Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

AİHS Çerçevesinde İdari Yargıda Gerekçeli Karar Hakkı

Reasoned Decision Right in Administrative Justice within the Framework of the European Convention on Human Rights

Burcu TURAN

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen “adil yargılanma hakkı” hukuk devleti olmanın bir gereği olarak AİHS’ne taraf devletlerin, yargılamaya ilişkin ilkelerini içermektedir. Hukukun üstünlüğüne dayanan devletler, yargılama usullerinde adil yargılanma hakkına yer vermişlerdir. İnsan haklarına dair sözleşme ve bildirilerde bu hak her zaman yer almaktadır. Yargılanan kişiler için bir hak olduğu kadar akdi devlet mahkemeleri için yükümlülüktür. AİHM’ne en çok başvurulan ihlal iddiaları adil yargılanma hakkına ilişkindir. Adil yargılanma hakkının metin içeriğinde açıkça düzenlenmiş hakların yanında bir kısım haklar da zımnen yer almaktadır. Gerekçeli karar hakkı, açıkça düzenlenen hakkaniyete uygun yargılama hakkı içinde zımnen düzenlenen haklardandır. Gerekçeli karar hakkı, dava taraflarının haklarında verilen kararı bilme isteğine mahkemenin eksiksiz ve zamanında açıklama getirmesi anlamına gelmektedir. Hakimin yargılama faaliyetinin başından sonuna kadar zihninde gelişen tüm iddiaların, önermelerin neticesi gerekçedir. 1982 Anayasasının 141. maddesine göre 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda kararda bulunması gereken unsurlardan bir tanesi olarak “kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi” düzenlenmiştir. Hukuk ve ceza yargılama usullerine ilişkin mevzuatta da adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkı yer almaktadır. Gerekçeli karar hakkının idari yargıdaki önemi hukuk yargısı ve ceza yargısı alanlarından farklıdır. Davacıya ve hukuk öğretisine sağlayacağı yarardan başka iptal davaları sonucunda kararın gerekçeli olması, hukuka aykırılığı ortadan kaldıracak olan idare bakımından açıklayıcıdır. Dava sonucunda verilen kararın gerekçesiz olması, gerekçenin yetersiz ve yasaya dayanmayan şekilde olması, tarafların iddialarına gerekçede yer verilmemesi gerekçeli karar hakkının ihlalidir ve sözleşmeye aykırıdır. İdari yargı alanında gerekçeli karar ihlalleri AİHM ile paralel olarak Anayasa Mahkemesi ve Danıştay tarafından gözetilmektedir.

AİHS, AİHM, Adil Yargılanma Hakkı, Gerekçe, Gerekçeli Karar Hakkı.

Article 6 of the European Convention of Human Rights, it is arranged “right to a fair trial” which coordinates judicial policy of member states of European Convention on Human Rights as a need of being state of law. States that believe superiority of law, have included the right to a fair trial in their judicial procedures settle. Article 6 takes a part in contracts and declarations. It is a right for judges and obligations for judicial. Most of the applications to European Court of Human Rights are about article 6. Right to a fair trial includes many rights explicitly or implicitly. Reasoned judgement means a complete and timely explanation for litigants for a will to knowledge. All the allegations and resolutions that comes to judge’s mind through trial result is reason. In the 1982 Consttitution, article 141, it’s stipulated as . Administrative Jurisdiction Council of State Act No: 2575, article 51, Producure of Administrative Justice Act No: 2577, article 24, one of the elements of the decisions is arranged as “reasons which decisions endures and justification.” In reasoned judgement is arranged in right to a fair trial which is regulated judicial principles of the criminal courts and civil courts. The importance of right to a reasoned judgment in administrative jurisdiction is different from civil or criminal jurisdiction. At the trial, apart from it’s benefits for complainant and doctrine, reasoned decision is explanatory for administration which will eliminate the illegality. It is a violation of the right to a reasoned decision and is against the European Convention of Human Rights, when the decision given at the end of a trial is not reasoned or the given reasons are insufficient and unlawful, or the claims of the parties are not included in the justification. In administrative jurisdiction, right to a reasoned judgement violations are observed by Council of State and Constitutional Court correspondingly to European Court of Human Rights.

EHRC, HUDOC, Right to a Fair Trial, Reason, The Right to a Reasoned Judgement.

Extended Abstract

The aim of the study is the application area of an implied right in the content of the right to a fair trial in Turkish Administrative Procedure. The study seeks answers to the following questions: Are the judicial decisions of administrative courts justified? Are these justifications sufficient? Does the justification of the decision satisfy the defendants? Are the decisions sufficient to appeal to a higher court? Even if the decision is justified, are the spelling rules considered? Basically, what does a rational decision include? The purpose of study is to criticize the viewpoint of the administrative law on the justified decision. In this review, domestic court decisions are compared in terms of whether they are compatible with the decisions of the European Court of Human Rights. The literature has been revised with the latest decisions of the ECHR. The field of study is based on the justified decisions of the ECHR and its application area in Turkey. The fact that trial with hearings is not compulsory in administrative law makes it difficult for the plaintiffs to participate in the decision-making process and to access the content and details of the case, so it becomes more difficult for them to influence the course of the case compared to private law cases. Making a justified decision as a result of administrative procedure is more important than private law. For the reasons generally considered, decisions should be clear and understandable. It is possible that the administration, which is obliged to present all information and documents to the court during the trial, hides the facts from the justice. The right to justified decision is an indicator of the independence and impartiality of the judiciary. It is the identity of Turkish justice. The independence and impartiality of the judicial system in the international arena can be understood from the justification. It constitutes the opinion that the judge has reached a decision of his/her own free will. In Administrative Procedure, as in other judicial procedures, the plaintiff bears the obligation to prove. An unjustified decision also weakens the individual, who is powerless in the face of the administration, which takes its power from the law and carries out the action, with a court decision. Violation of the right to a justified decision entails other violations of the right to a fair trial. The justified decision satisfies the parties and those who read the decision without any doubt. As a fundamentally impressive solution, it could be a progressive step to provide candidates with detailed training on the writing of justified decisions at the Justice Academy. Effective control of his/her decisions can save the judge from finding a cursory justification. Precedent decisions that minimize the violation of the right to make a justified decision are clear and advisory. Thesis and antithesis method should be used in the decision justification. Workload cannot be claimed as a reason for making an unjustified decision, as in violation of other fair trial rights.

GİRİŞ

AİHS’nin 6. maddesinde yer alan adil yargılanma hakkının içeriğinde düzenlenmiş olan hakkaniyete uygun yargılanma hakkı, zımnen gerekçeli karar hakkını içermektedir.

Çalışmanın birinci bölümünde adil yargılanma hakkı ve içeriğindeki haklar genel olarak incelenmiştir. Çalışmanın özü zımni olarak düzenlenen gerekçeli karar hakkı olduğundan, diğer haklar genel olarak ele alınmıştır.

Çalışmanın ikinci bölümünde gerekçeli karar hakkının Türk İdari Yargılama Hukuku’ndaki görünümü ve unsurları ele alınmıştır. Gerekçeli karar hakkının idari yargı kararları açısından incelenmesi, yalnızca iptal davası sonucu verilen kararlar bakımından yapılmıştır. Tam yargı davalarının öznelliği gereği verilecek kararlar, çalışmanın kapsamını aşacak kadar yoğundur. İptal davalarının etkisi geneldir. İşlemin iptal edilmesi ile oluşan etki objektiftir ve ilgili herkesi ilgilendirir. Bu da sınırlı kapsamda kararın ortaya çıkmasını sağlar. Bu sebeple çalışmada idari yargı kararlarına ilişkin her başlık, iptal davası sonucu verilen kararları kapsamaktadır. Gerekçeli karar hakkının ihlali; kararın gerekçesiz oluşu, yetersiz ve yasaya dayanmayan gerekçede olması, tarafların taleplerine gerekçede yer verilmemesi başlıkları ile değerlendirilmiştir. Başlıklarda AİHM ve ona paralel kararları bulunan AYM ve Danıştay kararları incelenerek gerekçeli karar hakkının ihlali, davacı ve kararı uygulayanlar açısından sakıncaları anlatılmaya çalışılmıştır.

Gerekçeli karar ihlallerini en aza indirgemek için verilen emsal kararlar açık ve yön göstericidir. Yapılması gereken iyi bir tez anti tez sentez yöntemidir. Adil yargılanma hakkını oluşturan haklardan birinin ihlal edilmesi, bu hak ile bağlantılı olan bir hakkın da ihlaline sebep olmaktadır. Gerekçeli karar, Türk Yargı Sistemi’nin kimliğidir.

I. GENEL OLARAK ADİL YARGILANMA HAKKI

Birleşmiş Milletler, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bir kısım hakları güvence altına almak için 10.12.1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini yayınlamıştır. Beyannamenin 10. maddesi, çalışmamızın konusu olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi olan adil yargılanma hakkına temel teşkil etmektedir.1 Bir duyuru niteliğindeki bildirgenin sözleşmeye temel teşkil etmesi; BM’nin hakların güvencesini, ortak ve yerel değerler altında bir kuruluşun üstlenmesine gereksinim duyması ve “Avrupa Hareketi”ni teşvik etmesinden kaynaklanmaktadır. Bu hareket neticesinde kurulan Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni oluşturmuştur. Sözleşme üye devletler tarafından 4 Kasım 1950 tarihinde Roma’da imzalanmıştır. Ayrıca Sözleşme, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na, sözleşmede korunan hakların ihlali iddiası ile başvuru imkanını sağlayan bir denetim mekanizmasını da içermektedir. Daha önce Komisyon ve Mahkeme olan ikili yargılama sistemi, 1998 tarihli 11 no.lu ek protokol ile yalnızca Mahkeme olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (European Court of Human Rights) adını almıştır.

Türkiye, Sözleşmeyi 18 Mayıs 1954 tarihinde bir kısım çekincelerle onaylamıştır. Sözleşmenin imzalanması ile temeli insan haklarına dayanan birçok hak bakımından Türkiye, uyum yükümlülüğü altına girmiştir. Başta diğer sözleşmeci devletler gibi Türkiye’nin sözleşmeyi uygulaması bakımından denetimi, “devlet başvurusu” ile sınırlı iken; Türkiye, 1987 yılında bireysel başvuru yolunu, 1990 yılında mahkemenin zorunlu yargı yetkisini kabul etmiştir.

Mahkeme denetimi evrensel veya yerel her hak bakımından kabul edilmemektedir. “19.03.2001 tarihli açıklama metnine” göre mahkeme, ancak sözleşme ve eklerinde yer alan hakların ihlali iddiasını değerlendirir. Aynı metne göre iç sözleşmede yer alan haklar, ancak bir kamu otoritesi tarafından ihlali halinde denetime tabidir.2

6. maddede yer alan adil yargılanma hakkına göre, Mahkeme, kararlarıyla sözleşmeci devletin iç hukukuna müdahale etmez, yargılamanın nasıl yapıldığı ile ilgilenir. İç hukuk yolları tüketildikten ve nihai karar verildikten sonra 6 ay içinde Mahkemeye başvurulabilir.3 Sözleşmede yalnızca kişi hakları yer almaktadır. Sosyal ve ekonomik haklar sözleşmede yer almamakta, bu haklar 1961 tarihli Avrupa Sosyal Şartı ve 1996 tarihli Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nda yer almaktadır.4 Hakların niteliği belirlenirken ve başvuru kabul edilirken ihlal edilen hakkın iç hukuk tarafından hangi hak kategorisinde değerlendirildiği önemli değildir. Çünkü AİHM, hakları sözleşmeye göre özgün olarak yorumlar. Özerk yorum ilkesi olarak adlandırılan bu ilkeye göre haklar, iç hukuktaki nitelendirmeden farklı sübjektif bir değer alır.5

Adil yargılanma hakkı, AİHS’in 6. maddesinde düzenlenen siyasal ve kamusal haklardandır.6 Adil yargılanmaya hakim ilkeler 1. fıkrada düzenlenmiştir. 1. fıkra bu hakkın amacı ve özüdür.7

Madde 6/1- Adil yargılanma hakkı: