Carrier.

Giriş

Taşıma ilişkisi içerisinde, gönderen ve gönderilene tanınan talimat verme hakkı, doğal olarak taşıyıcı açısından yükümlülüğe dönüşmektedir. Kuşkusuz talimatlara ilişkin yükümlülüklerin ihlalinden kaynaklanan bir zararın doğması hâlinde, taşıyıcının sorumluluğu gündeme gelir. Taşıyıcının talimatlara ilişkin yükümlülük ihlallerinden kaynaklanan sorumluluğu hususunda, ibraz kaydının ihlaline ilişkin TTK m. 868/6’daki özel hüküm dışında, TTK’da herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Elbette ki taşıyıcının talimatlardan kaynaklanan sorumluluğunun gündeme geleceği tek ihtimal bu değildir. Çalışmada, hangi durumların, taşıyıcının talimat ile ilgili yükümlülüklerine aykırılık teşkil edeceği, yükümlülük ihlallerinin varlığı hâlinde sorumluluk esaslarının nasıl belirleneceği ile sorumluk davasında davacı-davalı sıfatlarının ve ispat yükünün kime ait olacağı hususları tetkik edilmiştir. Taşıyıcının talimatlardan kaynaklanan sorumluluğuna ilişkin çalışma, yurt içinde yapılan karayoluyla eşya taşımaları ile sınırlı olup TTK hükümleri çerçevesinde değerlendirmeler içermektedir.

Çalışmanın esas konusu, taşıyıcının talimatlara ilişkin yükümlülük ihlallerinden sorumluluğu olmakla birlikte, taşıyıcının sorumluluğunu gündeme getirebilecek hâllere ilişkin bir fikir vermesi açısından, öncelikle taşıma hukukuna özgü talimat verme hakkı kısaca incelenmiştir. Taşıma hukukundaki talimat hakkına dair esas düzenleme olan TTK m. 868 hükmünde, taşıyıcının talimatlar ile bağlantılı sorumluluk esaslarına ilişkin tek özel düzenleme, talimat hakkının kullanılmasının taşıma senedinin ibrazı şartına bağlanmasına rağmen, verilen talimatın gönderen nüshası ibraz edilmeden yerine getirilmesi hâline ilişkindir. Taşıyıcının uyması gereken talimatları hiç ya da tam yerine getirmemesi ya da hatalı bir şekilde yerine getirmesine ilişkin TTK’da herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bunun yanı sıra talimat verme hakkı ile bağlantılı diğer yükümlülük ihlallerinden, hukuka aykırı olan ya da bağlayıcı olmayan talimatların yerine getirilmesi ve bildirim yükümlülüğünün hiç veya zamanında yerine getirilmemesinden kaynaklanan zararlara ilişkin de TTK’da herhangi bir sorumluluk hükmü getirilmemiştir. Mezkûr yükümlülük ihlallerinin varlığı hâlinde, taşıyıcının sorumluluğunun hangi hükümlerden hareketle tespit edileceğinin açıklığa kavuşturulması gerekir.

Çalışmada önce, hakkında herhangi bir düzenleme olmayan, hukuka uygun ve bağlayıcı talimatların yerine getirilmemesi, hukuka aykırı olan ve bağlayıcı olmayan talimatların yerine getirilmesi ve bildirim yükümlülüğünün ihlali hâllerinde taşıyıcının sorumluluğu konuları tetkik edilmiştir. Sonrasında TTK m. 868/6’da özel olarak düzenlenen, ibraz kaydının ihlali hâlindeki sorumluluk konusuna yer verilmiştir. Bu bağlamda ibraz kayıtlı taşıma senedine ilişkin kısa bir açıklama yapıldıktan sonra, bu kaydın ihlali sebebiyle taşıyıcının TTK m. 868/6 gereğince sorumluluğunun esasları ortaya koyulmuştur. Ayrıca bu düzenlemenin talimatlara ilişkin diğer ihlal hâllerinde kıyasen uygulanıp uygulanmayacağı da değerlendirilmiştir.

Son olarak da sorumluluğa ilişkin davacı-davalı sıfatları ile hangi konuda kimin ispat yükü altında olduğu incelendikten sonra çalışma noktalanmıştır. Netice itibarıyla, çalışmanın ana gayesi, hangi durumların taşıma hukukundaki talimat hakkına ilişkin yükümlülüğün ihlali olarak nitelendirileceğini ortaya koymak ve ihlal hâllerinde taşıyıcının sorumluluğuna dair esasları belirlemektir.

I. Taşıma Hukukuna Özgü Talimat Verme Hakkı ve Taşıyıcının Verilen Talimatı Yerine Getirme Yükümlülüğü

Taşıma hukukuna özgü talimat verme hakkı, taşıma sözleşmesinin yerine getirilmesine ilişkin bazı durumların değişebileceği ve taşıma sürecine müdahale etme gerekliliğinin hâsıl olabileceği gerçeği göz önünde bulundurularak gönderene ve gönderilene kanunen tanınmış bir haktır.1 Geçerli ve bağlayıcı talimat, taşıyıcının sözleşme ile önceden borçlandığı edimi değiştirme imkânı sağlar.2 Talimat, taşıma sözleşmesinin içeriğini değiştiren tek taraflı, varması gereken bir irade beyanıdır.3 Talimat verme hakkına sahip kişi, tek taraflı irade açıklamasıyla, taşıma sürecine müdahale edebilme4 ve sözleşmede kararlaştırılan edimi değiştirebilme imkânına sahiptir.5 Dolayısıyla TTK’nın taşıma işleri kitabında yer alan talimat verme hakkı kavramının, taşıma hukukuna özgü bir kavram olarak,6 sözleşmenin yürütülmesini etkileme yetkisi7 olarak anlaşılması gerekir. Taşıyıcı, yasal sınırlar içerisinde verilen geçerli ve bağlayıcı talimatlara, talimatın içeriği önceden kararlaştırılmış gibi uymak zorundadır.8

Talimatın verilmesi ile, sözleşmede borçlanılan edimin içeriği değiştirilmiş olur.9 Dolayısıyla taşıma sözleşmesi akdedilirken bazı hususların daha sonra belirlenmek üzere boş bırakıldığı hâllerde, açık bırakılan bu kısımların sonradan doldurulması, talimat niteliğinde değildir.10 Keza verilen talimat ile başlangıçta kararlaştırılan edimin talep edildiği durumlarda da TTK m. 868 anlamında bir talimattan bahsetmek mümkün değildir.11

Taşıma hukukunda, talimat verme hakkı, öncelikle gönderene tanınmıştır.12 Gönderenin talimat verme hakkı, taşıma sözleşmesinin kurulması13 ile birlikte başlar14 ve taraflar arasında özel bir anlaşma olmadığı sürece, eşyanın teslim yerine ulaşmasına kadar devam eder (TTK m. 868/1). Eşyanın teslim yerine ulaşmasından itibaren ise, gönderenin bu hakkı sona ererek gönderilene intikal eder (TTK m. 868/1, 2). Taşıma sözleşmesi, her ne kadar üç taraflı bir sözleşme olmasa15 da; gönderen ile gönderilenin aynı kişi olmadığı durumlarda, sözleşme, üçüncü kişi olan gönderilenin lehine yapılır.16 Taşıma sözleşmesinin “üçüncü kişi yararına sözleşme17 olmasının bir yansıması olarak, gönderilene18 sözleşmenin tarafı olmasa dahi eşyanın teslim yerine ulaşma anından itibaren talimat verme hakkı bahşedilmiştir.19

Talimat verme hakkını kimin kullanacağı hususuna ilişkin genel kuralda kullanılan bağlantı noktası, eşyanın teslim yerine ulaşmasıdır. Ancak kanunkoyucu münferit durumlarda, talimat hakkının boşa çıkmasını, bir başka deyişle hakkın her iki tarafça da kullanılamaması gibi bir neticeyi engellemek için bu genel kurala bir istisna getirmiştir. Bu kanunî istisna, taşıma ve teslim engellerinin düzenlendiği TTK m. 869/1 c. 2 hükmünden kaynaklanmaktadır. Mezkûr hükümde, tasarruf hakkına sahip olan gönderilenin bulunamadığı veya eşyayı teslim almaktan kaçındığı durumlarda, talimat verme hakkının gönderen tarafından kullanılacağı öngörülmüştür. Şöyle ki teslim engeli,20 eşyanın teslim yerine ulaşmasından sonra söz konusu olacağı için bu durumda talimat verme yetkisi, kural olarak gönderilen tarafından kullanılmalıdır. Ancak, engelin gönderilenin bulunamamasından ya da eşyayı kabulden kaçınmasından kaynaklandığı hâllerde, talimat verme hakkına sahip kişi, kanunen gönderendir. Bu istisnaî düzenleme, talimat verme hakkına sahip olan gönderilenden talimat almanın mümkün olmadığı durumlarda, talimat verme hakkını gönderene geçirerek doğabilecek boşluğu önlemeyi amaçlamaktadır. Taşıyıcının talimat almak zorunda olduğu böyle bir teslim engeli hâlinde, talimat hakkının gönderenin nezdinde yeniden canlanması, engel ile karşılaşan taşıyıcının karşısında muhatap bulması açısından yerinde bir düzenlemedir.

II. Talimat Hakkına İlişkin TTK’daki Düzenlemeler

Talimat verme hakkı, esas itibarıyla Türk Ticaret Kanununun “Emir, talimat ve tasarruflar” başlıklı 868’inci maddesinde düzenlenmiştir. TTK’daki diğer birçok hükümde, talimat kavramına yer verilmiş olsa da talimat hakkına ilişkin esaslar mezkûr düzenlemede açıklığa kavuşturulmuştur. Bu bağlamda, ne tür talimatların verilebileceği, talimatın sınırları, taşıyıcının talimata ilişkin istem hakları (TTK m. 868/1), talimat verme hakkına sahip kişinin kim olduğu (TTK m. 868/1, 2), üçüncü kişiye teslim şeklindeki talimata ilişkin özel sınırlama (TTK m. 868/3), ibraz kayıtlı taşıma senedi (TTK m. 868/4) ve bunun ihlali hâlinde taşıyıcının sorumluluğu (TTK m. 868/6) ile taşıyıcının bildirim yükümlülüğü (TTK m. 868/5) hususlarına ilişkin ayrıntılı düzenlemeler getirilmiştir. Mezkûr hükmün mehazı, CMR m. 12 ve § 418 HGB düzenlemeleridir.

TTK’nın taşıma işlerine ilişkin hükümleri sistematik bir şekilde incelendiğinde, bazı hükümlerde talimat21 kavramı kullanılırken bazılarında tasarruf hakkı22 kavramının kullanıldığı görülmektedir. Aynı şekilde mehaz düzenlemeler olan Alman Ticaret Kanununun23 ve CMR’nin24 de bazı hükümlerinde de tasarruf ifadesine yer verilmiştir. Ancak belirtmek gerekir ki taşıma hukuku anlamında tasarruf kavramı, içerik olarak, talimat verme hakkına sahip kişinin verdiği talimatları ifade eder.25 Kavramların birlikte kullanıldığı TTK m. 868 hükmünün lafzından da tasarruf ve talimat kavramlarının eş anlamlı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Taşıma hukuku hükümlerinde yer verilen tasarruf hakkı kavramının, şartları ve neticeleri itibarıyla tamamen farklı olan eşya hukuku alanındaki tasarruf hakkı ile hiçbir ilgisi yoktur.26 Zira Türk Ticaret Kanununda kullanılan bu terim, hiçbir surette, eşyaya bağlı yetkiden doğan ve nesnel hukuki durumu değiştiren tasarruf hakkı niteliğinde değildir; daha ziyade eşya üzerinde doğrudan etki yaratmayan, borçlanılan edimi değiştiren salt borçlar hukukuna ilişkin bir haktır.27 Bu sebeple Kanun’da kullanılan “tasarruf hakkı (Verfügungsrecht)” teriminin yanlış anlaşılmaya müsait28 ve talihsiz29 bir tercih olduğu kanaatindeyiz.

Talimat hakkına ilişkin esasların düzenlendiği TTK m. 868 hükmünde, taşıyıcının talimatlara ilişkin sorumluluğu hakkında, yalnızca altıncı fıkrada, ibraz şartının ihlaline ilişkin özel bir sorumluluk hükmü getirilmiştir. Mezkûr hükme göre; “Tasarruf hakkının kullanılması, taşıma senedinin ibrazı şartına bağlanmış ve taşıyıcı herhangi bir talimatı, taşıma senedi ibraz edilmeden yerine getirmişse, bundan doğacak zararlar için hak sahiplerine karşı sorumludur. Taşıyıcının sorumluğunu sınırlayan hükümler geçersizdir.