Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Otel İşletmecisinin Hapis Hakkı

Hotelkeeper’s Lien

Ayşegül DÖRTTEPE OKUTAN

Otel işletmecileri, Türk Borçlar Kanunu’nun 580. maddesi uyarınca müşterilerinden olan alacaklarının güvence altına alınması için müşterilerinin otel işletmesine getirmiş oldukları taşınır eşyaları üzerinde hapis hakkını kullanabilir. Otel işletmecilerinin hapis hakkını kullanmasında ayrıca kiraya verenin hapis hakkına ilişkin hükümler uygun düştüğü ölçüde uygulanır. Bunun yanı sıra, 23.03.1983 tarihli Turizm İşletmelerinin Bakanlıkla, Birbirleriyle ve Müşterileriyle İlişkileri Hakkında Yönetmelik’te, otel işletmecilerinin, faturasını ödemeyen müşterilerine karşı hapis hakkını kullanabileceği düzenlenmiştir. Fakat otel işletmecisinin, bu özel düzenlemenin lafzı doğrultusunda hapis hakkını kullanması halinde, Türk Borçlar Kanunu ve İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan kurallara aykırı sonuçlar doğabilir. Bu nedenle, çalışmamızda hem Yönetmelik hem de Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan özel düzenlemelerin amacı doğrultusunda, kiraya verenin hapis hakkına ilişkin ayrıntılı hükümler uygun düştüğü ölçüde uygulanarak otel işletmecisinin hapis hakkının konusunu, kapsamını ve bu hakkın nasıl kullanılacağının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Hapis Hakkı, Alıkoyma Hakkı, Rehnin Paraya Çevrilmesi, Turizm Hukuku.

In order to secure their receivables, pursuant to the article 580 of Turkish Code of Obligations hotelkeepers have right to exercise their right of lien on the movable goods of their customers which they brought to the hotel. Moreover, the provisions regarding the exercise of landlord’s lien right are applied in hotelkeeper’s right of lien, to the extent appropriate. In addition, in the Regulation on Relations of Tourism Enterprises with the Ministry, Each other and their Customers, dated 23.03.1983, it is regulated that hotelkeepers can exercise their right of lien against their customers who do not pay their bills. However, based on the letter of this special regulation, the exercise of lien by the hotelkeeper may result in outcomes contrary to the rules set out in the Turkish Code of Obligations and the Enforcement and Bankruptcy Code. For this reason, our study aims to determine the subject, scope, and exercise of hotelkeeper’s lien by applying the provisions regarding the lessor’s lien in detail to the extent appropriate, based on the ratio legis of the special provisions in both the Regulation and Turkish Code of Obligations.

Lien, Right of Retention, Foreclosure of Pledged Property, Tourism Law.

Giriş

Türk Borçlar Kanununun (TBK) 580’inci maddesi kapsamında konaklama yeri işletenler, müşterilerinden olan alacaklarını güvence altına almak üzere hapis hakkına sahiptir. TBK’nın 580’inci maddesi, konaklama yeri işletenlere tanınan hapis hakkının uygulanması ve hükümleri hakkında ayrıntılı bir düzenleme içermemekte; ancak maddenin ikinci fıkrasında, kiraya verenin hapis hakkına ilişkin hükümlerin (TBK m.336 - m.338) kıyas yoluyla uygulanacağı ifade edilmektedir. Kiraya verenin hapis hakkına ilişkin hükümlerin ise işin mahiyeti dolayısıyla bütünüyle uygulanması mümkün değildir. Bu noktada, kiraya verenin hapis hakkına ilişkin hükümlerden, otel işletmecileri açısından uygun olan hükümlerin tespiti gerekmektedir.

Bunun haricinde, 23.03.1983 tarihli Turizm İşletmelerinin Bakanlıkla, Birbirleriyle ve Müşterileriyle İlişkileri Hakkında Yönetmeliğin (Yönetmelik)1 dördüncü bölümünde, otel-müşteri ilişkileri ele alınmıştır. Bu kapsamda, otel müşterilerinin fatura borcunu ödememesi halinde, otel işletmecilerinin2 hapis hakkına sahip olduğu ifade edilmiştir (m.63). Ancak bu hüküm bazı yönlerden eleştiriye muhtaçtır. Yönetmeliğin 63’üncü maddesinin lafzından, otel işletmecisinin, hapis hakkı dolayısıyla verilen yetkiler kapsamında, ihkak-ı hak yasağına aykırı olarak, borçlu müşterinin mallarını alıkoyabileceği ve satabileceği anlaşılmaktadır. Ayrıca, hapis hakkının kullanılmasının içeriği ve kapsamı yönünde de bir açıklık bulunmamaktadır.

Bu açıklamalar karşısında çalışmamızda, Yönetmeliğin 63’üncü maddesinde yer alan aksaklıkların tespit edilmesi, otel işletmecilerinin sahip olduğu hapis hakkının genel olarak açıklanması ve bu hak kapsamında verilen yetkilerin hukuka uygun olarak nasıl kullanılması gerektiğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda öncelikle, hapis hakkına ilişkin genel bilgiler verilmiş, ardından otel işletmecilerinin hapis hakkının tabi olduğu yasal düzenleme, kullanılmasının şartları, içerik ve kapsamı ile hakkın nasıl kullanılacağı incelenmiştir.

I. Genel Olarak Hapis Hakkı

Hapis hakkı, Türk Medeni Kanununun (TMK) 950 ilâ 953’üncü maddeleri (İsviçre Medeni Kanunu m.895 - m.898) arasında ve ayrıca diğer bazı kanunlarda düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunundaki düzenleme genel hapis hakkı; bunun dışındakiler ise özel hapis hakkı olarak anılmaktadır. Özel hapis haklarının bir kısmı, genel hapis hakkının uygulaması niteliğindedir. Bazı özel nitelikteki hapis hakları ise, genel hapis hakkından farklı esaslara tabidir.3 Özel hapis hakkı örnekleri arasında, Türk Ticaret Kanununda (TTK) acentenin hapis hakkı (TTK m.119), taşıyıcının hapis hakkı (TTK m.891, m.892) ve ayrıca Türk Borçlar Kanununda komisyoncunun hapis hakkı (TBK m.541), ardiyecinin hapis hakkı (TBK m.574/3), kiralayanın hapis hakkı (TBK m.336 - m.338), konaklama yeri, garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlerin hapis hakkı (TBK m.580) yer almaktadır.4 Bu çalışmada, hapis hakkının tanımı ve genel özellikleri belirtilirken öncelikle Türk Medeni Kanunundaki genel hapis hakkına ilişkin hükümler dikkate alınmıştır.

Genel hapis hakkı, alacaklı ile borçlu arasındaki hukuki ilişki kapsamında borç ile bağlantılı bir taşınır eşya ya da kıymetli evrakın, borçlunun rızası ile alacaklının zilyetliğinde olduğu ve borcun muaccel olduğu halde ödenmediği durumlarda, alacaklı tarafa, borçluya geri vermesi gereken bu eşya ya da kıymetli evrakı alıkoyma, borç ödenmediği takdirde alıkoyduğu eşyaları paraya çevirme yetkisi veren bir haktır (TMK m.950 ve m.953). Genel hapis hakkında, alacaklının bu hakkını kullanabilmesinin üç olumlu ve iki olumsuz şartı mevcuttur. Alacaklı tarafın, hapis hakkına konu olacak şeye borçlunun rızasıyla zilyet olması, alacaklının zilyetliğindeki bu mal ya da kıymetli evrak ile alacağın arasında irtibat olması ile geçerli bir alacağın olması ve bu alacağın muaccel olması şartları hapis hakkının olumlu şartları arasında; alacaklı tarafın yüklenmiş olduğu borçla ya da borçlunun daha önceden ya da teslim sırasında verdiği talimatla hapis hakkının bağdaşmaması ve ayrıca kamu düzenine aykırılık, hapis hakkının olumsuz şartları arasında yer alır.5

Hapis hakkının hukuki niteliği konusunda doktrinde farklı görüşler mevcuttur.6 Hapis hakkı, alacaklının alacağına güvence sağlamaktadır ve bu itibarla teslime bağlı rehine benzemektedir. Dolayısıyla hapis hakkı, kanuni rehin hakkı kapsamında bir ayni hak olarak nitelendirilmektedir.7 Bunun haricinde, hapis hakkının kullanıldığı anı ikiye ayırıp her bir evre açısından hukuki niteliğinin ayrı belirlenmesi gerektiği de doktrinde8 kabul edilmiştir. Bu görüş kapsamında, hapis hakkına konu edilen taşınır malın paraya çevrilmesi söz konusuysa, bu devrede hapis hakkı, ayni hak mahiyetindedir. Zira, bir şeyin nakde çevrilmesi, ancak ayni hak sahiplerine tanınır. Ayrıca, eşyanın paraya çevrilmesi, rehinlerde söz konusu olur. Bu nedenle, hapis hakkı bu anda taşınır rehni ile ayni nitelikte kabul edilmiştir. Buna karşın, hapis hakkının doğduğu andan eşyanın paraya çevrilmesine kadar geçen evrede ise hapis hakkının ayni hak niteliğinde olup olmadığının tartışmalı olduğu ileri sürülmüştür.9 Hapis hakkının ayni hak olduğu görüşünün yanında, sınırlı ayni hak niteliğinde olup olmadığı da doktrinde10 tartışılmıştır. Bunun haricinde, hapis hakkının def’i niteliğinde olduğu da savunulmuştur.11

Hapis hakkı, borçlunun iradesinden tamamen bağımsız olarak, kanunda öngörülen şartların gerçekleşmesiyle doğar; bir başka anlatımla, esas olarak kanundan ileri gelir.12 Dolayısıyla, hapis hakkının doğması için tarafların ayrıca bir anlaşma yapmasına gerek yoktur. Hapis hakkının bir diğer özelliği de fer’i nitelikte olmasıdır.13 Hapis hakkı, bağlı olduğu asıl borcu teminat altına almayı amaçladığından, asıl borcun geçersizliği veya sona ermesi halleri doğrudan bu fer’i nitelikteki hakkı da etkiler.14

Alıkoymak, Türk Dil Kurumu tarafından, bir süre için bir yerde tutmak veya ayırıp saklamak olarak tanımlanmıştır.15 Bu tanımlama ile de uyumlu olarak alıkoyma hakkı, sahibinin iade ile yükümlü olduğu eşyayı, bu eşyayla bağlantılı olan alacağı ifa edilinceye kadar iade etmekten kaçınması imkânını verir. Bu şekilde alıkoyma hakkı bir teminat aracı olurken, bu hakkın kullanılmasıyla karşı tarafın borcunu yerine getirmesi için baskı yapılmış olur.16

Alıkoyma hakkı ile hapis hakkı birbirinden farklıdır. Yasakoyucu bazı hallerde alacaklıya, yalnızca alıkoyma hakkı tanımıştır. Alıkoyma hakkı, hapis hakkından farklı olarak, sahibine, alıkonan eşyanın paraya çevrilmesi yetkisi vermemektedir.17 Ayrıca alıkoyma hakkı, zilyetliğin borçlunun rızasına dayanmaksızın devredildiği hallerde ve taşınmaz eşyada da uygulanabilir.18 Hapis hakkı ve alıkoyma hakkına ilişkin bu farklılıklar nedeniyle, alıkoyma hakkı, doktrindeki bazı yazarlarca19 atipik veya eksik hapis hakkı olarak nitelendirilmiştir. TMK’nın 994. maddesi uyarınca iyiniyetli zilyedin mala yapmış olduğu masraflara ilişkin olarak mal üzerindeki hakkının20 ve benzer şekilde Avukatlık Kanunu m.39/II ve m.166/I uyarınca avukatın sahip olduğu hakkın21 bir alıkoyma hakkı olduğu kabul edilmektedir.