Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Nefaset Bedeli mi? Nesafet (Nasfet) Bedeli mi?

Is it Exquisiteness Price or Equity (Fairness) Price?

Ayça Büşra BALCIOĞLU

Nasfet, nasafet veya nesafet bedeli veya kesintisi kavramı, eski Borçlar Kanunu madde 360’da, yeni Türk Borçlar Kanunu madde 475’te eser (istisna) sözleşmesinde yüklenicinin üstlendiği edimi ayıplı ifa etmesi halinde iş sahibinin sahip olduğu seçimlik haklardan olan ayıp oranında bedelde yapılan indirim için kullanılan bir terimdir. Fakat bu kavram, ülkemizde kimi kurum ve kuruluşlar tarafından hazırlanan belgelerde, metinlerde, yayınlarda, çeşitli hukuki metinlerde, bilimsel çalışmalarda yanlış ve ilgisiz bir şekilde nefaset kesintisi ya da bedeli olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma ile söz konusu yanlış, örnekleri ile gösterilmiş, doğru kullanım şekli de tarafımızca ortaya konulmuştur.

Nesafet Bedeli, Nefaset Bedeli, Nefaset Kesintisi, Eser Sözleşmesi, Yüklenici, İş Sahibi, Ayıp.

Equity or fairness price or deduction concept is a term used for the price cutting in proportion to the defect and an optional right of client in case the contractor defectively fulfills the contracted performance in a contract of work (construction) in the article 360 in former Code of Obligations and in article 475 of the new Turkish Code of Obligations. Nevertheless, in our country this term is wrongly and unrelatedly used as deduction of exquisiteness (delicacy) or price of exquisiteness in documents, texts, and publications by some institutions and organizations, in various legal texts and scientific studies. The error in question is demonstrated with its examples and the correct usage is introduced with this study.

Equity Price, Price of Exquisiteness, Deduction of Exquisiteness, Contract of Work, Contractor, Client, Defect.

I. Giriş

Başlıkta tartışmaya açtığımız kavramın kaynağı, 818 sayılı Borçlar Kanununun (BK)1 360’ıncı ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK)2 475’inci maddeleridir. 6098 sayılı TBK ile yürürlükten kaldırılmış 818 sayılı BK’nın istisna akdinde müteahhidin borçlarının düzenlendiği ‘Bölüm I’in kusur halinde iş sahibinin hakkı başlıklı 360’ıncı maddesinde şu hükme yer verilmiştir:

Madde 360- Yapılan şey işsahibinin kullanamıyacağı ve nısfet kaidesine göre kabule icbar edilemiyeceği derecede kusurlu veya mukavele şartlarına muhalif olursa, işsahibi, o şeyi kabulden imtina edebilir; bu hususta mütaahhidin taksiri bulunursa zarar ve ziyan da isteyebilir.

İşin kusurlu olması veya mukaveleye muhalif bulunması yukarıki derecede ehemmiyeti haiz değil ise işsahibi, işin kıymetinin noksanı nispetinde fiatı tenzil ve eğer o işin ıslahı büyük bir masrafı mucip değil ise mütaahhidi tamire mecbur edebilir. Bu hususta mütaahhidin taksiri varsa işsahibi zarar ve ziyan da istiyebilir.

Yapılan şey işsahibinin arsası üzerine yapılmış olup da mahiyeti itibariyle refi ve kal’ıfazla bir zararı mucip ise işsahibi, ancak ikinci fıkra mucibince muamele yapar.

6098 sayılı TBK’nın eser sözleşmesinde yüklenicinin borçlarının düzenlendiği kısımda ayıp sebebiyle sorumluluk altında işsahibinin seçimlik hakları başlıklı 475’inci maddesi, şu şekildedir: