Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda Geçici Nedenlerin ve Alkol veya Uyuşturucu Madde Alımının
kusur Yeteneğine Etkisi

THE EFFECT OF TEMPORARY CAUSES AND THE USE OF ALCOHOL AND DRUG TO THE ABILITY TO CULPA IN TURKISH PENAL CODE NO. 5237

Erdi ÖZMEN

Özet: 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanunumuz, 765 sayılı ceza kanunundan farksız olarak "Ceza Sorumluluğunu Kaldıran ve Azaltan Nedenler" genel başlığı altında 31, 32, 33, ve 34. maddelerinde kusur yeteneğini etkileyen hallere yer vermiştir. Buna karşın özel bir hükümle kusur yeteneğini tanımlamamıştır. Ancak kusur yeteneği kusurluluğa ilişkin değerlendirmelerde daima göz önünde bulundurulması gereken bir kavramdır. Zira gerçekleştirmiş olduğu bir fiil sonucu kınanabilirliğinden ve dolayısıyla kusurluluğundan bahsedebilmemiz için failin öncelikle kusurlu davranabilme yeteneğine sahip olması gerekir. Söz konusu yeteneğe sahip olmayan kimsenin işlediği fiilden ötürü kusurluluğundan bahsedilemez. Bu nedenle kusur yeteneği; kusurlu hareket edebilmenin ön şartı kabul edilmektedir. Bu çalışmada kusur yeteneğinin suç teorisindeki konumu ve anlamı belirlendikten sonra uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımının kusur yeteneğine etkisi tartışılacaktır.

Anahtar kelimeler: Kusurluluk, Kusur Yeteneği, Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddeler, Actio Libera in Causa.

Abstract: Indifferent to Penal Code no. 765, our new Turkish Penal Code no. 5237 includes the circumstances affecting the ability to act culpable in articles 31, 32, 33 and 34, under the title of “The Removing and Extenuating Reasons of Criminal Liability”. Notwithstanding, did not define the ability to culpa with a special provision. However, the ability to culpa is a concept that should be always taken into consideration at the assessments related to the culpability. Because, in order to deal with the kınanabilirlik and accordingly the culpability, first of all the accused should have the ability to act culpable. It is not possible to deal with the culpability of the person who does not have the ability at point due to the act that constitutes a crime. Therefore, the ability to act culpable is accepted as a prerequisite to be able to act as culpa. In this study, the effect of the use of drug to the ability to culpa will be discussed after indicating the position and the meaning of the ability to culpa in theory of crime.

Keywords: Culpability, Ability to Act Culpable, Drugs, Action Libera in Causa.

GİRİŞ

1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda kusur yeteneğini etkileyen bir hal olarak "arızi sebepler" başlığı altında bir düzenleme mevcuttu. Kanunun 48. maddesindeki bu düzenlemenin koşul ve yaptırım içeriğinin uygulanabilirliği başka maddelere atfen gerçekleşebiliyordu. Gerçekten, arızi sebeplerin varlığı kusur yeteneğini öngörülen oranda etkilemişse, bu durumda "akli maluliyet halinde bulunan kimseler hakkında"ki 46. ve 47. maddeler uygulanacaktı1. O halde Kanunun 48. maddesinin birinci fıkrasının, tam akıl hastalığına ilişkin 46. maddeye atfıyla faile; arızi nedenlerin kusur yeteneğini tamamıyla ortadan kaldıracak (kamilen selbedilmiş) nitelikte bulunması halinde ceza verilmeyecekti. Emniyet tedbirleri konusunda ise, bu atfı failin cezalandırılamayacağına münhasır olarak anlamak gerekecek, dolayısıyla 46. maddede tam akıl hastalarına ilişkin tedbirler gündeme gelmeyecekti. Diğer bir deyişle 46. maddede gösterilen bu önlemler, arızi sebeplerin varlığının kişide sürekli bir tehlikelilik hali meydana getirmesinin söz konusu olmayacağı için uygulanmamalıydı2. Kısmi akıl hastalığı diyebileceğimiz kusur yeteneğinin önemli derecede azalmış (kısmen selbedilmiş) olması halinde ise, 47. maddede belirtilen, faile cezanın indirilerek verilmesi söz konusu olacaktı3.

Yasakoyucu, eski ceza kanununun 48. maddesinin ikinci fıkrasında ise "İhtiyari sarhoşlukla ve ihtiyarı ile kullanılan uyuşturucu madde tesiriyle işlenen fiiller bu madde hükmünden hariçtir" hükmünü getirerek, hükmün karşıt anlamından çıkarılacak varsayımla arızi sebeplerin yanı sıra bir konuyu daha bu maddede düzenlemekteydi. Buna göre; iradi olmayan sarhoşluk veya uyuşturucu etkisinde işlenen suçlar bakımından arızi sebeplere ilişkin birinci fıkra hükmü ve bu fıkranın da atfı gereğince 46. ve 47. maddeler dikkate alınacaktı. Diğer bir anlatımla, belirli sebeplerden ötürü istemeyerek alınan alkol ve uyuşturucu, kusur yeteneğini "tamamen kaldıracak surette" ise fiili işleyen kişiye ceza verilmeyecek (46/1), "ehemmiyetli derecede azaltacak surette" ise faile cezası indirilerek verilecekti (47/1).

1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanunumuz ise 34. maddesinde "geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma" halini düzenlemiştir. Bu düzenlemenin 765 sayılı eski kanununa paralel bir düzenleme olduğu ve ayrıca önemli değişiklikler getirdiği söylenebilir. Gerçekten, maddenin birinci fıkrasında geçici nedenin kusur yeteneğini tamamen ortadan kaldırması kişiye cezanın verilmemesini doğuracaktır. Bu fıkra eski fıkraya benzer bir nitelik taşımakla beraber bir durumu daha cezasız bırakmaktadır. Eski kanunda 48/1' in atfıyla gündeme gelen kusur yeteneğinin önemli derecede azalması halinde cezanın indirilerek verilmesine ilişkin 47. maddeden farklı olarak, md. 34/1 sorumsuzluğu genişletmiştir. 34/1'e göre; geçici nedenin ya da irade dışı alınan uyuşturucu madde etkisiyle işlenilen fiil konusunda failin kusur yeteneği önemli derecede azalmışsa faile ceza verilmeyecektir. Ayrıca 34/2' nin eski kanunun 48/2 hükmüyle aynı olduğu, sadece seçilen kelimeler konusunda daha anlaşılır bir dil kullanıldığı da söylenebilir.