Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Engelli Bireylerin Kamusal Hizmetlere Erişimi Konusunda Birleşmiş Milletlerin Çalışmaları

Legal Grounds for Termination of Ordinary Partnership in the Light of Current Supreme Court Decisions

Songül ATAK

1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler örgütü engelli bireylerin kamusal hizmetlere erişimi konusundaki ilk düzenlemesini 1982 yılında kabul etmiş olduğu Engelliler İçin Dünya Eylem Programı’nda yapmıştır. Bu alandaki en önemli düzenlemeyi ise 2006 yılında kabul ettiği Engelli Hakları Sözleşmesi’nde yapmıştır. Bu çalışmada, Birleşmiş Milletler örgütünün engelli bireylerin kamusal hizmetlere erişimi konusunda yapmış olduğu düzenlemeler ve Engelli Hakları Komitesi’nin bu alanda vermiş olduğu kararlar incelenmiştir.

Birleşmiş Milletler, Engelli Bireylerin Kamusal Hizmetlere Erişimi.

The United Nations which was established in 1945 adopted the first regulation in 1982 that is called World Programme of Action Concerning Disabled Persons on the public services accessibility for disabled persons. The most important regulation in this field has been made in the Convention on the Rights of Persons with Disabilities which was adopted in 2006. In this study, the regulations made by the United Nations organization on the accessibility of disabled persons to public services and the decisions taken by the Committee on the Rights of Persons with Disabilities in this field have been reviewed.

The United Nations, Accessibility to Public Services for Disabled Persons.

I. Genel Olarak

“Erişebilirlik kavramı net tanımı olmayan bir kavramdır. Engellilik alanında erişebilirlik kavramı; elde edilebilir, ulaşılabilir ve kazanılabilir bir çevreyi tanımlamaktadır”.1 “Ulaşılabilirlik/ erişebilirlik ilkesi, engelli bireylerin haklarından yararlanmalarına mani olan engellerin ortadan kaldırılmasını amaçlamaktadır”.2

“İnsan yapımı ve doğal fiziksel çevre başta olmak üzere, ekonomik, sosyal ve kültürel çevreye ulaşabilme, bu çevrelerde verilen hizmetlerden yararlanma ve katkıda bulunma olanaklarına sahip olmayı ifade eden erişebilirlik, her türlü hakkın kullanımında önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır”.3

“Erişebilirlik konusunun ele alınacağı alanlar arasında eğitim, sağlık, çalışma, konut, bilgi teknolojisi, sağlık merkezleri, oy kullanma merkezleri ve kamusal ulaşım gibi alanlar yer almaktadır. Ancak liste bunlarla sınırlı değildir. Bir kişinin erişebilmeyi isteyebileceği herhangi bir alan da bu listenin içinde yer alabilir”.4

Erişebilirlik konusunda engelli bireylerin en çok zorlukla karşılaştıkları alanlar kamusal yaşam alanlarıdır. “Kamusal yaşam çoğunlukla gücün, performansın, üretimin, engelsizlerin ve genç yetişkinlerin dünyasıdır. Kamusal yaşamda engellilerin yaşadıkları deneyimler çoğunlukla görünmezdir. Çünkü bunları ifade edebilmelerini sağlayacak yollar yoktur”.5

“Kamusal alanların ve kamusal hizmetlerin erişilebilir olması engelli bireylerin toplum içinde yaşamalarına olanak sağlar. Çok sayıda engelli birey, gerekli kamusal hizmetler sağlanmadığı için kendi toplumlarındaki yaşama büyük ölçüde dahil olamamaktadır”.6

Farklı toplumlarda engellilik genellikle özel bir sorun olarak değerlendirilmiş ve kamusal alanlar engelli bireylerin erişimine uygun hale getirilmemiştir. “Toplum engelliliği ne kadar çok özel bir sorun olarak görürse ve engelli bireylerin özel alana ait olduğunu düşünürse, kamusal alana çok sayıda insanın erişimini engelleyerek daha fazla engellilik durumunun ortaya çıkmasına neden olacaktır”.7

Engellilerin insan haklarının güvence altına alınabilmesi için erişebilirliğin gerçekleşmesi temel önemdedir. “Bunun için çevre, ulaşım sistemleri, bilgi, konut, eğitim, istihdam, gerekli ekipmanların temin edilmesi, teknik yardımlar, kişisel destek, savunma hakkı ve ekonomi gibi günlük yaşamın her alanında erişebilirliğin sağlanmasına ihtiyaç duyulmaktadır”.8

Erişebilirlik konusunda ihmal edilen alanlardan biri kamusal hizmetler alanıdır. Birleşmiş Milletler Örgütü de kamusal hizmetlere erişimin güvence altına alınması konusunda uzun yıllar bir düzenleme yapmamıştır. Bu alandaki ilk düzenlemeyi 1982 yılında kabul etmiş olduğu Engelliler İçin Dünya Eylem Programı’nda9 yapmıştır.

Birleşmiş Milletlerin bu konuda kabul ettiği ikinci önemli belge ise Engelli Bireyler İçin Fırsat Eşitliğine İlişkin Standart Kurallar’dır.10 1993 yılında kabul edilen bu belge engelli bireylerin kamusal hizmetlere erişebilmesi konusunda Engelliler İçin Dünya Eylem Programı’ndan daha ayrıntılı bir düzenleme içermektedir. Ancak her iki belge de bağlayıcı belgeler değildir.

Hem bağlayıcı olması hem etkili bir güvence mekanizması oluşturması nedeniyle, engelli bireylerin, kamusal hizmetlere erişebilmesi konusu da dahil olmak üzere, haklarını korumak açısından en etkili düzenleme 2006 yılında kabul edilen Engelli Hakları Sözleşmesinde11 yer almaktadır.12

II. Engellilerin Kamusal Hizmetlere Erişimi Konusunda Birleşmiş Miletler Tarafından Atılan İlk Adımlar

Engelli bireylerin kamusal hizmetlere erişimi konusunda Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından atılan ilk adım Engelliler İçin Dünya Eylem Programı’nın kabulüdür.

1982 yılında kabul edilen bu programda; genel olarak bir toplumda ulaşılabilir olan eğitim, istihdam, toplumsal ve siyasal gruplara katılım ve kamusal tesislere erişim gibi yaşamı sürdürebilmek için temel önemde olan unsurlara erişilememesi durumunda “eşitlik ve tam katılımın sağlanması” hedefinin ihlal edileceği belirtilmiştir.

Kamusal hizmetlere erişim konusunda Engelliler İçin Dünya Eylem Programı’nda şu hususlara yer verilmiştir: Engelli politikaları engellilerin tüm kamusal hizmetlere erişimini güvence altına almalıdır. Birleşmiş Milletler’e üye devletler, engelli bireylerin yeni yapılan tüm kamusal binalara ve tesislere, sosyal konutlara ve kamusal ulaşım araçlarına erişimini güvence altına alacak politikalar kabul etmelidir. Ayrıca, mevcut kamusal binalara ve tesislere, sosyal konutlara ve kamusal ulaşım araçlarına engelli bireylerin erişimini sağlamak amacıyla, mümkün olduğu ölçüde, gerekli onarımlarım yapılması teşvik edilmelidir.

Birleşmiş Milletler’in bu belgeden önce kabul ettiği bazı insan hakları sözleşmelerinde de kamusal hizmetlere erişim konusunda düzenleme yer almıştır.

Bu sözleşmelerden ilki, 1965 yılında kabul edilen Her türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına ilişkin Sözleşmedir.13 Sözleşmenin 5’inci maddesi genel olarak kamusal hizmetlerden yararlanılmasına ilişkin bir düzenleme içermektedir. Bu maddeye göre; taraf devletler, ırk ayrımcılığının her türünü yasaklamak ve ortadan kaldırmak; ırk, renk ya da ulusal veya etnik köken ayrımı yapmaksızın, özellikle bu maddede belirtilen haklardan kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak herkesin yararlanmasını güvence altına almak yükümlülüğü altındadırlar.

Sözleşmenin 5’inci maddesinde sayılan bu haklar arasında; mahkemeler ve her türlü adli makamlar önünde eşit muamele görme; özellikle seçme ve seçilme hakkı, hükümette görev alma ve kamu hizmetlerine eşit düzeyde girme hakkı olmak üzere siyasal hakları kullanabilme; kamu sağlığı, tıbbi tedavi, sosyal güvenlik ve sosyal hizmet haklarından yararlanma; eğitim; kültürel etkinliklere eşit katılım; ulaşım araçları, oteller, restoranlar, kafeler, tiyatrolar ve parklar gibi kamunun kullanımına açık tüm mekân ve hizmetlere erişebilme hakkı gibi haklar yer almaktadır.

Kamusal hizmetlere erişim konusunu ele alan ikinci sözleşme ise 1966 yılında kabul edilen Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’dir.14 Sözleşmenin 25’inci maddesinde, genel eşitlik ilkesi doğrultusunda her bireyin kendi ülkesindeki kamusal hizmetlere erişim hakkı olduğu belirtilmiştir.

Bu iki sözleşmede yer alan düzenlemeler bireylerin kamusal hizmetlere erişimi konusunda oldukça önemli düzenlemelerdir. Ancak her iki sözleşmede de engelli bireylerin kamusal hizmetlere erişiminde karşı karşıya kaldıkları engellere ve bu engellerle mücadele konusunda devletlere düşen yükümlülüklere değinilmemiştir.

Birleşmiş Milletler, engelli bireylerin kamusal hizmetlere erişebilmesi ve bu konuda devlete düşen yükümlülüklerin belirlenmesi açısından ilk ayrıntılı düzenlemeyi 1993 yılında kabul etmiş olduğu Engelli Bireyler İçin Fırsat Eşitliğine İlişkin Standart Kurallar’da yapmıştır. “Bu belgede büyük ölçüde vatandaşlık, erişebilirlik ve bariyerlerin kaldırılması üzerine yoğunlaşılmıştır”.15

III. Engelli Bireyler İçin Fırsat Eşitliğine İlişkin Standart Kurallar

Engelli Bireyler İçin Fırsat Eşitliğine İlişkin Standart Kurallar’da engelli bireyler için fırsat eşitliğinin gerçekleştirilebilmesi amacıyla devletlerin üstlenmesi gereken yükümlülükler ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Erişebilirlik konusu bu belgenin 5. Kuralında düzenlenmiştir.

Erişebilirlik başlığını taşıyan 5. Kuralda şu düzenlemeler yer almaktadır: Devletler, toplumsal yaşamın bütün alanlarında eşit fırsatların sağlanabilmesi için erişebilirliğin önemini tam olarak kabul etmelidir. Engelli bütün bireyler için fiziksel çevrenin erişebilir olması için eylem programları hazırlamalı, bilgiye ve iletişime erişimi sağlayabilmek için önlemler almalıdır.

Devletler, fiziksel çevreye katılımı engelleyen bariyerleri ortadan kaldıracak önlemler almalıdır. Bu önlemler; konutlar, binalar, kamusal ulaşım hizmetleri ve diğer ulaşım yolları, caddeler ve diğer dış ortamlar gibi toplumun değişik alanlarına erişimi güvence altına alacak yasal düzenlemeler yapmak ve bu alanda standartlar ile rehberler belirlemeyi içerir.

Devletler, fiziksel çevrenin dizaynında ve inşasında çalışacak olan mimarlara, mühendislere ve diğer profesyonellere engellilik politikaları hakkında ve erişebilirliğin sağlanabilmesi için alınması gereken önlemler konusunda yeterli bilgiyi sağlamalıdır. Erişebilirlik için gerekli olan her şey, planlama sürecinin başından itibaren, fiziksel çevrenin dizaynı ve inşası sürecine dahil edilmelidir.

Erişebilirliğe ilişkin standartlar ve kurallar geliştirilirken, engelli örgütlerine danışılmalıdır. Kamusal yapıların projeleri dizayn edilirken, bu örgütlerin planlamanın başlangıç aşamasından itibaren bölgesel düzeyde katılımları sağlanmalı ve böylece maksimum erişebilirlik sağlanmalıdır.

5. Kuralda bilgiye ve iletişime erişim konusunda da ayrıntılı düzenleme yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre, Devletler, farklı engelli gruplarının bilgi hizmetleri ve dokümanlara erişimlerini sağlayabilmek için stratejiler geliştirmelidir. Görme engelli bireylerin yazılı bilgilere ve dokümanlara erişimini sağlayabilmek için Braille Alfabesi, daktilo hizmetleri, büyük baskı ve diğer uygun teknolojileri kullanmalıdır. Benzer şekilde, işitme engelli olan ya da kavrama güçlüğü çeken bireylerin sözlü bilgilere erişimini sağlayacak uygun teknolojiler geliştirmelidir. Devletler, kamuya sunmuş oldukları yeni bilgisayar hizmetlerini ve servis sistemlerini engelli bireyler için ya başlangıçtan itibaren erişebilir yapmalı ya da erişebilir hale gelebilmesi için adapte etmelidir.

“Engelli Bireyler İçin Fırsat Eşitliğine İlişkin Standart Kurallar’ın en önemli özelliği hak temelli bir yaklaşımı kabul etmesi ve bariyerlerin kaldırılmasına yoğunlaşmış olmasıdır”.16

Standart Kurallar’ın Avrupa Birliği içinde engellilere ilişkin politikaların geliştirilmesi konusunda da etkili olduğu söylenebilir. Örneğin, 1996 yılında kabul edilen “Engelliler için Fırsat Eşitliği, Avrupa Topluluğunun Yeni Engellilik Stratejisi”17 başlıklı belgede, “Engelli Bireyler İçin Fırsat Eşitliğine İlişkin Standart Kurallar” da ortaya konulan yeni yaklaşımdan büyük ölçüde etkilenildiği görülmektedir.

“Engelliliğe ilişkin sosyal modeli kabul eden Standart Kurallar, Avrupa Birliğinin engellilik stratejilerinin daha fazla sosyal model merkezli olmasında itici bir güç olmuştur”.18

“Standart Kuralların en önemli özelliklerinden biri de engellilerin yaşamlarını etkileyen hizmetlerin belirlenmesi sürecine engelli örgütlerin de dahil edilmesini istemiş olmasıdır”.19 Engelli örgütlerinin bu tür çalışmalara dahil edilmesine ilişkin söz konusu düzenleme oldukça önemli bir gelişmedir.

Engelli Bireyler İçin Fırsat Eşitliğine İlişkin Standart Kurallar bu özelliklerinden dolayı engelli bireylerin kamusal hizmetlere katılımı konusunda Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanmış çok önemli bir belge olma özelliği taşımaktadır. Ancak bu belge bağlayıcı bir belge değildir. “Bağlayıcı olmadığı için engelli bireylerin yaşadığı sorunları Birleşmiş Milletler insan hakları mekanizmasına güçlü bir şekilde dahil etme konusunda etkili olamamıştır”.20 “Standart Kurallar’ın uygulanması üye devletlere tavsiye niteliği taşımaktaydı. Alınan hakların ekonomik güç, toplumsal yaşam standartları geri olan ülkelerde uygulanması mümkün olamıyordu”.21

“Engelli hakları alanında çalışan örgütler, Standart Kuralların bağlayıcı olmaması nedeniyle etkin bir şekilde uygulanamadığını belirterek engelli haklarını güçlü bir şekilde koruyabilecek bağlayıcı bir belgenin kabul edilmesi gerektiği üzerinde ısrarla durmuşlardır”.22

Engelli haklarının dünya genelinde etkili bir şekilde korunabilmesi için bağlayıcı bir belgeye duyulan ihtiyacın ve engelli örgütlerinin ortaya koymuş olduğu güçlü tepkinin etkisiyle Birleşmiş Milletler Örgütü bağlayıcı bir sözleşme metni hazırlamıştır. Bu metin “Engelli Hakları Sözleşmesi” adıyla 2006 yılında kabul edilerek 2008 yılında yürürlüğe girmiştir.