Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Akdeniz’de Türk Gemisine Yapılan Müdahalenin Uluslararası Hukuk Açısından Değerlendirilmesi

An Analysis of the Inspection on Turkish Vessel in Mediterranean Sea from the Perspective of International Law

Sevda KESKİN, Tansel ÖZEN

Avrupa Birliği tarafından yürütülen IRINI Operasyonu kapsamında Türk ticaret gemisi Roselina-A isimli gemiye Akdeniz’de iken yapılan müdahale, uluslararası örgütler tarafından denizde yürütülen operasyonların uluslararası hukuk açısından değerlendirilmesini gündeme getirmiştir. Operasyonun, Birleşmiş Milletler’in Libya’ya yönelik almış olduğu silah ambargosu yaptırımının denetlenmesi amacıyla açık denizde geminin Avrupa Birliği üyesi Almanya tarafından durdurulması ve aranması yetkisinin var olup olmadığı uluslararası hukukta karmaşık bir husustur. Ayrıca yapılan müdahalenin uluslararası teamüller, uluslararası deniz hukuku ve denizde seyir güvenliğinin sağlanmasına ilişkin uluslararası antlaşmalar açısından da incelenmesi gerekir. Bu amaçla bu çalışmada Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafından yürütülen askeri operasyonların temel yapısı ve yetki meseleleri incelenmiş, ardından müdahalenin uluslararası deniz hukuku bağlamında yeri ve önemi incelenmiştir. Son olarak yapılan müdahaleye karşı sorumluluğuna gidilebilecek kurumlar tespit edilip usule ilişkin kısa bir değerlendirmeye yer verilmiştir.

IRINI Operasyonu, Ticaret Gemisine Müdahale, Uluslararası Hukuk, Birleşmiş Milletler, Kuvvet Kullanma.

The inspection carried out within the scope of the IRINI Operation carried out by the European Union, on the Turkish merchant ship Roselina-A while in the Mediterranean Sea, brought up the evaluation of the operations carried out at sea by international organizations in terms of international law. It is a complex issue in international law whether the operation is authorized by Germany, as a European Union member, to stop and inspect the ship in the high seas for the purpose of executing the United Nations’ arms embargo sanction on Libya. In addition, the intervention should be examined in terms of international customs, international maritime law and international treaties related to safety at maritime navigation. For this purpose, in this study, the basic structure and authority issues of the military operations carried out by the United Nations and the European Union were examined, then the effect and importance of the intervention in the context of international maritime law was examined. Finally, the institutions that can be held responsible for the intervention are identified and procedural issues are examined briefly.

Operation IRINI, Inspection on Trade Vessel, International Law, United Nations, Use of Force.

GİRİŞ

Kasım 2020’de MV Roselina-A isimli gemiye yapılan müdahale ile Avrupa Birliği’nin (AB) yürüttüğü askeri operasyonları gündeme taşımıştır. Olayın güncelliğini yitirdiği düşünülse de, hem Libya’da BM tarafından tanınan ve Türkiye tarafından da desteklenen hükümet ile Hafter güçleri arasındaki (bir barış anlaşması yapılmış olsa da tekrar başlaması muhtemel olan) çatışmalar hem de hâlihazırda müdahaleye gerekçe gösterilen AB IRINI Operasyonu devam etmektedir. Bu nedenle Türk gemisine yapılan müdahalenin bir benzerinin tekrarlanma olasılığı da mevcuttur. Nitekim yakın zamanda BM Güvenlik Konseyi Libya’ya yönelik aldığı yaptırım kararlarının uzatılmasına karar vermiştir1 . Bu sebeple elinizdeki çalışmada öncelikle olayın hatırlatılması amaçlı olarak gerçekleşen müdahale ve tarafların temel iddialarına yer verilmiş, sonrasında AB’nin bu tür bir müdahale yetkisinin uluslararası hukuk açısından değerlendirilmesi yapılmıştır. Sonraki başlıkta gemilere yapılan müdahale mevcut uluslararası hukuk düzenlemeleri ışığı altında incelenmiş ve son başlıkta olaya ilişkin sorumluluk ve sorumluluğa başvurmaya yönelik usulî meselelere yer verilmiştir.

I. OLAY VE TARAF İDDİALARI

20 Kasım 2020’de Yarımca’dan yola çıkıp Libya’nın Mısrata şehrine giden Arkas Denizcilik’e ait MV Roselina-A isimli Türk bandıralı bir ticaret gemisine, 22 Kasım 2020’de Bingazi’nin yaklaşık 160 deniz mili kuzeyinde, Hamburg isimli Alman bir firkateyn tarafından AB’nin IRINI operasyonu kapsamında müdahalede bulunuldu. Libya’ya uygulanan silah ambargosu kapsamında gemide silah taşındığı iddiası ile Alman yetkililer gemide arama yapmıştır.

Türk Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklamada gemi kaptanı yetkililer ile işbirliği yaparak geminin yükü ve seferi hakkında bilgileri paylaşmıştır. Ancak buna rağmen operasyon kapsamında gece geç saatlere kadar gemide arama yapılmıştır. Ayrıca kaptan dâhil tüm personelin üstlerinin arandığı, personelin bir yerde toplanarak alıkonulduğu ve silah zoru ile kuvvet kullanılarak konteynerlerin arandığı ifade edilmiştir. Türkiye bu durumun uluslararası hukuka aykırı olduğu iddiasındadır. Açık denizde bulunan bir gemiye, gemi kaptanının ya da bayrak devletinin rızası bulunmadan müdahale edilmesinin hukuka aykırı olduğunu söylemektedir. Ayrıca IRINI Operasyonu ve yapılan muamelenin hukuki olmadığı hatta “çifte standart” uygulandığını ve tazminat hakkının olduğu iddiasındadır2 .

Almanya ise Türkiye’nin iddialarını reddetmiş, Operasyon IRINI kapsamındaki tüm kurallara uygun hareket edildiğini ifade etmiştir. Almanya, gemiyi arama taleplerini Türk yetkililere bildirdiklerini, herhangi bir itiraz olmadığı için, uluslararası deniz uygulamalarına uygun şekilde 4 saat sonra gemiye iniş (boarding) sürecini başlattıklarını iddia etmiştir. Alman Savunma Bakanlığı “Eğer 4 saat içinde bir itiraz olmazsa bunun zımni kabul olduğunu” ifade etmiştir. Arama kararının sadece Alman ordusu tarafından değil ayrıca IRINI operasyonun Roma’daki merkezi karargâhı tarafından da alındığını ifade etmiştir3 . Gemide, saat 18.00 civarında başlayıp sabah saatlerine kadar süren arama, Ankara’nın aramayı veto etmesi ile sonlandırılmış ve geminin yoluna devam etmesine izin verilmiştir.

Gemide yapılan aramanın gemi kaptanı ve mürettebatı ile işbirliği içerisinde yapıldığı ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun şekilde icra edildiği söylenmiştir. AB’den yapılan açıklamada da bayrak devletinin rızasının alınmasında “iyi niyetle” hareket edildiği ifade edilmiştir. Türkiye’nin açıkça arama yapılmasına rızasının olmadığını açıklamasından sonra Operasyon IRINI’nin eylemlerini sonlandırdığı açıklanmıştır. Ayrıca gemide herhangi bir silah ya da herhangi yasadışı bir malzemenin bulunmadığı da açıklanmıştır. Gemide gıda, boya ve insani yardım malzemelerinin olduğu deklere edilmiştir.

Almanya ve Fransa da dâhil olmak üzere IRINI Operasyonuna katılan AB üye devletleri, olaydan sonra ortak bir bildiri yayınlamış ve ülkede devam eden kırılgan barış sürecini tehlikeye atabilecek “tüm Libyalı veya uluslararası taraflara” yaptırım tehdidinde bulunmuşlardır. AB; IRINI operasyonunun, çatışmaya dâhil olan iki ülke “Türkiye ve Rusya’nın” ambargo ihlallerinin belgelenmesine yardımcı olduğunu ve AB’nin Eylül ayında ambargo ihlallerinden suçlu bulunan bir Türk armatöre mal varlıklarını dondurarak yaptırım uyguladığını da ifade etmiştir4 .

II. BM VE AB’NİN MÜDAHALE YETKİSİ VE OPERASYONUN ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN İNCELENMESİ

İlk olarak, gemiye müdahale eden Alman firkateynin müdahale gerekçesi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Libya’ya yönelik5 silah ambargosu uygulanmasına yönelik yaptırım uygulanmasını öngören BMGK 2292 (2016)6 ve 2526 (2020)7 sayılı kararları olduğu ifade edilmiştir. Söz konusu kararlara dayanılarak oluşturulan IRINI Operasyonun uluslararası hukuktaki dayanağının biraz daha detaylıca incelenmesi gerekir. Ocak 2020’de Berlin’de düzenlenen konferansa, Akdeniz Havzası ülkelerinin temsilcileri, uluslararası ve (Afrika Birliği ve AB gibi) bölgesel örgütler de katılmıştır. Sonuçta Libya’da barışçıl bir çözüm üzerinde anlaşılmış ve Libya’ya silah ambargosu kararı alınmıştır. 17 Şubat 2020’de AB Dışişleri Konseyi, yeni bir Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası (Common Security and Defence Policy - CSDP) Operasyonu oluşturarak, BMGK’nin ilgili kararlarını Akdeniz’de yerine getirmeyi amaçlamıştır ve 30 Mart 2020’de EUNAVFOR MED IRINI isimli operasyonu oluşturmuştur.

IRINI Operasyonun temel fonksiyonu BM’nin Libya’ya uyguladığı silah ambargosunu hava, uydu ve deniz araçlarıyla uygulamaktır. Görevi özellikle; 2292 (2016) sayılı BMGK kararı uyarınca, hava ve karayolları aracılığıyla işlenen ihlallerin izlenmesine ek olarak, Libya kıyılarının açık deniz alanlarında, Libya’ya veya Libya’dan silah ve benzeri malzeme taşıdığından şüphelenilen gemilerin teftişini yapmaktır.