Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Devletin Egemenlik Yetkisi Gölgesinde Uluslararası Yargı Kararlarının İcra Edilmesine İlişkin Meseleler: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Örneği”

Issues Relating to Implementation of the Judgments of the International Jurisdictions in the Shadow of the State Sovereignty: “Example of Judgements of the European Court of Human Rights”

Tuğçe Duygu KÖKSAL

Devletler tarafından uygulanmasında tereddüt edilen ya da direnç gösterilen uluslararası yargı kararları, önleyici tedbir ve/veya esasa ilişkin kararlar olarak çeşitlilik göstermektedir. Hukukun üstünlüğü ilkesi ve yargı kararlarının bağlayıcılığı meselesi birbiriyle bağlantılı bir konudur ve yalnızca iç hukuktaki kararların değil, uluslararası hukukun da devlet makamları tarafından dikkate alınması bakımından geçerlidir. Hukukun üstünlüğünün esas alındığı bir hukuk devletinde, devlet makamlarının hukuk çerçevesinde hareket etmesi gerekliliği noktasında, yargı kararlarının uygulanması konusunda gösterilen tereddüt ya da direncin hukukun üstünlüğü ilkesi ile bağdaşmayacağı açıktır. Bu çalışmada, ilk olarak, uluslararası yargı kararlarının uygulanması bağlamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bağlayıcı nitelikteki kararlarının kapsamı ele alınacak, akabinde bağlayıcı nitelikteki kararların uygulanmasında devletlerin egemenlik yetkisi çerçevesinde isteksizlik ya da siyasi irade eksikliği ele alınarak somut olaylar üzerinden değerlendirme yapılacaktır. Bu çerçevede, bireysel nitelikteki tedbirlerin yanı sıra, özellikle de yasal düzenleme yapılmasına ilişkin gecikme ya da direnç bağlamında, bu kararların icra edilmemesinin genel hukuk sistemi üzerindeki etkileri ve sistematik bir kilitlenmeye yol açması riskine değinilecektir. Öte yandan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması konusu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önündeki kesinleşmiş kararların icrası prosedürünün hukuki ve siyasi açılardan etkili bir mekanizma teşkil edip etmediğinin sorgulanmasına da neden olmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf ve Avrupa Konseyi’nin üyesi olan bir devletin temel hak ve özgürlükler sisteminde var olmaya devam etmesinin sağlanmasının bireylerin korunması açısından önemine vurgu yapılarak çalışma tamamlanacaktır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Bağlayıcılık, Hukuk Devleti, İhlal Prosedürü, Tedbir Kararı, Denetim.

The judgments issued by international courts, whose implementation depends on the resistance or intention of the states, vary from different types of decisions such as interim measures and/or judgments. The rule of law principle and the issue of the binding nature of judicial decisions are interrelated and apply not only to domestic judgments but also to the implementation of international law. It is clear that in a state which is governed by the rule of law, any hesitation or resistance in the implementation of judicial decisions is incompatible with the obligation to respect the rule of law, at the point of necessity for state authorities to act within the framework of the law. In this study, firstly, the scope of the binding decisions of the European Court of Human Rights will be discussed in the context of the implementation of international judicial judgments, and then the reluctance or lack of political will within the framework of the sovereignty of states in the implementation of binding decisions will be evaluated through concrete cases. In this context, in addition to individual measures, especially in the context of delayed implementation or resistance to implement a legislative change, the effects of non-execution of these decisions on the general legal system and the risk of causing a systematic deadlock will be addressed. On the other hand, the issue of non-implementation of the judgments of the European Court of Human Rights also leads to questioning whether the legal and political implementation system of the Committee of Ministers of the Council of Europe is an effective mechanism. The study will be concluded by emphasizing the importance of ensuring that a state that is a party to the European Convention on Human Rights and a member of the Council of Europe remains in the system of fundamental rights and freedoms in terms of protecting individuals.

European Court of Human Rights, Binding, Rule of Law, Infringement Proceedings, Interim Measure, Supervision.

GİRİŞ

Devletlerin yargı yetkisini kabul ettiği uluslararası yargı mekanizmaları tarafından verilen kararların bağlayıcılığı konusundaki soyut tartışma, özellikle hukuk devleti ve temel hak ve özgürlüklerin korunması açısından gerileme çizgisinde olan devletlerde yaygın bir mesele halini almıştır. Sınırlı sayıda olmamakla birlikte, Azerbaycan, Türkiye ve Rusya’nın da arasında bulunduğu pek çok devlet, uluslararası kamuoyunda bu açıdan eleştirilerin odağına yerleşmiş ve uluslararası kuruluşların tavsiye kararlarının ve çeşitli raporların da muhatabı olmuştur. Egemenlik ilkesinin, devletler tarafından sıklıkla karşı argüman olarak dile getirildiği gözlemlenmektedir. Bununla birlikte, bir hukuk devletinde egemenlik yetkisinin bağlayıcı bir mahkeme kararının uygulanmamasına gerekçe yapılabilmesi, bu konunun insan hakları bağlamında özel olarak ele alınmasını ve tartışılmasını gerekli kılacak ciddiyette bir durumdur.

Devletler tarafından uygulanmasında tereddüt edilen ya da direnç gösterilen uluslararası yargı kararları, önleyici tedbir ve/veya esasa ilişkin kararlar olarak çeşitlilik göstermektedir. Hukukun üstünlüğü ilkesi ile yargı kararlarının bağlayıcılığı meselesi birbiriyle bağlantılı bir konu olup, bu konuda gösterilen tereddüt ya da direncin hukukun üstünlüğü ilkesi ile bağdaşmayacağı açıktır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarının icrasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi istatistiklerine baktığımızda durumun tatmin edici bir çerçeve çizmediği görülmektedir. Özellikle de bir devlet ile ilgili uzun süredir devam eden sistemik ve yapısal soruna ilişkin verilen ihlal kararları söz konusu olduğunda, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde geliştirilmiş izleme prosedürü kapsamına alınan dava gruplarındaki kararların icrasında bir yavaşlık dikkat çekmektedir.1 Nitekim, etkin soruşturma, tutukluluk, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile ilgili konularda çözüm mekanizması geliştirme kabiliyetinin, egemen devletin çözüm ve iyileştirme konusunda siyasi iradesinin bulunmadığı durumlarda zayıf olduğu gözlemlenmektedir.