Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Limited Şirkette İntifa Hakkı Sahibi Bağlılık Yükümlülüğüne ve Rekabet Yasağına Tabi Tutulabilir mi?

Can Beneficial Owners be Subject to the Duty of Loyalty and Prohibition of Competition in Limited Liability Company?

Birgül SOPACI ÖZTUNA

Türk Ticaret Kanunu’nun 613.maddesinin birinci fıkrasında, limited şirkette ortakların sır saklamakla yükümlü olduğu, ikinci fıkrasında, ortakların şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamayacakları, kendilerine özel menfaat sağlayan, şirketin amacına zarar veren işlemler yapamayacakları ve şirket sözleşmesiyle ortaklar için rekabet yasağı getirilebileceği, düzenlenmiştir. Peki aynı yükümlülükler, pay üzerinde intifa hakkı tesis edilmesi halinde intifa hakkı sahibi için de geçerli olacak mıdır? Bu soruya ilişkin bir düzenleme madde metninde bulunmamaktadır. İntifa hakkı kurulan paylara ilişkin oy hakkının ve oy hakkına bağlı hakların, özellikle bilgi alma ve inceleme hakkının, intifa hakkı sahibi tarafından kullanılabileceği kabul edildiğinde, intifa hakkı sahibi şirket faaliyetlerine, sırlarına vakıf olabilmektedir. Bunun sonucu olarak intifa hakkı sahibinin de şirket ortağı gibi bu bilgileri şirket zararına kullanması, şirketle rekabet oluşturacak faaliyetlerde bulunması tehlikesi mevcuttur. Bu tehlike karşısında açık yasal düzenlemenin olmayışı, uygulamada çıkabilecek ihtilaflar ve açılacak davalar bakımından önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu açıdan yeterince yol gösterici yüksek mahkeme içtihatları da henüz oluşmamıştır. Bu çalışmanın amacı, limited şirkette intifa hakkı sahibinin bağlılık yükümlülüğü ve şirket sözleşmesiyle öngörülmüş rekabet yasağı karşısındaki durumunu tespit ederek, çözüm ortaya koymaktır.

Limited Şirket, İntifa Hakkı, Bağlılık (Sadakat) Yükümlülüğü, Bilgi Alma Hakkı, Rekabet Yasağı.

It is regulated in the first paragraph of the article 613 of the Turkish Commercial Code that partners of a limited liability company are obligated to safeguard business secrets, in the second paragraph, it is regulated that partners must refrain from doing anything detrimental to the interests of the company, may not engage in a business bringing them a special advantage, effecting the purpose of the company adversely and that company partners can be prohibited from carrying on any activities in competition with the company with the articles of association. Will the same obligations be applied to the beneficial owners in case beneficial ownership is issued on the share? The article text does not have any regulation on this matter. When it is accepted that the beneficial owner can exercise right to vote regarding to the shares establishing the beneficial right and the rights in connection with the right to vote, especially right to demand information and right to examine, the beneficial owner can be competent on the activities, secrets of the company. Consequently, a beneficial owner, such as a partner, can use the information to the detriment of the company and carry on activities in competition with the company. The lack of any explicit legal regulation causes problems in terms of probable conflicts and lawsuits that may arise in practice. So far, any guiding Supreme Court decision related to this matter has not been given either. The aim of this study is to evaluate the status of the beneficial owner in respect to duty of loyalty and prohibition of competition provided by the articles of association and to create a solution.

Limited Liability Company, Beneficial Ownership, Duty of Loyalty, Right to Information, Prohibition of Competition.

I. Giriş

Türk Ticaret Kanununun 613’üncü maddesinin birinci fıkrasında, limited şirkette ortakların sır saklamakla yükümlü olduğu, ikinci fıkrasında, ortakların şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamayacakları, kendilerine özel menfaat sağlayan, şirketin amacına zarar veren işlemler yapamayacakları ve şirket sözleşmesiyle ortaklar için rekabet yasağı getirilebileceği, düzenlenmiştir. Peki aynı yükümlülükler, pay üzerinde intifa hakkı tesis edilmesi halinde intifa hakkı sahibi için de geçerli olacak mıdır? Bu soruya ilişkin bir düzenleme TTK m. 613’ün metninde bulunmamaktadır

İntifa Hakkı, genel olarak Türk Medenî Kanunu (TMK) m. 794 ilâ m. 822 hükümleri arasında düzenlenmiştir. TMK m. 794 hükmüne1 göre, “İntifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça, sahibine tam yararlanma” yetkisi sağlar. Tam yararlanma yetkisi kapsamına, üzerinde intifa hakkı tesis edilen şeyi, hakkı, malvarlığını zilyetliğinde bulundurma, kullanma ve semerelerinden faydalanma girer. Kişiye bağlı bir irtifak hakkı olarak değerlendirilen2 intifa hakkı, mülkiyet hakkından sonra sahibine en geniş yetkileri veren sınırlı bir ayni haktır.3 İntifa hakkı sahibi, intifa hakkından kaynaklı yetkilerini kullanırken, kuru/çıplak mülkiyet sahibinin menfaatlerini gözetmekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, TMK m. 803/2’de “İntifa hakkı sahibi, bu yetkilerini kullanırken iyi bir yönetici özeniyle hareket etmek zorundadır” denilmek suretiyle ifade edilmiştir. Ayrıca intifa hakkı sahibi, zararın kendi kusurundan ileri gelmediğini ispat etmedikçe, intifa konusunun yok olmasından veya değerinin azalmasından sorumludur (TMK m. 800). Aynı zamanda intifa hakkı sahibi, hakkın özünü, öz değerini yok edecek şekilde kullanamaz.4

Bu bilgiler ışığında limited şirket esas sermaye payı üzerinde intifa hakkı kurulduğunda, intifa hakkı sahibi paydan tam yararlanma yetkisi elde etmiş olacağından, paya ilişkin, hem malvarlığı haklarından (kâr payı, hazırlık devresi faizi) hem yönetim haklarından (genel kurula katılma, oy kullanma, bilgi alma ve inceleme, iptal davası açma) faydalanacaktır.5 İntifa hakkı sahibinin esas sermaye payına ilişkin bu geniş yetkileri sebebiyle, limited şirkete ortak gibi katıldığı da ifade edilmektedir.6 Özellikle intifa hakkı sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkını kullanabileceği kabul edildiğinde ve limited şirkette bilgi alma ve inceleme hakkının oldukça geniş ve kapsamlı şekilde düzenlendiği de (TTK m. 614) göz önünde bulundurulduğunda, intifa hakkı sahibi şirket faaliyetlerine, sırlarına vakıf olabilmektedir. Bunun sonucu olarak intifa hakkı sahibinin de şirket ortağı gibi bu bilgileri şirket zararına kullanması, şirketle rekabet oluşturacak faaliyetlerde bulunması tehlikesi mevcuttur. Bu tehlike karşısında açık yasal düzenlemenin olmayışı, uygulamada çıkabilecek ihtilaflar ve açılacak davalar bakımından önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu açıdan yeterince yol gösterici yüksek mahkeme içtihatları da henüz oluşmamıştır.

Bu çalışmanın amacı, limited şirkette intifa hakkı sahibinin bağlılık yükümlülüğü ve şirket sözleşmesiyle öngörülmüş rekabet yasağı karşısındaki durumunu tespit ederek, çözüm ortaya koymaktır. Bunun için çalışmada öncelikle limited şirket payı üzerinde intifa hakkının nasıl kurulabileceği, daha sonra intifa hakkı kurulan paya ilişkin oy hakkının ve oy hakkına bağlı hakların kime ait olduğu sorunu incelenecektir. Bu çerçevede bu çalışmanın konusu bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağı bakımından taşıdığı önemine binaen, intifa hakkı sahibinin iptal davası açma hakkı ile bilgi alma ve inceleme hakkını kullanıp kullanamayacağı, belirlenecektir. Bu belirlemeler sonrası ise, limited şirket payı üzerinde intifa hakkı sabinin, bağlılık yükümlülüğü (sır saklama, şirket menfaatlerine zarar vermeme/iş fırsatı öğretisi) ve şirket sözleşmesinde öngörülen rekabet yasağına tabi tulup tutulamayacağı irdelenerek, varılan sonuç ve öneri ortaya konulacaktır.

II. Limited Şirket Esas Sermaye Payında İntifa Hakkı

6762 sayılı TTK’da (ETTK) limited şirket esas sermaye payının intifa hakkına konu olmasına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktaydı. Anonim şirketler bakımından ise, sadece ETTK m. 360/4’te esas sermaye payı üzerinde intifa hakkı bulunan bir pay senedinden doğan oy hakkının, intifa hakkı sahibi tarafından kullanılacağı, belirtilmekte; fakat intifa hakkının kurulmasının şartlarına ilişkin bir açıklama içermemekteydi. Bu durum karşısında doktrinde, anonim şirket payı üzerinde genel hükümlere göre intifa hakkının kurulabileceği kabul edilmekteydi. Limited şirket payı üzerinde intifa hakkı kurulması bakımından da aynı yaklaşım mevcuttu.7

Günümüzde 6102 sayılı TTK’da, limited şirket payı üzerinde intifa hakkı kurulmasının şartlarına ilişkin olarak m. 600/1’de açık hüküm getirilmiştir.8 Bu hüküm uyarınca “Bir esas sermaye payı üzerinde intifa hakkı kurulmasına, esas sermaye payının geçişine ilişkin hükümler uygulanır.”9 Limited şirket esas sermaye payının devrini düzenleyen TTK m. 595’e göre ise, devir ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse devir için genel kurulun onayı şarttır. Genel kurul başvurudan itibaren 3 ay içinde reddetmediği takdirde, onay vermiş sayılır. Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, genel kurul sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. Hatta şirket sözleşmesiyle payın devri yasaklanmış da olabilir. Devir yasaklanmış veya genel kurul onayı reddetmişse, ortağa haklı sebeple şirketten çıkma hakkı tanınmıştır. Kanunkoyucu, ETTK döneminde tartışılmış olan, “intifa hakkına konu limited şirket esas sermaye payına ilişkin oy hakkının kime ait olduğu” sorunu hakkında açık bir düzenleme getirmek yerine, TTK m. 600/3’de dolaylı bir ifadeye yer vermiştir. TTK m. 600/3’e göre, “Bir esas sermaye payı üzerinde intifa hakkı bulunması halinde, pay intifa hakkı sahibi tarafından temsil edilir; bu durumda intifa hakkını haiz kişi, esas sermaye payı sahibinin menfaatlerini, hakkaniyete uygun bir şekilde gözetmezse tazminat ile yükümlü olur.”10 Bu hüküm de doktrinde tartışmaya sebep olmuştur. Ayrıca bu hükümden başka limited şirkette intifa hakkı sahibinin hakları, sorumlulukları hakkında TTK’da başkaca bir düzenleme de bulunmamaktadır.11 Bu sebeple uygun geldiği ölçüde TTK’da anonim şirketlere ilişkin hükümler ve intifa hakkını düzenleyen TMK m. 794 - m. 822 arasında yer alan genel hükümler uygulama alanı bulabilir.

İntifa hakkı, TMK m. 795’e göre, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu siciline tescil ile kurulur. İntifa hakkına konu haklar, ancak devredilebilen haklardır. Ortaklık hakkı, devri mümkün bir hak olarak intifa hakkına konu olabilmektedir.12 Limited şirket esas sermaye payı da devredilebilir bir malvarlığı değeridir.13 Nitekim “İntifa ve Rehin Hakkı” başlıklı TTK m. 600/1’de ETTK’dan farklı olarak limited şirket ortağının esas sermaye payı14 üzerinde intifa hakkının kurulabileceği hususu açıkça düzenlenmiştir. Bu hükme göre, limited şirkette esas sermaye payı üzerinde intifa hakkının kurulması15 bakımından esas sermaye payının geçişine (devrine) ilişkin hükümler uygulanacaktır. Ayrıca payın devir işlemine konu olabilmesi için, devrinin mümkün olması, yani yasaklanmamış olması gereklidir. TTK m. 600’de devri yasaklanmış pay üzerinde intifa hakkı kurulabilir mi? sorusuna ilişkin bir açıklama bulunmamaktadır. Buna karşılık maddenin mehazı İsviçre Borçlar Kanununun 789a maddesinin ikinci fıkrasında (OR Art. 789a/2) açık hükme yer verilmiştir. OR Art. 789a/2’ye göre, pay üzerinde intifa hakkı kurulabilmesi için, payın devri yasaklanmamış olmalıdır.16 Türk hukuku bakımından da pay devri yasaklanmışsa, esas sermaye payı üzerinde intifa hakkı kurulamaz.17

Limited şirket esas sermaye payının devrini düzenleyen TTK m. 595’e göre; “Esas sermaye payının devri ve devir borcu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onaylanır. Ayrıca devir sözleşmesinde ek ödeme, yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullar da belirtilir.” Hükümde öngörülen yazılı şekil, hem geçerlilik koşulunu oluşturur hem de devralan kişinin devraldığı paya ilişkin hakları ve yükümlülükleri önceden teşhis edebilmesine olanak sağlar. Pay devri sözleşmesindeki imzaların noter tarafından onaylanması ile esas sermaye payının devri taraflar arasında gerçekleşir. İntifa hakkı bakımından da, intifa hakkı sözleşmesindeki imzaların noter tarafından onaylanmasıyla taraflar arasında intifa hakkı kurulmuş olur. Dolayısıyla, taraflar arasında payın devri ve intifa hakkının kurulması için, imzaların noterce onayı yeterlidir. Ancak kanun koyucu pay devrinin ve intifa hakkı tesisinin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için, genel kurulun onaylaması şartını getirmiştir (TTK m. 595/2). Hükümde, “şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse” dendiğinden, emredici değildir ve genel kurul onayı şirket sözleşmesi ile kaldırılabilir. Onay şartı kaldırılmamışsa, devir sözleşmesi veya intifa hakkı sözleşmesi, şirkete bildirildiğinde, müdür veya müdürler gündemi oluşturarak genel kurulu toplar. Bildirimden itibaren üç ay içinde genel kurul, onayı reddetmemişse, onay vermiş sayılır (TTK m. 595/7). Onay için yapılacak genel kurulda uygulanacak yetersayı konusunda, açık bir hükme yer verilmemiştir. Çamoğlu, ETTK m. 520’deki sermayenin dörtte üçünü temsil eden ortakların dörtte üçünün olumlu oy vermesini öngören düzenlemenin kaldırıldığı; TTK m. 620’deki genel nisaba bağlandığı ve toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile onay kararının alınacağını, ifade etmektedir.18

Şirket sözleşmesinde, hangi sebeplerle devrin veya intifa hakkının reddedileceği, hangi durumda onay verileceğine dair19 bir düzenleme yoksa, TTK m. 595/3 uyarınca, genel kurul, onay talebini reddetmek için sebep göstermek zorunda değildir. TTK m. 595/6’ya göre; “Şirket sözleşmesinde ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul, şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir”.

Şirket sözleşmesiyle pay devri veya intifa hakkı tesisi yasaklanabilir (TTK m. 595/4). Böyle bir durumda devir veya intifa hakkı şirkete karşı hüküm ifade etmez.20 Pay devri şirket sözleşmesiyle yasaklanmış veya genel kurul onayı reddetmişse, payı devreden ortak için haklı sebeple çıkma hakkı (TTK m. 595/5) gündeme gelebilir. Ayrıca genel kurul, ret için sebep göstermek zorunda olmasa da şartları oluşmuşsa, ret kararına karşı iptal davası veya butlan davası (TTK m. 622 atfı ile TTK m. 445 ve m. 447) açılabilir.21

Limited şirkette pay devrinin veya intifa hakkı tesisinin ayrıca pay defterine22 de yazımı gereklidir. Çünkü TTK m. 594/1’de; “Şirket esas sermaye paylarını içeren bir pay defteri tutar. Ortakların adları, adresleri, her ortağın sahip olduğu esas sermaye payının sayısı, esas sermaye paylarının devrileri ve geçişleri, itibari değerleri, grupları ve esas sermaye payları üzerindeki intifa ve rehin hakları sahiplerinin adları ve adresleri bu deftere yazılır.23 demektedir. Görüldüğü üzere, TTK m. 594/1’de, mülga ETTK m. 519/1’den farklı olarak, açık bir şekilde “intifa ve rehin hakları sahiplerinin adları ve adresleri bu deftere yazılır.” ifadesine yer verilmiştir. Oysa eski düzenlemede, “... payların devir ve intikali ve bu hususlarla ilgili diğer değişiklikler bu deftere kaydolunur.” şeklindeydi. İntifa hakkı sahipleri ibaresi ETTK m. 519/1’de geçmemekteydi.

Ayrıca TTK m. 499/4’te; “Şirketle ilişkilerde sadece pay defterinde kayıtlı bulunan kimse pay sahibi veya intifa hakkı sahibi olarak kabul edilir.” denilmektedir. Bu yüzden aynı hükmün birinci fıkrası gereği, pay ve intifa hakkı sahipleri pay defterine kayıt edilmelidir. Genel kurul onay verdiğinde veya ret için üç aylık süreyi geçirdiğinde (TTK m. 595/7) devre veya intifa hakkı kurulmasına onay gerçekleşmiş olacağından, müdür/müdürler tarafından pay defterine kayıt gerçekleşir. TTK m. 499/2’ye göre, “Payın usulüne uygun olarak devredildiği veya üzerinde intifa hakkı kurulduğu ispat edilmediği sürece, devralan ve intifa hakkı sahibi pay defterine yazılamaz.” Diğer taraftan onay şartı şirket sözleşmeyle kaldırılmışsa, devre veya intifa hakkı kurulmasına ilişkin bildirim üzerine müdür/müdürler, şekil ve içerik olarak bir aykırılık saptamadıkları takdirde, pay defterine kaydederler.

Doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında da benimsendiği üzere, pay defterine kayıt kurucu değil, bildiricidir.24 ETTK döneminde TTK m. 520’deki ifade dolayısıyla, pay defterine kaydın kurucu nitelikte olduğu yönünde görüşler mevcuttu. Yargıtay da bu görüşlere istinaden içtihat oluşturmuştu.25 Bu hatalı görüş ve içtihat, TTK m. 595/2’de şirket sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa, esas sermaye payı devrinin (intifa hakkı kurulmasının) gerçekleşmesi için genel kurulun onayı şarttır, “Devir bu onayla geçerli olur.” şeklindeki düzenlemesi, pay defterine kayıt öncesi, devrin ve intifa hakkı tesisinin gerçekleştiğini; dolayısıyla, pay defterine kaydın açıklayıcı/bildirici nitelikte olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu sebeple, TTK m. 595’te pay devri ve intifa hakkı oluşturulması için öngörülen şartlar ve genel kurul onayı bulunduğu (veya 3 ay içinde reddedilmediği ya da şirket sözleşmesiyle onay kaldırıldığı) halde pay defterine kayıt yapılmamışsa, devralan yeni pay sahibi veya intifa hakkı sahibi, mahkemeye müracaatla “Hükmen Yazım Davası”26 veya kayıttan kaçınan müdürler hakkında “Sorumluluk Davası” açabilir.