Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nda Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Denkleştirme

Equalization in Marital Property Regime in the Turkish Civil Code No 4721

Candan RAMAZANOĞULLARI

Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde denkleştirme alacağı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md. 230’da düzenlenmiştir. TMK md. 230/1 uyarınca denkleştirme mal rejiminin tasfiyesi sırasında istenmelidir. Eşlerden biri kişisel mallarına ait borcu edinilmiş mallarından ödemiş ise tasfiye sırasında bu bedel artık değere eklenecektir. Eşlerden biri edinilmiş mallarına ait borcu kendi kişisel mallarından ödemiş ise tasfiye esnasında bu bedel artık değerden çıkarılacak ve kişisel mallara eklenecektir. TMK md 230/1 ‘de düzenlenen klasik denkleştirmede tasfiye sırasında değer artışları ve azalışları denkleştirmeyi etkilemez. TMK md. 230/3’te ise değişken denkleştirme alacağı düzenlenmiştir. TMK md. 230/3 uyarınca değişken denkleştirme; eşlerden birinin bir malvarlığı türünden diğer malvarlığı türüne katkıda bulunmasıdır. Eşlerden birinin kişisel malvarlığından yine aynı eşin edinilmiş malının iyileştirilmesi, edinilmesi ya da korunması için bir katkıda bulunmuş olması halinde katkı yapılmış olan ilgili malın tasfiye anındaki değeri esas alınarak denkleştirme yapılır. Değişken denkleştirme alacağında katkı yapılan malın katkı yapıldığı tarih ile tasfiye tarihi arasında ilgili mal üzerindeki değer artışları ve azalışları dikkate alınacaktır.

Denkleştirme, Klasik Denkleştirme, Değişken Denkleştirme, Mal Rejimi, Kişisel Mal, Edinilmiş Mal, Artık Değer Alacağı.

The equalization receivable in marital property regime which is a legal property regime is regulated in article 230 of the Turkish Civil Code No. 4721. In accordance with the Turkish Civil Code article 230/1, the equalization must be requested during the liquidation of the property regime. If one of the spouses had paid the debt of a personal property from their marital property, this amount will be added to the residual value during the liquidation. If one of the spouses had paid the debt of the marital property from a personal property, this amount will be subtracted from the residual value and added to the personal property during the liquidation. In the classical equalization regulated in the Turkish Civil Code Article 230/1, the value increases or decreases during liquidation do not affect the equalization. Variable equalization receivable is regulated in the article 230/3 of the Turkish Civil Code. Pursuant to the article 230/3 of the Turkish Civil Code, variable equalization is contribution of one of the spouses to one asset type from another asset type. If one of the spouses has contributed to the improvement, acquisition or protection of the acquired property of the same spouse, equalization is made based on the value of the related property contributed at the time of liquidation. In the variable equalization claim, the value increases and decreases on the related property between the date of contribution and the date of liquidation will be taken into account.

Equalization, Classical Equalization, Variable Equalization, Property Regime, Personal Property, Marital Property, Residual Value Receivable.

I. Giriş

01.01.2002 tarihinde 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesiyle beraber, Türk aile hukukunda önemli değişiklikler gerçekleşmiştir. Bu değişiklikler içinde en önemlisi 743 sayılı Medeni Kanun döneminde yasal mal rejimi mal ayrılığı rejimi iken, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununda “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi”nin eşler arasında yeni yasal mal rejimi olarak kabul edilmesidir. Türk Aile Hukuku’nda bu değişikliğin yapılmasında önceki Kanun olan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yasal mal rejimi olarak kabul ettiği “Mal Ayrılığı Rejiminin” çalışmayan, ancak bütün emeğini evine ve çocuklarına harcayan kadın açısından eşitsizliğe ve haksızlığa yol açtığı düşüncesi etkili olmuştur.

4721 sayılı Türk Medenî Kanunumuzda eşlerin evlilik birliğindeki malvarlıklarını yönetmelerini düzenleyen bazı usuller bulunmaktadır. Bu usuller mal rejimleri adını alarak; Kanundan doğan mal rejimleri ve sözleşmeden doğan mal rejimleri olarak ikiye ayrılır. Kanunkoyucu bu mal rejimlerine seçimlik mal rejimleri ve yasal mal rejimi adını vermiştir. Eşlerin TMK’da düzenlenmiş seçimlik mal rejimlerinden birini seçmemesi durumunda ortaya çıkan sorunun çözümü olarak TMK m. 202/1’e göre, aralarında uygulanacak mal rejiminin yine yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi olacağı düzenlenmiştir.1

Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin malları iki gruba ayrılmaktadır. Bunlar edinilmiş mallar ve kişisel mallardır. Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesi halinde tasfiye aşamasına geçilecektir.2 Bu tasfiye sonucunda bir artık değer tespit edilir. Tespit edilen bu artık değere göre bir alacak hakkı meydana gelir. Her eşin kendi malvarlığı üzerindeki haklar ve borçlar tespit edilir. Bu tespitten sonra belirlenen edinilmiş malların aktif değerlerinden pasif değerleri çıkarılır. Edinilmiş malların aktif değerleri; mal rejimi tasfiye edilirken var olan malvarlıklarının tasfiye anındaki; değer artış payı alacağı, sürüm değeri, denkleştirme alacağı ile eklenecek değerlerin devir anındaki değeri olur. Edinilmiş malların pasif değerleri ise; edinilmiş malların hesaplanan borçları, denkleştirme borcu ve değer artış payı borcunun toplamından meydana gelir.3

Türk Kanunu Medenisi dönemindeki yasal mal rejimi olan mal ayrılığı rejimine göre ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunumuzda kabul edilen edinilmiş mallara katılma mal rejimi birtakım hesaplamalar gerektiren karmaşık bir rejimdir.

Çalışmamızdaki amaç; TMK m. 230’da düzenlenen yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminde denkleştirme kavramı ve türleri açıklanarak, gerek teoride gerek uygulamada değer artış payı ile karıştırılması sonucu ortaya çıkan kavram kargaşasına çözüm getirebilmektir. Bu bağlamda öncelikle denkleştirme kavramı ve türleri üzerinde durulmuş sonra her iki denkleştirme türü arasındaki farklar ele alınmıştır, beraberinde denkleştirme ve değer artış payı kavramları farkları doğrultusunda incelenmiştir. Ayrıca karmaşık bir takım matematiksel hesaplamalara dayanan edinilmiş mallara katılma rejiminde denkleştirme hesaplanma yöntemi örnek çözümler ve Yargıtay kararları ışığında aydınlatılmaya çalışılmıştır.

II. Denkleştirme Kavramı

Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin kişisel ve edinilmiş malları seneler süren evlilik birliği içerisinde birbirine karışmış olabilir. O kadar ki bu iki malvarlığı grubu arasında artık bir ayrım yapmak olanaksız hale gelir ve tek bir mal varlığı varmış gibi yönetilir. Eşler, evlilik birliğinin gereksinimlerini kişisel mallarından ya da kişisel mallarına ait gereksinimlerini edinilmiş mallarından karşılayabilirler. Bu sebeple de evlilik birliği devamında yapılan tüm işlemlerin sonucunda edinilmiş mallardan kişisel mallara, kişisel mallardan da edinilmiş mallara büyük değer kaymaları olabilir.4 Evlilik birliği sona erdiğinde edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi sırasında bu değer kaymalarından oluşan alacak talep edilir. Talep edilen bu alacağa “denkleştirme alacağı” denir.5 Diğer bir ifadeyle, denkleştirme alacağı, edinilmiş mallara katılma rejiminde bir eşin mal varlıklarından birinin borcunun başka bir malvarlığı kesimince karşılanması veya bir malvarlığı kesiminden diğerinde bulunan bir malın korunmasına, iyileştirilmesine veya kazanılmasına, bir katkı yapılmasıyla borcu karşılayan malvarlığı kesiminin yararına ve artık değerin hesaplanması sırasında yapılan mahsup işlemidir.6 Burada amaçlanan borcu ödeyen eşin kendi malvarlığı kesimleri arasındaki değer kaymaları sonucunda oluşan menfaat zedelenmesinin giderilmesidir.7 Kanunkoyucu da TMK m. 230’da, denkleştirme alacağını düzenleyerek menfaati zedelenmiş olan eşe tasfiye aşamasında kişisel malları ile edinilmiş malları arasındaki denkleştirmeyi talep ederek bu haksızlığı gidermek istemiştir.8 Bu sayede eşler, evlilik birliği içerisinde gerçekleşen mal grupları arasındaki katkılarını artık değer hesaplanırken geri talep etmiş olurlar.9 Gerek Kanunda gerek doktrinde “denkleştirme alacağı” ifadesi kullanılmasına rağmen aslında ortada bir alacak yoktur;10 çünkü eşin mal kesimleri arasında, hukuki olarak bir borç ilişkisinin ve bu borç ilişkisine bağlı olarak da alacak hakkının var olması olanaksızdır.

Eşin kişisel malvarlığı kesiminden edinilmiş malvarlığı grubuna yaptığı katkı nedeniyle ortaya çıkan denkleştirme alacağından ilgili eş, tek taraflı olarak vazgeçebilir. Ancak TMK m. 221’e göre; eşin edinilmiş malvarlığı kesiminden kişisel malvarlığı kesimine yaptığı katkı nedeniyle meydana gelen denkleştirmeden vazgeçilmesi diğer eşin katılma alacağının azalmasına yol açacağından, ancak diğer eşin rızası ile feragat edebilir. Bu feragat adi yazılı sözleşme ile mümkün olacaktır.11

Yasal mal rejiminin tasfiyesi yapılırken ana kural kişisel malların tasfiye hesabında yer almamasıdır. Eşlerden birinin kişisel malına ait borcunu edinilmiş mallardan karşılaması sonucunda kişisel mallar tasfiyeye konu olmayacağı için diğer eşin katılma alacağı adaletsiz bir şekilde azalmış olacaktır. Bu durumun tam tersi de uygulamada görülmektedir. Şöyle ki; eşlerden biri edinilmiş malına ait borcu yine kendi kişisel malından karşılamışsa tasfiye anında katılma alacağı olarak bu edinilmiş malın yarısına diğer eşin sahip olması da eşler arasında ekonomik adaletsizliğe sebep olacaktır.12

Edinilmiş malların tasfiyesinde denkleştirme hesabının yapılabilmesi için söz konusu borç eşlerin evlilik birliği süresi içerisinde, mal rejimi devam ederken ödenmiş olmalıdır. Söz konusu borç eşlerin evlilik birliğinden önce ödenmiş ise ya da evlilik birliği sona erdikten sonra ödenmiş ise denkleştirmeden söz edilemeyecektir. TMK m. 230/1’e göre, mal rejiminin tasfiyesi anında denkleştirme istenmelidir.13 Eşlerden biri kişisel mallarına ait borcu edinilmiş mallarından ödemiş ise bu bedel artık değere eklenecektir. Eşlerden biri edinilmiş malına ait borcu kendi kişisel mallarından ödemiş ise tasfiye esnasında bu bedel artık değerden çıkarılacaktır. TMK’da yasal mal rejiminin tasfiyesinden önce ya da yasal mal rejiminin tasfiyesinden sonra denkleştirme istenemeyeceği düzenlenmiştir. Denkleştirmenin amacı tasfiye sırasında katılma alacağını ekonomik adalete uygun, haksızlığa yer vermeyecek şekilde hesaplamaktır. Denkleştirme alacağını kanunkoyucu emredici hükümde düzenlediği için hâkimin re’sen dikkate alması gerekmektedir.14

TMK m. 230’da kişisel mallar ile edinilmiş mallar arasındaki denkleştirme üç fıkra halinde düzenlenmiştir. TMK m. 230/1’e göre, eşin kişisel mallarına ilişkin borçlarının edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçlarının kişisel mallardan ödenmiş olması halinde meydana gelen, ilgili eşin malvarlığı kesimleri arasındaki klasik denkleştirme alacağıdır.15

TMK m. 230/2’de ise; borcun ilgili bulunduğu mal türünü yükümlülük altına sokacağı düzenlenmiştir. Denkleştirme yapılırken tespit edilmesi gereken söz konusu borcun eşin hangi malvarlığı türüne ait olduğudur. Borcun ait olduğu malvarlığı grubu anlaşılamıyor ise edinilmiş malvarlığına ait olacağı düzenlenmektedir.

TMK m. 230/3’e göre; bir mal kesiminden diğer mal kesiminin korunmasına, iyileştirilmesine veya edinilmesine ilişkin katkının yapılması durumunda denkleştirmenin yapılacağı düzenlenmiştir. Denkleştirme yapılırken, katkı yapılmış olan malın kıymetinin artması ya da kıymetinin azalması halinde; katkının oranı, tasfiye zamanında malın değeri esas alınarak veya malın tasfiyeden önce elden çıkması durumunda hakkaniyete göre yapılması hüküm altına alınmıştır.16