Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Eser Sözleşmesinde Üçüncü Kişinin İfası

Performance of Third Person in the Contract of Work

Melek BİLGİN YÜCE, Gül ARSLAN YILMAZ

Eser sözleşmesinde, genel kuraldan farklı olarak, yüklenicinin bizzat ifa yükümlülüğü bulunmaktadır. Eser sözleşmesinde yüklenicinin bizzat ifa borcu, TBK m. 471/III’te düzenlenmektedir. Ancak bu mutlak bir kural olarak düzenlenmemekte; eserin yüklenicinin kendi yönetimi altında yaptırılabileceği de öngörülmektedir. Eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri ve becerisi ifa bakımından önemli değilse yüklenicinin eseri bizzat meydana getirme borcu olmaz. Bu halde yüklenici eserin meydana getirilmesi sırasında üçüncü kişilerden yararlanabilir. Bunlar yardımcı kişiler olabileceği gibi alt yükleniciler de olabilir. Çalışmada yüklenicinin işin hangi aşamalarında üçüncü kişiden yararlanabileceği, üçüncü kişinin ifaya katılmasının hangi kapsamda olması gerektiği ve bunlara dayalı sonuçlar, eser sözleşmesi özelinde ele alınmaktadır. Bu çalışma ile eserin üçüncü kişi tarafından ifa edilmesi bakımından sadece yüklenicinin üçüncü kişiyi ifaya katması değil, alacaklının iradesine dayalı üçüncü kişi tarafından ifanın yapılması ve sonuçları da yine eser sözleşmesine özel olarak incelenmiştir. Bir üçüncü olasılık olarak da üçüncü kişinin, alacaklı ya da borçlunun iradesi olmaksızın, inisiyatif alarak eseri meydana getirmesi hali değerlendirilmiştir. Ayrıca son durum olarak icra kanalıyla üçüncü kişiye yaptırma hali irdelenmiştir.

Üçüncü Kişinin İfası,Eser Sözleşmesi,Nama İfa,TBK m. 473/II,TBK m. 113/I.

In the contract of work, unlike the general rule, the contractor has a personal obligation to perform. The contractor’s personal performance obligation in the contract of work is regulated in Turkish Code of Obligation (TCO) Article 471/III. However, this is not regulated as an absolute rule; it is also envisaged that the work could be made under the contractor’s management. If the personal characteristics and skills of the contractor are not important in terms of performance in the creation of the work, the contractor does not have the obligation to create the work himself. In this case, the contractor may benefit from third parties during the creation of the work. These may be subcontractors as well as auxiliary persons. In the study, at which stages of the work the contractor can benefit from the third person, to what extent the third person’s participation in the performance should be and the results based on these are discussed specifically in the context of contract of work. In this study, in terms of the performance of the work by the third party, not only the contractor’s involvement of the third party in the performance, but also the performance by the third party based on the will of the creditor and its results were also examined. As a third possibility, the situation where the third person takes the initiative and creates the work without the will of the creditor or debtor has been evaluated. In addition, as the last case, the case of having it done by the third party through the execution channel has been examined.

Performance of the Third Party,Contract of Work,Substitute Performance,TCO Art. 473/II,TCO Art. 113/I.

GİRİŞ

İşgörme sözleşmeleri grubunda yer alan hizmet ve vekâlet sözleşmelerinde olduğu gibi, eser sözleşmesi bakımından da, genel kural olan Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 83’ten farklı olarak, bizzat ifa yükümlülüğü bulunmaktadır. Eser sözleşmesinde yüklenicinin bizzat ifa borcu, TBK m. 471/III’te düzenlenmektedir. Buna göre, kural olarak, “Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak ya da kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür.”. Düzenlemeden görüldüğü üzere, yükleniciye bizzat ifa borcu yüklenmekte ancak işin niteliği gereği mutlak bir kural olarak düzenlenmemekte; eserin kendi yönetimi altında yaptırılabileceği de öngörülmektedir. Eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri ve beceri, kıdem, hâkimiyet ve bunun gibi nitelikleri, yüklenicinin eseri bizzat meydana getirmesi gerektiğine dair kuralın temel gerekçesidir1.

Bu hüküm, işgörme edimlerinin kural olarak şahsen ifayı gerektirdiğine dair genel kuralın eser sözleşmesine yansımış şeklidir2. Eser sözleşmesi bakımından iş sahibinin, vekili seçmesi gibi, yükleniciyi verdiği iş ile ilgili olarak becerisi, işe yatkınlığı, kıdemi gibi hususları göz önünde bulundurarak ve güvenerek seçmesi söz konusudur. Kanun koyucunun bu düzenlemeyi getirmesi bakımından “ratiolegis”i, başka bir anlatımla amacı, iş sahibinin seçimini korumaktır. Eser sözleşmesi bakımından yüklenicinin kişiliğinin, yeteneğinin ve diğer kişisel özelliklerinin önemli olduğu düşünülmekte ve yasal düzenleme ile iş sahibinin, yükleniciyi seçme iradesine önem verilmektedir. Esasen TBK m. 471’deki düzenleme, TBK m. 83 düzenlemesinin tam tersi şeklindedir. TBK m. 471’de asıl olan, yüklenicinin ifasını kendi yapması; istisna olarak da alacaklının menfaati dikkate alındığında, yüklenicinin kişisel özelliklerinin, yeteneğinin önemi olmaması halinde üçüncü kişiye yaptırabilmesidir. Borcun üçüncü kişiye yaptırılması, alacaklının ifa ile elde etmek istediği sonuca engel olmamalıdır.

Çalışmada yüklenicinin işin hangi aşamalarında üçüncü kişiden yararlanabileceği, üçüncü kişinin ifaya katılmasının hangi kapsamda olması gerektiği ve bunlara dayalı sonuçlar, eser sözleşmesi özelinde ele alınmaktadır. Bu çalışma ile eserin üçüncü kişi tarafından ifa edilmesi bakımından sadece yüklenicinin üçüncü kişiyi ifaya katması değil, alacaklının iradesine dayalı üçüncü kişi tarafından ifanın yapılması ve sonuçları da yine eser sözleşmesine özel olarak incelenmeye çalışılmıştır. Bir üçüncü olasılık olarak da üçüncü kişinin alacaklı ya da borçlunun iradesi olmaksızın, kendisi inisiyatif alarak eseri meydana getirmesi hali değerlendirilmiştir.