Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye’nin Taraf Olduğu Uluslararası Antlaşmalar Işığında Hava Taşıma Sözleşmelerinin Unsurları, Türleri ve İlgili Antlaşmaların Uygulama Alanları

Elements and Types of Contracts of Carriage by Air in Light of the International Agreements to which Turkey is a Party and Application Areas of Such Agreements

Cansu YENER KESKİN

Havayolu ile eşya ve yolcu taşımacılığı milletlerarası ticaretin gelişmesiyle ekonomik, güvenilir ve hızlı bir taşımacılık yolu olması sebebiyle gittikçe önem kazanmıştır. Bu sebeple çalışmada havayoluyla taşımacılığa imkân sağlayan hava taşıma sözleşmesinin incelenmesi amaçlanmıştır. Hava taşıma sözleşmesinin tanımı Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmalarda veya mevzuatta yapılmamıştır. Hukuki niteliği konusunda ise doktrinde birçok farklı görüş yer almaktadır. Hava taşıma sözleşmesinin taşıma taahhüdü, ücret ve taşımanın hava aracı ile yapılması olarak sayabileceğimiz üç unsuru olduğu kabul edilmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu Varşova Konvansiyonu ve Montreal Konvansiyonu açısından bir taşımanın “uluslararası taşıma” sayılması halinde bu taşımalara ilişkin hava taşıma sözleşmelerine ilgili uluslararası konvansiyon hükümleri uygulanacaktır. Ancak bu durumda hava taşıma sözleşmesine Varşova Konvansiyonu veya Montreal Konvansiyonu’nun hangisinin uygulanacağının tespiti de ayrı bir önem taşımaktadır.

Havayoluyla Taşıma, Hava Taşıma Sözleşmesi, Uluslararası Taşıma, Varşova Konvansiyonu, Montreal Konvansiyonu.

Carriage of goods and passengers by air has become increasingly important due to the development of international trade, as it is an economical, reliable and fast means of transportation. For this reason, in this study, it is aimed to examine the air transport contract, which allows transportation by air. The definition of air carriage contract has not been made in Turkish legislation and international agreements to which Turkey is a party. As for its legal nature, there are many different opinions in the doctrine. It is accepted that the contract of carriage by air has three elements, which we can name as the commitment to transport, the fee and the transportation by aircraft. If a carriage is considered an “international carriage” in terms of the Warsaw Convention and the Montreal Convention to which Turkey is a party, the relevant international convention provisions will be applied to the contract of carriage by air regarding these carriages. However, in this case, it is also important to determine whether the Warsaw Convention or the Montreal Convention will be applied to the contract of carriage by air.

Carriage by Air, Contract of Carriage by Air, International Carriage, Warsaw Convention, Montreal Convention.

Giriş

Günümüzde teknolojinin hızlı gelişimi hava araçlarının güvenliliğini arttırmıştır. Havayolu ile yolcu ve eşya taşıma sürelerinin kısa olmasının sağladığı zaman tasarrufu hava araçları yoluyla yapılan taşımacılık faaliyetinin kara ve deniz yolu ile yapılan taşımacılığa oranla daha çok tercih edilir hale gelmesine neden olmuştur.

Ekonomik gelişmelerle birlikte uluslararası bağlantılar artmış, taşımacılık ülke sınırlarını aşarak uluslararası boyutlara ulaşmış; hızlı, ekonomik ve güvenilir olarak kabul edilen havayolu ile yolcu ve eşya taşımacılığı uluslararası alanda da gittikçe önem kazanmakla birlikte bu alandaki uyuşmazlıklara hangi kuralların uygulanacağı da uluslararası alanda atılacak adımları bir anlamda tetiklemiştir.

Sivil havacılık problemlerinin doğmasında uluslararası hava taşımasından doğan talepler ve hava taşıyıcısının sorumluluğu açısından uygulanan kuralların bir ülkeden diğer ülkeye farklılık göstermesinin de önemli bir payı vardır. Bu problemlere çare bulmak üzere 26 Ekim 1925 tarihinde Paris’te 43 devletten 77 temsilcinin katılımı ile “I. Uluslararası Hava Özel Hukuku Konferansı” toplanmıştır. Bu konferansta 21 maddelik bir sözleşme taslağı meydana getirilmiş ve delegeler tarafından bu taslak 6 Kasım 1925 tarihinde imzalanmıştır. Bu sözleşme taslağı, devletlerin onayına sunulmadan önce olgunlaştırılarak son hale getirilmesi amacıyla Konferans Heyeti tarafından Hava Hukuku Uzmanları Uluslararası Teknik Komitesi’ne (Le Comité international technique d’experts juridiques aériens - C.I.T.E.J.A.) iletilmiştir. Paris (1926 ve 1927) ve Madrid (1928)’de düzenlenen toplantılarda C.I.T.E.J.A., sözleşmeye ilişkin olarak hazırlamış olduğu projeyi görüşmüş, son hale getirmiştir. 4 Ekim 1929 günü Varşova’da yapılan uluslararası diplomatik konferansta hazırlanan metin müzakere edilmiş ve “Hava yolu ile Yapılan Uluslararası Taşımalara İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkında Sözleşme” (Varşova Konvansiyonu) olarak kabul edilmiştir.1 Yolcuların menfaatlerinin Varşova Konvansiyonu ile yeterince korunmadığına dair eleştiriler üzerine Konvansiyon’da 28.9.1955 tarihli Lahey Protokolü ile yeni düzenlemeler yapılmış ve düzenleme bu haliyle Varşova-Lahey Sistemi (“Warsaw- Hague System”) olarak adlandırılmıştır.2

Lahey Protokolü ile gelen düzenlemelerin devamındaki süreçte 1961 yılında Guatemala Konvansiyonu ile Varşova Konvansiyonu’na ve Varşova-Lahey Sistemi’ne ekleme yapılmış; 1971 yılında Guatemala Protokolü (“Guatemala City Protocol”), 25.9.1975 tarihinde de 4 adet Ek Protokol (“Additional Protocols No. 1-4”) imzalanmıştır. Hava hukuku sistemini oldukça karmaşıklaştıran bu düzenlemelerden sonra Varşova Sözleşmesi sonrasında yapılan çalışmaları tek metinde toplamak, bu alandaki yeknesaklığı sağlamak ve Varşova/Lahey Konvansiyonu’nun günümüz koşullarıyla uyumlaştırılması amacıyla, 1999 yılında Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme (Montreal Konvansiyonu)3 kabul edilmiştir.4

Türkiye Varşova Konvansiyonu’nun Lahey Protokolü’yle değiştirilmiş haline taraf olmuş ve uygun bulma kanunu5 3.12.1977 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Bu sebeple ilgili Konvansiyon, çalışmada Varşova/Lahey Konvansiyonu olarak ifade edilecektir. Türkiye 1. ve 2. Ek Protokol’e taraf olmamıştır. 3. ve 4. Ek Protokolleri Türkiye imzalamamış olmasına rağmen onay belgelerini depoziter ülke olan Polonya’ya göndermiş, iki protokol de Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilmiştir. 3. Protokol sağlanması gereken asgari taraf devlet sayısını sağlayamadığı için yürürlüğe girmemiştir. Türkiye açısından 4. Ek Protokol 12 Eylül 1998 tarihinde yürürlüğe girmiştir.6 Türkiye Montreal Konvansiyonu’na taraf olma isteğine ilişkin belgeleri 25.1.2011 tarihinde Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’ne (ICAO) vermiştir ve koşulların tamamlandığı 26.3.2011 tarihi itibariyle, Türkiye Montreal Sözleşmesi’nin tarafı olmuştur.7

Hava taşıması eğer Varşova/Lahey Konvansiyonu ve bu Konvansiyon’da değişiklik yapan protokoller8 veya Montreal Konvansiyonu kapsamında “uluslararası taşıma” sayılması halinde bu taşımalara ve tarafların bu taşımalarla ilgili yaptığı havayolu ile uluslararası taşıma sözleşmelerine ilgili uluslararası konvansiyon hükümleri uygulanacaktır.

Çalışmada havayoluyla yolcu ve yük taşıma sözleşmesinin tanımı ve hukuki niteliği konusunda genel bir bilgi verilerek Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ışığında hava taşıma sözleşmesinin unsurları, türleri, Varşova/Lahey Konvansiyonu ve Montreal Konvansiyonu’na göre hangi taşımaların “uluslararası taşıma” olarak kabul edildiği ile hangi taşımaların bu konvansiyonlar kapsamında yer aldığı hususları ele alınacaktır.

I. Hava Taşıma Sözleşmesinin Tanımı ve Hukuki Niteliği Konusunda Genel Bilgi

Havayoluyla yolcu ve yük taşımacılığı için akdedilmesi gereken hava taşıma sözleşmesinin tanımı Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda9 Türk Ticaret Kanunu’nda10 ve Varşova/Lahey Konvansiyonu’nda yapılmamıştır.

Türk Ticaret Kanunu m. 850/ f. 2’de “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır” ifadesi yer almaktadır. Doktrinde bu ifadeye göre taşıma sözleşmesinin genel olarak tarif edildiği ve bu tarife göre de “taşıyıcının yükü varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı, buna karşılık yük taşımada gönderenin, yolcu taşımada ise yolcunun, taşıyıcıya taşıma ücretini ödemeyi borçlandığı (taahhüt ettiği) sözleşme11 olarak tanımlanabileceği belirtilmiştir.

Özellikle havayolu ile gerçekleştirilecek taşıma işlerine ilişkin hava taşıma sözleşmeleri açısından hava taşıma sözleşmesinin doktrinde “hava taşıma sözleşmesi bir anlaşmadır ki, bununla taraflardan biri (taşıyıcı) hava yolu ile yolcu /bagaj ya da eşya (yük) taşımayı diğer taraf (yolcu, gönderen) da bunun karşılığında bir ücret ödemeyi taahhüt eder12 şekline tanımlandığı görülmektedir.

Hava taşıma sözleşmesi ait olduğu hukuk alanına göre özel hukuka ilişkin bir borç sözleşmesidir. Bu sözleşme hem taşıyıcıya13 hem de yolcu14 veya gönderene15 asli edim yükümlülükleri yüklemektedir. Bu sebeple de her iki tarafa borç yükleyen;16 diğer bir ifadeyle tam iki taraflı bir sözleşme olarak nitelendirilir.

Havayolu ile yük taşıma17 sözleşmelerinin genel olarak üçüncü kişi lehine sözleşme niteliğinde oldukları kabul edilmektedir.18 Havayolu ile yolcu taşıma sözleşmesinin tarafı olan kişi başka bir kişiye yolcu bileti almışsa o zaman bu sözleşme de üçüncü kişi lehine sözleşme olarak kabul edilecektir.19

Doktrinde eğer tarifeli bir uçuşa ilişkin havayolu ile yolcu taşıma sözleşmesinden bahsediyorsak bu sözleşmenin “kesin vadeli işlem” niteliğinde kabul edilebileceği ifade edilmiştir.20 Genellikle yolcu taşıma sözleşmelerinde taşıyıcı tarafından önceden belirlenen şartlar yolcu tarafından kabul edilerek sözleşme kurulmaktadır. Bu sebeple de yapılan sözleşme “katılmalı sözleşme” olarak da nitelendirilmektedir.21 Havayolu ile taşıma sözleşmesi elektronik ortamda akdedilmiş ve gerekli şartlar sağlanmışsa “mesafeli sözleşme” olarak da kabul edilmektedir.22

Doktrindeki ağırlıklı görüş23 taşıma sözleşmesinin eser sözleşmesi24 niteliğinde olduğu yönündedir. Bu görüşün dayanağı taşıyıcının belirli bir ücret karşılığında yolcuyu veya yükü varma yerine ulaştırmayı (hukuki bütünlük arz eden bir sonuç sağlamayı) taahhüt etmesinin söz konusu olmasıdır.25 Zira eser sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu26 m. 470’da “yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme” olarak tanımlanmıştır. Madde içeriğinde yer alan “eser” kavramının kapsamına sadece maddi varlıklar dışında maddi varlık arz etmeyen yapıtların da girebileceği kabul edilmektedir. Bu noktada önemli olan husus, taşıma sözleşmesi uyarınca taşıyıcının ücret karşılığında meydana getirdiği sonucun hukuki bütünlük arz ediyor olmasıdır.

Doktrinde bazı görüşler hava taşıma sözleşmesinde ücret unsurunun varlığı veya yokluğuna göre bu sözleşmenin vekalet sözleşmesi olarak nitelendirilebileceğini ifade etmektedir. Bu görüşe göre ücret vekalet sözleşmesinin asli unsuru olmadığı için hava taşıma sözleşmesinde ücret unsuru bulunmuyorsa; sözleşme, vekalet sözleşmesi niteliğinde kabul edilebilecektir. Sözleşmede ücret unsuru yer almakta ise hava taşıma sözleşmesi eser sözleşmesi olarak nitelendirilecektir.27

Kanaatimizce hava taşıma sözleşmesi özellikle yolcu taşıma sözleşmesi açısından değerlendirdiğimizde eser sözleşmesinden farklıdır. Zira yolcu taşıma sözleşmesindeki edim sadece maddi veya gayri maddi bir sonuçtan ibaret değildir. Zira edim, hava aracına yolcunun binişinden inişine kadar olan bütün bir süreci kapsamaktadır.28 Diğer bir ifadeyle eser sözleşmesindeki yükleniciden farklı olarak taşıyıcı, sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirirken sadece meydana getirilen sonuçtan değil; meydana getirme sürecinden de sorumludur. Vekalet sözleşmesinde de vekilin istisnalar hariç olmak üzere vekalet verenin açık talimatına uymakla yükümlü olduğunu (TBK m. 505 / f. 1/ 1) değerlendirecek olursak; taşıma sözleşmesinde taşıyıcının taşıma fiilini icra ederken yolcunun veya gönderenin talimatlarına göre hareket etmesine dair bir mecburiyetten söz edilemez.29 Bizim de katılmış olduğumuz görüş30 doğrultusunda hava taşıma sözleşmesi sivil havacılık mevzuatında birçok konuda özel düzenlemeye sahip olan kendine özgü (sui generis) nitelikte bir sözleşmedir.

III. Hava Taşıma Sözleşmesinin Unsurları

Hava taşıma sözleşmesinin unsurları, yukarıda belirtmiş olduğumuz tanımlardan da anlaşılabileceği üzere taşıma taahhüdü, taşımanın sivil hava aracı ile gerçekleştirilecek olması ve taşıma ücretidir. Ayrıca Varşova/Lahey Konvansiyonu’nun ve Montreal Konvansiyonu’nun uygulanıp uygulanmayacağının tespitinin yapılabilmesi için göz önüne alınması gereken bir diğer unsur da “taşımanın uluslararasılığı”31 olarak belirtilebilir.32