Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sigorta Tazminatı Alacağının Konkordato Geçici Mühlet Kararı Öncesi Temliki

Assignment of Insurance Compensation Prior to Temporary Term of Concordat and the Time When the Insurer’s Debt of Compensation Emerges

Birgül SOPACI ÖZTUNA

İİK m.294/6 hükmüne göre, konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür. Uygulamada, konkordato talep eden borçlunun gerçekleşen riziko neticesinde mevcut sigorta poliçesinden sigortacıya karşı muhtemel sigorta tazminatı alacağını geçici mühlet öncesi temlik etmesi durumunda, temlikin geçerli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık çıktığı görülmektedir. Uyuşmazlığın çözümü için, sigorta tazminatı alacağının ne zaman doğduğunun tespiti gerekmektedir. Çünkü İİK m.294/6’da kanunkoyucu, temlikin geçerli olup olmadığının belirlenmesi bakımından alacağın muaccel olduğu anı değil; alacağın doğum anını esas almıştır. Bu itibarla geçici mühletten önce doğmuş bir alacak, mühletten sonra muaccel olsa bile temlik geçerli olacak ve temlike konu alacak konkordato şartlarına tabi olmayacaktır. Bu yüzden uygulamada muhtemel sigorta tazminatı alacağını temlik eden borçlu hakkında konkordato geçici mühlet kararı verilmesi durumunda, temlikin akıbetinin ne olacağı sorununu değerlendirip, çözüm ortaya koymak üzere bu çalışma kaleme alınmıştır.

Sigorta Tazminatı, Sigorta Sözleşmesi, Muacceliyet, Konkordato, Geçici ve Kesin Mühlet.

According to the Article 294/6 of the Turkish Code of Bankruptcy and Enforcement, if an assignment contract concluded in regard to a prospective debt prior to concordat term and the debt was born after the term of concordat, this assignment shall be null and void. In practice, in the case that the debtor, who demands the concordat, has assigned the possible insurance compensation claims stemming from the current insurance policy as a result of the actual risk, it is seen that there is a dispute as to whether the assignment is valid or not. So as to resolve the dispute, it is necessary to determine when the insurance compensation claim emerges. This is because in the article 294/6 of the Code on Bankruptcy and Enforcement the legislator bases on the time the debt was born not the time debt became due for determination the validity of the debt. In this respect, a debt born prior to the temporary term, although it is due afterwards, the assignment will be valid and the debt of assignment will not be subject to the concordat terms. Therefore, this study has written in order to evaluate the problem of what will be the outcome of the assignment in the event that a temporary term decision is made about the debtor who assigns the possible insurance compensation in practice, and to present a solution.

Insurance Compensation, Insurance Contract, Maturity, Concordat, Temporary and Definitive Term.

I. Sorunun Ortaya Konulması

Uygulamada mahkemeden konkordato talep eden borçlunun, gerçekleşen riziko neticesinde mevcut sigorta poliçesinden sigortacıya karşı muhtemel sigorta tazminatı alacağını konkordato talebi öncesi temlik etmesi durumunda, temlikin geçerli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık çıktığı görülmektedir. Uyuşmazlığın çözümü için, sigorta tazminatı alacağının ne zaman doğduğunun tespiti gerekir. Çünkü İİK’nın 294’üncü maddesinin altıncı fıkrasında açıkça görüleceği üzere, kanunkoyucu, temlikin geçerli olup olmadığının belirlenmesi bakımından alacağın muaccel olduğu anı değil; alacağın doğum anını esas almıştır.1 Bu itibarla konkordato geçici mühlet kararından önce doğmuş bir alacak, mühletten sonra muaccel olsa bile temlik geçerli olacak ve temlike konu alacak konkordato şartlarına tabi tutulmayacaktır. Buna karşılık temlik edilen alacak geçici mühletten sonra doğmuşsa, temlik İİK m.294/6 gereği geçersiz sayılarak, konkordato şartlarına tabi olacaktır. Bu nedenle temlik konusu sigorta tazminatı alacağının doğduğu anın belirlenmesi, konkordato şartlarına tabi tutulup tutulmaması bakımından önem kazanmaktadır.

Literatürde sigorta tazminatı ödeme borcunun muacceliyeti üzerinde durulmuşsa da, ne zaman doğduğu konusu pek fazla irdelenmemiştir. Bu yüzden uygulamada muhtemel sigorta tazminatı alacağını üçüncü kişiye temlik eden borçlu hakkında konkordato geçici mühlet kararı verilmesi durumunda, temlikin akıbetinin ne olacağı sorununu değerlendirip, çözüm ortaya koymak üzere bu çalışma kaleme alınmıştır. Çalışmamızda öncelikle konkordato mühletine ilişkin düzenlemeye kısaca değinilerek, sigortacının tazminat ödeme borcuna ilişkin düzenleme ve mehazı Alman Sigorta sözleşmeleri Kanununun (VVG)2 ilgili hükmü incelenmiştir. Ardından doktrin ile Yargıtay’ın ve bölge adliye mahkemelerinin konuya yaklaşımı tespit edilmeye çalışılarak, değerlendirmemiz ve çözüm önerisi sunulacaktır.

II. Konun Sınırlandırılması

Bilindiği üzere Sigorta Hukuku’nda sigorta sözleşmeleri farklı kriterlere göre tasnif edilebilmektedir.3 Sigortaya ilişkin hükümlerin yer aldığı Türk Ticaret Kanununun4 (TTK) Altıncı Kitabı’nda Zarar Sigortaları ve Can Sigortaları (Meblağ Sigortaları) ayırımını dikkate alan bir sistem mevcuttur. Bu çalışmada, konkordato talep eden borçlu tarafından geçici mühlet öncesinde sigorta tazminatı alacağını temlik etmesinin geçerli olup olmadığının tespiti bakımından, sigorta sözleşmesinden doğan tazminat ödeme borcunun doğum anı ve muacceliyet anının tespiti, can sigortaları ayrık tutularak, zarar sigortaları esas alınmak suretiyle incelenecektir. Ayrıca sigortacının diğer ödeme yükümlülüklerini oluşturan giderleri ödeme borcu (TTK m.1426), avans ödeme yükümlülüğü (TTK m.1427/3), faiz ödeme yükümlülüğü (TTK m.1427/4) konularının detaylı incelemesi, çalışmamızın kapsamı dışında kalmaktadır. Konkordatoda geçici mühlet ve sonuçları bakımından ise, sadece bu çalışmanın konusuyla ilişkili hükümlerine kısaca değinilmekle yetinilmiştir.

III. Genel Hatlarıyla Konkordato Geçici Mühlet Kararının Müstakbel Alacakların Temlikine Etkisi

2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun (İİK)5Konkordato ile Sermaye Şirketleri6 ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması” başlıklı Onikinci Babı’nın konkordato ile ilgili hükümleri, 2018 yılında 7101 sayılı “İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”la7 yeniden düzenlenmiştir.

Borçlunun İİK m.285’e göre konkordato talep etmesi üzerine mahkeme, İİK m.286’da talebe eklenmesi gereken belgelerin eksiksiz şekilde mevcut olduğunu tespit ettiği anda derhal “geçici mühlet”8 kararı verir. Geçici mühlet süresi 3 ay olmakla birlikte, talep üzerine en fazla 2 ay daha uzatılabilir.9 İİK’nın 288’inci maddesinin birinci fıkrasında geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı yazılıdır.10 Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları ise, İİK’nın 294’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Bu çalışmanın konusuyla ilişkili olan İİK m.294/6 hükmüne göre, “Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.” Maddedeki “mühlet” tabirinin, İİK m.288/1’in geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı hükmü dikkate alındığında, geçici mühleti11 de kapsadığı anlaşılmaktadır.12

İİK m.294/6 uyarınca, konkordato talebi üzerine hakkında geçici mühlet veya kesin mühlet13 kararı verilen bir borçlunun müstakbel bir alacağa ilişkin yaptığı temlikin geçerli olabilmesi için, temlike konu alacağın mühlet süresinden önce doğmuş olması gerekir.14 Alacak mühlet kararından sonra doğmuşsa, temlik geçersiz sayılacaktır. Hükümden kanunkoyucunun alacağın muacceliyetinin değil; doğduğu anı esas aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mühletten önce doğmuş bir alacak mühlet sonrası muaccel olsa bile temliki geçerli sayılacak ve konkordatonun kapsamı dışında kalacaktır.15

7101 Sayılı Kanunla getirilen bu yeni düzenlemeye göre, alacağın temlikinin geçersiz olabilmesi için iki şartın bir arada bulunması gerekmektedir. Birincisi, temlike konu edilen alacak müstakbel bir alacak olmalıdır. İkincisi, temlik edilen alacak mühlet içinde doğmuş olmalıdır.16 Müstakbel alacak, doğmamış fakat ileride doğması muhtemel bulunan alacaklardır. Bu alacaklar, temlik anında hukuki bir temele dayanan alacaklar veya dayanmayan alacaklar olarak Borçlar Hukuku’nda ayrıma tabi tutulabilmektedir.17 Ancak İİK m.294/6 hükmünde, temlik anında hukuki temele dayanan - dayanmayan alacak ayırımı yapılmamıştır. Sigorta tazminatı alacağı yönünden bakıldığında, riziko gerçekleştiğinde hasarın sigorta teminatı kapsamında bulunup bulunmadığı, sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünün olup olmadığı henüz belli olmadığından, sigorta ettirenin ihbarı üzerine araştırma yapıldığı süreçte, sigorta tazminatı alacağı müstakbel bir alacak niteliğindedir. Bu müstakbel alacak, taraflar arasında akdedilmiş sigorta sözleşmesine dayanır.

İİK m.294/6 açısından önemli olan, mühletin verilmesinden önce temlik anında müstakbel alacağın doğup doğmadığıdır. Temlikin geçersizliğini belirleyecek temel kriter, alacağın, yani borcun doğum anıdır. Bir borç ilişkisinde, borcun doğum anı ve alacağın muacceliyeti kavramları birbirinden farklı kavramlardır.18 Bir borç, borç ilişkisiyle aynı anda doğabilir, hatta aynı anda muaccel de olabilir. Muacceliyet, borcun alacaklı tarafından yasal olarak istenebilir hale gelmesini ifade eder. TBK m.90 hükmüne göre, “İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça, her borç, doğumu anında muaccel olur.19 Temlike konu müstakbel alacak, mühlet süresi içinde doğmuşsa, temlik İİK m.294/6 uyarınca geçersiz olacaktır. Buna karşılık temlik anında doğmuş, fakat muaccel olmamış bir alacak, mühlet içinde muaccel olsa da temlik geçersiz olmaz.20

Konkordato mühletinin temliklere etkisi konusundaki açıklamalarında Altay/Eskiocak, İİK m.294/6 hükmü uyarınca temlik edilen alacak mühletten sonra doğmuşsa alacağın temlikinin hüküm ifade etmeyeceği, bu hükmün kuşkusuz alacağı devralan kişiler yönünden ciddi bir risk teşkil ettiğini belirtmektedir.21 İİK m.294/6’nın temelinde kesin mühletin borçlunun tasarruf yetkisini sınırlandırması22 yatmaktadır. Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçlarından en önemlilerinden biri de takip yasağı kuralının devreye girmesidir.23 Takip yasağının kapsamına kural olarak konkordato mühletinden önce doğan borçlar girmektedir. Ancak 7101 sayılı Kanunun 37’nci maddesiyle değişik İİK m.308/c-I hükmü “konkordato komiserinin onayı olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.” hükmünü getirdiğinden borçlunun mühlet kararından sonra komiserin onayını almaksızın akdettiği borçlar bakımından da konkordatonun zorunlu olduğunun kabul edilmiş bulunması nedeniyle komiserin onayı olmadan mühletten sonraki hukuki ilişkilerden doğan borçlar için de mühlet içinde takip yapılması artık mümkün değildir.24

Konkordato mühleti genel olarak dava açılmasına engel teşkil etmez. Mühlet içinde takip yapılmasının prensip itibarıyla yasaklanmış olması ve yapılan takiplerin mutlak butlanla batıl sayılması, hatta mühlet içinde zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin işlememesi alacaklının dava açma hakkını kullanmasını önlemez. Dava açmak isteyen kimse hangi hukuki sebebe dayanıyorsa, borçlu aleyhine her tür davayı açma imkânına sahiptir. Ancak iflas davaları, bundan müstesnadır. Konkordato mühleti ile sınırlı olarak zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin de işlememesi gerekir.25

İşte bu çalışmanın konusunu teşkil eden, konkordato sürecinde geçici mühlet kararı verilmeden önce gerçekleşen bir riziko sebebiyle mevcut sigorta poliçesine istinaden, sigortacıya karşı müstakbel sigorta tazminatı alacağını bir üçüncü kişiye temlikinin geçerli sayılıp sayılmayacağı ve konkordato şartlarına tabi olup olmayacağı bakımından, sigorta tazminatı alacağının ne zaman doğduğunun, ne zaman muaccel olduğunun tespiti önem arz etmektedir.