Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anayasa Şikayeti Konusunda Bazı Düşünceler

SOME TROUGHTS ON THE CONTITUTIONAL COMPLAINT

Altan HEPER

Özet: Türk Anayasasındaki 2010 değişikliklerine göre; herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine anayasa şikayeti başvurusunda bulunabilir (Anayasa m. 148/3). Almanya’da ise, AİHS (m. 93/4) kapsamında bir sınırlama bulunmamaktadır. Eğer bir kanuna ilişkin Anayasa şikayeti yerinde bulunursa olursa, kanun hükümsüz olarak kabul edilir ve Federal Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilir. Türk Hukukuna göre, Anayasa şikayeti kanunkoyucunun işlemlerine karşı yöneltilemez. Türk Hukukundaki Anayasa şikayetinin hukuki kaynağı Alman hukukudur, ancak bazı önemli değişiklikler bulunmaktadır. Makale her iki sistem arasında küçük bir karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle ilgili yasal hükümler sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: 

Abstract: According to amendments of the Turkish constitution on 2010 any person, which claims that one of his fundamental rights and freedoms within the scope of the European Convention on Human Rights which are guaranteed by the constitution may lodge a constitutional complaint with the constitutional court (Art. 148/3 the Turkish Constitution). According to Germany there is no limitation within the scope of the ECHR (Art. 93/4 a). If a complaint against a law is upheld, the law shall be declared null and void by the Federal Constitutional Court. According to Turkish Law the constitutional complaint cannot be directed against the acts of the legislative. The law source of the constitutional complaint in Turkish law is German law, but there are some important differences. The article aims a small comparison between both systems. Therefore the relevant legal provisions are presented.

Keywords: Turkish Constitution, Federal Constitutional Court Act (Bundesverfassungsgerichtsgesetz), Fundamental Rights and Freedoms, The Right to Lodge a Constitutional Complaint, Exhaustion of Legal Remedies, Legal Action, Chamber, ECHR.

Federal Almanya`da 1951 yılından beri yasa düzeyinde, 1969 yılında da anayasa düzeyinde düzenlemesi yapılmış olan anayasa şikayeti1, Türkiye`de 2010 Anayasa değişikliği, daha sonra Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun2 ile ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü3 ile yeni bir hukuki kurum olarak Türk Hukukuna getirilmiştir. 23.09. 2012 tarihinden itibaren herkes temel haklarının ihlal edildiği iddiasıyla anayasa şikayeti yapabilecektir. Bu yeniliklerin kaynağı net bir biçimde görüleceği gibi Alman hukukudur. Bu kısa çalışma, okuyucuya Alman ve Türk hukuklarında anayasa şikayeti ile ilgili kuralları genel hatlarıyla karşılaştırma olanağı sağlamayı amaçlamaktadır.

Bu karşılaştırma için Alman Anayasasının ilgili hükümlerini, Alman Anayasa Mahkemesi Yasasının ilgili hükümlerini, Türk Anayasasının ilgili hükümlerini, ve (Türk) Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun ilgili hükümlerini sunuyoruz. Bu karşılaştırma bir çok hükmün birbirine çok benzediğini göstermektedir. Türk Anayasa Şikayeti hükümlerine bakıldığında hemen Türk yasa koyucusunun Türkiye´deki insan hakları ihlallerine neden olan yaygın uygulamayı önleyip, AİHM`ne gidilmesini frenlemek istediği izlenimi doğmaktadır4. Bunun nedeni çok sayıdaki başvurunun AİHM ve Komisyonun işini zorlaştırmasıdır. Anayasa Şikayetinin Almanya´dan farklı olarak sadece ve sadece AİHS´de ve ek protokollerde yer alan temel haklarla sınırlandırılması bu gerekçeyi göstermektedir, yani AİHS´de yer almayan bir temel hak Anayasa Şikayetinin konusu yapılamaz5. Daha az sayıda başvuru ve daha az sayıda ihlal kararı insan hakları ihlali konusunda Türkiye'nin imajını düzeltecektir. Mevcut hükümetin AB tam üyelik müzakerelerinde yargı alanında da reformculuk iddiası nedeniyle, anayasa şikayeti batıda hükümetin imajına hizmet edecektir.

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü´nün 59. Md. ve 60. Md. göre hazırlanmış ve ek 1 olarak yayınlanan Anayasa Şikayeti formunun, AİHM başvuru formuna çok benzemesi bile anayasa şikayetinin Strazburg´a gidişin bir frenlemesi olduğu düşüncesini güçlendirmektedir.