Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Tutukluluk ve Hükümlülük Arasındaki Araf:
 Hükmen Tutukluluk ve
 Uygulamada Yaşanan Sorunlar

THE PURGATORY ZONE BETWEEN BEING DETENTION AND CONVICTION: DETENTION OF A CONVICTEE AND THE PROBLEMS IN PRACTISE

Z. Özen İNCİ

Özet: Yargıtay içtihatlarıyla ceza hukuku uygulamamızda hükmen tutukluluk adı altında yeni bir kavram yaratılmıştır. Bu kavram, ceza hukuku mevzuatımızda herhangi bir yerde düzenlenmemiştir. Ancak uygulamada hükmen tutukluluk adı altında tutukluluk süreleri işletilmemekte ve sanığın hâkime/mahkemeye başvuru hakkı çeşitli şekillerde sınırlandırılmaktadır. Bu sınırlandırmalar ise kişi özgürlüğü, masumiyet karinesi ve hâkime/mahkemeye başvuru hakkı gibi en temel insan haklarına ve ceza muhakemesi hukukunun en temel ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Tutuklama, Hükmen Tutuklama, Tutuklu, Hükmen Tutuklu, Hüküm Özlü Tutuklu, Tutukluluk Süresi, Hâkime/Mahkemeye Başvuru Hakkı.

Summary: Due to the case-law of the Cassation Court, a new term namely detention based upon conviction was created in practise. This new term is not regulated at any place in our criminal law regulations. However, in practise the detention periods which corresponds the time spent after conviction is not regarded as detention and the rights of a defendant to have access to a court/judge is restricted in different forms. These restrictions violate basic human rights and principles of penal law such as freedom of security, presumption of innocence and access to a court/judge.

Keywords: Detention, Detention with a Conviction, Detainee, Detention of a Convictee, Detention Period, Access to a Court/Judge.

GİRİŞ

Uygulamada sanık hakkında hükümle birlikte tutuklama veya tutukluluk halinin devamına karar verilmesi halinde hükmen tutuklu veya hüküm özlü tutuklu adı altında yeni bir statü yaratılmış ve ceza yargılaması hukukumuzda yer almayan bu statüye bazı hukuki sonuçlar bağlanmıştır. Gerçekten de aşağıda ayrıntılı olarak ele alacağımız üzere, sanık hakkında hüküm verilmesinden sonra sanığın artık hükmen tutuklu olduğu gerekçesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.102’de öngörülen tutukluluk süreleri işletilmemektedir. Yine hükümle birlikte tutuklanan veya tutukluluk halinin devamına karar verilen sanık ile ilgili olarak itiraz edilecek ve salıverilme taleplerinin sunulacağı merciin tespitinde çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Nitekim hükmü veren ve gerekçeli kararını yazan ilk derece mahkemesinin dosyadan el çektiği gerekçesine dayanarak, sanık hakkındaki salıverilme taleplerini incelemediği, yargılama ile ilgili gerekçeli kararın yazılmasıyla dosyanın Yargıtay ilgili ceza dairesine gönderilmesi arasında geçen ve bazen ayları bulan bu süreçte sanığın tutukluluğu hakkında hiçbir değerlendirme yapıl(a)madığı bilinen ve yaşanan en temel sorunlardır. Bu sorunlar birçok noktada ceza muhakemesi hukukunun genel ilkelerine, sanık haklarına ve öte yandan Anayasa’da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde öngörülen kurallara aykırılık teşkil etmektedir.

Çalışmamızda tutukluluk ile hükümlülük arasında adeta bir araf oluşturan hükmen tutukluluk müessesesinin uygulamada yarattığı sorunlar üzerinde durularak çeşitli çözüm önerileri sunulacaktır.

I. KAVRAMLAR

Suç işlediği yönünde kuvvetli şüphe bulunan şüpheli veya sanığın kişi hürriyetinin, henüz kesin hüküm olmadan önce hâkim veya mahkeme kararıyla kısıtlanmasına ve kişinin tutukevi denilen yere konulmasına tutuklama denir1. Başka bir ifadeyle tutuklama, suçlu olduğu konusunda henüz kesin hüküm bulunmayan, ancak suç işlediği şüphesi kuvvetli olan kişinin özgürlüğünün hâkim veya mahkeme kararıyla geçici olarak kaldırılmasıdır2. Bu tanımlardan hareketle tutuklama; suçlu olduğu konusunda hakkında henüz kesin hüküm bulunmayan, ancak suç işlediği şüphesi kuvvetli olan bir kişinin özgürlüğünün kanunda yer alan tutuklama nedenlerinden birinin de varlığı halinde hâkim veya mahkeme tarafından geçici olarak kaldırılmasıdır.